/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +26 -8
    beyler bildiginiz üzere bu başlıkta bi hikaye vardi bunu yazan muallak bunu çalmış bende orjinalini buldum istek olursa buradan devdıbını yazarım

    edit: hikayenin başını okumak isterseniz http://incisozluk.com.tr/...kire-kadın-bırakmadım/
    ···
  2. 2.
    +9
    Beyler 20 part attım hem yoruldum hemde okuyan yok sabaha kadar uyumuyorum okuduğunuzu belli ederseniz sabaha kadar bi 30 part daha atarım
    ···
    1. 1.
      0
      devam etsene muallak
      ···
      1. 1.
        +1
        http://koyumuzun-amciklari-sex.yeahh.com tüm hikaye al panpa
        ···
  3. 3.
    +6
    Ahırda, Safkan olduğunu öğrendiğim 4 tane At vardı. Şermin, Kahverengi bir At'a yular taktı. Atın sırtına da eyer koymadan sadece battaniye gibi bir örtü serdi, "Eyerlersem ikimiz rahat oturamayız!" diyerek. Güzel bir hayvandı, alnında ve ayaklarında Beyaz lekeleri vardı. Şermin'in gözdesiymiş bu At. Hazır olunca da, "Şimdilik sen arkama bin. Dönüşte ben senin arkana binerim, sen sürersin!" dedi. "Tamam!" dedim. Şermin'in At'a binerkenki hareketi çıldırtıcı derecede sexy idi. Eski tabure gibi birşeyin üstüne basarak çıkmıştı. O bindikten sonra da ben bindim, arkasına. "Bana sarıl, ya değilse düşersin!" dedi. "Tamam!" dedim ve iki elimi de öne atarak, göbeğinin üstünde birleştirdim ve sarıldım. Sarılınca, yarağım da ister istemez tam zütüne dayanmıştı. At'ı aheste aheste sürerek ahırdan çıkardı Şermin. Sonra, hafif bir tempoda gidecek şekilde hızlandırdı hayvanı...
    ···
  4. 4.
    +5 -1
    Atladık arabaya, yarım saat sonra binanın önündeydik. Arabadan inerken, "Arabada kalırsa çalarlar!" deyip, Video kameranın olduğu çantayı da aldırdım yanımıza. Yukarı çıktık. Eve girip kapıyı kapatır kapatmaz, Nurcan'ı kapının arkasına yasladım ve öpüşüp yiyişmeye başladık. Birkaç dakika içerisinde koridorda ikimiz de çırılçıplaktık. Nurcan'ı hemen oracıkta gibmek istiyordum. Ama önce dıbını yalamak için önüne çöktüm. dıbına daha dilimi değdirmeden, Nurcan, "Aşkım dur, önce bir Lavaboya gitmem lazım, çok sıkıştım, zor tutuyorum!" dedi. Elinden tutup banyoya zütürdüm. Klozete oturdu ve benim çıkmamı bekledi. Ben çıkmayınca, "Çıkmayacakmısın?" dedi. "Yok, seni işerken seyretmek istiyorum!" dedim. "Ama aşkım, sen bakarken işeyemem ki!" dedi. "işersin, bak ben de işeyeceğim şimdi!" deyip, duşu açtım, küvetin içine şarıl şarıl işemeye başladım. Su sesi ve benim işeme sesime Nurcan da işemeye başladı. işememiz bitince çabucak bir duş alıp, kurulandık ve banyodan çıktık.

    Nurcan'ı busefer benim odama zütürdüm, gibişmek için en uygun yer yatağımdı. Öpüşüp elleşmeye başlayınca aklıma birşey takıldı ve "Video kamerası için boş hafıza kartı var mı?" diye sordum. "Kameranın çantasında var birkaç tane, hiç açılmamış!" deyince, bir koşu koridordan kamera çantasını aldım geldim. Mobilya mağazasında çekilen Videonun kayıtlı olduğu kartı çıkarttırıp, kameraya boş bir tane kart taktırdım. Kendim uğraşmak istemedim, çünkü kamera bana çok karışık gelmişti, önce kullanma kılavuzunu okumak gerekiyordu. Kamera çok kaliteli birşeydi. Yüksek çözünürlükte kayıt yapıyormuş. Hatta kaydedilen videodan Fotoğraf makinesi gibi resim bile çekiyormuş. Kameranın hoşuma gittiğini görünce, "Giderken sana bırakırım aşkım! Orda ucuz, 900 Euro filan, ben kendime yenisini alırım!" dedi. Teşekkür ettim ve "Ama önce bu zımbırtı nerden açılıyor, nasıl kayıt yapıyor, onu göster!" dedim. Çalıştırdı, otomatik Zoom özelliği de varmış, ona ayarladı ve "Tamam aşkım, şimdi çekiyor!" dedi.
    ···
  5. 5.
    +6
    Sigara kesmemişti, birer sigara daha yaktık. Nurcan, "Aşkım ya, işyerini aramam lazım, şimdi aklıma geldi, bizim kıza Epilasyon cihazıyla ilgili birşey söylemeyi unuttum!" diyerek telefona sarıldı. Ve kıza yine Almanca, "Hadi iyisin huur, istediğin olacak galiba!... Hı hı, konuştum!... Yok, daha senden bahsetmedim, merak etme, alıştıra alıştıra bahsederim!... Tamam, ben de senin dıbını öptüm!" deyip, kapadı telefonu. Sonra da bana yine, "Seni çok seviyorum aşkım!" diyerek bir öpücük daha kondurdu ve "Aynur, benim dükkanda çalışan kız, çok tatlı birşey, görsen sen de çok seversin kendisini! Dur bakayım, bir resmimiz olacaktı... " deyip telefonunu kurcaladı ve buldu, gösterdi bana. Kuaför dükkanında çekilmişti resim ve Nurcan'la Aynur birbirilerine sarılmışlardı. Resmine bakılırsa Aynur çok sexy bir kızdı ve çokta azgın birşeye benziyordu, tam gibmelik yani. "Evet, senin kadar olmasa da, gerçekten tatlıymış!" dedim, başka da birşey demeden verdim telefonu geri.

    Bu arada benim yarak yine kalkmıştı, ama bu sefer Aynur'u gibeceğimi düşünmekten kalkmıştı. Sigaralarımız bitince Nurcan beni sırtüstü yatırıp üstüme çıktı. Yarağımı dıbına yerleştirip yavaş yavaş oturup kalkmaya başladı. Nurcan bu sefer sanki daha çok zevk alıyordu gibişmemizden, sanki daha bir isterikti. Tadını çıkara çıkara yarağımın üzerimde salınırken, "Aşkım, geçmişte yaptıklarıma kızmayacağını söylediğin için sana birşey itiraf etmek istiyorum... " dedi. "Anlat aşkım!" dedim. "Biliyormusun, ben Aynur'la... şey yaptım... onunla seviştim! Kızdın mı?" dedi. "Yok, niye kızayım, iyi yapmışsın aşkım! istediğin zaman sevişebilirsin Aynur'la!" dedim. Nurcan sevinçle eğilip dudaklarımı öptü ve hareketlerini daha seri bir şekilde hızlandırıp, kasıla kasıla orgazm oldu. Ben daha boşalmadığım için alttan dıbına pompalamaya devam ettim. Boşalmak üzereyken, "Geliyorum aşkım!" dediğimde, Nurcan üstümden indi ve yarağımı ağzına alarak boşalttı beni. Döllerimi yutmayı seviyordu.
    ···
  6. 6.
    +6
    Artık Ramazan çavuşlarla hısım olmuştuk, ertesi günü bize kahvaltıya geldiler. Akrabamızın düğünü de bitmek üzereydi, bizim evde yatılı kalan kızlar da artık kendi evlerine döneceklerdi. Babam Ramazan çavuşa, isterlerse Almanya'ya dönene kadar bizde kalabileceklerini söyledi. Ramazan çavuş kabul etti, öğleden sonra gittiler valizlerini falan toplayıp bize geldiler. 10 gün daha vardı Almanya'ya dönmelerine. Nurcan benim odama yerleşirken, annesiyle babası da misafir odasına yerleşti. Ben yine bodrumda yatacaktım, aile büyüklerimiz böyle uygun gördüler. imam nikahlı karım olmasına rağmen, düğünümüz olmadan Ateşle Barutu aynı odada yatırmak istemiyorlardı.

    Birkaç gün boyunca, Nurcan'la gizli saklı öpüşüp elleşmekten ileriye gidemedik. Ee, kayınpeder, kayınvalide ve Nurcan bizde misafirken, onları bırakıp köydeki gibilecek amcıkların peşine de düşemiyordum. Acaip azmıştım, canım mühiş gibişmek istiyordu, bir yolunu bulmalıydım. Nurcan'ı kenara çektim, onunla günübirliğine izmir'e mobilya bakmaya gitmek istediğimi söyledim. Nurcan buna çok sevindi. Ailelerimize bunu söylediğimizde gitmemize izin verdiler.

    Ertesi sabah daha gün ağarmadan yola çıktık, aynı gün geri dönmemizi istemişlerdi çünkü. 4 saat hiç durmadan gaza bastım. Nurcan modern tarzda mobilya seviyormuş, ilk işimiz Bornova'daki meşhur mağazaya gitmek oldu. Orda birşeyler yeyip, biraz mobilya baktık. Nurcan yanında Video kamerayı da getirmişti, mobilyalardan hoşuna gidenleri kaydetti, köye dönünce annesine babasına göstermek istiyordu. Söz yüzüklerimiz takılırken ve imam nikahı kıyılırken çekilmiş Videolar da vardı kamerada. Çekilen Videoları birlikte seyrettikten sonra, Nurcan, "Sen benim kızkardeşimi daha görmedin, dimi?" diyerek, kameranın çantasından başka bir hafıza kartı çıkarıp kameraya taktı. "işte bu güzel kız, benim kızdardeşim!" deyip, kızkardeşinin doğumgününde çekilen videosunu oynattı...
    ···
    1. 1.
      +1
      Adamsin
      ···
  7. 7.
    +6
    Panpalarım benim trende girmek puan kasmak gibi bi amacım yok bu hesabı zaten yeni açtım üst nesil olan hesabım silik yedi ben internetten copy-paste yapıp atıyorum buraya isterseniz direk sitenin linkini de verebilirim siz yazın istek olursa atarım
    ···
    1. 1.
      0
      Bana link at knk
      ···
    2. 2.
      0
      Panpa link atsana
      ···
    3. 3.
      0
      http://koyumuzun-amciklar...yumuzun-amciklari-18.html
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 8.
    +6
    dıbına pompalamaya başladım. Fakat Durdane'nin boyu benden kısa olduğundan, ben dizlerimi kırmak zorunda kalıyordum. Yine de aldığım zevke engel değildi bu pozisyon. Pompalarken, elimi de öne atıp, klitorisini okşamaya başladığımda, Durdane de inlemelerini artırmıştı. Çok geçmeden orgazm oldu. Amından akan suları yarağımda hissediyordum. Amı okadar kayganlaşmıştı ki, ben de fazla dayanamadım ve son anda yarağımı amından çıkarıp yere fışkırttım döllerimi. Durdane birkaç saniye öyle kaldı, sonra hemen doğrulup külodunu ve şalvarını çekti. Yönünü bana döndüğünde, ilk işi arabaya bakmak oldu. Sonra da, "Üff yaa, Zeynep bakıyor halen, herşeyi gördü!" dedi. Ben de dönüp arabaya baktığımda, Zeynep kafasını önüne çevirdi.

    Islak mendil kutusunu aldım ve "Git Zeynebi gönder buraya!" dedim. Durdane, "Yaa, ben şimdi Zeynepten utanırım, beraber gidelim, ne konuşacaksan arabada konuş!" dedi. Ben de biraz sert bir ses tonuyla, "Git, söyle gelsin yanıma, onunla yalnız konuşacağım!" dedim. Durdane alt dudağını ısırarak gitti, arabaya bindi. Hemen sonra da Zeynep indi. Ben ıslak mendille yarağımı silerken yanıma geldi ve ben daha ağzımı açmadan, "Biliyormusun, sen çok adisin!" dedi. Yarağım halen kazık gibiydi ve Zeynep bu arada yüzüme değil, yarağıma bakıyordu. "Seni çok özledim aşkım!" deyip, Zeynebi kolundan tuttuğum gibi, sırtını ağaca yasladım ve dudaklarından öpmek istedim.
    ···
  9. 9.
    +5
    Tepeye varınca indik arabadan. Nurcan'ın sırtını arabaya yaslayıp, öpüşmeye başladık. Yarağım zaten evin önünde arabaya bindiğimiz andan beri kalkık duruyordu. Öpüşürken fermuarımı indirdim, yarağımı çıkarıp Nurcan'ın eline verdim. Nurcan yarağımı okşarken öpüşmeyi bırakıp, "Aşkım kötü bir haberim var, adet günlerim başladı!" dedi. "Tahmin etmiştim zaten, ama önemli değil!" dedim ve öpüşmeye devam ettik. Nurcan dudaklarını dudaklarımdan çekip, "Üff yaa, ne berbat, tam da adet olacak günü buldum!" dedi. "Aşkım takma kafana, sorun değil!" dedim. "istersen ağzımla boşaltayım seni aşkım?" dedi. "Ağzına al, ama zütünü de gibmek istiyorum!" dedim. "Tamam aşkım!" diyerek çömeldi ve yarağımı yalamaya başladı. Amdan gibişemeyeceği için üzülmüştü.

    Nurcan yarağımı biraz yaladıktan sonra ayağa kalktı, kot pantolonunu çözüp dizlerine indirdi. Arkasını dönderdim ve bagaj kaputuna domalttım. Külodunu da, Pedi düşmesin diye, sadece züt deliği görünecek kadar, yarım indirdim. gibimin başını tükürükle ıslatıp yanaştım arkasına ve zütüne soktum. Pantolonunu ve külodunu tam çıkarmadığı için biraz zor oluyordu, ama yine de zütüne pompalamaya başladım. Ben tutturduğum Ritmle Nurcan'ın zütüne girip çıktıkça, araba da Beşik gibi sallanıyordu.
    ···
  10. 10.
    +5
    ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Galiba bugünlük son gibişmemizdi bu. Biraz dinlendik, kendimize geldik. Kamerayı tamamen unutmuştuk. Kalktım, kamerayı masadan aldım, birlikte baktık gibişmelerimizi nasıl kaydetmiş diye. Beni şaşırtacak kadar güzel ve kaliteliydi kameranın yaptığı kayıt, doğrusu bu kadarını beklemiyordum. ilk birkaç dakikasını normal seyrettik, kalanını hızlı oynatmaya alıp, sonuna kadar öyle seyrettik. Sonra hafıza kartını çıkarıp, cüzdanıma koydum. Kameraya yine mobilya mağazasında çekilen Videonun olduğu kartı taktık.

    Saate baktım, vakit ne çabuk geçmişti. Duşumuzu alıp, ortalığı toparladık ve çıktık evden. Oyalanmadan bindik arabaya ve bastım gaza, köye kadar 4,5 saatlik yolumuz vardı. Otoyolda bir dinlenme tesisinde durup, depoyu fulledik ve 2 kutu da (Yolcu işi) hediyelik tatlılardan aldık. Sonra yola devam ettik. izmir'e geldiğimize değmişti. Nurcan sevinçliydi, yol boyunca ciksle ilgili konuştu. Kızcağız içine attığı şeyleri bana anlattıkça, itiraf ettikçe rahatlıyor ve daha da açılıyordu. Bana, kendisinden önce gibtiğim kızlar olup olmadığını sorunca, "Var birkaç tane, sonra anlatırım!" dedim. "Tamam aşkım, sen nasıl istersen!" dedi. Akşam saat 20:30 gibi köye vardık.
    ···
    1. 1.
      0
      Helal devam
      ···
  11. 11.
    +5
    Nurcan'ı domaltmış, 3-4 dakikadır dıbını gibiyordum ki, telefonu çaldı. Nurcan telaşlanıp, "Telefonum nerde? Bakmam lazım, annem arıyordur!" deyince, gibişe ara verdik. Koştum koridordan getirdim çantasını. Çıkardı telefonunu, gerçekten de arayan annesiydi. huur anası sanki hissetmişti gibiştiğimizi. 10 dakika kadar konuştular. Nerdesiniz, ne yapıyorsunuz gibi şeyler soruyordu kadın. Nurcan da halen mağazada mobilya baktığımızı söyledi. Telefonu kapatınca, Nurcan'ı tekrar domalttım ve gibişe kaldığımız yerden devam ettik. Ama 2 dakika geçmeden telefonu yine çaldı. Yine ara verdik. Telefona uzandı, ekrana baktı ve "Benim eleman kız arıyor Almanya'dan! işle ilgili olabilir, bakmalıyım!" dedi ve açtı...

    Yine benim anlamadığımı düşünerek Almanca konuşuyordu, gülerek, "Ne var huur, tam da gibişin ortasında aradın!... Yemin ederim gibişiyorduk, sana yalan mı söyleyeceğim!... Yok daha değil, merak etme birazdan zütten de gibtireceğim!... Evet, çok güzel gibiyor, uçuruyor beni!... Avucunu yala, sana yok! Onu kimseyle paylaşmaya niyetim yok!... Tamam da, öbürü farklıydı, bu farklı, buna resmen aşığım!... Kızım manyakmısın, nasıl teklif edeyim?... Kızım gibtir git başımdan, koskoca Almanya'da kendini gibtirecek kimseyi bulamadın mı?... Sana olmaz diyorum! Hem teklif etsem bile, tepkisi nasıl olur onu bilmiyorum!... Tamam tamam, ağzını yoklarım!" diyordu.
    ···
  12. 12.
    +5
    Hayretler içerisinde dinlemiştim olayı. "Peki abi, Şermin ne diyor bu işe?" diye sorduğumda, "Ahh, ah! Hiç sorma! Şermin işin iç yüzünü bilmediğinden çok kızıyor bana! Ayrıca Şermin'in kendi derdi, sıkıntısı ve sorunları da beni geriyor! Anası olacak huur boşandıktan sonra Şermin'i başıma bırakıp, geri memleketine, Almanya'ya döndü! huur orda onla bunla gibişmekten Şermin'le ilgilenmez oldu. O yüzden Şermin'le mecburen ben ilgileniyorum. Kız çocuğu işte, atsan atılmıyor, satsan satılmıyor. ilerde Şermin Oteli ve dükkanları yönetecek diye çok umut bağlamıştım, ama Şermin'in hiç hevesi yok bu işlerde. Bir de geçen sene, Poyraz diye birine aşık oldu bizim salak kız. huur çocuğu Poyraz bizim kızı... tövbe tövbe, demeye dilim varmıyor, anla işte! Şerefsiz hevesini aldıktan sonra da ayrıldı bizim kızdan! Vuracaktım huur çocuğunu! Ama çok zengin ve nüfüzlu bir adamın oğluymuş, apar topar yurtdışına kaçırdılar iti! Bizim kız da kafayı yedi, Depresyona girdi, kendini Jiletledi falan. Hayata küsmüş gibiydi, aylardır ilk defa bugün yüzü gülüyordu, keyfi yerindeydi! Sana kanı kaynadı, senden hoşlandı galiba!" dedi. Son cümleyi söylerken elimi tutmuştu Muharrem.

    "Yok abi, benle alakasının olduğunu sanmıyorum hiç... " dedim. Muharrem de, "Senle alakası olmaz olur mu Haruncuğum, ben kızımı bilmezmiyim!" dedi. Sonra da Zümrüt'e seslendi, bize iki bira daha getirmesi için. Konunun dönüp dolaşıp bu noktaya gelmesi canımı sıkmıştı. "Abi biralarımızı alıp bizimkilerin yanına gidelim mi?" deyip kalktım. Elimi tutup çekerek, "Yok, otur biraz daha! Sana bir teklifim olacak... " dedi.
    ···
  13. 13.
    +5
    izlettirdiği doğumgünü videosu bittiğinde, "Kızkardeşinin kolunda ne dövmesi vardı, pek seçemedim?" dedim. "Ceylan yavrusu! Kızkardeşimin göbek adı Ceren ya, Ceylan yavrusuna da Ceren deniliyormuş, ondan yaptırdı!" dedi. Ama ben, Ceylan yavrusuna başka dillerde 'Bambi' denildiğini biliyordum. Nurcan'ın ağzını yoklamak için, "Kızkardeşin harbiden çok güzelmiş, o güzellikle neden Fotomodellik yapmıyor?" dedim. "Yapıyor zaten! Gerçi sürekli yapmıyor, okuldan vakit bulursa yapıyor ve okul harçlığını çıkarıyor!" dedi. Nurcan'ın konuşmasından anladım ki, bizim 'Bambi', Fotomodellik yapıyorum diye ailesini kandırıyordu ve resmen para karşılığında Fotoğrafçılarla (veya Fotoğrafçıyım diye geçinen heriflerle) gibişiyordu.

    O anda Bambi'yi de gibilecek hatunlar listeme kayıt ettim. Gözümün önünden Bambi'nin netteki çıplak resimleri gitmiyordu bir türlü. Amcığının Pink pozları ve domalmış haldeyken verdiği pozlarda tüm ayrıntısına kadar görünen züt deliğine az mı 31 çekmiştim! Hele resimlerin birinde Motorgibletin üstünde çırılçıplak oturmuş ve öne eğilmiş, zütü arkaya yumurta gibi çıkmıştı. Bunları düşünürken yarağım sertleşmişti ve pantolonumdan belli olmasın diye elimi cebime sokmak zorunda kalmıştım. Canım acaip gibişmek istiyordu ve Nurcan daha başka mağazalara da gideceğimizi sanıyordu. Ona, "gibtir et şimdi başka mağazaları, gördük işte göreceğimizi, hem mobilya seçmek için önümüzde daha nerdeyse 1 sene vakit var! Hadi bizim izmir'deki eve gidelim!" dedim. "Tamam aşkım, sen nasıl istersen!" dedi.
    ···
  14. 14.
    +5
    Rahat bir 10 dakika da bu kızla konuştuktan sonra kapattı. Ben yine, "Hayırdır, işyerinde bir sorun mu varmış?" diye sordum. "Yok yok, işler yolundaymış! Gelmeden önce yeni bir Epilasyon cihazı siparişi vermiştim, biraz önce onu teslim etmişler, onu söylemek için aramış!" dedi. "iyi ozaman kaldığımız yerden devam edelim!" dedim ve yarağımı ağzına verdim önce. Dinlediğim konuşmalar sayesinde yarağım inmemiş, hatta daha da sertleşmişti. Biraz yalattırdıktan sonra tekrar domalttım ve dıbını hızlı hızlı gibmeye başladım. Duyduklarımdan ötürü acaip tahrik olmuştum. Okadar hırs ve hızla gibiyordum ki, Nurcan'ın Oh'lamaları bir süre sonra Ah'lamaya dönüşmüştü. Bir ara, "Yavaş aşkım, öldürecekmisin beni?" deyince, yavaşladım. Bu arada Nurcan çoktan orgazm olmuş, vıcık vıcık dıbına yarağım 'Lark, Lurk' diye girip çıkıyordu.

    Nurcan kendine gelince, "Aşkım ben bittim, sen daha gelmiyormusun?" dedi. "Az kaldı aşkım, ama önce zütünü gibmek istiyorum!" deyip, yarağımı amından çıkarıp, zütüne dayadım. Yarağım dıbının suyuyla zaten ıslanmıştı, bir seferde kökledim zütüne ve fazla içinde beklemeden pompalamaya başladım. Bir ara yine kendimi kaybedip hırslandım, olanca hızımla pompalamaya başladım. Nurcan yine, "Yavaş aşkım!" diye uyarınca, yavaşladım. Zaten boşalmak üzereydim, zütünün içine fışkırttım döllerimi. Bu sefer zütünü giberken amıyla oynamamıştım. Yarağım zütünde yavaş yavaş küçülürken, elimi dıbına attım ve Nurcan'ı birkez daha orgazm edene kadar klitorisini okşadım.
    ···
    1. 1.
      +2
      Yarağım zütünde küçülüp çıkınca, elimi gibimin altına tutarak gittim mutfaktan kağıt havlu getirdim. Yatağa akmasın diye zütündeki dölleri sildim. Sonra banyoya girip duş aldık. Duştan çıkınca ikimizin de canı sigara içmek istiyordu. Odamın penceresini açıp, birer sigara yaktık. Sigaralarımızı içerken konuşuyorduk. Bu arada kamera halen kayıttaydı. Nurcan, beni çok sevdiğini, onu her bakımdan çok mutlu ettiğimi, beni asla bir başkasıyla paylaşmak istemediğini söyleyip, "Peki aşkım, sen beni başka biriyle paylaşırmıydın?" diye sordu.

      Sertçe, "O ne demek şimdi?" diye sordum. "Yani kıskançmısın, onu öğrenmek istiyorum sadece!" dedi. Ben de (kıskanç olmadığım halde), "Evet çok kıskancım, seni bırak başka biriyle paylaşmayı, eğer erkek sineğe bile baktığını göreyim, valla öldürürüm seni!" dedim. "Hmmm... Peki ya geçmişte yaptığım bazı şeyleri öğrensen, bana kızarmısın?" dedi. "Kızmam, geçmişte olanlar geçmişte kaldı!" dedim. Dudaklarıma öpücük kondurup, "Asla senden başka bir erkeğe bakmam, seni çok seviyorum aşkım!" dedi. Ben konunun kapanmasını istemediğimden, gülerek, "Ama başka kadınlara bakabilirsin!" dedim. Nurcan bu son söylediğime şaşırmıştı, "Hmmm... Yani kadınlardan kıskanmazmısın beni?" diye sordu. "Yok kıskanmam, kadınlar serbest! istediğin kadınla, istediğini yapabilirsin! Hatta benim yanımda bile yapabilirsin, hoşuma bile gider! Belki beni de aranıza alırsınız?" dedim. Nurcan şimdi daha çok şaşırmıştı, "Aşkım sen ciddimisin bu konuda?" dedi. "Evet, gayet ciddiyim!" dedim. Yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi ve dudaklarıma bir öpücük daha kondurdu...
      ···
  15. 15.
    +5
    Dikkatlice baktım, ama gözlerime inanamadım, kızkardeşini tanıyordum. Hem de internetteki çıplak Fotoğraflarından. Fotoğrafçılık hobilerim arasında olduğundan, sürekli yerli yabancı Foroğrafçıların sitelerine bakarım. Geçen sene internette gezinirken Almanya'dan bir Fotoğrafçının sitesini bulmuştum. Adam 'Amatör Modellerin' resimlerini çekmiş koymuş sitesine. Sitede ayrıca birçok 'Amatör Modelin' profilleri de vardı. Biliyordum ki, Almanya'da ek iş olarak kamera karşısında soyunan (ve gibişen!) hatunlara 'Amatör Model' deniyordu. Hatunlar sitedeki profillerine çıplak resimlerini koyuyor, açıklama kısmında da, ne tür resimlere poz verdiklerini ve çekimlerde nekadar ileri gittiklerini yazıyorlardı. Sadece çıplak poz verenler seans başına 100 Euro isterken, Pink gösterenler (dıbının dudaklarını ayırıp, amcığının içini göstermeye Pink deniyormuş, bunu da o siteden öğrendim!) 250 Euro civarında istiyordu. Bunun dışında Fotoğraf çeken kişiyle gibişenler de vardı, onlar da 'Vajinal, Anal, Oral yaparım' olarak belirtiyor ve 500 Eurodan başlayan ücretler istiyorlardı. Tabii sitede kimse gerçek ismini kullanmıyor, 'Model' isimlerini yazıyorlardı.

    Hiç unutmam, Nurcan'ın kızkardeşinin sitedeki 'Model' ismi de 'Bambi' idi ve sadece Pink göstermekle kalmayıp, 'Vajinal, Anal, Oral yaparım!' diye yazmıştı profiline. Yani ver 500 Euroyu, hem istediğin gibi çıplak resimlerini çek, hemde istediğin gibi amdan gib, zütten gib, ağzına ver hatunun!
    ···
  16. 16.
    +5
    Teklifinin ne olacağını az çok tahmin ediyordum. Kendi kendime (taku yedin oğlum Harun!) dedim ve oturdum yerime...
    ···
    1. 1.
      0
      Devam panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Panpa yemek yiyecektim ama senin icin bi 10 part atıcam yemekten sonra devam edicem
      ···
  17. 17.
    +4 -1
    Eve vardığımızda, Zümrüt etleri mutfağa zütürürken, ben de üstümdekileri çıkarıp, mayomla havuz başına gittim. Mürüvet haricinde herkes havuzdaydı. Zeynep şimdi havuzun ortalarına kadar gitmişti. Yanında Muharrem vardı. Zeynep yüzme bilmese de, yüzüyormuş gibi hareketler yapıyordu. Şermin ise havuzu boydan boya yüzüyordu. Muharrem beni görünce, "Gel gel, atla suya hemen! Aldınız mı etleri?" dedi. Muharrem bu soruyla Zümrüt'ü gibip gibmediğimi öğrenmek istiyordu. Gülerek, "Aldık, aldık!" dedim ve balıklama atladım havuza. Yüzerek yanlarına gidip, Mürüvet'i sorduğumda, Zeynep, "Sen gelmeden 2 dakika önce çocuğu emzirmeye gitti!" dedi. Biz konuşurken Şermin de yüzerek yanımıza geldi, havuzun ortasında hep birlikte, sohbet etmeye başladık.

    Daha sonra Şermin, "At'a binmeyi biliyorsanız, hadi size çiftliği gezdireyim!" dedi. Zeynep hemen, "Yok, ben çok korkarım! Çocukken babam bir kere bindirmişti, onda da düşmüştüm!" dedi. Şermin bu sefer bana teklif etti, "Ozaman sen gel! Yoksa sen de mi korkuyorsun?" dedi. "Yok ben korkmuyorum da, At'a binmesini bilmiyorum!" dedim. Şermin, "Olmazsa benim At'a birlikte bineriz! Hadi gel!" dedi. Muharrem de, "Tabii tabii, gidin gezin çiftliği!" deyip kafasıyla Zeynebi işaret edercesine bir hareket yaptı. Anlamıştım, Muharrem Zeyneple başbaşa kalmak istiyordu. "Tamam!" dedim ve Şermin'le çıktık havuzdan. Havluyla kurulanıp, mayo ve bikiniyle ahıra gittik.
    ···
  18. 18.
    +5
    Beyler o kadar uğraşıyorum sukuyu ekgib etmeyin okuduğunuzu bilelim sigara molasi veriyorum istek olursa aksama kadar aynı hızda devam ederim
    ···
    1. 1.
      0
      Pampa acil devam et
      ···
  19. 19.
    +5
    Hadi Nurcan'ın ağlamasını anlayabilirdim, ama annesi şimdi ne diye ağlıyordu? Hem o nebiçim sarılmaydı öyle? Kadın resmen kokumu içine çekerek, sıcak nefesini kulağıma vererek, göğüslerini vücudumda ezerek sarılıyordu bana. Öyle tahrik ediciydi ki, gibim hareketlenmeye başlamıştı. Bu kadının da canı gibilmek istiyor diye düşünmeden edemiyordum. Ramazan çavuşun, "Hadi hatun bin arabaya, yolcu yolunda gerek!" diye seslenmesiyle, kadın bana sarılmayı bıraktı ve eşarbının ucuyla gözyaşlarını sildi, bindi arabaya. Kornaya basarak yola çıktılar. Annem de adettendir diye, arkalarından bir tas su serpti.

    Gitmeleriyle eve yine sakinlik çökmüştü. Birkaç saat daha uyuduk. Kahvaltıdan sonra ben bodrumdan yine yukardaki odama taşındım. O gün akşama kadar nerdeyse bütün vaktimi odamda geçirdim. Telefonumdaki resimleri ve Nurcan'la çektiğimiz gibiş Videosunu da yedekledim Laptopuma. Sonra aklıma Durdane geldi, Durdane'yi bir görsem çok iyi olacaktı.

    Akşam yemeğini yedikten sonra, arkadaşlarla görüşmeye gideceğimi söyleyip çıktım evden. Ve doğruca Gülbeyaz halamlara gittim, amacım Durdane'yi görmek ve fırsat bulursam konuşmaktı. Gülbeyaz halamın kocası istanbul'da inşaatlarda çalışıyordu. Köydeki erkeklerin çoğu gibi onun da mesleği tesisatçılıktı. Bu halamın toplam 4 çocuğu vardı. En büyükleri Cemal, askerdeydi. Cemal'in 2 yaş küçüğü Durdane idi. 2 tane de küçük oğlan vardı, oğlanların ikisi de ilkokula gidiyordu.
    ···
  20. 20.
    +4
    Gece yatağımda yatarken, Zeynebe gerçekten de haksızlık ettiğimi düşündüm. Ayrıca Zeynebe daha çok işim düşecekti, bunu biliyordum. Onun için Zeynebin gönlünü hoş tutmam gerekiyordu. Kız zaten bakire olmadığı için, babası yaşında bir adamla evlenecekti ve buna çok üzülüyordu. Kızın benden tek istediği, arada sırada da olsa, ona biraz özel vakit ayırmam, onunla ilgilenmemdi. Fakat onun bu isteği köyde biraz zor olacaktı. Onun için bir çözüm bulmalıydım. Ve düşünürken, kafamda birşeyler oluşmaya başlamıştı bile.

    Ertesi gün kahvaltıda bizimkilere, bir iki günlüğüne izmir'e gidip geleceğimi, okula bir uğramam gerektiğini söyledim. Fakat Zeynebin de nişanlısının yanına gidip gelmek istediğini, arabayla gidersem, onu da yanımda zütürüp getirebileceğimi önerdim. Babam, "iyi olur, kızcağız tek başına otobüslerde sürünmesin! Hem göz kulak olursun, kızın başına birşey gelmesin, iti var çakalı var, kıza birşey yapmaya kalkışan falan olur!" dedi. Ben de bu haberi Zeynebe vermek için, kahvaltıdan sonra halamlara gittim.
    ···