/i/Osmanlı

Devlet-i Âliyye-i Osmanniye.
(Osmanlı İmparatorluğu)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 42.
    0
    Istanbulun fethi
    fatih sultan ve ona cok buyuk bir imparator olacagini anlatan yasli adam geliyor.
    Sultan Suleyman geliyor
    cok seyler geliyor panpa simdi yazsam bitmez
    ···
  2. 41.
    0
    sömürgeci bir devlet olsaydı nasıl olurdu diye düşünürüm hep
    ···
  3. 40.
    0
    Binlerce arşiv...
    ···
  4. 39.
    +1
    Mehter Marşı
    ···
  5. 38.
    0
    Şüphesiz yakın tarihimiz açısından daha çok incelenmeye muhtaçtır. Çünkü Osmanlının çöküşü, sonuçları itibariyle sadece Türkiye Cumhuriyeti için değil bütün dünya tarihi için önemli bir olaydır. Türk hâkimiyet anlayışından meşruiyetini alan taht mücadeleleri Osmanlı tarihi içinde de sık sık görülmektedir. Yükseliş dönemine kadar Osmanlıda cereyan eden taht kavgaları umumiyetle daha güçlü ve liyakatli olan hanedan üyelerinin tahta geçmesini sağladığından, sonuçları devletin büyüyüp genişlemesine katkıda bulunmuştur. Buna rağmen Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesiyle başlayan ve tarihimizde “Fetret Devri (1402-1413)” olarak adlandırılan kardeş kavgaları, şüphesiz Osmanlı fetihlerinin gecikmesine sebep olmuştur. Fatih Sultan Mehmet, kardeş kavgalarının önünü almak için ünlü kanunnamesinde “nizâm-ı âlem için kardeş katli”nin vacip olduğunu bildirmesi, meselenin ne kadar ciddî olduğunun bir işaretidir. Devletin bekası ve nizâm-ı âlem için kardeşin dahi gözden çıkarılması, aslında tenkit edilecek değil, takdir edilecek bir özveri örneğidir. Buna rağmen Cem Sultan ve Yavuz örneklerinde görüldüğü gibi taht mücadeleleri devam etmiştir. Yine bu mücadeleyi önlemek maksadıyla I.Ahmet, “ekber ve erşef evlât”, yani büyük ve olgun oğulun padişah olması usulünü getirmiştir. Fakat bu usul de istenen neticeyi vermeyecektir. Özellikle gerileme dönemindeki taht mücadelelerine hanedan dışında, yeniçerilerin ve devşirme asıllı vezir ve paşaların da karışması devlet otoritesini ve nizamı daha da bozmuştur.

    Yeniçeri Ocağı, saray ve haremin nüfuz mücadelesine girmesi kimi zaman çocuk yaşta, ehliyetsiz şehzadelerin kukla sultan olmasıyla kimi zaman, dirayetli ve cesur sultanların katliyle neticelenmiştir.

    Türk devletlerinde alplik (gazi-erenlik), bilgelik ve erdem hükümdarların en büyük özelliklerindendir. Türk hükümdarı cihan hâkimiyetini tesis için bizzat fetihlere iştirak eder ve hatta ordunun en ön safında savaşır. Çünkü o her açıdan milletinin lideridir. Nitekim Alparsan Malazgirt’te kefenliğini giyerek ön safta savaşmıştır. Kuruluş ve yükseliş döneminde Osmanlı padişahları bizzat seferlere katılmıştır. Kanuni’nin 46 yıllık hâkimiyet döneminde, ömrünün çoğunu at üstünde seferlerde geçirdiği bilinmektedir. Kanuni’nin ölümünden sonra bu gelenek yavaş yavaş terk edilmeye başlamış, IV. Murat gibi istisnalar hariç, padişahlar seferlere çıkmadığı gibi, devlet işlerinin görüldüğü divana da pek katılmamışlardır.
    Padişahların halktan kopması, sefere ve divana çıkmaması, devlet idaresinde vezirlerin ağırlığının artmasına sebep olmuştur. Nitekim XVI. yüzyılın sonlarından itibaren güç ve nüfuzunu müspet yönde kullanan vezirler Osmanlı Devleti’nin sınırlarını muhafaza etmesini sağlayabilmişlerdir. Bu daimî olmayan başarılar, padişahlardan ziyade vezirlere mâl edilmiştir. Sokullu devri veya Köprülüler devri buna örnektir. Vezirlerin gücünün artması aralarında, taht mücadelesine benzer bir mücadelenin başlamasına da sebep olmuştur. Nüfuzunu kötüye kullanan bazı devşirme asıllı vezirler, ihanete varan uygulamalara girmiş, Rüstem Paşa gibi vezirler rüşvet ile iş görür olmuşlardır.

    Osmanlı padişahlarının kısmen de olsa terk ettiği otorite ve yetkilerini üstlenen merkezî bürokrasinin rüşvet, suiistimal ve adam kayırma gibi, bugün de yabancısı olmadığımız unsurlarla bozulması, devletin gerileme dönemine girmesine yol açacaktır. XVIII. yüzyıldan itibaren geleneksel bir askerî ve idarî eğitimden gelen “ehl-i seyf”ten atanan vezirlerin yerini, “ehl-i kalem”e bırakması, yani malî ve idarî bürokrasinin yürütme (sadaret) görevini üstlenmesi beklenenin aksine bozulmayı durduramamıştır. Koyu bürokrasi, XVIII. yüzyılda gerçekleştirilmeye çalışılan askeri, idarî ve malî düzenlemelerden arzu edilen neticeyi alamadığı gibi, çöküşü de hızlandıran bir unsur hâline gelmiştir.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 37.
    0
    Eti yumuşak olsun diye muhallebi ile beslenen erkekler 17 16 yaşlarında padişaha sunulurdu bunlara muhallebi çocuğu denirdi çükünü kestiklerim
    ···
  7. 36.
    -1
    dünyanın en gibindirik devleti
    ···
  8. 35.
    0
    osmanlıspor
    ···
  9. 34.
    0
    Allah affetsin ama gaylik geliyor amk
    ···
  10. 33.
    0
    sarayda gibiş
    ···
  11. 32.
    0
    Oğlan...
    ···
  12. 31.
    -1
    Hürrem'in memeleri
    ···
  13. 30.
    0
    31 mart vakası
    ···
  14. 29.
    0
    Koca yusuf
    ···
  15. 28.
    0
    bir an kendimi güçlü hissediyorum
    ingiliz görsem giberim o derece.
    ingilizce kadın öğretmenlerimizi de bu yüzden gibmek isterim zaten
    ···
  16. 27.
    0
    Cariyeler.
    ···
  17. 26.
    -1
    Ülkeyi ingilizlere fransızlara bırakan puştlar geliyor
    ···
  18. 25.
    0
    şekerpare filmi
    ···
  19. 24.
    0
    Fatih'in çıkardığı bi yasa kaldı aklımda amk padişah olmak için kardeşlerini öldürebilirsin diye bunun üzerine bir Şehzade'nin 12 kardeşini öldürmesi :(
    ···
  20. 23.
    +1 -1
    Lgbt geliyor. Oglancilik yaygindi
    ···