/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +65 -10
    Yıl 2009 istanbul Bakırköy'de sakin bir mahallede tuttuğumuz kiralık eve taşınmıştık kız arkadaşım ile. Evlilik hazırlıkları yapıyorduk. Evimizin cephesi öne değil arkaya bakıyordu. Yani iki apartmanın arka boşluğuna. Daireyi tuttuğumuzda uzunca bir süre boş kaldığını öğrenmiştik. Bu yüzden olacaktı ki ev sahibi daha fazla sabredememiş Bakırköy gibi yerde gayet uygun bir fiyata anlaştı bizimle. Ancak işin rengi hiç te öyle değilmiş çok geçmeden anlayacaktık. Kontratlar imzalandı taşınma işi başladı. Öyle çok ta bi eşyamız yoktu zaten. Mahallemiz sessiz sakin gayet elit bir mahalleydi aslında. Sonradan cehennemimiz olabileceğini aklımızın ucundan dahi geçirmezdik...

    Edit : Beyler söz verdiğim gibi hikayemi bitirdim. Siz de emeğimi karşılıksız bırakmayın ve şukularınızı ekgib etmeyin. Başka bir sayko başlık altında görüşmek üzere..
    ···
  1. 2.
    +12 -2
    kuzen gibme var mı sen onu söyle birader
    ···
  2. 3.
    +4
    Aha kız dedi gelin lan gibecek galiba
    ···
  3. 4.
    +22 -2
    Taşınmamızın üstünden 1 hafta kadar geçti. Herşey o kadar iyiydi ki.. Hayallerimdeki gibi bir kadınla, hayallerimdeki gibi bir ev ve mahallede sabahları Ermeni mezarlığında bulunan o kocaman kavak ağaçlarındaki çeşit çeşit kuşlardan gelen sesler ile uyanıp işe gidiyordum. O gün işten döndüğümde Sevda evde yoktu. Büyük ihtimalle Bakırköy'de bi alışveriş merkezine girmiş yine manyak gibi alışveriş yapmaktan evin yolunu unutmuştu. Aradım tahminimde hiç te yanılmamıştım. Yoğun toplantılar içinde geçen bir günün sonunda bir de Temmuz ayının alevinde geçen 1,5 saatlik trafikten sonra dolaba koştum hemen. Soğuk bişeyler ararken dolaptaki Miller bira gözüme takıldı. Hemen aldım bir yudum içip tezgahın üzerine koydum. Tekrar dolaba dönüp yiyecek bişeyler arandım. Anasını satayım daha iki gün önce aldığım kaşar peynirini küf bağlamıştı. Ne çabuk bozuldu ya bu diye geçirdim içimden. Neyse ya olmadı Sevda gelince dışarıdan bişeyler söyleriz diye düşündüm. Kafam hala dolaba dönük, kapısını kapatırken bir yandan elimi tezgahın üstündeki biraya uzattım, ancak elim boşluğa geldi. Kafamı bi çevirdim bira yok tezgahta. Noluyo lan dedim kendi kendime.. Bizim mutfağın kapısı içeri salonu görür. içeri bakmam ile salondaki sehpanın üzerinde duran Miller'ı görmem bir oldu. Bi afalladım önce. Nasıl ya dedim. Sevda. Sen mi geldin? diye seslendim. Ses yoktu.. Zaten çok salakça bir seslenişti bu. Gelse kesin duyardım.
    ···
  4. 5.
    +1
    Trendlik isim
    ···
  5. 6.
    +20
    Noluyor lan bi yudumda kafayı mı buldum arkadaş diye kendi kendime söylenip tezgaha doğru döndüm ki bira orada bıraktığım yerde öylece duruyordu. Tekrar hızlıca sehpaya döndüm baktım. Bira orada değildi. Noluyor lan diye bu sefer sesli bi şekilde söylenirken kapı açıldı, gelen Sevda'ydı. Kapının açılırken ki anahtar çevirme sesine başımdan aşağı sıcak sular boşaldı sanki korkudan, irkilmiştim. "Hayatım ben geldim, şu poşetleri al geberiyorum yorgunluktan" dedi ve bana baktı "hayırdır bi tuhafsın noldu" diye sordu. Yok bişey canım, sanırım bugün çok yoruldum üstüne bir de trafik.. "anladım" dedi alsana şunları diyerek poşetleri uzattı. Ama ben poşetleri alırken hala olayın şokunu atlatmaya çalışıyordum. Neyse herhalde gerçekten yorgunluktan halisünasyon gördüm dedim kendi kendime.. içeri geçtik. Dolaptaki peynirler neden bu kadar çabuk küflenmiş dedim, dolap mı bozuk acaba. Yoo dedi Sevda. Sabah sen yokken kahvaltıda yedim gayet tazeydi dedi ve kalktı dolaba yürüdü, açtı kapağını ve peyniri gösterdi. Mis gibi tertemiz duruyor.. "Neresi küf aşkım bunun çıldırdın mı sen" diyerek dalga geçti. Gerçekten çıldırmış mıydım ki..
    ···
  6. 7.
    +1
    Hayalet birini gibecek ama neyse
    ···
  7. 8.
    +1
    Güzel pmp
    ···
  8. 9.
    +18
    Ama bunu Sevda'ya anlatmamaya karar verdim. Kızcağızı durduk yere korkutmak istemiyordum. Sonuçta bunlar tamamen beynimin oyunu olabilirdi ama o bira şişesi olayına açıklık getiremiyordum bir türlü. Kendimce olayı kapatıp unutacaktım. Huyumdur çok pis unuturum. Eski sevgiliyi, yediğim dayağı, yaşadığım utanç verici bir durumu.. Eğer bir daha hatırlamak istemiyorsam beynim çok güzel absorbe eder yaşananları ve ben kapatırım gider en fazla iki üç güne. Ama bu sefer unutturacak zamanım olmadı binler.

    Gece standarttı. Yemek, bulaşığa yardım, Tv'de film keyfi, biraz günle alakalı sohbet ve gece çok ta uzun sayılmayan bir sevişmeden sonra (😁) uykuya daldım.. Gece bir ara uyandım ağzım zehir gibi. Sersem sersem mutfağa su içmeye gidiyorum. Karanlıkta zorla seçip düğmesine basarak yaktığım ışığın gözümü kamaştırmasından sonra suyumu içip tam yatağa dönüyordum ki balkonun kapısının açık olduğunu farkettim. Bi mırıldanma sesi duyduğumda korkuyla cesaret karışımı duygular eşliğinde yavaşça balkona doğru yürüdüm. Kapıdan baktığımda balkonda öylece duran bir kadın gördüm. Sevdaydı bu!!
    ···
  9. 10.
    +3
    Ananıskim tutcak tutarsa şuku atın okuyam
    ···
  10. 11.
    +14
    O an hızlıca beynimden geçen tek şey ben kalkarken Sevda yatakta mıydı değil miydi düşüncesiydi. Kısa bir duraksamadan sonra "Sevda?" diye seslendim. Hayırdır aşkım ne bu gece gece şimdi dedim. Şaşırmıştım çünkü hiç huyu değildir. Bi daldı mı top atsan uyanmazdı kadın. Hatta bazen yattığı yönde uyanır. O derece derin uyuyor yani. Bana döndü ve sadece uyku tutmadı mı seni de diyip sırıttı. Ama böyle bir sırıtış şekli bir insanın sırıtan uzvuyla yapılacak bir şekil değil. Ağzı kulaklarına vardı kelimesi var ya.. Hah aynen öyle oldu. O ağız öyle bir uzadı ki kulaklara doğru, yazarken bile tüylerim diken diken oldu şimdi. Birden oda buz kesti Temmuz'un ortasında. Yerimden kımıldayamadan sanki tarak kemiklerimden eski parkeli zemine çakılmış gibiydim. Kımıldayamıyor, sırtımdan aşağı domur domur terliyordum. Eğer bu kabussa çabuk bitse iyi olacaktı çünkü kalbimin göğüs kafesini yarıp çıkma ihtimali olasıydı...
    ···
  11. 12.
    0
    Rezerve
    ···
  12. 13.
    +15
    Birden o sırıtışla bana " Aşkım? " diye seslendi. Gözümden yaş aktı akacak. Sonra tekrar ve daha yüksek sesle bi Aşkım çağrısı daha duydum. Ama bu sefer karşıdan değil hemen solumdan, ve elini hissettim. Sevda'ydı bu. Döndüm baktım kızcağız kireç gibi bembeyaz olmuş. Bana bakıyor. Tekrar balkona baktım. Kapı kapalı balkonda da kimse yoktu. Odanın havası tekrar yaz sıcağına dönmüş ben sırılsıklam suratımla salonun ortasında öylece duruyordum. "Napıyorsun sen gece gece ya" dedi biraz da korkuttuğumdan olacaktı ki sitemle.. Döndüm ona, ayaklarım çözülmüştü yeniden. Bişey diyemeden biraz da şokumu belli etmemeye çalışarak. Napıyorum? Ha şey su içmeye kalktım... diyebildim daha fazla bişey diyemeden. "Manyak mısın salonun ortasında mırıldanırken gördüm seni sesine uyandım" dedi. Sevda benim mırıldanmama mı uyanmıştı? Sevda mı?? Hayatım bi sorun mu var? Akşam üstü de bi değişiktin zaten. Anlatmalı mıydım? Bilmiyordum. Anlatsam ne olacaktı ki. O evde saniye durmazdı. Ben de ikinci bir taşınma taşkalesine hayatta girmezdim. Bu dünyada en nefret ettiğim bikaç şey varsa bunlardan biri kesinlikle ev taşımaktı. Sanırım akşamki durum beni etkiledi. Kısa zamanda pgibolog şart gibi duruyordu. O mendebur birim müdürünün yarattığı baskının stresi de bunu bana yapmış olabilirdi.. Evet paranormal olaylar duymuşluğumuz var herkes gibi ama boşversene kim inanıyor ki o safsatalara.. Gidip elimi yüzümü yıkayıp yatak tişörtümü değiştirerek yatağa yattım. Öyle bitkin hissediyordum ki..
    ···
  13. 14.
    +22
    Yok dıbına. inci ruhu bitmiş. Meme fotosu atsaydım trend olurdum amk. ilk gelen iki yorum bile aha gibiş var oldu. Ne olmuş lan bu inciye
    ···
  14. 15.
    0
    Rezz devamm
    ···
  15. 16.
    0
    Anlat panpa altimiza sictirt bizi
    ···
  16. 17.
    0
    Yaz picc
    ···
  17. 18.
    +28 -1
    Hayvan gibi uyumuşum deyim yerindeyse. Sanki tüm gün taş ocağında çalışmış gibiydim. Neyse sabah yine mezarlıktan gelen o enfes kuş sesleri ile uyandım. Sevda çoktan kalkıp çayı koymuş, sucuklu yumurta kokusu evi sarmıştı bile. Ben bir müddet geceyi biraz daha yad ettikten sonra kalkıp elimi yüzümü yıkayarak kahvaltıya oturdum. Sevda çok gecikmeden açtı konuyu zaten. Hayatım geceki halin çok korkuttu beni. Senin için endişelenmeye başladım. Neyin var senin allah aşkına. iş yerinde mi problem? Ne zaman stresli olsan... Biliyorum biliyorum diyerek sözünü kestim.

    Ne zaman stresli olsam veya bişeyi çok kafama taksam gece yatağımdan kalkıp yürürüm. Bildiğin uyurgezerlik yani. Bu yanım Sevda'yı başta çok korkutsa da bir süre sonra dalga geçecek kadar alışmıştı. Belki de gerçekten gördüğüm kabustu uyurgezdiğim sırada. Ama ilginç olan o bira olayından başka tuhaf yada can sıkıcı bir şey olmamıştı son zamanlarda. Neyse diyip geçiştirdim. Fazla bişey yiyemeden de kalktım. işyerinde rutin bir öğleden öncesi geçirdim. Öğlen yemek yedikten iki saat sonra telefonum acı acı çaldı (ulan bu cümleye de ne kılım ha 😁) arayan Sevda'ydı. Açtım.

    - Efendim aşkım

    - Komik mi yani şimdi bu

    - Anlamadım

    - Sıkıntıdan eğlence arıyorsan başka şeyler bul

    diyip kapattı. Fazla değil 2 dakka sonra WhatsApp'tan bir resim attı. Resimde Sevda'nın beyaz tişörtüne kırmızı renkte " դուրս " yazıyordu.
    ···
  18. 19.
    0
    Yaz fena sardı
    ···
  19. 20.
    0
    Okumadım herhalde ev sahibi boşnak saksosu çektirmiş
    ···