Rez sonuçta her türk kuzenini her kürt eşeğini giber

Okuyanlar kendini belli etsin lan. Bir saattir kendi kendime yazıyorum amk

şu an yaşadığımız mevki de 3 teyzem 2 dayım var. birbirimize yakın ikamet ediyoruz yani. bizimkilerin içerden sesi geldi biz dayınlara gidiyoruz geliyor musunuz diye. yok dedim ben zaten sevmem akraba gezmelerini. kuzenim bende yol yorgunuyum hiç laf çekemem dedi. bir müddet sonra yalnız kalmıştık beyler.

yemek yiyip geliyorum, rezleri eskik etmeyin. entryleri de şukulayın amk dağa taşa mı anlatıyorum ben bunu

Beyler, aşık olduğum tek kız 5 yıl öncesinde kaldı. Şu an 25 yaşında bir abiniz, kardeşiniz, panpanızım. Bunu neden anlattın diye soranlar olacaktır. Aile içinde bu tür olaylar hoş karşılanmaz bizde. Birilerine anlatma ihtiyacı hissediyordum, sizlere döktüm içimi. Hatam olduysa affola. Şimdi kuzenimle bir ilişki yaşıyoruz. Cinsellik de var, aşk da var. Okuduğunuz için sağolun, var olun. Son entry'de ki haliyle bırakıyorum burda, hikayemin devdıbını farklı bir başlıkta, farklı bir dille anlatıcam. Daha edebî olacak çünkü ben başladığım şiirime devam ediyorum ve sizin de bu şiire ortak olmanızı istiyorum. Hepinize sevgilerim, saygılarım sonsuz. Geceniz hayırlı ola...

Bu arada, o olan biten yayınını açan ferrarisini satan muallak, senin kıllı zütüne sirkan girsin, gavat !

beyler şukularınızı ve rezlerinizi bırakın, sigara içmeye gidiyorum ve bir yandan yazmaya devam edecem. şimdiye kadar ki en destansı gibiş hikayesindesiniz. boşalmadık peçete kalmasın!

Dinleyen varsa ses versin beyler kendi kendime anlatmayım amk

o zamanlar zaten uzun olan saçları, rengarenk dalga dalga karşımda duruyordu. üstünde siyah, göğüs bölgesi gayet açık bir tişört, altında tam kalçasının ucunda bitmiş bir kot şort ile o eşsiz gülümsemesi karşımda duruyordu ve ben o an zaten anında aklıma koydum, geçmişte ki tacizini şimdi şehvetli bir ciks hikayesinde dönüştürecektim. ilk şoku atlattıktan sonra içeri buyur ettim herkesi ve sohbet muhabbet falan derken benı baydı ben içeri odama kaçtım hemen. açtım bir film izlemeye koyuldum çok geçmeden odamın kapısını tıklattı biri. ne var lan diye bağırdıktan sonra gelen ses onun olduğunu belli ediyordu. içeri buyur ettim ve kardeşim geldi sandım afedersin dedikten sonra muhabbete girdik. okulumuzdan, işimizden bahsettik biraz sonra filmi izlemeye koyulduk. bilim kurgu benim sevdiğim bir tarz olmasına rağmen onu pek sarmamıştı değiştirelim mi diye sordu olur dedim ve grinin elli tonunu izledin mi dedi. film konusunda çok seçiciyimdir. belli insanların filmlerini izlerim gerisi pek bağlamaz beni, hayır izlemedim dedim ve filmi bulup açtı, izlemeye başladık.

artık yaşanacakları tahmin edemiyordum, bu kadar şehvetle dolacağımız aklımın ucundan geçmemişti ama bildiğim tek şey saniyeler sonra saçlarından tuttuğum kızın dudaklarını kopartırcasına öpmeye başladığımdı. bu sefer daha heyecanlı, daha erotik hareket ediyorduk ve onun tek yaptığı kendini bana teslim etmiş olmasıydı. sokakta zurna çalan hintlinin dans ettirdiği kobra gibi kucağımda kıvranıyordu ve her bel hareketinde bedenim daha fazla kan üretip gibime doğru yol veriyordu. zevkin şiddetiyle bedenim titrerken, kuzenim zaten kısacık olan şortunun içinde olimpik havuzu dolduracak kadar ıslanan dıbının zevkinden çığlıklar atıyordu. duruşumuzu hiç bozmadan kucakladığım gibi yatağa fırlattım iki farklı ruha sahipken bir olan bedenlerimizi ve bu sefer altta olan oydu. ellerim artık şortundan taşan kalçalarında geziyordu. hayal edin o anı, kapatın gözlerinizi ve hayallerinizde oluşturduğunuz mükemmel fiziğe sahip kadının altınızda olduğunu ve bütün bedeninin size sunulan altın kadehte ki fransız şarabı olduğunu düşünün. elinizin temas ettiği her noktasının size bahşedilen kasa kasa altın olduğunu düşünün ve neler yaşadığımızı hayal edin

filmi izlemeye devam ettik bir süre. ama bu sırada uzun zaman sonucunda açılan aramız filmin de etkisiyle hızla kapanmaya başladı beyler. okulumuzdan işimizden falan bahsederken konu standart olarak sevgili olaylarına geldi. sevgilin var mı diye sordu. bütün kızlar benim sevgilim haberin yok mu senin dedim. nasıl oluyormuş o dedi ve ben devam ettim. sonuçta bütün karşı cins evli olanlar dahil, hepsiyle potansiyel olarak sevgili olma olasılığım var. ağzı laf yapan kendine güveni olan ve kadın ruhundan anlayan biri olarak, bir kıza odaklanmak zorunda değilim. bir ortamda muhabbete dahil olmam, o ortamda ki kızların dikkatini çekmeme yetiyor dedim ve yüzümde bin bir gülümseme oluştu. ne o hayırsız, benimle alakalı planların mı var da pis pis sırıtıyon dedi. sen de bir kız olduğuna göre her zaman için bir şeyler yaşama ihtimalimiz var bu gerçeği kimse değiştiremez dedim ve yanıt olarak boşuna uğraşma o ihtimal sadece bir kez oldu o da zaten geçmişte kaldı dedi gülerek

o gece ilk boşalmamı kuzenimin ağzında yaşadım. bir vampirin boynuna yapıştığı kurban gibiydim. tek fark kanımın değil, gibimin emiliyor oluşuydu. yatağa fırlattım bunu, altında ki şortu da çıkardım ve bacaklarını tamamen iki yana ayırdım. o kadar kayganlaşmıştı ki artık, tek hamlede bedeninin en derinlerinde ki karanlığa ışık tutmuştum gibimle. her gelip gidişimde kulaklarıma işleyen bir nota, damarlarıma zerk edilmiş bir zehir, gözlerimi mest eden bir derya yaşıyordum. her saniyesinde orgazma erişen kuzenim, her çığlıkta daha da derinlere inen ben. aşk birine bağlanmak mıydı yoksa sevişmenin en şehvetli dakikaları mıydı yoksa. sizlerin acısını yaşadığınız aşkın en zevkli hali altımda inliyordu. ve ben ikinci boşalmamı yaşıyordum. kanım, ruhum, bütün benliğim o an gibimden kuzenimin içine hücum ediyordu...

ilk başlarda pek bir saçma geldi film ama konusu cinsellik üzerine olduğundan izlettirmeye başladı yavaş yavaş. bu ara benim comolokko hareketlendi, bizans askerine karşı surları dövmeye hazırlanan koç başı gibi oldu. pek utanan biri olmadığımdan gizleme gereği duymadım, kuzenim de gördü bu durumu. noldu lan neye coşturdun gene dedi. filmi izledikçe seninle geçmişimiz aklıma geldi, şimdi ki aklım yoktu ki o zamanlar dedim. şimdi ne düşünüyorsun bakalım hayırsız dedi, sen o zamanlar ne amaçla onları yaptıysan, şimdi de ben o amacı güdüyorum dedim filme döndüm. burda toprağa ilk tohumu bıraktım beyler. fitilin ateşi baruta doğru yol almaya başladı o dakika.

evet beyler şimdi hep beraber şimdi ki zamana gelelim.
bundan tam 1 ay kadar önce, kuzenim ve teyzemler bize geldiler. kuzenim bu arada eskisine göre kat kat daha güzelleşmiş, saçlarını resimde ki kız gibi boyatmış ve daha rahat açık seçik şeyler giymeye başlamış. görür görmez beynimden vurulmuşa döndüm. bize geldikleri ilk günü anlatayım size. ben işten yeni gelmiştim ve hemen duşa girip yemeğe oturdum. annem misafirimiz gelecek hazırlan demişti ve kim olduğunu sorduğumda mevzu bahsi geçen kuzenimin de dahil olduğu ailenin geleceği haberini alınca hemen kalktım masadan ve hazırlanmaya başladım. sakallarıma şekil verdim, dünyanın parasını bayılıp aldığım ama kıyamadığım parfümümü üstüme boşalttım ve beklemeye başladım. bizimkiler yemeğini yediler, tam masa toplanırken kapı çaldı ve benim heyecanım resmen gibimde atan bir kalbe dönüştü. ellerim terlemeye başladı ve kapıyı açtım. açar açmaz dünyam tersine döndü, bu kadar güzelleşmiş bu kadar harikalaşmış bir insan olamazdı beyler.

suratıdma bir acı ve dudaklarımda bir ıslaklık hissettim. acının sebebi en iyisinden bir tokat yememdi. ama şu an acıdan ziyade yıllardır olmasını beklediğim öpüşmenin zevkine odaklanmıştım. bir insan öyle böyle öpüşemez beyler. bir öpüşme öpüşme olalı böylesine bir şehvet ve zevkin doruklarına ulaşmamıştır. o kadar kızla öylesine yerlerde yaptım bu öpüşmeyi ama bu resmen sasha grey'in midesine kadar sakso çekmesi kadar zevkliydi. onun dudaklarını hissettikçe resmen gibimde gidip gelen bir şeyler vardı ve her saniyesinde bütün iliklerime kadar boşalıyordum. kıpkırmızı ruju bütün dudak çevremi kaplamıştı ki, dudaklarımız ayrıldı

filmde ki sevişme sahneleri zaten tavan seviyede olan özgüvenimi daha da yükseltmiş resmen uzay boşluğunda ki bir meteor edasıyla süzülmemi sağlamıştı. o kadar kolay değil o söylediğin dedim. ne demek bu dedi ve ben hemen atladım lafını bitirmeden. son 10 dakikadır sürekli dudaklarını yalıyorsun sence bunun nedeni havanın sıcaklığı mı yoksa bedeninde ki yaşanan ısı artışı mı. bakışların bile tahrik olmanın son raddesine gelmiş bir kadın gibi ve sen hala kendini zorluyorsun, olmaz deyip duruyorsun. kendi aklınca geçmişin bir hata olduğunu ikimizin de çocuk olduğunu beynime enjekte etmeye çalışıyorsun ama o öyle değil dedim. kendini kandırmaktansa, beni içinde ki dişi şeytanla tanıştır ve günahların en büyüğüne birlikte şahitlik edelim dedim. ya ateşler içinde sırılsıklam olsun bedenlerimiz yada hemen şu anda bu odadan defol git dedim ve devam etmeme izin vermeden yerinden kalktı beyler. aha dedim şimdi sıçtım amk. elimde ki tek fırsatı da teptim dediğim an...

Mod mudur admin midir her ne gibimse, olan bitende yayın açmış. gibiş sokuş olan başlıklar trende giremez diye. Yarram trend için açıyor olsaydık, konumuz gibiş olmazdı. Şifresink unuttuğum hesabımda açtığım 3 başlığın 3'ü de trend olmuştu. Kimin nasıl konulara ilgi gösterdiğini biliyoruz vesselâm. Mod seçimlerine girsin diye mesaj atmıştım, o yüzdendir muallakliği bana karşı.

ben bedeninin her noktasını yeniden keşfederken bu bir yandan artık sesinin kısıklığı ile acele etmemi söylüyordu. bu anı ben 13 yıldır bekliyorum. tadını çıkarmadan bitireceğimi zannediyorsan yanılıyorsun dedim ve üzerinden kalktım. artık nefeslerimiz o kadar hızlanmıştı ki yavru geyik peşinde koşan bir çita gibiydik adeta. tişörtünü çıkarmaya başladım yavaş yavaş. gözlerinin en derinlerinde kaybolurken hala suratımda o bin gülüşü vardı. o ise artık gülüşümü umursamıyor birazdan tarihin nasıl tekerrür edeceğini düşünüyordu. nasıl böyle oldun dedi. anlamadım dedim. nasıl bu kadar kadın ruhundan anlar hale geldin, nasıl her hareketinde beni sadece sevişmekten öte yıllardır aradığım şehvete kavuşturdun, nasıl bu kadar heyecanla doldurdun kalbimi dedi. sen bir parça kağıtsın ben ise kalem. şimdi de en mükemmel şiirimi yazıyorum dedim ve o esnada sütyenini de çıkarmış göğüsleri ile karşı karşıya gelmiştim.

göğüslerinde dudaklarımın keşfetmediği yer kalmamıştı artık ve ben göbeğine doğru indim. ordan şortunun üzerinden dıbına... bacaklarının arasında öpülmedik, dokunulmadık yer bırakmadım, ellerim bir yandan göğüslerini sıkarken dudaklarım şortun üzerinden erotizme şuku basıyordu. dediğim gibi şortu çok kısaydı ve bacaklarının arasında ki kısmı kenara doğru çektim. bakımlı bir kız olduğu her halinden belliydi zira amında tek bir pürüz tek bir kıl yoktu. lazer epilasyon yapılmış bir amı yalamak, ısırmak ne demek bilemezsiniz. kırk yıllık afrikalıların iskendere saldırdığı gibi iştahla yumuldum dıbına. o yumuşacık dudakları, o dudakların arasında ki klitorisi yalamak, ısırmak, emmek hiç bu kadar mükemmel olmamıştı.

Yorulmuştuk. Ateşler içinde kalmış gibi bedenlerimiz ter içinde kalmıştı. Birbirine sürten vücutlarımız ortamın sıcaklığını yükseltmişti. Ben hala dıbına girip çıkıyordum ve bundan ikimiz de şikayetçi değildik. O hala orgazmlarına devam ediyordu, ben hala pompalıyordum. Bir süre sonra üçüncü kez boşaldım. Yanına uzandım, gözlerimi kapattım ve şiirimin nasıl devam etmesi gerektiğini anlatıyordum. Bedenimde ki bütün kaslar kendinden geçmişti, yorgunluktan ölüyordum ama şimdi sırası değildi, bırakamazdım. Elinden tuttum, banyoya koştum. Evimizin banyosu biraz büyüktür beyler. Duşa kabin ve küvet, ikisi de var banyoda. Küveti doldurmaya başladım, salonda ki vazodan çiçekler koparıp içine bıraktım. Duş jelinden biraz boşaltıp içine girdik küvetin. Ilık su, çiçeklerin ortama kattığı sıcaklık ve duj jelinin fresh kokusu... Saatlerdir bedeninde emilmedik yer bırakmadığım kadın suyun içinde, ben o kadının içindeydim. Softcore sex kıvdıbına gelmiştik artık, yorgunluk hareketlerimizin şiddetini kısıtlıyordu ama içimizde ki kudurmuş kişiliği doyuramıyorduk. Bu arada beyler, renkli saçları olan hatunlara karşı bir aşk var içimde resmen. Fotoğraflarını bile gördüğüm an boşalacak gibi oluyorum.

o an neden tokat attığının sebebini sordum. bu kadar zeki olmak zorunda mısın. beni bana karşı tarif ettiğin her kelimede her cümlede seni içimde hissetmek istedim. nerede ne zaman nasıl konuşman gerektiğini neden bu kadar iyi biliyorsun ki dedi. her kelimede savaşta esir düşmüş bir asker gibi teslim oldum sana ama eğer o tokatı atmasaydım hiç mücadele vermeden teslim olmuş gibi hissederdim dedi. bakışlarına ve bana karşı o an oluşa n o hayranlığında dayanamadım beyler. incecik belinden tutup kendime çektim ve rengarenk saçlarını elime doladım. hissettiği acı yüzüde ki ifadeden belli oluyordu ama artık bu bir sevişme değil, Kral Arthur'un huzuruna getirilmiş bir savaş casusunun cezalandırılma sahnesiydi.