Öncelikle şu ön bilgiyi vermek istiyorum. Çünkü bu bilgi daha sonra işimize yarayacak. Yahudiler, Allah’la pazarlık yapan tek millet olmakla övünürler.

Şimdi, miraç olayını ben özetleyerek aktarayım ve bunun üzerinde bir inceleme yapalım. muhafazid peygamber bir gece göğe yükselir ve Allah’ın huzuruna çıkar. Burada ona –inanca göre- birkaç bilginin dışında 50 vakit namaz kılma emrini de tebliğ edilir. 50 vakit namaz demek, her 29 dakikada bir namaz vaktinin gelmesi demektir. Hem de gece gündüz. Öncelikle bunun üstünde duralım. Bakara Suresi’nin 286. ayetinin ilk cümlesi mealen aynen şu şekildedir: “Allah hiçbir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz.“ Bu ayete göre miraç hikâyesi aslında baştan çöküyor. Ya Allah kendisiyle çelişiyor yahut da insanlarla oyun oynuyor. inançlı biriyseniz ikisi de mantıklı gelmeyecektir. Bu da tatmin etmediyse incelememize devam edelim bakalım.

Peygamberimiz bunu kabul edip aşağı inmeye başlıyor. Bakın burada da aslında peygambere zımnen de olsa bir hakaret söz konusudur. Hadise göre peygamber 50 vakit namazın ne anlama geleceğini idrak edemeyen bir kişidir. Buna insanlık halidir, olabilir diyebilirsiniz. Devam edelim bakalım. inerken yolda Musa peygamberle karşılaşır ve yukarıda ne yaptıklarını sorar. 50 vakit namazı duyunca Musa peygamber, senin ümmetin bunu yerine getiremez tarzında bir akıl verir. Bunun üzerine peygamberimiz tekrar Allah’ın yanına çıkarak bu sayıyı düşürmesini ister. Bu inip çıkmalar bir süre devam eder. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, peygamberimize akıl veren kişi Musa peygamber. Yahudilere göre son peygamber olan kişi. En sonunda namaz 5 vakit olur ve Musa peygamber bunu da ümmetinin yapamayacağını söyler. Peygamberimiz ise daha düşürmesini istemeye yüzünün olmadığı tarzında bir cevap verir. Böylelikle sanki peygamberimiz sendika lideri gibi, patronla, işçiler için çalışma saatinin düşürülmesi pazarlığını yapıyor. Böyle bir şey elbette düşünülemez.

Bir de miraçta peygamberimize cennet ve cehennemin gösterildiği anlatılmaktadır. Kur’an’a göre ise cennet ve cehennem daha yaratılmamıştır. (Bu ikisi, son saatten yani kıyametten sonra yaratılacaktır. Çok doğaldır ki Kur’an’ın kendine has bir üslubu vardır. Buna göre gelecek hakkında haber verilen şeyler, geçmiş zamanla ifade edilir. işte cennet ve cehennem de bundan ötürü sanki yaratılmıştır gibi anlaşılıyor. Esasında bu üslubu göz ardı ettikleri için hataya düşüyorlar. Bunu Mehmet Okuyan hoca güzel bir biçimde anlatıyor. Merak edeniniz varsa Youtube’dan videosuna ulaşabilir.)

Benim incelemem bu kadar. Bana göre miraç tamamen palavra. Bulduğum delilleri paylaştım. Peki, bu hadisi kim ya da kimler uydurdu diye soracak olursanız, Yahudiler derim.