neyse 2tabak kurufasülyeyi gömdüğüm gibi biraz suyu fazla kaçırdım. aklıma direkt kuzeyin sürekli sancılanan midesi geldi. tutmaya başladım karnımı. ulan ısrarla kuzeye yapılan ilgi banada yapılsın istedim içten içe. kılik kulük gibi tuhaf tuhaf sesler çıkardım dikkat çekmek için. elimle karnımı tutup bi yandan kılik kılük gibi enteresan kelimeler ağzımdan çıkıyordu

neyse baktım kimse beni giblemiyor uzandım kanepeye. durduk yere aldım elime telefonu tek parmağımla tutuyorum, kimsenin aradığı sorduğu yok ha. babam sami tekinoğlu içeri girdi, naber lan delüü :D demez mi? çıldırdım dıbına koyyum

sami baba dedim ayıp oluyor, olum dedi çık artık şu rolden. sen sokakgazetecisi sin girme böyle triplere. ben sami değil kemalim sende kuzey değilsin. Aynen şöyle dedim Hayır baba sen ne diyon? bi saniye sen ne anlatıyon baba, hayal aleminde yaşayan senin parmaksız oğlun güney değil mi? bu söylediklerin ne demek baba!! diye birden yüksek sesle çıkıştım. sami çıldırdı beni yine tokatlamaya başladı amk. dıbına kodumun delisi bide senle mi uğraşıcam gibecem kuzeyini de girdiğin tripleri de dedi amk. bi an gerçekten kuzey tekinoğlu değilim sandım, ama oydum. başka bi ihtimal olamazdı... aynalar da mı yalan söylüyordu? bu kırık burun, bu cılız beden... yinede kuzeydim...

ertesi gün uyandık, sakallarım olmamasına rağmen yanaklarımı sıvazladım. yüzümü bile yıkamadan çıktım evden. hemen deri ceket mağazasına gittim, üstümdeki salak alinin aldığı yağmurluğu daha fazla giymemem gerekiyordu. mağazadaki çalışan yaklaştı yanıma buyrun efendim dedi. ben ceket bakıcaktım ama üstüme tam otursun hani tvdeki kuzey varya onun ceketinden istiyorum dedim. kız önce suratını buruşturdu, önce bişeyler bi ye dedi. sanırım kahvaltı yapmamamdan kaynaklanıyordu ağzım logar kapağı gibi kokuyordu... hani sıçarsınızda 2 - 3saat sifonu çekmezsinizde bir koku oluşur ya, aynı o

beyler okuyan varsa bi belli etsin kendini şukulayın entry falan girin bileyim

hafif bi kahvaltı yaptıktan sonra ceketçiye tekrar gittim. çok aşırı zayıf olduğum için aradığım bedeni bulamadım. mecburen özel dikim olucaktı ve buda para demekti. param yoktu ve artık kuzey gibi dövüşüp para kazanmam gerekiyordu. kardeşimin bişey yapmamasına rağmen hergün eve gelip şerefsiz güney diye hakaretler ediyordum. kafes dövüşüne de bi yandan yavaş yavaş hazırlanıyordum...

dizideki kuzey gibi dövüşeceğimden en ufak bi şüphem yoktu ama yinede azcıkta olsa ürperiyordum. ancak bana bir tane de düşman lazımdı. Kısaca huur çocuğu ferhat. Şansıma zeynep aradı ve geçenki olaylardan dolayı üzüldüğünü beni affetmek istediğini söyledi. aslında asıl affetmesi gereken kişi bendim. çünkü ısrarla beni tanımamıştı. yinede ses çıkarmadım o an. kafes dövüşüne başlayacağımı paranın lazım olduğunu söyledim. bana seve seve borç vermek istediğini söyledi ama ben tripli bi şekilde, olmaz zeynep olmaz, o parayı cebine sok. ben yine bulurum bi yolunu dedim. babası fotoğrafçı hüseyin abinin nasıl olduğunu sordum, bana babam fotoğrafçı değil adıda hüseyin değil dedi. yine garipleşmeye başlamıştı bu kız. ama sakin olmaz zorundaydım. eyvallah diyerek kapattım telefonu

Sabah erken kalktım, tabi ağzım yine tam bir lağım gibi kokuyor. ama varya leş leş böyle tarifi yok dıbına koyayım. ama ben kuzeydim. yakışıklılığım var daha nolsun havalarındaydım. Çıktım markete gittim 2ekmek alıp evde kahvaltı yaparım dedim. gittim markete aynı kuzey gibi yavaş hareket edip elimi burnuma zütürüp durdum. baktım markette hiç çalışan yok. kameralar falan var sağda solda. lan dedim acaba kameralarda nasıl görünüyorum? geçtim kamera kayıtlarının olduğu pc ye

üstümde ali lakaplı hamdi gerizekalısın aldığı simsiyah dede yağmurluğu vardı. gibtimin yağmurluğundan bir türlü kurtulamadım, ama başka şansım yoktu. o deri ceketti bana göre. neyse baktım kayıtlara. şok oldum. bide ne göreyim? resmen kuzey gibi görünmemeye başlamıştım. resmen 1.77 boyunda 39kilo geberik mi geberik ben. ben lan ben. resmen burnum bedir köprüsü gibiydi ve belimde yamuktu. saçlarım deseniz yannanı yemiş selamun aleyküm yani

hala gördüklerime inanmıyordum. aynalara baktığımda kuzeyi görüp kameralarda ketoya dönmüş bi şekildeydim. kameraların hatalı olduğuna dair dilekçe sundum. her neyse aldım ekmekleri evde yağlayıp yağlayıp yedim. tabi ara sıra yine midemi tuttum çünkü bıçağı yemiştik bi kere oç ferhat yüzünden. yemeği bitirdim kardeşim geldi yanıma. tam ağzını açıcaktıki, sen sus lan şerefsiz güney gibi bi tepki verdim. abicim lütfen böyle yapma demeden kafasına indirdim süsküyü. annem evde olmamasına rağmen sen karışma handan hanım diye bağırmaya başladım

Akşam oldu saat 00:30 civarlarında kardinyom aliçoyu aradım. hamdi bile olsa ona ali yakışıyordu. her neyse al arabayı gel dedim. sahibinden. comdan aldığı hurda beyaz tofaşla evin önüne çekti. dedim senin zevkini gibeyim hani kuzeygüney ruhu. yinede binmek zorundaydım atarlı bi şekilde arabanın kapıyı çektim. elimde kalıyordu az kalsın. ne beklersin amk. tuncer dayının mekana sür bilader dedim önce bi afalladı. tuncer dayı kim kanka dedi. hem kanka demesi hemde tuncer dayının kim olduğunu çıkaramaması beni delirtti inceden. çünkü kanka değil kardo demesi lazımdı. çaylaklığına verdim ağzını yüzünü gibeyim diyip kalbini pek kırmadan sustum

Radyoyu açtı bu gibtimin denyosu. zaten kafam bozuk iyice contaları yakmak üzereydim. çünkü dizide radyo falan açtıkları yoktu bu gibik zütünden element uydurmuştu. bi baktım cimilli ibo, izzet yıldızhan, arap şükrü. ali sağa çek bilader diye birden gürledim. uzatma bilader sağa çek laflarıyla üsteledim. yinede şerefsiz cemreyi falan konu edindi yumuşattı beni. tuncer dayının mekana zar zor yolu bilmeden gittik amk. hala tuncer dayı kim diyo çıldırcam

uzatma bilader diyip seka parka sürdük. yine redbull çekirdek alıp çitledik. ben yine alkol varmış nidalarıyla salak salak hareketler yaptım. burnum öylesine yamuktuki sürekli aliye çarpıp durdu. ulan hep bi gariplik sezdim ama yapacak bişey yoktu. kuzey tekinoğluyum ne de olsa. Sami tekinoğlunu aradım, nerdesin lan dıbını gibtimin manyağı gibi garip bi tepki aldım. baba ceket lazım kafes dövüşü ayarlıyacaz dedim. yine saçma sapan konuştu; boş işler müdürü senin zürriyetini gibeyim ceketmi doyuracak karnını dıbına kodumun oğlu dedi o kadar küfür arasından benim tek duyduğum boş işler müdürü kısmıydı. Çünkü kuzey boş işler müdürü olduğunu söylemişti... artık tam anlamıyla kuzey tekinoğluydum...

beyler burda ulan bunu şukulasın ona göre yazıcam, yoksa yarına kalcak

neyse öteki gün bizim sami tekinoğlunun fırına gittim, aslında fırın değil bizimkisi berber amk. alaka 0. gibeyim yapacağın diziyi dedim kendi kendime. içeri girdim baba makara standına simit lazım dedim başladı sövmeye hay gibecem makarını da kuzeyini de ceketinide dedim ceket ne alaka dıbına koyyum o mevzu geçmedi mi hala. neyse azcık sakinleşti oğlum burası berber simit falan yok ne saçmalıyorsun sen yaa demeye başladı. o sırada cemrenin annesi geldi kaşar gülten. ulan ben o an elimi kapıya yaslamışım zank kapıyı bi açtı yere yüzü kapak düştüm. ayağı bi kalktım başladım allahu ekber diye bağırmaya tekme tokat daldım karıya o sinirle dıbına koyayım nasıl çıldırdım. bizim kalfa falan beni tutuyor esnaf nasıl galeyana geldi varya

dıbına kodumun zütleri diye avaz avaz bağırmaya başladım. kaşar gültene aşık olan mahallenin imamı sadettin abi (dizideki hüsük oluyor) toplamış adamlarını beni dövecelekler amk. onu o an ferhat olarak düşündüm yanındaki de adamları. hemen kardinyom aliçoyu aradım. tofaşla yanlaya yanlaya geldi tipini gibtimin amokaçisi. her neyse annesini savunmak isteyen cemrede olaya dahil oldu. aliço ve ben sırt sırta verdik akuvvvaaak diye patır kütür dalmaya başladık beyler. küçüklükten izlediğim kung fu filmleride bana yardımcı oldu. ellerim yorulduğunda kırık burnumla huur çocuğu ferhatın adamlarını guguk kuşu gibi gagalamaya başladım. yanlışlıkla cemrenin döşüne sağlam bi kafa attım

berber dükkanında ne kadar tarak makas jöle möle ne varsa fırlattım bunlara amk. kardinyom aliçoya seslendim ve koşarak uzaklaştık. çok acıkmıştık hemen zeynebi aradım ve alel acele tarhana çorbası yapıp getirmiş amk. gibiyim böyle diziyi dedim tekrar içimden. ağzımı şapırdata şapırdata yerken aliço düzgün ye kardo lafıyla sinirlendim, illa ananı mı gibeyim ali dedim. 3 - 4tabak yiyince bi 55 60kilo olmuşumdur sandım amk.eve gittim tartılmak için 37ye düşmüşüm amk öldüm ölecem. hemen hapır küpür ekmek mekmek derken 75kilo oldum amk allahın işine bakın. o çok sevdiğim deri ceket artık üstüme tam oturdu. artık yavaş yavaş emellerime ulaşmaya başlamıştım... bu sırada ali beni delirtmeye devam ediyordu

Sabah devam edicem panpalarım

Olaylardan sonra iyice ortam durulmuştu. yine kuzeygüney izleyip daha efkarlanmıştım. niye hala tam olarak kuzey değildim? daha da hırslanmıştım. bu sefer sürekli telefon elimde kimsenin aramamasına rağmen huur çocuğu ferhat diye dikkat çekmek için bağırmaya başladım. evde altın günü vardı o gün. annem odama gelip kuzeyciğim sakinleşmelisin evladım ihihiğ dedi. başımdan kaynar sular dökülmüştü. annem kuzey olduğuma ikna olmuştu, ama kuzeyciğim neydi? Sanane handan hanım seni neyi ilgilendirir, tırnaksız oğlun güneyin sırtınız sıvazla gibi çok alakasız saçma sapan bi cümle kurdum. bunları dedikten sonra annem güney kim bile demedi. o kadar alışmıştı bana. içeri gittiğimde teyzelerin yüzüme baktığını ve vah vah nidalarını duyar gibi oldum. ama aldırmadım, çünkü kuzey aldırmazdı. 10 - 15defa durduk yere eyvallah deyip, aynı kuzey gibi burnuma dokunduktan sonra evden çıktım.

Bugün keyfim yerindeydi, kollarımı geri atıp yürümeye başladım aynı kuzey gibi. Kardinyom aliço yine piyasada yoktu. Aradım tofaşla gelmesini söyledim, 20liralık gaz parası attıktan sonra gülten hanıma gitmek istediğimi söyledim. çünkü son yaşanan olaylar cemreyle arama mesafe koyacaktı. Evlerine gittiğimizde kadın beni görür görmez cinnet geçirdi. senin o yamuk burnunu gibeyim gibi hoş olmayan küfürleri gülten hanımdan duydum. ama olsundu... o cemrenin annesiydi...

Gülten hanım ben öyle yapmak istemedim maraba eyvallah dememle birlikte kadının tek suçunun kapı açması olduğunu öğrendim. ama dizideki kuzeyin cevaplarından vermek zorundaydım. Dizidekiler kuzeyin tipinden sürekli etkilenirlerdi. bende öyle uzun uzun bakınca affeder sandım ama öyle olmadı. Tek söylediği 'bizden uzak dur' lafıydı. bi yandan işime geldi bu. çünkü kuzeygüneyde de ilk başlarda kuzey böyle zorluklar çekmişti. Sıra bendeydi...