/i/Günlük

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    -1
    Umumi hela gibi bir başlık açtım, canım sıkıldıkça gelip buraya büyük abdestimi yaparım moruk.
    ···
  1. 2.
    0
    O değil de alkolü bırakalı 1 yılı geçmiş, eskiden içki filan görünce imreniyordum, şimdi tık yok, mesela 4-5 gün içmesem ellerim titriyordu, artık titremiyor. Hatta içki içtiğim dönemde yer yer bulanık görüyordum, gözüm bozulmaya başladı sanıp doktora bile gittim, doktor senin gözünde bir şey yok dediğinde olayı anladım, bu zıkkım gözlerimi bile bozuyordu... Sonunda bırakıp kurtuldum ve artık özgür bir adamım, hem de daha sağlıklıyım. Kısacası içki iyi hoş da, haftada 2 duble içip bırakmak lazım aga, hayattan böyle bir ders aldım mesela.
    ···
  2. 3.
    +1
    Sabah yataktan ters kalkmamdan ötürü günüm gib gibi geçti arkadaş. Sanki bir duvarı güzel güzel boyamışım da, on dakika sonra rastgele lavuğun biri gelip aynı duvara gibik cırtlak bir renkle grafiti yapayım derken "bunu yazan tosun, okuyana koysun" yazıp kaçmış gibi, boşa kürek çektiğim günlerden biri... Bu amk ülkesindeki insanların çoğu muasır medeni insanların seviyesine gelemeyecek ya, işte ona üzülüyorum, hiç düzelmeyecek bu debdebe, her sabah yedide uyanıp hayatıma küfretmeye devam edeceğim, çünkü ben mutlu mesut uyansam bile gibiğin biri gelip o mutluluğu iki saniyede emiverecek... Yine kısır döngünün anasını ağlattım dimi, züt lalesi insanlar sağ olsun ne diyeyim. Sonra da gelip buraya giriş yaptım, bir de ne göreyim botlar bile terk etmiş, bende mi sorun var yoksa bu gün cidden cenabet mi ? anlamış değilim.
    ···
  3. 4.
    0
    Bir gün işten dönerken yol kenarına terk edilmişken buldum onu, kötü durumdaydı, besledim, büyüttüm, iyi yaşasın diye elimden geleni yaptım, beraber geçirdiğimiz sürede gece gelip yastığıma bile yatardı, severdim, mırıl mırıl bana ninni söylerdi, hem de o kadar akıllıydı ki adını söyleyince koşa koşa bahçeden gelir paçamdan omzuma kadar tırmanırdı, o kadar sevimliydi ki ne kadar puştuk yapsa kızamazdım...

    bir gün halsizleşti hemen veterinere zütürdüm, basit bir grip filandır diyordum, pek ölecek gibi hali yoktu günahsız yavrumun, ben iyileşecek yine gelip paçama tırmanacak diye beklerken bir anda gidiverdi...

    öyle ani gitti ki, bunu bir süre atlatamayacağım, ışıklar içinde uyu "paşa"
    ···
  4. 5.
    +2
    Bu gün hayatla nasıl yüzleştiğimi düşünüyorum da, nasıl kendimin daha iyi bir versiyonuna dönüştüm, bunu bir yardım almadan ve bir şeyleri düzelttiğimin farkında olmadan kendi kendime nasıl başardım ? bunu daha iyi anlamaya başlıyorum. Bir insan hayattan ne zaman ders almaya başlarsa, ne zaman köşeye sıkışır ve imkansız gördüklerini kendi yapmak zorunda kalırsa o zaman "şeyleri" daha iyi çözmeye başlıyor. Hep iyi durumda yaşamadım, fakirlikse fakirlik dıbına koyim, en dibine vurdum, beş kuruşum yokken yedim, içtim, savurdum, borcu borçla kapatıp günümü geçirdim ama bir gün geldi çattı, alacaklılar kapıya dayandı... Çaresi yoktu çıktım dedim ki bakın, isterseniz beni şimdi öldürebilirsiniz ama borcunuz benimle ahirete gider, işime de gelir. Nitekim dövmeye de zütleri yemedi, çekip vurmaya da, gibtir olup gittiler... Önce kaçmayı filan düşündüm, sonra dedim ki ne olacaksa olsun bir yere gitmiyorum, ben kalacağım siz gideceksiniz. Zaten o sırada babam ölüm döşeğindeydi, öyle bir ruh halindeydim ki bir cinnetle hepsini çözerim diyordum. Çözemedim tabi... Bu sayede çok seri bir şekilde para kazanmam gerektiği ve bunu kalan tüm ömrüm boyunca devam ettirmek zorunda olduğumla yüzleştim. Potansiyelimi her yoldan değerlendirdim. Şimdilerde sorana paraysa para dıbına koyim diyebiliyorum. Hepsi korkularımla yüzleşmem sayesindedir. O borcum olan adamlara ve bankalara da borcumu ödedim mesela, şimdilerde o adamlar "skugge abi" bankalar da "skugge bey" diye hitap ediyor... Size bir sır vereyim mi ? benim gibi bine biri "bey" diye hitap edince hala hafiften bi sırıtıyorum.
    ···
  5. 6.
    +1
    inançlı insanlara alerjim varmış benim, yıllar önce fark etmiştim elbet ama eskiden bu kadar beter değildi, artık bu tiksinme ve ötekileştirme duygusu git gide kuvvetleniyor, hem de boş bir tiksinme duygusu değil bu, sanki üzerimde çıyan gezmişcesine, tüm iliklerime kadar tiksinmek... anlatması zor, fakat kendi gözümde bu durumun kaynağı günlük hayatta karşılaştığım geri kafalı, eğitimsiz insanlar ve bunun tam tersi eğitimli olup hala batıl inançlardan umut bekleyen, kafası çalışıyor sanan ama çalışmayan, mantıksız, duygusal, boş insanlardır başka bir şey değil. durum bu olunca gel de inananları sev, gel de en ufak bir sempati besle, bakalım yapabilecek misin ? ben yapamam arkadaş, yapamıyorum. yemin ederim kapıma din kisvesi ile gelen kim olursa olsun, ister cidden gariban, ister dolandırıcı, fark etmiyor, sözün arasına "yok şunun rızası" "yok bunun rızası" lafı girdi mi buz kesiyorum, tutulup kalıyorum bütün ruhsal dengem kaçıveriyor, o anda karşımdaki ölse sevinebilirim bile, yani direkt def ediyorum. bu sebeple çevremde tek inançlı insan yoktur, olmayacak da, hem ben bunun cidden faydasını da gördüm sayılır. doğamız gereği birbirinden çıkarı oldukça hayatta kalan varlıklarız, bunu inkar edemem ama bunu bencillik olarak gören birinin de samimiyetine inanmam, adam gibi hepimizin çıkarı olacağı bir şey varsa söyle yapalım, yada git başımdan bana insanlık kasma dıbına koyim, belli işte ya bana sarılacaksın ya yılana, insanlık kasarsan yılana sarılmak zorunda kalacaksın, sinsiye, yalancıya, kardeşim diye hitap edip arkandan iş çeviren bir takım gib kırıklarına sarılacaksın. olsundu çünkü yalanlar tatlıydı ve insanlar yalanları severlerdi, ben adam gibi senden çıkarım var senin de benden dediğim zaman her aptal insanın yaptığı gibi çoğu kişi düşman olur. yahu sizi tatlı tatlı dolandırmadım diye mi bu hal tavırlarınız ? peh.
    ···
  6. 7.
    0
    Yine gecenin dördü beşi, bir sokak köpeğinin yol kenarında yatan leşiyim, küllükte duran zıvanalar, darma duman odam, susmayan huur çocuğu telefon ve kodumun hastalığı ile baş başayım, ne bekliyorum ki kendimden ? bütün sorunları sıkıntısız aşmayı mı ? nereye kadar bu hendekleri sorunsuz aşacağım ? nereye kadar ? açıkcası ben bir son bile göremiyorum, yüzüp yüzüp kıyıya bir karış mesafe kala batan hayallerden farksız, bile bile, göz göre göre olacakları göz ardı edip hayatına aynı şekilde devam etmek nasıl bir duygu bilir misiniz ? kendini herkesten çok kandırmaya çabalamak, her şey güzel olacak diye telkin vermek neye benzer ? Anladım işte kardeş, bu yolun sonu yok, varabileceğim bir yer yok, ondan sonra kendimi kaybettim zaten bu hayatın bir amacı, bir anlamı yok, doğ, büyü, zamanı israf et ve geber, işte hepsi budur. Bana verilen tüm imkan ellerimde duruyor, peki bununla ne yapıyorum ? biraz daha iyi yaşamak için ömrümün işe yaramazlık zamanına gelene kadar it gibi çalışıyorum, belki iyi bir yere varıyor, belki de varamıyorum ama ömrüm tükenmeye devam ediyor, hayat sonunda suyumu sıkıp bitirince posamı elinin tersiyle bir kenara itekleyiveriyor, belki çok kırılıyorum lanet hayatıma ama bu durum kaderimi yorgun, yalnız ve taktan geçirmeme engel olmuyor değil mi?
    ···