/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    yaşadıklarımı anlatıp böyle bir ihtimalin olup olmadığını soracağım. başlıyorum.
    ···
  1. 2.
    0
    okuyorum
    ···
  2. 3.
    0
    14-15 yaşında inanılmaz ruhsal dengesizlik hali içindeyken tasavvufla tanıştım. sonraları ise bir tarikatin var olduğunu öğrendim. 17 yaşında dünyanın bu kadar korkunç, acı sıkıntı ızdırap dolu ve iğrenç olmasına dayanamayıp ağır depresyona girdim. aylarca odaya kapandım kimseyle konuşmuyordum. bir gün radyoda tasavvuf konferansı yapılacağını duydum. belki iyi olurum diye konferansa gittim.
    ···
  3. 4.
    0
    konferansta adamlar bir mürşide tabi olmam gerektiğini bunu da istiare tarzı bir namazla allaha sormam gerektiğini söylediler. kıldım. rüyamda yüzünü seçemediğim şeyh kılıklı birini gördüm. adamlara anlattım. adamlar bizim şeyhimize tabi olsan da olur dediler. başka çarem yok diye düşünüp tamam dedim. bana inanılmaz ağır ibadetler verdiler. günde 5-6 saatim sırf ibadetle geçiyordu. ama kendimi iyi hissetmiyordum. hatta ibadetlerde acayip iç sıkıntıları yaşıyordum. adamlara anlattım. sende cin var dediler.
    ···
  4. 5.
    0
    peki nasıl kurtulacağım dediğimde devamlı namaz ve zikir yapacaksın sen zorlayacaksın onlar zorlayacak neticede kaçacaklar dediler. dedikleri gibi yapmaya çalıştım. bir akşam gözüm kapalı zikir yaparken korkunç bir mahluğu odamda havada beni seyrederken gördüm. odamın geçmişe ait bir fotoğrafı gibiydi. ben iyice zikir namaz ibadete yüklendim. yaptıkça üstümde resmen bir baskı oluyor bir şeyler beni sıkıyordu. sonra bana hacamat yap iyileşirsin dediler. onu da yaptırdım 2 haftalık süreçte. artık tamamen akı sağlığımı kaybetmiş leyla olmuştum. hiç yemek yemeyeceğim bu sayede yok olup allaha ulaşacağım diye bile düşünceler geliyordu.
    ···
  5. 6.
    0
    ve her şeyin rüya gibi bir hale geldiği pgibotik bir duruma geldim. sokaklarda allah diye bağırıyordum. güya içimdeki cin çıksın diye devamlı kendimi sıkıyordum. neticede ailem acil hastaneye zütürdü ve tımarhaneye yatırıldım. 20 gün kaldıktan sonra çıktım. çıktıktan sonra bu işlerden uzaklaştım. ama hala o tarikatin haftalık sohbetlerine ara sıra gidiyordum. 2-3 sene böyle geçti. daha sonra bir gün tcma nın bunu çok sık yapmam başlığıyla karşılaştım. başlığın ilk çıktığı günlerdi. önceleri merakımdan okudum sonraları ise dediklerini yapayım dedim. saha görevleri vermişti yapayım dedim. işte o günlerde bu başlığın tesiriyle tekrar pgiboza girmeye delirmeye başladım. bütün hayatı sorguluyordum. içimde inanılmaz bir sıkıntı ızdırap acı çekme hali vardı. nefes bile alamıyordum. saatlerce yürüyordum o ızdırap içinde. bu hayatta neden olduğumu gayemin ne olduğunu bu ruhsal acıyla nasıl ölene kadar sabredeceğimi vesaire düşünüyordum.
    ···
  6. 7.
    0
    Rezervasyon
    ···
  7. 8.
    0
    aynı pgibotik kafayla bende hala olan cinin bu acı ve ızdıraba sebep olduğu vehmiyle tarikatin şeyhinin istanbuldaki sağ kolunun yanına cini benden uzaklaştırması için gitmeye karar verdim. dayımla istanbula gittik. beni adama zütürecek tarikat üyesi birinin numarasını vermişti yaşadığım şehirden biri. istanbula gittiğimizde bizi zütürecek bu adam bizi devamlı bir yere çağırıp kendisi gelmiyordu. günlerce böyle dolaştık. adam en sonunda zincirlikuyu mezarlığının önüne gelin dedi. gittiğimizde yine yoktu. adamı aradım. adam mezarlığın kapısında bir yazı var dedi. külli nefsin zaikatül mevt. bütün nefsler ölümü tadacaktır. bütün sır orada dedi öfkeyle abi ben deliriyorum burada zaten neden böyle yapıyorsun dedim. adam telefonu kapattı. ben o an bütün gemileri yaktım. dayımı kaybedip mezarlığa girdim. bütün eşyalarımı nüfus kağıdımı paraları mezarlıkta attım. saatlerce mezarlıkta yürüdüm. bir an ben öldüm de kıyamete kadar da burada mı yaşayacağım diye bile düşündüm. sonra zincirlikuyudan çıktım. saatlerce yürüdüm. allah beni nereye zütürüyorsa oraya gidiyorum diyordum. akşam oldu. ağaçlık bir yere geldim. vardığım yer ortaköy mezarlığıymış. başka çarem yok bu gece burada yatacağım dedim.
    ···
  8. 9.
    0
    gece mezarlıkta uzanıp uyumaya çalıştım. her yerden kırkayaklar çıkıyordu kimse yoktu. o dehşetle sabaha kadar uyuyamadım. sadece sabaha karşı biraz kendimden geçtim 1-2 saat kadar. uyandığımda gün ağarmıştı. içimde hafif bir ferahlık vardı. namaz kılmaya gittim. namazdan sonra camide küçük bir kitaplık olduğunu gördüm. kitaplıkta necip fazıl ın tercüme ettiği 1200 lerde yaşamış bir tasavvufçunun yazmış olduğu reşahat kitabı vardı. benim tasavvufla tanışmamı sağlayan necip fazıl dı zaten. lisede onlarca kitabını okumuştum. bu kitabı da az biraz okuyup bırakmıştım. kitabı aldım. bir sayfasının köşesi bükükmüş. o sayfa açıldı. sayfada aynen şunlar yazıyordu:

    "Allah'ın hangi duayı ve hangi şartlar altında kabul ettiği bilinmez. Sır...
    Kendileri anlatıyor:
    — Çocukluğumda bendeki «vahime kuvveti - hayal gücü»
    anlatılmaz derecedeydi. O kadar ki, tenhada evden dışarıya çıkmak bile elimden
    gelemezdi. Bir gece bana öyle bir hâl oldu ki, iradesiz, şeyh Ebubekir Şâşî hazretlerinin
    mezarına gitmek zorunluğunu hissettim. Fırlayıp evden çıktım. Mezara gittim. Şeyh
    hazretlerinin mezarı karşısında oturdum. içime hiç bir korku gelmedi. Böylece bir saat kadar
    kaldım. Oradan şeyh Hâvend Tahûr'un mezarına geçtim. Yine korkmadım. Başka mezarlara da
    uğradım. Hiç birinde korku hissetmedim. Küçük yaşıma ve azgın hayalime rağmen, gece
    karanlığında o heybetli mezarlar, azizlerin ruhaniyetleri sayesinde bana korkunun zerresini bile
    duyurmadı. Hâlimin beni sarmaya başladığı zaman da, geceleri, Taşkend'in bütün mezarlarını
    dolaşmayı âdet edindim. Mezarlar birbirinden uzak yerlerdeydi. Bir gecede hepsini dolaştığım
    oluyordu. O zamanlar ancak bulûğ yaşına ayak basmış bulunuyordum. Ev halkı benim bu gece
    dolaşmalarımdan telâşa düşmüş olacaklar ki, arkama, süt kardeşimi taktılar ve kötü bir şey
    yapıp yapmadığımı öğrenmek istediler. Bir gece şeyh Hâvend Tahûr mezarının karşısındaydım.
    Süt kardeşim çıka geldi. Yanıma gelir gelmez elini elimin üzerine koyup titremeğe başladı.
    Kendine garip ve esrarlı şeyler göründüğünü söyledi. Onu eve zütürdüm. Evde yakınlarıma
    demiş ki: «Artık ondan şüphelenmeyiniz! Bilin ki, o, bizden başka bir hâle düşmüştür. Karanlık
    gecede, bir arada on adamın sokulamayacağı mezarlar başında, kimsesiz, sabaha kadar
    kalmaktadır.» Bunu öğrendikten sonra ev halkı benim ilâhî bir hâle tutulduğumu anladılar ve
    kötü ihtimalleri kafalarından sildiler."

    ben de bunun tesadüf olamayacağını ve bu yaşadıklarımın allahın beni dostu yapması için geçirdiği imtihanları olduğunu düşündüm.

    şimdiye kadar olanlarla alakalı düşünceleriniz neler?

    (devamı gelecek)
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    0
    devdıbını yazıyorum.

    eve geri dönmeye karar verdim. cebimde birkaç bozukluk kalmıştı onlarla dayımı aradım. buluştuk. eşyalarımı bulduk zincirlikuyuda. bilet aldık. sahilde dolaşıyorduk. o kalabalığın içinde sahilde bigibletle karşımızdan gelen tanımadığım orta yaşlı bir adam gördüm. 1-2 saniye göz göze geldik. ankaradaki tarikatin adamlarından birine benziyordu. adam gittikten sonra içime bir ses doğdu. seninle konuşabilir miyiz dedi. o adamın sesi olduğunu düşündüm. eğer evliya olduysam kalp kulağıyla konuşablirdim. içimde tabi dedim. arada birkaç saniye geçti baktım adam geri dönmüş. selamun aleyküm sen derviş misin dedi. evet dedim. konuşabilir miyiz dedi. tabi dedim. adam da tasavvufçuymuş bana nereli olduğumu nereye mensup olduğumu vs sordu. biraz konuştuk ve ayrıldık.
    ···
  10. 11.
    0
    sonra vapura bindik. vapurda bir kız gördüm bayağı hoşlandım hareketlerinden duruşundan. ama tabi bir şey yapmadım. ankaraya döndüğümüzde sıkıntılarım yine şiddetli derecede devam ediyordu. aynı göğüs yanması sıkışması aynı ızdırap sıkıntı hali. bir gece karanlık yatakta uzanırken allahım istanbulda gördüğüm gibi bir kız olsa derdimi ona anlatsam teselli bulsam onda diye düşündüm. o an içime bir kelime doğdu "şekerpare". bunun bir manası olabileceğini düşündüm. o zamanlar arada gidip şekerpare alıyordum. ertesi gün süpermarkete gidip şekerpare alacağım dedim. ertesi gün aklıma şekerpare alacağım geldi. süpermarkete gittim. başka bi tatlı gördüm onu alayım dedim. tam tatlımı aldım soluma bir baktım ki istanbulda gördüğüm kızın tip olarak hemen hemen aynısı, üstündeki elbiseler bile aynı - siyah pantolon yeşil bluz- bir kız anne biz de şekerpare mi alsak dedi. o an böyle bir şey karşısında öyle bir şoka girdim ki hemen uzaklaştım. allahım sana bırakıyorum dedim.
    ···
  11. 12.
    0
    Şekerpare olayını hatırladım
    ···
    1. 1.
      0
      buraya kadar olanlar hakkında yorumun nedir peki?
      ···
  12. 13.
    0
    şimdilik bişey diyemiyorum ilginç devam et
    ···