ile ilgili bir sürü anım var(ciks, içki, ayin). 3-5 kişi çıksa anlatırım. ayriyetten merak edilen soruları da cevaplayabilirim.

dağ evi gibi bir yerdi ama büyükçene biraz. Önünde 5-10 tane araba vardı. içeriye girdiğimizde herkesin elinde bir kadeh, şarap içiyordu. Ortam da yaş aralığını biraz fazlaydı. Yani 40 yaşında adamda var 18 yaşında gençte. Karılar güzeldi yalan yok erkeklerde de elit tipi vardı. Biraz ortalığı süzdükten sonra melisa bir kadeh uzattı. Masada ki şarap şişesini alıp beni elimden tuttu ve çekmeye başladı. Üst kata çıktık yolu bildiği belliydi. Balkon gibi bir yere çıktık sigara istedi uzattım ve bende bir tane yaktım. Numaramı istedi verdim. Buraya ilk defa mı geliyorsun dedi evet şeklinde karşılık verdim. Bu arada heyecandan burda nabıcağımızı sormayı unutmuştum birden aklıma o geldi ve melisaya bu soruyu yönelttim. O da bana gözlerini kısarak ayin dedi ve gülümsedi. Ardından saate baktı, hadi inelim başlar şimdi dedi. Çok fazla heyecanlandım, vücudum o kadar adrenalin salgılamıştı ki adrenalinden ölebilirdim. Elimden tuttu bir anda ve önden o gidiyordu yavaşça merdivenlerden iniyorduk...

satanizmde ananın yeri nedir

ciksi anlat ustu kalsin

beyler bugünlük burda bitirmeyi düşünüyorum eğer çok ilgi varsa bir iki part daha atarım bi şukulayında göriyim kaç kişi olduğunu.

sene 2012 idi. o zamanlar lise 4 teydim. bir anadolu lisesiydi. derslerim gayet iyi, öğretmenlerimle aramsa muazzamdı. sadece içimde ergenliğin verdiği yalnızlık duygusu ve derin bir sıkıntı vardı. sigara ve içkiyi 10. sınıfta tanımıştım. anadolu liselilere göre biraz daha farklıydım. 2 arkadaş grubum vardı. birincisi sürekli ders çalıştığım ve okulda birlikte olduğum diğeri de cafe vb. yerlerde takıldığım arkadaş grubumdu. babam göz doktoru annem eczacıydı. tek kardeştim ve tüm zamanımı çok sıradan bir şekilde öldürüyordum. neyse bu bilgiler yeterli şimdi olayın başlangıcına geçiyorum. zaman olarak tamda lise 4 ün 15 tatiliydi. ya da 1. dönemdi son haftasıydı tam hatırlayamadım. melih diye bir arkadaşım vardı. bu çocuk uzun saçlı, bilgili, sakin ve bir o kadar da vurdumduymaz biriydi. ama kendisiyle çok iyi anlaşırdık. bir gün otururken...

Kahvaltımızı ettikten sonra ben burdan eve kaçayım dedim - istek üzerine kısa kesiyorum- eve gittim kimse yoktu hemen duşa girdim o zaman fark ettim ki tüm vücudumda özellikle gibimde çok fazla ruj izi vardı. iyice yıkanıp çıktım. Bir iki saat sonra ev halkı geldi. Bir sürü soru sordular onlarıda geçiştirdim. Odama çekilip biraz kestirdim. Uyandığımda 3 farklı kişiden mesaj vardı.

1. Melih: Öldün mü lan.
2. Melisa aşkım nabıyorsun
iki günde sevgili olmuştuk anlamadım bile amk
3. Görüşelim mi?
Bu da sanırım sarışın hatundu
Melihe yok olum iyiyim nabıyon şeklinde
Melisaya şimdi uyandım canım sen?
Sarışını da biraz daha zamana ihtiyacım var yazdım

Melih kadın sana bişey yazdımı dedi evet dedim konu kapandı
Melisayla normal sohbet ettik
Sarışın da peki beni ara müsait olduğunda konuşalım dedi ve o konuda kapandı.

Akşam yemeği yiyip melisayla normal konuştuk. Sürekli tekrar birlikte olmak istiyorum seninle diyip duruyordu geri kalan muhabbet normaldi fakat ben asıl şeyi öğrenmek istiyordum. Ayin ve diğer kısımlar bana bu cevaplar lazımdı. Saat ilerleyince dünün yorgunluğuyla uyudum. Saat 11 gibi gözlerimi açtım...

Satacak mısın?
Bir an aklıma zütüm geldi. O olur mu lan saçmalama dedim kendi kendime sonra kadına neyi cevabını verdim.
Ruhunu tabiki de dedi.
Tabi ya nasıl anlamamıştım ruhumu şeytana satmam gerekiyordu. Fakat bu bildiğiniz satmak değil altında yatan anlam çok daha farklı. Bir an duraksadım ve bilmiyorum cevabını verdim.
Kadın benden numaramı istedi. Bu gece iyice huur olmuştum herkese numaramı dağıtıyordum. Yemeği yiyip tekrar arabaya atladık hesabı kadın ödemişti. Sanırım bu insanlar bayaa taşaklı kişilerdi. Kadın cananı ilk evine bıraktık sonra melisalara gittik inerken beni kolumdan çekti gel hadi dedi anlamadım sen bizde kal dedi hayır dedim sen bize geliceksin dedi zorla çekti melih bini arkamdan itti bi an kendimi dışarıda buldum. Melisa kapıyı açtı ve yavaş adımlarla 3. kata çıktık sonra diğer kapıyı açtı tekrar ve içeri girdik...

Kapısını açıp içeriye soktum. Yatak odasına zar zor bir şekilde zütürdüm sanki bilekleri tutmuyordu. Çantasını falan kenara atıp yatağını açtım. Güç bela yatağa uzandırdım. fakat susmak bilmiyordu. Kaldırıp tuvalete zütürdüm. Çeşmeyi soğuk tarafından açıp güzelce yüzünü yıkadım. Ama fayda etmiyordu. Kolundan tutup tekrar yatak odasına doğru zütürmeye başladım. Çok mutluyum, yuppi, yaşasın özgürlük falan diye mal mal bağırmaya başladı. Yatak odasına gittiğimizde tekrar onu yatağına uzandırdım bu sefer konuşmuyordu yatakta. Yorganını alıp üzerini örtmeye çalıştım. Tam yorganı boyun kısmına atarken birden yakamdan tutup beni kendine çekti...

yannan vardı

ilk aramamda kimse açmadı telefonu. Yarım saat sonra tekrar aradım. Bu sefer uykulu bir sesle mine açtı telefonu buyrun kimsiniz dedi. Ben, ben zurnaci dedim. Saatten haberin var mı dedi hayır şeklinde dönüş yaptım sonra bana saat 8 sen deli misin be dedi kibarca. Özür dileyip fark etmediğimi söyledim. Ben kararlıyım dedim ve sustum. Madem öyle kahvaltı yaptın mı dedi hayır deyip topu ona attim anladım beni kahvaltıya çağıracaktı. Öyle de oldu kahvaltı teklifinde bulundu hiç düşünmeden kabul ettim. Adresi mesaj attı hemen duş alıp çıktım. Giderken düşündüm acaba bir ekgib var mıdır sorsam mı diye ama sonra vazgeçtim. Elit kadındı sormaya çekindim. Verdiği adresi zor olsada buldum. Çarşının göbeği sayılabilecek bir yerdi dairenin önünde kırmızı scirocco yu gördüğüm an doğru yerde olduğumu anladım. Bahçe kapısından meraklı adımlarla girerek zile bastım ve kim o diye sormadan direk kapı açıldı. Asansöre binerek 4. kata çıktım. Ve asansör kapısını kendimi hazır hissettim anda açıp çıktım...

Girdiğimde sessiz olmaya çalıştım fakat bana evde kimse yok rahat ol dedi bende normal davrandım salona geçtik çantasını masanın üzerine koydu ve içinden şarap çıkardı. Ayinden araklamış garibime gitti camiden zemzem çalmak gibi birşey neyse gitti bardak almaya. O arada evi süzdüm gayet iyiydi ev sinema sistemi bile vardı. iki kadeh alıp gelmiş. Müzik açtı çok slowdu yanıma oturdu nerdeyse içime girecekti bir süre sessizlik oldu ikimizde biraz yorulmuştuk ardından bana sevgilim olup olmadığını sordu bende hayır cevabını verdim sonra bana neden yakışıklılığını ve zekanı kullanmıyorsun dedi bende bilmem gerek yok dedim biraz sustuk ardından aynı soruyu ben ona sordum aslında sorduktan 1 salise sonra pişman oldum çok saçma bir soruydu iyice şişe çevirmeceye bağlamıştım ama normal bir şekilde hayır dedi yine bir süre sessizlik oldu. Birer kadeh daha doldurdu kadehten büyük bir yudum alıp bana döndü bende ondan görüp bardağı diktim kafaya, kafasını kulağıma yaklaştırdı. Baya yakındı nefesini hissediyordum...

adamın ulusa sesleniyor gibi bir hali vardı. Biraz ürkütücüydü, en azından benim açımdan . Konuşmasında şeytandan bahsediyordu fazla detaya girmeyeceğim din dışı unsurlar var merak eden olursa özelden sorabilir neyse adam konuşmakta iken gözüm canana takıldı elinde tepsi gibi bir şey vardı ve içerisinde bir sürü gümüş eşya vardı. Bu bilgiler yeter - detay vermediğim için salladığımı zannetmeyin, bu bilgiler öğrenilmemesi gereken insanı boşluğa sürükleyen şeyler- masaya dizdi gümüşleri ve sarışın kadın içinden bir tane alıp kele verdi sonrasında ayin kitaba uygun yapıldı. Ayin bittiğinde üst kata çıktık 4 ümüz bir aradaydık saat 1 di annem aradı o sırada nerede olduğumu sordu, ona saatin geç olduğunu melihlere yakın olduğumuz için onlarda kalacağımı söyledim. Onayladı ve kapattım. Tekrar şarap içmeye başladık şarap bu arada gayet güzeldi kaliteliydi, herhalde ayin bitmişti. insanlar yavaş yavaş dağılmaya başladı. Bir süre sonra yanımıza sarışın kadın geldi...

melih bana akşam işim olup olmadığımı sordu. bende olmadığını söyledim. akşam beni bar a davet etti. bu arada atiesttim beyler. neyse akşam saat 8 de buluşmak için sözleştik. o gün de standart geçmişti zaten. bi ekşın falan yok. akşam saat 8 de melihin dediği yerde olmuştum. mekanı biliyordum zaten çok sık gittiğimiz bir yerdi. -mekan içki verirken yaş sıkıntısı yapmıyordu- birer bira söyledik yavaş içiyorduk. bu arada melihte ateisttir. -daha doğrusu o zamanlar ben öyle biliyordum- o yüzden iyi anlaşıyorduk. biralarımızı yudumlarken genel dünya saçmalığından bahsediyorduk. bi ara melih bana satanizm hakkında ki görüşümü sordu. bende boş işler dedim. biraz bozuldu sanki. bana bak sana birşey anlatıcam dedi. o sırada ikinci biraları söyledik. bende sigaramı yaktım ve melih'e döndüm. bana normal sohbet mesafesinden biraz daha yaklaşarak. satanizm gerçektir. demonlarla iletişime geçebilirsin bu doğru bir şeydir yalan söylemiyorum dedi. bende hasktr amk dedim. bu kendine bir sigara yakıp önüne döndü konuyu kapattı. sanırım ben öyle zannettim. kısa bir süre sonra biramın son yudumunu diktim kafama melih benden önce bitirmişti. hesabı isteyip mekandan çıktık. hava biraz soğuktu. melihle yan yana yürürken melih bana bak zurnaci dedi satanizm gerçektir bundan emin ol dedi. bense tekrar aynı şeyler söyledim. bu sefer 2 gün sonra akşam üzeri işin var mı dedi. bende olmadığını belirttim. peki o zaman kimseye söz verme seninle bir yere gidicez dedi. nereye diye sorduysam da söylemdi. fazla detaya girmiycem buralar önemsiz o iki gün geçmişti. saat öğleden sonra idi ve melih aradı...
rez alın geliyorum.

Kapıyı açıp sağa sola baktım tam o sırada mine kapıyı açtı altında siyah bir tayt üstünde ise siyah bir tişört vardı. Harbi sağlam kadındı. Selam verip içeriye geçtim beni ilk önce salona davet etti. Kendisi mutfağa gidip bişeyler hazırlamaya devam etti çay içip içmeyeceğimi sordu bende reddettim. O sıra fark ettimki mine kedi besliyormuş, alıp biraz sevdim içeriye geldiğinde tonton la tanışmışsın dedi -beyler satanistler kedi kesmez bu tamamen bizim halkımızın uydurmasıdır bende hayvansever bir insanımdır- kediyle biraz oynaştıktan sonra mutfağa geçtik. Çay koyup karşıma oturdu ve yemeye başladık, kendinden bahsetsene biraz dedi. Kendimi anlatmayı sevmediğimi söyledim saygı duydu. Yemek yerken ayin konusu konuşulmadı bende sormadım. Kahvaltıyı ettik ben tam kalkıyorken kaçma bir yere bunları makineye dizicez dedi. O duruladı ben dizdim. Ardından birer çay daha alıp salona geçtik. Yine karşımda oturuyordu. Bana baktı çayından bir yudum alıp , demek bize katılmak istiyorsun ha? dedi...

beyler benden bu kadar inanın elim, kolum, parmak uçlarım, gözlerim her yerim ağrıdı. tofaş gibiyim her yerden bi aksama var şuan. yarın işe giderken bi kaç part atarım ama işim dolayısıyla sabah daha yoğun oluyorum. akşama bitiricem hikayeyi. beklemeden kalın. sağolun varolun. iyi geceler.

Merdivenleri inmiştik. Hala elimi bırakmadı. Yolu bildiği için önden o gidiyordu ve bir kat daha aşağı indi bu merdivenleri fark etmemiştim. indiğiniz yer aslında bodrumdu fakat iyi bir şekilde dizayn edilmişti. Duvarlarda asortik asortik tablolar vardı bodrumun diğer ucuna gittik yaklaşık 20 kişi yardı hepsi duvarın önünde duran masaya dönmüşlerdi. Fakat masada kimse yoktu. Melihi gördüm yanına gittim nolcağını sordum. Ayin yapıcaz satanizme inanmam demiştin bak bakalım gerçek mi değil mi dedi. O an melihe sövdüm içimden. Kalabalık birden açıldı ve böyle pelerine benzer başı kapalı siyah bir şey giyen iki kişi geldi masanın başına bunların biri kel güzel yüzlü erkek diğeri ise sarışın hoş bir bayandı. Kafalarına açınca kadın erkeğe bir kitap uzattı. Satanic Bible yazıyordu. Ve erkek kitabı açıp konuşma yapmaya başladı...

melihti. telefonu açıp noldu bu saatte dedim. 1 saat sonra cafede buluşalım seninle bişey konuşmak istiyorum dedi. ne hakkında dedim telefonda söyleyemem dedi. peki deyip kalktım bir şeyler atıştırdım ve çıktım evden. yolda büfeye uğrayıp sigara aldım kendime. yaktım ve cafeye doğru devam ettim. melihle selamlaşıp masaya oturdum. çay söyledim kendime ve ne kadar garip işlerle uğraşsam da özümden vazgeçemem biz Türk'üz çay içeriz. melihe hemen ee noldu dedim. dur bi çayın gelsin öyle anlatırım dedi. gereksiz gerilim yaratıyordu. iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi anlatacağını bilsem heyecan yapmam. söyle olum dedim bekle dedi. neyse ki çaylar gelmişti hemen. ee dedim melih e bak moruk dedi ayine gelecek 2 kişi var ya duymuşsundur belki dedi. kafamla evet olarak onayladım. hakan senin ilgilenmeni istiyor onlarla dedi. bi an ben ne alaka amk bi gibim bilmiyorum dedim kendi kendime. biraz daha sohbet ettik melihle. bi ara hakan aradı. melihle konuştun mu diye evet konuştum ama ben ne alaka dedim. bana 5000 tl senin olsun diye dedim dedi. nasıl yani dedim. o adamlarla ilgilen 5000 tl yi al dedi. içimden vay amk dedim birden. bunu uzun uzun konuşsak abi dedim. gel konuşalım dedi. şuan geç oldu yarın müsait misin dedim. adresini at kapından alırım seni dedi. okeyleştik. ordanda ben eve geçip normal yaşantıma devam ettim sonra da uyudum...

ve sayfaları karıştırmaya başladı. özellikle bir sayfayı aradığı çok belliydi. en nihayetinde bulmuştu. biraz kendisi okudu ve ardından bana anlattı. ilk olarak kendimi ruhani yönden geliştirmem gerektiğinden bahsetti. masasından bir defter ve kalem alarak yanıma geldi. sen şimdi unutrsun diyip gülümsedi ve yapmam gerekenleri yazmaya başladı. özet olarak geçmem gerekirse bu ritüeller gece vakti sessiz ve karanlık oda da tek başıma yapmam gereken şeylerdi. bunlardan daha fazla bilgi vermiycem. size komple olayı anlatamam. melisin yazma işlemi bitince şarapları tekrar fulledi ve şişeyi yana koydu. şişe tamamen bitmişti. yerinden kalktı tam bende kalkacakken telefonu çaldı melisin. arayan mineydi. biraz konuştular. benim dikkatimi çeken kısım evet, başladık, giriş kısmını anlattım gibi kelimeler oldu. sanırım benden bahsediyordu. tamam en kısa sürede uğrarız dediğini işittim. sanırım minelere gidecektik ama neden? mine benimle fazla ilgileniyor gibime geldi. aramızda yaşlaşık 10 yaş vardı ama bana karşı yaşıtıymışım gibi davranıyordu. biraz sohbet ettikten sonra telefonu kapattı. ben o arada melisanın yatağının üzerine oturmuş şarabımı yudumluyordum. sonra melis yanıma sokuldu iyice şarabını komidinin üzerine bıraktı ve yavaşça dudaklarını dudaklarıma değdirdi...

Eğer kararlıysan mine ablayı ara dedi. Sarışın hatunun adı meğer mineymiş. Peki deyip tavlaya devam ettik. Baya bir süre oynadık en son sıkılıp kalktık. Yolda elimden tuttu ve seni seviyorum demeye başladı. Bende ortamı bozmayıp seni seviyorum falan dedim. Köşe arasında merdivenler diye tabir ettiğimiz bir yer vardır, tenha biraz oturup bayaa yiyiştik çok azgındı hatun. Fakat bir süre sonra zütüm üşüyünce kalktık. Evine bırakıp kendi evime geçtim, aslında evlerimiz baya yakınmış. Eve gidip akşam yemeği yedim yatağa uzanıp mine yi düşünmeye başladım. Sır perdesi olan oydu, aralayabilmem için ona bağlılığımı göstermem lazımdı yoksa bi tak öğrenemezdim. Korkuyordum ama çok fazla merakta ediyordum. Ortam falan iyiydi ama tehlikeli olabilirdi. Bütün gece kafamda bunu düşündüm. En son uyuya kalmışım. Sabah kalkıp hemen mineyi aradım...