/i/Risk Budur

Risk nedir? Risk budur.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +6 -4
    sıcak bir yaz akşamıydı. sanırım haziranın 14ü ve kayıkhanede teknelerin onarımı ile uğraşırken gördüm O'nu...

    ipince beli, altından çalma saçları, mini pardösüsü ile gözümün içinden kalbime indi görkemli mabadı.

    bizim delioğlan hamza, off karıya bak olum diyerek bütün modumun içine sıçmıştı. ona random bi küfür sallayarak işimi yapmaya devam ettim..

    herkese merhaba beyler, güzel bir yazı olacak size bunun garantisini veriyorum. rezleri alın ya da almayın anlatmaya devam edeceğim.

    Ee biraz da içimi dökeceğim..
    ···
  2. 2.
    +7 -1
    17ydim o zamanlar. körpecik bir çocuktum. dünyanın derdi tasası batsın ki benden uzaktı hepsi. tek derdim tekneler, yelkenler ve rüzgardı belki..

    daha önce sevgilim olmamıştı. aşkı sözlükteki anlamı dışında bilmezdim. eş anlamlıları da var bide tabi sevgi, sevda, sevmek, sevişmek...

    Taa ki O'nu görene kadar mıydı herşey ? bütün masumiyetim, bütün çocuksu ruhum bundan sonra yok mu olacaktı ?

    her neyse.

    olan oldu artık.

    şimdi söz sırası kalemimde ve zihnimi yırtarcasına çırpınan düşüncelerimde..

    herşeyi anlatacağım.
    ···
  3. 3.
    +6
    hamzayla düşündük taşındık aklımıza da yattı bu ceyhuna çalışma fikri.. domuz gibi herif kıl kıl yolarız diye laflaştık bizim saykoyla.. ardından aradık işte bunu sekreterimidir nedir kimse artık.. hemen randevu verdi mekan da ceyhun un evi heee. sanki kendisi çağıramıyordu hay anasını satayım... neyse elimiz mahkum bindik bi alamete..

    randevu günü hazırlanıyordum odamda, üstümüze bi çeki düzen verelim di mi oğlum ?? şaka maka ilk kez resmi bir işe kalkışıyordum.. daha önce çalıştıklarım genelde babamın eti senin kemiği benim mantığıyla itelediği esnaf müesseseleriydi. tabi bir de kayıkhane..

    değişen birşey yoktu, yapacağımız iş aynıydı fakat tek fark artık ceyhun un tekneleriyle haşır neşir olacaktık..

    iş görüşmesi bitmişti.. ceyhun biraz daha kalmanızı isteyeceğim sizden çok güzel bir akşam yemeği mönüsü var bugün aşçımız Marta en seçkin latin amerikan aşçılarındandır. size farklı lezzetler sunacağından şüpheniz olmasın.. evet kodumun ayısı menüye mönü diyordu bunun üstüne de Türk usülü çalışan bu bünyeye bilmem ne amerikasının lezzetlerinden sokacakmış..

    tabi postayı koyamadık adama artık patronumuzdu kırmamak için kabul ettik. sanırım leyla yoktu evde olsa görürdük heralde..

    nah görürdük, yayla gibi villa anasını satayım karı bi saklansa 2 gün bulamayız.. bi yandan da için için tanışmak da istiyorum hanımefendi ile.. ama şuanda gördüğüm tek dişi 10024343 kilo ağırlığında son derece esmer ve yaşı gelmiş olan Marta'ydı..
    ···
  4. 4.
    +6
    sofra kuruldu, servisler yapıldı, sofrada bir kişilik yer kalmıştı ve boştu.. ceyhun da boş olan yere bakarak ayağa kalktı ve evin hanımını da sofraya davet etmek bize düşüyor gibisinden bişeyler geveleyerek üst kata doğru gitti.

    hamza hemen bana fısıldayarak olumm baksana şu yemeklere off bunları bi yiyim ben 2 gün aç susuz çalışırım köpek olurum lan köpeek... hemen façası düşmüştü saykonun. sanarsın ronaldinhoyla aynı sülaleden.. dedim olum boş yapma biz Türküz dıbına koyayım, bozmasın bizi bu latin zımbırtıları..

    biz iki gevşek böyle laga luga yaparken, merdivenlerden ikisi birlikte inmeye başladı.. aynı filmlerde dizilerde olan sahneler gibi ceyhun centilmen bir kavalye edasıyla leylanın elini tutmuş ve onu sofraya doğru getiriyordu.. leyla da mini geceliği ve topuklularıyla tam bir madame havasındaydı..

    bizim hamzanın dibi düşmüştü bilee, ben farkına vararak önce onu düzelttim ardından da leyla ile ilk kez diyalog kurmak adına selam vererek kendimi tanıttım..

    merhaba leyla hanım, ben sectumsemprahollow eşinizin yeni çalışanıyım, bu da iş arkadaşım hamza, memnun oldukk..

    burada hamzaya söz hakkı veremezdim, andaval çünkü..
    ···
  5. 5.
    +5
    o yazdan bahsedecektim sizlere unuttum bak..

    derin düşüncelerime, anılarıma hapsolmadan anlatmalıyım..

    o yaz ; hamza ile kafaya koymuştuk... milli olacaktık ulan !

    kayıkhane de hamzaların bir hangarı vardı. kullanmıyolardı orayı..

    dandik yaylı bir yatak, bir yorgan yastık lamba mini dolap vs ekipmanları doldurduk mekana..

    kim kız düşürürse buraya atacaktı hatunu.. ilk yapan kazanırdı..

    hamza bintir biraz.. karı kızı severdi her türlü. başımı çok da derde sokmuştur ama severdim saykoyu.. delikanlı adamdı evelallah..
    ···
  6. 6.
    +5
    leyladan ilk hamzaya bahsettim.. gerçi ilk ve sondu.. olaylar çığırından çıkana kadar onun haricinde kimse bilmiyordu.

    dedim kardeşim şöyle bir hatun var şu şekil bu şekil..

    ooo kardeş ne duruyon ?? ver zehriii ver zehriii.. hamzanın meşhur lafı.. zehir hamza..

    hamza güç verirdi bana, en zayıf olduğum anlarda arkamdaki itici güç ne annem ne babam ne de bir başkası.. hamzaydı hep, her zaman orada beni destekleyen kuvvetti..

    ceyhundan da bahsettim bizim saykoya. oo parası varsa namerttir de bu kardeş sıkıntııı sıkıntııı...
    ···
  7. 7.
    +5
    bizim evin yanında yazlıkçıların kaldığı bir site vardı. zengin piclerinin mesken edindiği, tek tük ailelerin de yaşadığı bir mekandı.. Leyla da oraya taşınmıştı.

    Kocası Ceyhun'la..

    Evet evliydi Leyla. 21 yaşında ve evlenmişti..

    ilklerde anlam veremedim. Neden ? ama neden bu kadar erken ?

    Neden kendinden yaşça çok büyük bir herif ile hayat sürüyorsun ?

    Neden önünde yaşayabileceğin o kadar dolu dolu bir ömrün varken hayatını para babası bir kart horozla heba ediyorsun ??

    Evet, çok zengindi Ceyhun. Öyle böyle değil. Koydaki kayıkhanede 4 tane yatı vardı. belki de benim ellerimi nasır bağlatan, saatlerimi esir eden, gün sonunda aldığım üç beş kuruş yövmiye ile evime çekildiğim vakitler bilmeden onun teknelerini de elden geçirmiştim...

    Belki o derya kuzularında emeğim de vardı... belki birkaçının fiyakasını ben kurtarmıştım..

    Ne farkeder ??

    Tekneler onda, arabalar onda, yatlar onda, para onda...

    Bi de Leyla, tabi evet bir de Leylaa..

    O da Ceyhun'a ait..

    Kahretsin.
    ···
  8. 8.
    +5
    saat sabahın 06:27si ve belki de kendi başıma anlatıyorum, belki kimsenin umrunda değilim.. fakat yine de mutluyum.. ölü toprağı ve kendimden başka kimsenin bilmediklerini buraya yazıyorum.

    yazdıkça kuvvetlenir insan.. kalemin ne kadar büyük olursa dertlerini o kadar kolay dökersin kağıda..

    ben o kağıtta boş yer bulamıyorum artık.. karman çorman oldu herşey içiçe kıçkıça.. haykırışlarım kayboluyo kurşun kalemin karbonunda.. kalem bitiyor, kağıt bitiyor ama düşünceler, düşünceler hiç bitmiyor..

    içimdeki yıkkınlık, harabelik hep aynı, değişmiyor...

    biraz sigara molası,

    sonra bu kardeş devam eder anlatmaya.
    ···
  9. 9.
    +5
    geldim.

    kimseler yok.. fakat ben varım ben ve de hatıralarım.. sanırım yeterlidir...

    yine bir haziran sabahı bigibletimi garajdan çıkartırken gördüm Leyla'yı. Villasının havuzunda keyif yapıyordu.. Yüzü bana dönüktü ve gülümsedi.. Fakat güneş gözlüğü engel oluyordu gözlerimizin kavuşmasına.. emin olamadım.. döndüm kafamı gittim..

    bir yandan da olm manyaksın sen o kız kim sen kimsin.. tamirci vs para babası klişesi yaşanmayacaktı.. olmayacaktı bu.. ki zaten benim ne gücüm yeterdi buna ne de boyum posum..

    insanlar herkesten önce kendi kaderiyle savaşır. neden savaşır ? bazı şeyleri değiştirmek için.. peki kazanan var mıdır ? çok zor..

    o hafta öyle geçti işte.. zaman zaman odamın penceresinden onların havuzu dikizledim şimdi yalan olmasın, o zamanlar genciz kan farklı dönüyor vücutta, insan birşeyler için malzeme arıyor..

    günlerden bir gün hamza mesaj attı. kardes hangara gel diye. gittim apar topar.. bi baktım ceyhun çekmiş bizim hamzayı fırçalıyor...

    gittim hemen işin aslını astarını öğrendim.. bizim sayko hamza bu gebeşin teknelerinden birini kayaya vurdurmuş. ufak çaplı bir açılma olmuş kıç kısmında.

    dedim gebeşe sen rahat ol bir gecede eskisinden daha iyi hale getiririz tekneni..

    aradım bizim hamit ustayı, dedim abi bu iş biraz bizi aşar böyle böyle gel yardım et.. geldi yardım etti sağolsun, hakkını vermek lazım iyi de iş çıkarttı.

    ertesi gün geri geldi hangara ceyhun.. tekneye şöyle bi baktı ardından anlamış olacak ki yüzünde gevrek gevrek bi gülümseme belirdi..

    ardından " kendime ait özel bir kayıkhane açıyorum, elemana ihtiyacım olacak, eğer düşünürseniz görüşmek üzere bu kartımı alın sekreterimden randevu alın" dedi.. ulan gavat yanımızdasın işte dökül teker teker ne uğraştırıyon demedik tabi.. paşa paşa aldık kartı ve işimize geri döndük..
    ···
  10. 10.
    +5
    çok severdik hamza ile zıpırlık yapmayı. geceleyin çok vukuata da girişmişliğimiz vardır can kardeşimle.

    çok iyi geçinemiyor gibi görünürdük ama bir kaş hareketinden anlardık birbirimizi. gölgem gibi olurdu bazen..

    en hararetli durumlar kıçımı çok kez kurtarmıştır.

    biraz da hamzaya kızmıyor değilim ama ..

    belki de olayların bu raddeye gelmesinde fitili ateşleyen onun cin fikriydi.
    ···
  11. 11.
    +5
    genç iken her şey basit geliyor adamın gözüne.. gününü gün etmek, anı yaşamak ister insan..

    işte ben de tam bunları yaparken tanıdım O'nu. Artık daha fazla zamir kullanamam..

    Adını söylemem gerek !

    Leyla'mı..
    ···
    1. 1.
      +1 -3
      Si ktir git amk liseli huur
      ···
  12. 12.
    +5
    bizim ev ile bu zenginciklerin sitesi dipdibedir. tükürsen içerdesin derler ya. ha işte aynen öylee..

    ne zamandır da boştu bizim evin bitişiğindeki villa. babama takılırdım hep, " Osman bey Osman bey !! yaşatamadın bizi şöyle fiyakalı caf caflı evlerde .. " güler geçerdi babam.. koca yürekli insan. mekanı cennet olsun..

    neyse..

    yanımızdaki villayı satın almış bu Ceyhun. Leyla ile burada kalacaklardı belli ki..

    zengin yaşamı da bi farklı oluyormuş.. gözlemledğim kadarıyla kimin eli kimin zütünde belli değil..

    biraz da ünlüydü sanırım bu Ceyhun.. modacımıymış neymiş..

    Leyla da mankenden farksızdı belki..

    belki o da Ceyhun'u parası için seviyodur.

    ya da ben kendimi bu şekilde avutuyordum.

    yok yok hayır ! öyle bişey yoktu.. hislerimde yanılmazdım.. kendi kendime gelin güveyi de olabilirdim.. yokk hayır öyle de olmazdım.. mal mıyım ben ?

    evet malım.. hem de en büyük harfli M olanından..
    ···
  13. 13.
    +5
    leyla da hee öyle mi ee hadi hayırlı olsun dedi. dedi de ee neydi bu biz o kadar kibar davrandık faça yaktık kadın bize el bezi muamelesi yaptı lan resmen..

    fakat sonradan anladım ki tavrı bize değil ceyhunaydı. yemek boyunca sürekli bir takım kinayelerde bulundu, ceyhun da bazen alttan aldı bazen de kaşar kaşar sırıtarak geri cevaplar verdi..

    yemeğin sonunda biran önce bu gergin ortamdan kurtulmak adına elhamdürillah ziyade olsun diyerek doğrulduk yerimizden, aşçı marta sanki hristiyanlığa küfür etmişiz gibi bön bön bakıyordu, ondan dikkatimi çekip ceyhundan müsade istedik ve evden ayrıldık.. ayrıca leyla ile de herhangi bir diyalog kurmadık yemek başındaki selamlaşma faslı haricinde. kadın soğuk nevaleydi..
    ···
  14. 14.
    +4
    e tabi gel bizde otur diyemedim yanlış anlaşılır, etrafta bi gören olur sonra vay efendim sectumsemprahollow eve kız attı şöyle yaptı böyle yaptı durduk yere başımıza iş açmayalım diye düşündüm.. hemen leyla için bir havlu ve yağmurluk aldım verdim kendisine.. çok minnettar bir tavırla aldı eşyaları.. sonra ben de anahtarımı ve montumu alıp bunların villaya doğru yürümeye başladık..

    yağmur da nasıl yağıyo varya anasını satayım gök yarılmış resmen.. havuzlu bahçe tarafına geçtik garajın yanından ve bodrum katının dar ve dikdörtgen penceresini açmaya koyuldum fakat orası da kilitliydi.. leylanın çaresiz bakışları karşısında " kırayım mı ? " diye sordum. o da madem başka çare yok kır gitsin dedi.. etrafta taş sopa falan aradım fakat bulamadım en sonunda ona verdiğim havluyu elime sardım ve cama sağlam bir yumruk salladım tabi şıngırdayarak aşağı indi.. ardından biraz dar olan pencereden içeri doğru girdim.. girdim girmesine de bir nokta da sanırım aşağı salarken kendimi cama denk gelmişim ve karnımın alt kısmında bir kegib oluştu.. neyse eve gidince hallederim dedim ve montumun önünü kapayarak evin kapısına doğru yöneldim. bi yandan da evi inceliyorum tabi saray yavrusu resmen.. kaç tane odası var kim bilir, acaba çok çalışsam böyle bir ev alabilirmiyim gibi sorularla birlikte evin kapısına geldim ve açtım.. leyla da hemen atladı içeri.. yağmurun sayesinde belli olan vücut hatlar artık iyice belli olmuştu. üzerindeki elbise tamamen yapışmıştı bedenine ve açıkçası tahrik olmuştum..
    ···
  15. 15.
    +4
    sonbahar gelip çatmıştı.. güneş yerini kapkara bulutlara, yeşillikler de renk değişimini kahverengiden yana kullanmıştı.. ölü mevsimdir bizim burada sonbahar.. iyice tenhalaşır buralar.. açıkçası ürkütücü bir hal almıyor da değil..

    bu arada bir betimleme yapma gereği duyacağım.. leyla hakkında.. gerçekten fiziği bir yana yüzü hatları bir yana bence ruhen de kusursuza yakın görünüyordu.. ruhen kısmı biraz olmadı biliyorum ama o zaman ki düşüncem buydu.. gençtik, hatalarımız vardı almamız gereken alamadığımız dersler vardı..

    leyla sarışın renkli gözlü 160-70 küsür boylarında çıtı pıtı bir hatundu.. manken olduğundan adım gibi emindim.. daha önceden söylediğim gibi ceyhun un asıl mesleği de modacılıktı. belki de sezon ürünleri için ayarladığı bir defilede tanışmışlar ve ceyhun leylayı bu şekilde elde etmişti..

    son günlerde daha çok düşünür olmuştum leylayı.. elimiz mahkum fazla meşkalemiz de yoktu.. işte bilirsiniz bir erkeğin tek başına yapabileceği şeyler işte.. sınırlı, değerli ve bir o kadar anlamsız...

    göğün yarıldığı bir akşam vakti kapı çalındı.. annem ve babam henüz dönmemişlerdi akrabalardan.. onlardır diyerek biraz da geç bir şekilde açtım kapıyı.. gelen leylaydı yağmurdan ötürü duştan yeni çıkmış gibiydi makyajı akmış, üstündeki elbisenin altından göğüsleri belli oluyordu.. sütyen falan da takmamıştı.. ulan genç adama bu yapılır mı bee... oluyor işte böyle şeyler bazen insanın umduğu başına gelirmiş.. iyi olsun kötü olsun farketmez..

    leyla panikler bir tavırla " dışarıda kaldım sectumsemprahollow, ceyhun moda çekimleri için şehir dışına gitti. yedek anahtarı da marta almış izne çıkarken yardım edebilirmisin ?"
    ···
  16. 16.
    +4
    günlerden bir gün evde kimse yok bizimkiler akraba ziyaretinde.. hamza ile sabah vardiyasını atmışız kafa dinliyoruz.. bir çığlık sesi geldi dışardan ki sormayın anasını satayım.. dedim aha biri birini doğruyo ağalaaar..

    dışarı bi fırladım bu ceyhunların evinin önünde bir jip ve dışarıda da leyla feryat figan halde.. bi depara kalktım geldim hemen olay mahaline.. dedim leyla hanım noldu.. oradaaa oradaaa öldürr onuu !!!

    jipin içine üç buçuk atarak uzandım da ne göreyim... torpidonun üstünde bir tane örümcek can çekişiyo.. hayvan azıcık ömrünün de sonuna gelmiş, onda bile canını rahat rahat veremiyo anasını satayım.. hemen aldım elime cıktım aractan calılara doğru fırlattım hayvanı.. leylaya döndüm ve bunun için miydi dercesine baktım o da anlamış olacak ki mahçup bir tavırla kusura bakma fakat böceklere karşı fobim var bence çok iğrençler dedi..

    hiç istifimi bozmadan ne demek önemli değil dedim.. leyla bir kez daha teşekkür etti ama bir sıkıntı daha vardı, kontağı çeviriyorum fakat motor çalışmıyor dedi bu sefer, tekrardan girdim araca bu sefer oturdum şoför koltuğuna yüklendim marşa, cidden bu sefer leyla nın bir mallığı yoktu.. sanırım araç hararet yapmıştı.. hemen koştum bizim garajdan motor suyu kaptım geldim.. açtım kaputu su haznesine baktım su bitmiş kavruluyo alet.. neyse işte hallettik dedim leylaya bin araca marşa bas, bindi bu denedi çalışmadı bida denedi yine çalışmadı..

    bide ben deneyeyim diyerek kafamı içeri soktum marşa uzanırken ister istemez bir yakınlaşma yaşadık.. haydi bismillah diyerek kontağı çevirdim ve araç çalıştı.. leyla da gülerek sihirli kelime buymuş demek ki dedi..

    hafif gülerek biz elimizden geleni yapalım da gerisi allahın işidir diyerek ne kadar mütevazı bir birey olduğumu göstermiştim.. leyla nın hayran bakışları karşısında iyi günler dileyerek eve geri döndüm.. yolda dönerken arkama baktığımda leyla benim gitmemi bekler gibiydi, yine o güneş gözlüğü altından gülümsüyordu.
    ···
  17. 17.
    +4
    yazlar heybetli geçer bizim buralarda. yazlıkçılar, gavurlar da bol bol mesken etmiştir güzelim koyu. Koy dedim de ah ulan ahh çok özledim o vakitleri..

    kelebek zamanı geldiğinde geceleri hamza ile koya iner geceleri çıkan o renk cümbüşü altında içerdik biramızı..

    kelebekleriyle ünlüdür bizim buralar. envai çeşitinden bulunur.. fakat 1 gündür ömürleri.. y

    yalan !

    bir gün falan değil..

    yaşatmasını bilene sınırsızdır kelebeğin ömrü..

    benim kelebeğim yaşadıı..

    ama ben kelebek iken yaşatmadılar beni.
    ···
  18. 18.
    +3
    Ölüm sessizliği vardı ikimizde de nefes bile almıyorduk. Ceyhun dan da ses gelmiyordu. Tam bu sırada leyla hemen toparlanıp wc kapısına yöneldi. Kapıyı açıp kapatarak wcden çıkma izlenimi verdi. Ardından ceyhun ile birlikte araca binip gittiler.

    Ertesi gün yine ceyhun un teknenin birinde tamir ile uğraşırken ceyhun yanıma geldi ve beni kamaraya çağırdı. Yerlerin iyice kalafat edilmediğini söyleyerek biraz da fırça cekti. Yüzümün düştüğünü görünce lafa girdi.

    Ceyhun : sana neden sıkıntı yaşatıyorum biliyor musun ?
    Boş bir ifade ile kafa salladım.
    Ceyhun: sen diğer yaşıtların gibi değilsin. işinde gücünde ekmeğindesin. Elindekilerin değerini biliyorsun.
    Dedi ve elindeki sigara izmaritini yere attı. Ben de
    Keske siz de elinizdekinin değerini bilseniz. Dedim. Yüzünün rengi attı birden.
    Hemen lafı çevirerek;
    Yani teknenizi demek istedim. Ona ne kadar iyi davranırsanız o kadar iyi hale gelir.
    Diyerek lafı çevirdim.
    Aslında sizlerin de anlayacağı gibi üstü kapalı da olsa leyla nın değerini bilmesi gerektiğini söylemiş oldum.
    ···
  19. 19.
    +3
    leyla ve ben.. ikimiz de son derece çaresiz yerde yatan cesede bakıyorduk.. ceyhun çok zengindi.. 4-5 tane avukatı vardı.. leyla da karısı sıfatında olduğu için ona da illa ki miras kalacaktı.. fakat ortada bir cinayet, ondan da öte cinayeti işleyenin leyla olması herşeyi berbat etmişti..

    leylam: napacağız sectumsemprahollow ?? nolur bir çözüm bul..

    deli gibi seviyordum.. hayatımda görebileceğim en güzel kadındı leyla yine söylüyorum... aşk adamın gözünü öyle bir kör ediyormuş ki, yeri gelir en yakın dostunu satarsın, yeri gelir en kalleş hataları o sevdiğin kadın için de yaparsın.. buna emin ol.. aşk aslında sanıldığı gibi değil..

    o an aklıma çılgınca birşey geldi.. ceyhunun cesedini apartopar halıya sardım ve sırtlayıp leylanın jipe attım..

    ben: leyla burada kal ve ben arayana kadar hiçbir yere ayrılma..
    leylam: ne yapacaksın bilmiyorum ama nolur kendini tehlikeye sokacak birşey yapma !
    ben: artık umursamıyorum..

    diyerek atladım jipe ve doğruca kayıkhaneye gittim.. badem adında bir yatı vardı ceyhunun.. gerçekten de süt beyazı gövdesi ve bej rengi yelkenleriyle çok güzel bir tekneydi..

    ceyhunun cesedini tekneye zütürdüm ve geçtim dümene..

    tam açıldım, kıyıdan uzaklaştım.. megafon ile biri bağırdı.. kayıkhane bekçisiydi bu.. geceleri nöbette olurdu. ismi de biroldu sanırım.. megafondan ceyhun bey siz misiniz ? diyordu.. duymamış gibi yaparak tekneyi ilerlettim.. gölün ortalarına geldiğimde önce direk olarak cesedi suya atacaktım sonra kıyıya vurup cesedin tanınma ihtimalini düşününce önce yakıp sonra atmanın daha mantıklı olabileceğini düşündüm.. fakat şöyle birşey de vardı.. ceset bulunup otopsi yapılacağı zaman kafasına bir darbe aldığı ortaya çıkacaktı.. yani ceyhun un teknede değil de daha önceden ölmüş olabileceği sanısı ortaya çıkacaktı..

    o korku ile aklıma şeytani bir fikir daha geldi.. ceyhunun cesedini kucakladım ve yelken direğinin yanına getirdim.. bir yandan da etrafı kolaçan ediyorum.. sonra yelken direğini önüme gelecek şekilde çevirip ceyhunun kafasına doğru gerdirdim.. vee bıraktım.. direk gerilmenin verdiği güç ile ceyhunun kafasına o dümdüz olan şakağına sert bir şekilde çarptı ve daha önceden düzleşen şakak kırıldı ve içeri göçtü..

    bir yandan kusmamak için kendimi zor tutuyordum, öte yandan da cesedi yakmak için gerekli eşyaları aramaya çalışıyordum.. daha sonra kamarada bulunan minibar aklıma geldi.. gittim kamaraya açtım minibarı ve içinden kucaklayabildiğim kadar içkiyi kucakladım ve güverteye geri çıktım..

    tüm şişeleri boşalttım cesedin üstüne.. ardından kibriti aldım, çaktım ve bummm !!
    ceset alev almıştı.. bir yandan da et yanığı kokusu... aman allahımm.. o nasıl bir kokudur.. halen burnumun ucundadır o koku.. o zamandan beri mangal yapamam, yaptırmam.. insanın pgibolojisini bozan birşey.. allah korusun sizleri.. bu durumda kalmaktan...

    2-3 dakika sonra dayanamadım.. yangın söndürücüyü aldım ve bastım cesedin üzerine.. cossss, fııssss...

    bembeyaz olmuştu ceset.. kısmen külleşmişti.. saçları erimişti.. kamaradan bir battaniye aldım.. yanık cesedi sardım ve gölün derinliklerine gitmek üzere suya attım..

    daha sonra kayıkhaneye uzak kalacak şekilde kıyıya yaklaştım.. kıyaya fazla yanaşmadan demir attım ve tekneyi terk ettim..
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +3
    leylam deli gibi haykırarak ağladı.. bir yandan sımsıkı sarıldı bana.. abartısız 2 saate yakın bu şekilde koridorun ortasında oturduk.. o ağlıyor ben de geleceğimizi kara kara düşünüyordum..

    daha sonradan anlasam da, çok pis herifmiş bu ceyhun.. daha önce de söylemiştim.. bu sosyete aleminde kimin eli kimin zütünde belli değil..

    olaya gelince, ceyhun yine sapıtmış leyla ile birlikte olmak istemiş..

    leylam: karşı koymak istedim.. zorla diretti fakat bu sefer olmayacak, beni bir mal olarak görmekten vazgeç dedim.. sonra tehditler savurdu, beni öldüreceğini söyledii... tüm bunlardan sonra iyice üstüme geldi ve zorla sahip olmaya çalıştı bana.. ben de o an elime ne gelirse aldım ve tüm gücümle kafasına vurdum..

    leylam, koridorun girişindeki dolabın üstünde bulunan yangın söndürme cihazı ile vurmuş ceyhun'a..

    sağ şakağı dümdüzdü... hala aklıma geldikçe uyuyamam.. nabzı ve nefesi çoktan kesilmişti.. ceyhun artık öbür dünyada yaşıyordu..
    ···