1. 26.
    +42
    shameless

    karen..
    edit : çok sağlam yere kapak atmışım lan
    ···
  2. 27.
    +47 -5
    kızın yavaşladığını hissettim, ben de bel vurmuyo değilim, ama bütün işi kız yapıyor, giberim lan
    öyle işi deyip kızı göğüs altından yanlardan kavrayıp koltuğa yıktım, "ayy :d" diyip gülüşünü yediğim.

    penisimi dıbına yerleştirip o ilk sert bel vuruşunu yaptım. keşke yüz ifadesini gif yapsaydım. bir kaç kez
    böyle sertçe gelip gidince duraksadım acaba acıtıyormuyum diye. yüzünde korkmuş, heyecanlı bir ifade vardı. gözleri
    kapalı dedi ki

    -durmasana, devam et!

    heralde çelik kasa koysalar önümde delerdim o hınçla. vurdukça inliyor, ben hızlanıyorum, sex kasım da var bolca,
    bi aralar çalışıyordum. sesleri dışarıdan duyuluyordu büyük ihtimalle. önümde göğüsleri bana bakan kanatsız
    bir melek uzanıyordu, bütünleşmiştik tamamen. hiçbişey düşünemiyordum, beyne kan gitmiyordu tabi. ellerimle
    incecik belini kavradım yanlardan. baş parmaklarım birleşecekti nerdeyse, yakındı yani, vurdukça yavaş yavaş
    ellerimi de kaydırdım pürüssüz vücudunun üzerinde. göğüslerine doğru.. göğsünün tam altından yakalayıp birleştirdim,
    gömdüm kafayı.

    -hahaha :d
    +hoşuna gitti dimi ( o güldükçe ben daha da azıyordum, hızlandım, başladım sonuna kadar sokmaya )
    -bilmem, aah, evet aaaah!!
    -aah, hoşuma gitti aaaaaaaah!!!

    alnımı onunkine yasladım, ama öpmedim. işte şimdi taktiklerin en büyüğü geliyordu, onu ciks kölem
    yapacaktım. bundan sonra ne ailesi, ne tanıdıkları benden alamayacaktı. o benimdi...

    +yüzüme bak
    -aaah!! ( gözlerini açtı )

    +durayımmı?

    -hayır!

    +o zaman yalvar

    -neee, aaah!!

    +yalvarmassan durucam

    -aah, tamam, yalvarırım

    -aaahh yalvarırım durmaa!!!

    -durma sakın, geliyorum, aaah

    budur sevgili seyirciler. en az 15 dakika kazanmıştım. moralim bozukken 45 dakikada boşalan kız gördüm. iş bende bitiyor heralde.
    ben heyecanlı değilsem, karşımdaki de haz alamıyor. o yüzden kafanızdaki herşeyi gibtir edip anın tadını çıkarın.

    eniştem ben ufakken "otuzbir çekiyonmu lan?" diye sormuştu bi keresinde. o zamanlar hakkaten çekmiyordum. ne dediğini de
    anlamamıştım, "sen çekersin çekersin. evlenince anlarsın, bu am didükleri şey va yaa, az datlu değil" bu repliği teyzem
    duyup tavayı fırlatmıştı. heralde anneme söylerim diye korkmuştu, söylemeliydim de. bu huur çocuklarından akraba falan
    olmazdı, o yaştaki çocuğa bahsedersen, ilerde böyle bin kurusu olup çıkar. aslında kuzenimi gibmek vardı da neyse..

    şimdi anlıyorum seni enişte.. şu an bunu yazarken selin denilen tatlı yaratık yukarda yatağında yatıyor.
    inanın sizin kadar ben de azıyorum yazarken, bi gün ters bi anıma gelir, cam açar giberim kızı burda. olay taze zaten.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 28.
    +43 -1
    selinle gibik muhabbetlerimize geri dönmüştük. konuşmayalı değişmişt, zütümden bahsedip duruyordu. çok sıkıymış, keşke onunki de öyle olsaymış.

    -bende spor yapcam :d
    +havuzun üstüne ateşi yakıyosun, suyun altından 5km yüzüyosun, zütün gibiliyor böyle oluyor
    -ohaa :d saclarim yanarr
    +mal çıkmıcan sudan, veya kolay bi yolu daha var
    -kolay yolunu anlat sen :d
    +düzenli olarak getircen bana, ben elden geçircem
    -o olmaz iste
    +niye? hem zevkli

    gözünü seviyim, zaten alıcam o zütü sen de biliyosun selincim. neyin kafasındasın, bi vazeline bakar.
    herneyse, naz yapacak tabii.

    -denedin mi :D
    +he denedim, burda tamirciler her gün gibiyor zütümü..
    +motor yağıyla yağlıyorlar,
    +her gün gibtiriyorum...

    tabiki böyle olmadı. ılıkların içi bi hoş oldu, huur çocukları sizi. neyse denedin mi demedi tabi.

    -ya aciyormus, hemde gunah olmaz :d ( şimdi bunu gibermisin sabaha mı bırakırsın, ulan yirmi kere yattın altıma,
    göğüslerine boşaldım, sürttüm, dıbının en derinliklerine indim, ağzına aldın her taku yaptın. orgy house oldu ev,
    şimdi kalkıp günah diyorsun, amdan sevap sanki.. )
    ···
  4. 29.
    +41 -1
    elimden başka bişey gelmiyordu. zorla sevdiremezsiniz ya.. kız o çocuğa bana inat olsun diye vermemişti. intikam için
    yapacak olsa gözüme sokardı önce, ben görürken öperdi falan. anladınız siz onu. işte tam bunları düşünürken
    beynimden kurşun yemişe döndüm, büşra.. huur büşra! bu huuryu yer yüzünde barındırmamalıydı, cibiliyetini gibtiğime
    nefes almak haramdı. huur gibi gülerek kızın üstüne çocuk getirdi ulan! allah bilir hasta olduğunu biliyordu, erkek
    kankasını getirip selinimi gibtirdi. bu arada işi yaptılar mı onu da bilmiyorum. düşündükçe ağlayasım geliyordu.

    deli gibi koltukları yumrukluyordum, kırlentlerin boncuklarını gibertmekten daha fazlasını yapamıyordum ama.. o gün dışarı
    da çıkmamıştım evden, çıkıp hava almak lazımdı. duşa girdim, bi gusül aldım, belli ki geçen sefer genzim ıslanmamıştı.
    saçları taradık, elbiselerin ütüsüz olduğunu farkedip don ile ütü yaptık, ütülediğimizi giyip attık kendimizi dışarı.

    banyodan çıkınca da bi sıcak basıyor arkadaş. saçlar kuru, vücut sıcak, terliyor. ama dışarısı esiyordu serin serin, böyle
    sırtından içeri giriyor buz gibi rüzgar, sepserin oluyorsun, gevşeyiveriyorsun. bütün stres gitti. hava da güneşi,
    bembeyaz şişman bulutlar var köy havası tam. köy gelir aklıma..

    sağ yolun aşağısından da kim geliyor tahmin edin, yanında sürtük arkadaşı merveyle beraber huur büşra! aklıma bi şeytanlık
    geldi, kızı durdurdum, büşra gelsene iki dakka.

    -nooldu ya..

    (hemen göz temasını kurdum, kolundan hafifçe tutuyorum, niyetimi anlamışsınızdır, kelimenin tam anlamıyla dıbına koyacağım )

    -hehe :d kavga etmişsiniz? :d

    +boşver şimdi onu, bak galiba anlıyorum niyetini. selini kullanarak bana yanaşmaya çalışıyorsan eğer

    -nee ???

    +ben açıksözlü kızları severim arkadaş, ne o öyle bahaneler, uzaktan gülmeler falan
    yiyorsa, söylersin yüzüme. hadi eyvallah

    kız hem gülüyor, hem şaşırmış durumda. suratından anlaşılıyor. arkamdan "aa' deli mi ne" diyordu yanındakine. "giberler" isimli
    yürüşüyümle köşeyi döndüm. aslında büşrayı gibip kamera koyabilirdim eve. şantaj yapardım, bu bana attığı kazığı amından
    kanlı kanlı getirmeliydim. hem yannanımı tadınca bütün sorunları çözülürdü benimle. sesi çıkmazdı daha..
    ···
  5. 30.
    +40
    önceden korkak, özgüvensiz amcığın tekiydim. bırakın kadınlardan yana şanslı olmayı, erkeklerin yanında bile ezilmiş hissediyordum. çevremde benden zengin, yakışıklı, tipsiz ama ortamı güzel huur çocukları dolanıyordu. üstelik bu gavatlar nedense benle aralarını iyi tutmaya çalışıyorlardı. ailelerini ortamlarını gördükçe özenmiyor değildim. kız arkadaşlarım (normal arkadaşlarım) "yakışıklı değilsin ama sempatiksin" derdi. friendzone dedikleri
    olay bu. anlattıklarımda kendimi övüyor gibi gözükebilirim, kusura bakmayın. mütevaziliğin hiçbir gibime yaramadığını öğrendiğimde, bunu karakterime oturttum.
    artık doğal olarak yapıyorum. zaten yapmacık olsam bu kadar adam oturup okumazsınız, insan doğasına aykırı.

    avukat bir arkadaşım, okumak çok önemli derdi. 50-60 yaşında geldiğinde bir sürü tecrüben oluyor, ama o yaştan sonra zütüne mi sokacaksın? derdi. yaşamış insanların hayatlarını, tecrübeleri oku ki hayatına şekil ver, bir taka yarasın diyordu. adam haklıydı beyler.

    ilk başlarda utangaçlığımdan, güzel kızlara saati soruyordum. bir zaman sonra yaşını sormaya başladım. terslediler tabi, yaş sorulmazmışmış. ama terslemeyenler de vardı? gayet sıcak kanlı insanlar vardı.. artık iltifatlara geçmiştim, bazen daha önce iltifat ettiğim kızlara rastlayıp utanıyordum. eee güzele güzel demek suçmu sayın seyirciler? böyle acemiliklerim, karşımdakinin de sonuçta bir insan evladı olduğunu farkedene kadar sürdü.

    bir zaman sonra, artık yaptığım şeye alıştım. hafiften muhabbete girebiliyordum. üstümdeki çekingenlik gitmişti her açıdan. her gören farkediyordu. "özgüven gelmiş vay goçum göğüs kası da yapmış" diye sataşan bıyıklı pekekentler de bunun kanıtıydııı ,, konuşurken gözleri parlayan güzel kızlar da..
    ama birgün bişey farkettim, okuduğum kitaplar bir konuda haklıydı.

    kendini kanıtlama çabası! bir kıza soru sorarsanız, tanımaya çalışırsanız samimi olarak, kendini önemli biri gibi hissetmeye başlıyor. size öyle şeyler söylemeli ki, çok hoşunuza gitmeli. tabi soruyu samimi sorduğunuz sürece. peki bi insan kime kendini kanıtlar? kendinden daha yüksek
    birine. işte bu noktada üstünlüğümü kabul etmiş oluyorlardı. beğenilme duygusu onları benim kölem haline getiriyordu. önceden ben de bu duygunun kölesi değilmiydim?

    soruları ben sorduğum halde, kızlar benden çok konuşur hâle gelmişti. bu sadece ayak üstünde değil, buluşup konuşurken de. tanımaya çalıştıkça, farklı hikayeler. farklı huurluklar görüyorsunuz. dışardan sizi izleyenler, özgüveninize hayranlıkla bakanlar da cabası. düşünün bak, binin biri alev alev yanan bi hatuna yaklaşıyor. ayak üstü
    konuşup gülüşmeye başlıyorlar. elini kızın beline atıp yürüyerek uzaklaşıyor. ne dersiniz? tabiki huur çocuğu..

    yavaştan konuya dönelim. melisi gibebileceğime inanıyordum açıkçası. ben inanmazsam o da inanmazdı çünkü. seziyorlar arkadaş. gibinizin kalktığını daha bakmadan seziyolar. ama yanımdaki eleman iyice huysuzlanmıştı, bu kızı seviyordu herhalde. çekip vurabilirdi beni. ama çavuşun hatrına sabrediyordu..
    Tümünü Göster
    ···
  6. 31.
    +43 -3
    Şimdi anlatacaklarımı şu şarkı eşliğinde okuyun, yada hiç okumayın
    https://www.youtube.com/watch?v=RJNgEZyEeh8

    Kızlar romantizmi neden sever? Özgüven veriyor galiba kızlara, bu yüzden..

    Ellerimiz yanlarda birbirine kenetliydi. Dudaklarımız da dans ediyor.
    Muhteşem öpüşüyordu lan kız, tecrübeli kevaşe başka oluyor tabi. Kalbim küt küt vuruyo, kız
    da yanıyodu, vücudunun heryeri sımsıcak, kanı hızlı akıyodu. Nefes alışı bariz hızlanmış. Vücudu beni istiyodu,
    benim ki dünden razı. Pijamalasını çıkarmadan elimi bacaklarının arasına, hazineye attım. Alev alev
    yanıyor bildiğiniz. Ben bastırdıkça kız inliyor, öpüşmeyi bırakıyor, nefes nefese kalıyor. Ama dururmuyum,
    bırakmıyorum yapışıyorum dudaklarına.

    +Nefes almak yok sana selin
    -Farketmez

    Hızlıca pijama altını çıkarttı, bende tişörtümü. şortumu fırlattım, hazırlı kız, içinde hiçbişey yok.
    Ben zaten giymem. Tesadüf olamazdı, deli gibi gibecektim selini o gün. Koltuğa yatırdım kızı, vücudu önümde,
    göğüsleri dolgun, yusyuvarlak. Bildiğiniz fit, harikaydı. Beli incecik, amı da fena değil, belli yine çok gibişmiş.
    Bacaklarına bittim, pürüssüz ve mükemmel, dizinin tam arkasında yandaki tendonlar belli oluyor, acayip ciksi
    gösteriyordu bacaklarını. Çıldırmak üzereydim, kan beynime gitmiyordu, çavuş gelmiyosan ben ayrılıyorum yeter artık diyordu.

    Ama aceleye gerek yoktu, başladım göğüslerini yalayıp emmeye. Harikaydılar lan, bu saatten sonra bu memeden aşağısına
    meme demeyecektim. ikisini ellerimle birleştirip yalıyordum, kız inliyodu ben yaladıkça, bacaklarını birbirine sürtüp
    dıbını kıstırıyordu. Hamlemi yapmalıydım..

    Malı dıbının tam üzerine yerleştirdim, sürtecek ama girmeyecek şekilde. Kızın göğüsleriyle meşgulken sürtünüyordum,
    kızın vücudu yanıyordu, bu da beni baştan çıkarıyodu. Ben sürttükçe kız daha da inliyordu, vücudu titriyordu.
    Göğüslerinin arasından karnına kadar indim, derken hazineye kadar geldim, yalamayı düşünüyordum, tabi istemeye isteyeme.
    Kaç kişi yannanını sokmuştu buraya lan. Olsun, kızı mahvetmeliydim.

    -Artık bekleyemiyorum, napıcaksan yap skh!
    +Yalvarıcaksın daha..
    ···
  7. 32.
    +44 -5
    4s kuralını bilirsiniz, giben sevilir seven gibilir. hep böyle mi olacaktı? bir gün evliliğimi ciks üzerine mi kuracaktım?
    lise zamanından beri kadın pgibolojisi, kız tavlama sanatıyla ilgili tonla şey okudum, ilk başlarda sadece okuyordum. totomu kaldırıp,
    erkek gibi gidip kızlarla konuşamıyordum. ödleğin tekiydim işte.

    iki yıl boyunca okuyunca, farkettim ki okumakla yannan büyümüyor. kapıyı çalıp kızın biri "sen çok okudun gel biraz gibişelim" demiyor.
    sakallarınız çıkıyor, büyüyorsunuz. hayat zütünüzden kan almak zaman kolluyor. arkadaşlarınız hayatla boğuşuyor, batuhanın annesini
    gibmişlerdi mesela, fakirlerdi, gece kondu tarzı biyerde oturuyorlardı. iyi çocuktu ama, kapıyı kırıp anasını gibmişler. üzüldüm,
    ama o artık bir huur çocuğuydu mesela.

    benin gençliğim rütbelilerden emir almakla geçti. askerlik anılarım 7 sene anlat anlat bitmez.
    ama >>> ben sadece hafta sonlarında ve tatillerde dışarı çıkabiliyordum. şimdi elinizi başınızın arasına alıp düşünün.
    bu kadar boş vaktiniz var, özgürlüğünüz var, eğer benden daha başarılı değilseniz, suç kimin? tabii ki dr.oetker'in, huur çocukları sizi.

    herneyse, tecrübelerden öğrendiğim şey : kadın erkek ilişkileri %60 ciks üzerine kurulu. dokunuşlarla kız tavlamaktan
    bahsettim bütün başlık. laf olsun diye söylemiyordum. çünkü kalan %40 karşıdakinin size güvenmesini gerektiriyor.
    karakterinizin ışıltısını görmesini gerektiriyor, veya ne kadar şerefsiz olduğunuzu.

    kızları güldürebilen bi tip olduğumu sanıyorum. ama kızlar insanı kitap gibi okur ya, belki de alnımın ortasında huur çocuğu yazıyordur,
    ona gülüyorlardır. ulan ben %60 ile mi yaşayacaktım? ya eşim de ilerde beni aldatırsa ? selini kaybetmeyi hakediyordum belkide.

    windsurf yarışına gittim, kafama bumba düştü, paraşüt kursuna kaydoldum, sanki kıbrısa başkan atıyor huur çocukları, bi ton
    evrak istediler, ona da gidemedim. biraz yannanlardaydım bu aralar. gusül de fayda etmemişti. artık incide taksim gibertmesi
    yapanda yoktu, hani mavi kot beyaz tişörtle istiklalde milleti işbankasının altına toplayanlar.. kameradan canlı yayın
    izleyenler, yoktu, onlarda kaybolmuştu.

    son günlerde yaşadığım heyecanı hayat burnumdan getirmek istiyordu. ama yemezler! hemen abazan arkadaşlarımdan birine mesaj attım,
    "kardo senin şu becermek istediğin bi kız vardı, melis. yolunu buldum becermenin, dön bana"

    planım belliydi, kızı tavlayıp yatağa atıp, gözlerini fantezi ayağına bağlayıp arkadaşa gibtirmek. bunu da zamanında bi ferreda
    görmüştüm, hep denemek istemiştim. beğendiğiniz on kızdan beşini gibebiliyorsanız, böyle fantezilere siz de girişirdiniz. tabi
    bu plandı daha, başıma geleceklerden habersizdim, can sıkıntısını yenmeye çalışıyordum.

    eve dönerken fantezi hayalleri kuruyordum ki,
    hayat kulağıma eğilip lafı soktu : "olum ne fantezisi, senin kız arkadaşını daha geçen gün gibtiler uslanmadın mı"
    Tümünü Göster
    ···
  8. 33.
    +40 -1
    Kızla sabah 4 buçuğa kadar seviştik. Çavuşun heryeri ağlıyordu. Kız aşırı mutluluktan
    uyuyakalmıştı. Kendimle gurur falan duyamıyordum. Bizim sülalede herkes parası olmayana kız vermezler diyip dururlar. Ailesi vermesse vermesin, kız veriyor hacı. Hemde ne var ne yok..

    aile ziyaretinde keşke şöyle olsa :

    Babam - bizim oğlan da her gün birini gibiyor..
    Amcam - maşallah, arda da büyüyor, çok özeniyor abisine
    yengem - beyza zaten kaşarlandı artık, dimi kızım *
    Beyza - uff anne yaa

    işte aradığım aile ortamı buydu. Rüyalarıma giriyordu lan. Hiç abartmıyorum
    bi gece başımı pederin dizine koymuşum, kız da gibimde zıplıyor babam da gülüyor.
    Babam soruyor kaç kız gibin bugün diye. Dört diyorum, al diyor o zaman sana dörtyüz liraa.

    şimdi dürüst olalım herkesin fantezileri vardır. Mesela ben lisedeyken misafirliğe gittiğimizde, banyoya girer kirli sepetinden evin kızının sütyenini bulurdum. Sonra gibimi sürte sürte boşalırdım.

    O gece de aklıma şeytanlık geldi, telefondan selinin fotoğrafını çekeyim dedim.
    Bu uyuyana kadar bekledim, emin de olamıyordum, ama çavuş emrediyordu, emir kuluyduk..
    ···
  9. 34.
    +41 -3
    gaziosmanpaşa sınırda oturuyorum ama eyübe bağlı. eyüpte kız yok hakkaten adam doğru demiş.
    ···
  10. 35.
    +38
    üç gün hastanede yattım. ailem gelse evde kesin kondom bulurdu, kara kara düşünüyorum kafam sargılı. ilk gün bakın ne oldu,
    ihsan amca geldi geçmiş olsuna. ailecek gelmişler, selin de gelmiş. yalnız bunlar geldiği sırada melis de yanımdaydı.
    selinin suratı düştü. içimden güldüm kıs kıs. huur sana az bile..

    ihsan amca : oğlum geçmiş olsun
    ben : sağolun babacım
    ihsan amca : ne babası lan
    ben : selin, anlatsana..

    böyle olmadı tabi. "oğlum geçmiş olsun, ne oldu gene mi kavga ettin" dedi. yannanıma bak ikisini senin kız için
    ettim zaten. ulan acaba adam anlamışmıydı kızına yazdığımı. yoksa niye gelsin ziyaretime? belki de borçlu hissediyordu bana karşı.
    borcu otomatik ödemedeydi, haberi yok gavatın.

    neyse iki gün daha geçti taburcu oldum, şikayetçi de olmadım murattan. takılmamak lazım yapmış bi huur çocukluğu deyip geçtim.
    yanımda melis, yeniköy emek kafedeyiz, güzel bi kahvaltı ettik. zengin olduğu kadar güzel bi huurydu bu. hayat güzeldi herşeye
    rağmen..
    ···
  11. 36.
    +39 -2
    hayat hakkaten toz pembe değil. öyleymiş gibi davranıyorsunuz sadece. orda yaşadığım korku aldığım zevkten büyüktü aslında.
    sonradan anlattığım için böyle hatırlıyor olabilirim. okurken azan, özenen panpalarım, şu anda selin üst katta yatağında yatıyor.
    ama ben kızı gibmek yerine olayları size anlattığıma göre.. yaa, hayat işte. ama spoiler olmasın diye söylemiyorum bu gün
    selinle güzel şeyler oldu, bi bakıma mutluyum. numara falan aldım yarın buluşacağım iki kız var hazırda. kafam dağılır filan.
    neyse ben yatayım, sabah ola hayrola, hadi iyi geceler binler yatın sizde
    ···
  12. 37.
    +37
    Selin Balıkesire taşındı çoktan.
    Bazı huur çocukları beni bulmuş, kapıma kadar geldi.
    Nası insanlarsınız lan herkese rezil oldum. O dört panpamla gece hayatına aktık. Biriyle Didim'e tatile gittik. Ordan Kemere geçtik. Herşeyimi de karşıladı kesesini gibtiğim. Bende bakirlikten kurtardım panpamı.
    ···
  13. 38.
    +36 -1
    parmaklarım acı içinde. kolum yanıyor, kanıyor. ama en çok selinin bana yaptığı koyuyordu. hasta bile olsa, yediremedim lan
    kendime. ne diyecektim, "hasta kız, boşver gibişsin" mi diyecektim? bu selin için girdiğim ikinci kavgaydı. hoş ikincisinde
    sıyrık bile almamıştım. ama inzibat her an gelip alabilirdi beni. olaylardan ihsan amcanın da haberi olacaktı, benim
    ailenin de.

    karşı apartmanda iki uydu muharebe cihazı, üç high frequency telsiz, çatıda gönderilmeye hazır 29 kuzgun, bir cinci hoca ve
    bir de falcı vardı. israil türkiyeye atom bombası atsa, bu dedikoduc halsiyetsizler yine de aileme kavga haberini uçururdu.

    bi kız için yapılmayacak şeyler yapıyordum. bazen kendi kendime soruyordum, bu folloş olmuş kızla evlenecek değilim ya, bu kızla
    ne işim olur benim? böyle büyük konuştuğum için başıma her musibet geliyor arkadaş. böyle olmazdı, kızın kapısına dayanıp
    tuvalette gibişmedik mi seninle, ne zaman unuttun sevgili? diye haykırmalıydı...

    yukarı çıktım, kapıyı çaldım, sessizce delikten baktı karartıdan anladım. açmadı, ama kapının ağzında bekliyor. bi kaç kez
    daha çaldım,

    -ne var neee!! ne istiyosun, diye bağırdı.
    +konuşmamız lazım
    -seninle konuşucak bişeyim yok benim
    +emin misin
    -eminim
    +aç kapıyı, istersen hakaret edersin, önce konuşalım ( komşular duyacak diye de korkuyorum )

    kapı nihayet açıldı, "kapı ağzında konuşmayalım" dedim, başını eğdi. içeri girip oturdum. bu işin üstesinden gelmeliydim.
    bi limana gidiyorsanız, o limanın halkı ne dil konuşuyor bilmelisiniz. yoksa samimi olamaz, iyi alışveriş yapamazsınız.
    aynı şekilde amlıların da dilinden anlamak gerekirdi. okuduğum onca kitabın hakkını vermeliydim, gibtiğim onca kızın da..

    + bak selin, bana kızgın olduğunun farkındayım
    + seni kırdığımın da farkındayım, eşşeklik yaptım, sen varken başkasına bakmamalıydım
    --- evet..
    + şimdi özür dileyeceğimi sanıyorsundur muhtemelen, dilemiycem. bugün senin için ikinci kavgamı ettim,
    + ailem, ailen duyacak hepsini, birsürü şeyi riske attım, zaten şüphelenen olmuştur.
    + bak senden önce ben hergün farklı bi kızla takılıyordum
    --- hâla yapıyosun değişmemişsin hiç o zaman
    + önceden her gece biriyle takılıyordum, her gün değil. seninle sırf yatağa atmak için mi birlikteyim sanıyosun?
    + bak seneye mesleğimi elime alıyorum, annem babam sıkıştırıyor beğendiğin biri varmı diye. böyle bi durumda
    + seni öğrenseler iş ciddiye binecek farkında mısın?
    --- bu kadar mı korkuyosun?
    + sen hiç düşündün mü böyle bişeyi? ne bileyim ben. neyse bak senle tanıştığım günden beri kötü şeyler yapmıyorum,
    --- belli, gördük mesajları
    + ulan benden ayrılır ayrılmaz çocukla yattın be!
    --- aaa, çok mu üzüldün, vah vah
    --- senden önce de yatıyordum, tedavi olmuştum, mahvettin herşeyi sen
    + anlamıyo musun? senin için neleri göze aldım. seviyorum lan seni
    + iki senedir kimseye demedim, al diyorum aşığım lan seviyorum seni
    + benim yerimde başaksı olsa yüzüne bakmaz, aldatırken yakaladım, çocuğun kemeri elindeydi
    + aşağıda hüngür hüngür ağladım bak gözlerim şişti senin yüzünden
    + sokakta seni becerecek yüz tane çocuk bulursun, ama beni artık tanıyosun, kendin düşün benim gibisini bulabilirmisin!

    daha konuşmadım, kapıyı çekip indim aşağı. beklediğim gibi gitmemişti. ama gururuma da yediremedim daha alçalmayı. ne yapacağımı
    bilmiyordum, gidip biyerleri yumruklamalıydı, duvarı falan, elimi kırsam belki hafiflerdi sinirim. veya gidip inadına
    gibebildiğim kadar kız gibmeliydim, hatta eve getirip evde bağırta bağırta gibmeliydim, sesini duyup kudurmalıydı. çok sinirliydim
    beyler, bunun biraz daha ilerisine cinnet deniyor..
    Tümünü Göster
    ···
  14. 39.
    +35
    okurken dinlenecek şarkı : http://www.youtube.com/watch?v=264UaWT3Jqk

    kahvaltımız bitti, rumeli fenerinin oralarda yeni manitamla geziyoruz. etrafta zengin olduğunu kahkaha atarak vurgulamaya
    çalışan beyinsizler var, onları görmezden geliyorum. melisin gözleri parlıyor, siyah düz saçları sırtından iniyor.gözleri masmavi,
    sevimli sevimli bana bakıyor. dudakları meyve tabağındaki kirazlar gibi. açık sarı elbisesi ve mavi kot şortu.
    "çok tatlısın be melis" deyiverdim. kızardı, ilkokullular gibi. ama saf ve temiz, gerçekten utandı. bu kız bi hazineydi aslında..

    önceden kadınları canavar olarak görürdüm. her an tersleyebilirlerdi, sapık deyip çantayı vurabilirlerdi.
    bırakın terslemeyi, bütün sevimlilikleriyle karşımda gülümsüyorlar. çavuşa döndüm, sen nediyorsun bu duruma diye. daha ağzımı
    açmadan kafayı kaldırdı, "yaaaa, işte böyle yarram bu işler... " diye mırıldandı. bak sen yarak kafalıya.

    benimse kafam şişikti, gözüm morarmıştı, taşaklarım ağrıyordu. fukara bile sayılabilirdim, gerçi param yine zengin ortamlara
    yetiyordu. akşam bara gidecektik kızla zaten, büşraların toplaşıp gideceğini öğrenmiştim. bunlar kafa dağıtalım bahanesine
    selini de zütüreceklerdi. bu ihsan amca tam bir huur çocuğuydu. kızına sahip çıkması gerekmiyor muydu lan? nası muhafazakar lan bu?
    ben de manitamla gidip hava atacaktım.. kimisi arabasıyla, kimisi parasıyla hava atıyor. ben de yannanımla, naparsınız.

    bulgaristandan araba almalıydı iki tane, 6 ay birini, 6 ay öbürünü türkiyeye sokar gezerdim. ucuza da gelirdi.
    veya sivil denizci arkadaşlarla yat yarışına katılmıştık, aynı gün lazer yarışına da katıldım. zütü suda giden bi kız vardı,
    tekneyi yatırmış bilerek, dalgalar zütüne çarpıyordu. yoga mı yapıyordu bu huur? yusyuvarlaktı zütü, şamandıraya çarptım ona bakarken.

    işte o huuryu da baştan çıkarıp gibebilirdim. veya büşrayı da becerebilirdim. aklımda deli fikirler vardı. ama hepsini
    yapamıyordum, çoğu hayal olarak kalıyordu. çünkü hayat diyordu ki
    "sen o kadar amcığı gibecen, ben senin ananı gibmeyecem, olur mu öyle.."
    ···
  15. 40.
    +36 -1
    öncelikle kız kardeş konusuna değineyim, ben tek çocuk olduğumdan nasıl bi duygudur bilemem gençler. arada sister ferresi falan izlerim fantezimdir. ama kız kardeşim
    olsaydı herhalde böyle diyemezdim. olmadığından böyle rahat gevşek konuşuyorum, tek çocuk varsa anlar belki halimden. neyse ben giber geçerim

    anı yaşamaya odaklamıştım kendimi. sırasıyla göğüs kaslarımı, karın kaslarımı ve taşşaklarımı hissediyordum isteyerek. o nası oluyor demeyin amk,
    kol kasınız var diyelim kol kasınızı hissedip daha bi gerinerek yürürsünüz ya. onun gibi. bu üçünü hissedip anı yaşıyordum. öyle olunca hiçbişey gibinde olmuyor
    insanın. şınav çekerken de öyle. az önce çektim mesela. iflahım gibildi amıma kondu. ama "ulan daha bilmem kaç şınav var" dersem yoruluyorum hemen arkadaş.

    bigün hartakulunda koşu sınavındayız. zütüme kadar terlemişim. diyorum ki şuraya ayağım takılsa da atsam kendimi yere. yuvarlansam bişey demezler. ama öldüm bittim.
    sırılsıklam lan denize girmiş gibi terledim. baktım daha 5 tur var iki kilometre. dedim anasını giberim bi attım kendimi çimlere. dudağım patladı taş vardı taşa vurdum falan. o an kurtuldum sandım. sonraki bi ay anamı gibtiler herkes izne çıktı, ben cuma günü okulda koştum sınavın telafisini verdim. yapamassan koyarım zütüne tekmeyi dedi binbaşı. haklı adam. sırf "daha iki kilometre var" dediğim için bir ay anamı gibtiler.

    o gün bugündür "bana faydası olmayacaksa" sonrasını düşünmüyorum. ne gerek var lan? ya gibim sertleşmezse. ya kız beni beğenmezse. anasını gibeyim beğenmezse.
    bakın kızlar üç saniye içinde karar veriyor sizinle sevgili olup olmayacağına, veya yatıp yatmayacağına. ilk görüşte yani. o yüzden gibtiredin, olmuyorsa devam
    edersiniz sonrakine, ne takıyonuz kafaya "ya beğenmezse ya terslerse.." giberim öyle tasayı derdi. derdiniz bu olsun adamların kolu bacağı kopuyor trafik kazasında
    hayata tutunuyorlar. millet kanseri yeniyor ulan..

    o gün hava kararana kadar adalarda takıldık. plaja da girdik tabi. o zaman kasım vardı, ama baklavam dört taneydi, şu an altıncılar da çıktı. gene de deltoid kasım
    falan vardı plajda rahat ettim yani. arkada tenha hoş bi plaj vardı adını hatırlamıyorum oraya gittik tekneyle. millet yüzmeyi bilmiyor aristlik yaptım baya.
    kızı mıncırdım suyun içinde biraz, ama ileri gidemedim pek yüz vermiyordu. gerçi bikinili gördüğüme dua etmeliydim. amcam görse ağzına sıçardı izelin. onun da işine
    geliyordu, gözlerden uzak ya, oooh. amcamı da sevip sayarım ama hafiften muhafaazakarlık var onda da.. ahlaktan da olabilir.

    neyse akşam oldu yorgun bitkin dönüyorduk. vapurda uyumuşuz ikimizde bi açtım gözümü kız bağrıma yatmış tatlı tatlı uyuyor. ben de uyumuşum, elini de bağrıma atmış.
    o kadar hoş ki. etrafıma baktım, millet bizi kesiyor. sevgili sandılar. halbuki kuzeniz biz kuzen. dıbına kodumun içsestleri sizi, huur çocukları fesat bunlar yav.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 41.
    +34
    şimdi elim ayağım bi tuhaf oldu. kavgaya girerkende çok beklersem aynısı oluyor. muştayı kaptım hemen.
    bu kızlar aşağı iner inmez fırladım yukarı. merdivenleri üçer üçe çıkıyorum anasını gibecem o huur çocuğunun.
    selinlerin kata geldim, ve doğal olarak kapı kapalı. kırsan kırılmaz, çelik kapı. mal gibi kaldım. kızın hastalığından faydalanacaktı, o çocuğun dişlerini dökmek boynumun borcu olmuştu.

    soğukkanlı olamıyordum lan, sanki içerde annemi gibiyolar. allah düşmanıma yaşatmasın orda yaşadığımı. o an bi fikir geldi aklıma,
    hemen uygulamaya koyuldum. bir kat daha yukarı çıkınca, kullanmadıkları ahşap çekmeceyi kapının önüne koymuşlar. hemen alıp aşağı
    indim, zile bastım arka arkaya. cebimdeki peçeteyle de deliği kapattım, yoksa parmak olduğu belli oluyor
    kırmızımsı gözüküyor. zile basıyorum ulan açmıyor kimse, deli olacam.

    uttum ahşap çekmeceyi kapıya vuruyorum, baamm bamm diye. üst komşu alt komşu doluşacak şimdi ne oluyor diye, hemen durdum.
    çaresizce zile basmaya başladım, elim ayağım birbirine dolaşıyor, sanki c4 çözüyorum anasını gibiyim, her saniye beynimi fareler kemiriyor. karnıma da girdi bir ağrı..

    sonra dedim ki skh kendine gel. bu panik atakla seni kurmay yapmazlar. aklını başına topla. bu seferde açmazlarsa balkona
    tırmanacaktım, camı falan taşlayacaktım o derece çaresizim.

    avazım çıktığı kadar bağırdım,

    "ihsan amcaa, evde kimse yok galiba kapıyı açmıyolar!!"
    "neeee??"
    "kendin gel yukarı, gel kendin bak!"

    sesim kısılacak kadar bağırdım. daha ben zile uzanamadan kapı açıldı, demin gördüğüm huur çocuğu telaşla dışarı çıktı.
    işte orda ağlayacak gibi oldum. kemerini takamamış, çıkarıp eline almıştı. üstü giyinikti, ama o kemerin elde ne işi vardı?
    bana aldırmadan ayakkabılarını giymeye yeltendi.. muştayı sağ elime geçirdim, "allahım affet" dedim, katil oluyorum.
    ···
  17. 42.
    +35 -1
    gerçi ben de duymuştum, hastalık falan da kapabiliyormuşuz. zaten bu hasta, kendini tutamaz sıçar gibime ondan sonra
    two girls one cupa döner evin içi. bardağa falan sıçarız ananı gibiyim tiksindim yine. hay huur çocuğu kim sokuyor böyle
    iğrenç şeyleri aklıma. bazen meditasyon mu yapsam diyorum, düşünce kontrolü hani. düşünerek boşalanlar falan varmış hands free..

    +onu mu araştırdın günahmı diye

    -yok büşra dedi ( bu büşrayı zütten gibmek boynumun borcu olmuştu, ulan huurluklar bunun başından çıkıyordu hep )

    +büşra bence bi onu yapmamıştır, başka herşeyi denemiştir

    -ne istiyon kızdan be

    +üstüne çocuk getiren o değilmiydi

    -haa sen o olayı bilmiyosun, sen çocuğu dövdün ya :D ( selin olayı anlatırken gözümün önünde gibişiyorlar bu arada )

    +evet?

    -büşra çöpçatanlık yapıyodu, çocukla bizi yalnız bıraktı ( prezervatifinizi de bıraktı mı büşra huursu? )

    +deşme lan kabuslarımı..

    -azıcık lafladık, çocuk tuvalete gitmişti, sen ihsan amca geliyo diyince bağırdım kaç babam geliyo diye

    +nasıl lan! ee kemer elindeydi öyle dışarı mı çıkılır

    -o kadarını bilmem :d dışarı çıktım dövmüşsün çocuğu

    +ee niye ağladın o zaman üzüldün işte çocuğa

    -korkudaan, senin üstün başın da kanlıydı ( benim kanım değildi ki, doğru mu söylüyordu lan acaba? )

    +sen de amma korkuyosun kavgadan, senin için ediyoruz sonuçta

    -kavgacıları sevmem ben be :d ( yarak var yenmi? )

    o aralar selinden çok büşraya azıyordum. kız bana kazık atıp duruyor, işime burnunu sokuyor ya hep, bunu kanırta kanıta gibmek
    istiyordum. yapacaktım da. büşrayı öyle bir gibecektim ki, bidaha gibmem için yalvaracaktı, herşeyi yapacaktı. seline karşı temkinliydim,
    barışır barışmaz yatmak istemiyordum. onun istediği her hâlinden belliydi, dıbının suyu aka aka geziyordu kevaşe, kevaşem benim..
    ···
  18. 43.
    +36 -3
    şimdi kulak kesilin dinleyin. bazı anneler huur olmadıkları hâlde amlarından fırlayan mahlukatlar huur çocuğu olabiliyor.
    üstelik büyüyüp insan suretinde geziyorlar ortalıkta.

    kapı açıldı, murat erken geldi. kapı da tam salonu görüyor. kız üstsüz, ben yarı çıplak, hemen sütyeni göğsüne yapıştırdı utançtan kız.
    kaçıcaktı yanımdan, ben de bu mal niye erken geldi herşeyi berbat etti diye düşünüyorum. işte tam o sıra murat elinde tam göremediğim,
    tahta olduğunu sandığım bi sopayla üstüme doğru koştu. aman tanrım didim. gerisini hatırlamıyorum. bakın şimdi olaya, hastanede kalktım.
    başım sarılmış, ağrımıyor, serum bağlı, ağrı kesici falan veriyorlardı heralde. ama şişliği hissediyorum, yanımda bi kafa daha var sanki.

    baş ucumda kız var, murat yok. kızdan olayları dinledim, anlattığına göre bu mal kafama vurup beni bayıltmış. kız öldüm sanmış çok sert
    geçirmiş huur çocuğu. hırsını alamamış bağıra bağıra yerde tekmelemiş. taşaklar da ağrıyordu, ulan kısır olmayalım?

    olmadım rahat olun. neyse kız korkudan donup kalmış, murat bini dönüp kıza ilan-ı aşk etmiş. seni seviyorum, keşke gitmeseydim dışarı
    falan saçmalamış. kız da bunu terslemiş, polisi arıyacam diyince kıza da tokadı basmış. beni de sürükleyip dışarı atmış, kızı da.
    apartmandakiler polisi ambulansı falan aramış. kız da benim tişörtü giymiş, bununkiler evde kaldı, ben de diyorum niye çıplağım.

    kız anlattıkça gülesim geliyor, çenem acıyor gülemiyorum. ulan dayak yedim, mal mıyım neyim kahkaha atasım geliyor.
    dışardan polis memuru geldi ifade verdim. bu malı da zütürmüşler hemen merkeze. bıraksalar da otuzbir çekecekti evde zati..
    ···
  19. 44.
    +35 -3
    melis dediğim kızı dershaneden tanıyordum. o kadar aram yoktu, ama bacakları her yaştan insanı cezbedebilirdi.
    namım bu kıza kadar yürümüş olacak ki, arayıp takılalım görüşmüyoruz hiç deyince "oluur tamam" deyiverdi.
    yanımda gelecek dallamadan haberi yoktu, arkadaş gelecek diye biliyordu. bu kız da baya sosyal ve zengin bir kevaşeydi.
    o yüzden tiyatroya gittik. sabancı üniversitesine gitmek istiyordum, orda afet kızlar oluyor. çıkışta tavlamışlığım da var,
    sabancıdaki kızlar genellikle sarışın siyah çerçeve gözlüklü mallardı, sadece güzellik vardı beyin sıfır. herneyse, biletleri ayarladık,

    önceden buluştuk bunlara tanışıyormusunuz? ayağı çektim başta. biraz oturduk banklarda, sonra oyun başladı. kızla
    aralarına girdim, eleman uyuz oldu.

    -olum niye oraya oturdun lan
    +napıcan yarram bacağını mı tutucan
    -olsun abi naaptın yaa, değişelim ilk perdeden sonra
    +o zaman elini gibersin eve gidince (kız duymasın diye fısıldıyorum tabi)
    +yarram sen bu kızı zati tavlayamazsın, ama sayemde gibiceksin kısayoldan..
    -iyi tamam

    efektleri hiç te fena olmayan bi oyun izledik. kar falan yağıyordu pamuk atıyolar yukardan. makine bozuldu bi yerde pamuklar
    kafam kadar düşmeye başladı, haykırasım geldi. bi aile evden dışarı çıkmıyor, sıkıntıdan birbirini yiyordu.
    evde daralıyorsanız dışarı çıkın, bu da burdan sosyal mesaj olsun.

    ben tiyatro boyunca koluna, omzuna dokundum, bacaklarımı falan değdirdim. saçma geliyor dimi? kız ıslandı bildiğiniz.
    neyse dışarı çıktık elim kızın belinde yürüyorum. eleman kuduruyor. valideme sövmüşmüdür acaba? sırf bu ihtimal için
    önce kızı biraz gibip öyle devredecektim elemena. o kısmı nasıl yapacağımı da bilmiyorum açıkçası, aklıma mal mal
    düşünceler geliyordu yolda. "benim vardiyam bitti gelecek arkadaş seninle ilgilenir", "benim tuvaletim geldi murat iki odun
    at sönmesin" falan, gülesim geliyordu yolda neye gülüyon diyecekler, mal mal sırıtıyorum sessizce. oturup bişeyler içip lafladık.
    saat iyice geç oldu. artık gibiş zamanı gelmişti..
    ···
  20. 45.
    +33 -1
    hikayeyi balla kesip bişey anlatmak istiyorum. bugün bakırköyü gezdim, toplasanız cidden hoşuma giden 10 tane kız görmüşümdür.
    seçiciyim fazlasıyla. ama bi kız vardı ki harikaydı, gözleri de maviydi. en sevdiğimden, ama yaşı küçüktü galiba 19 falandı tahminimce.

    aptallık ettim yanıma yakıştıramadım, gidip yanaşmadım kıza. bugün daha güzel kız göremedim, acayip pişmanım şu an.
    bak saat yedi oldu az sonra bidaha çıkacam dışarı, keşke diyorum o kızla takılsaydım, malım. harbiden iyiydi, millet yiyecek gibi
    bakıyordu... çok pişmanım, siz yapmayın, sıfır saniye kuralı. direk gidip konuşun beklerseniz yapamazsınız, kız da anlar.

    bi kızı kendinizden tiksindirmenin en güzel yolu, kıza bakıp bakıp volta atmak, doğru zamanı beklemektir. "ben çekingenim, ne yapsam, ıhh
    nası yaklaşsam, tersler mi ki, ya sevgilisi varsa?" demiş oluyorsunuz kıza. demeseniz de böyle anlıyor inanmazsanız sorun samimi bi amlıya.

    ulan vicdansızlar ( bizim matematikçinin lafı ) elinizi vicdanınıza koyun söyleyin. güzel kız görüpte gidip açılabilen
    kaç erkek var? yüzde kaçtır tahminen, yüzde 1 varmıdır? allah için yüzde 0.5 varmıdır söyleyin. yok, dıbına koyduklarım yok.
    kafatasına boşaldıklarım, taşşağını kestiklerim, kaynatasını gibtiklerim yok. yani kimsenin yapmadığı bişeyi yapıyorsunuz.
    şansımız çok fazla, anlamak istemiyorsunuz.. piyasada ciğeri beş para etmez huur çocukları, sırf kızla aynı ortamda oldukları için,
    kızı halihazırda tanıdıkları için kızı zütürüyorlar. kız şimdi düşünüyor, "zaten dört beş ortamım var, bu çocukta bunların en iyisi.
    başka tanıdığım kimse yok. kız başıma yoldan oğlan çevirecek hâlim yok ya?"

    bazı huur çocukları cool takılarak hâla dişilerin ayağına gelmesini bekliyorlar. bana millet bişeyler başardıkça mesaj atıyor.
    hepsini tek tek tebrik ediyorum. yardım ediyorum, bu adamlar saksıda yetişmiyor sizin benim gib iinsanlar. kendinizi küçümsemeyin,
    özellikle altıncı nesile kadar inci sözlük halkı çok kaliteli adamlardan oluşuyor, düşünebiliyor, eleştiriyor dobra dobra. espri
    yeteneği var, ağzı iyi laf yapıyor. şu amlılara boyun eğmeyin, affetmeyin gibin gitsin..
    ···