/i/Devlet

  1. 1.
    +1 -2
    Elim Kerbela olayının vuku bulduğu 680 yılında, yeni yurtlar arama (Kızılelma) derdiyle Türkistan sahasından çıkarak Arap Yarımadasına inen ve islam’la yeni yeni tanışan Türk Akıncıları, Arapların savaşacağı haberini alırlar ve muhkem bir mevkiden hadiseyi takip ederler. Binlerce kişilik ordusuyla Yezid, 70 kişilik Hz.Hüseyin ve kandaşlarını çepeçevre sarmıştır.

    Türk Atlıları anlarlar ki; güçlüyle-zayıf, çoklukla-azlık, zalimle-mazlum karşı karşıyadır. Bir tarafta koskoca Emevi Ordusu diğer tarafta Peygamber torunu ve musayipleri, yol arkadaşları. Taraf olma gereği hissedeler ve saflarını belirlerler. Ne asabiyete ne mensubiyete bakarlar taraf olurken. Güç dengesine bakarlar ve Türk Olmanın gereğidir deyip, mazlumdan yana saf tutarlar.

    Takvimler Muharrem ayının 9’unu gösterirken yedi Türk Akıncısı bu bela meydanından Hz.Hüseyin’i almak üzere binerler atlarına. Hz.Hüseyin susuzluktan tükenmek üzeredir Türk Yiğitlerini karşısında gördüğünde. “Sizi Azerbaycan’a zütürelim” teklifini tereddütsöz reddeder. Çünkü bu yola dönmemek üzere çıkmıştır ve şahadeti kovalayacaktır.

    Ancak gelen yiğitlerden bir isteği olur Peygamber Torununun. “Oğlum Zeynel Abidin” der “çok hasta, alın zütürün onu buradan, size emanettir.”

    Yedi Türk akıncısı yanlarına Zeynel Abidin’i de alarak yıldırım gibi yol alırlar Emevi Ordusunun barikatını yararak. Hz.Peygamberin sevgili torunu, Allah’ın Aslan’ı Âlimler Şahı Hz.Ali’nin oğlu Hz.Hüseyin ellerini Arş-ı A’la’ya kaldırır ve “Yarabbi bu yedi yiğide, yedi devlet nasip eyle.”

    Zaten bu olaydan sonraki gün Hz.Hüseyin ve yol arkadaşları şehit edilerek Rahmet-i Rahman’a kavuşmuşlardır.

    Bu yiğitler, Türkistan sahasında gözleri gibi baktıkları Zeynel Abidin’i, kargaşa ortdıbının durulduğundan emin oldukları ve emanete halel gelmeyeceğini anladıklarında Mekke’ye geri zütürmüşlerdir.

    Bugün Türkistan sahasından Balkanlara uzanan coğrafyada hür ve bağımsız yedi Türk Devleti mevcuttur. işte bu yedi devletin yedi bayrağı, Hz.Hüseyin’in duasının kabulünün delili olarak semalarda dalgalanmaktadır.

    Bağımsız Türk yurtlarını düşününce elbette Esir Türk illerini de düşünmeden edemedim. Hz. Hüseyin’in duası, Bağımsız Türk Devletleri ve esir Türk Yurtlarını düşününce aklıma Oğuz Kaan’ın Türklük duası geldi. Yazımı Oğuz Ata’nın duasının son bölümüyle bitireyim istedim:

    “Ulu Tanrı!

    Güzel Tanrı!

    Gök Tanrı!

    TÜRKÇE konuşulan, TÜRK’e yurtluk etmiş olan yerleri kıyamete kadar TÜRK’ün hükmü altında bırak

    Not: Şimdiki araplarda iş yok beyler yanlış anlamayın sonuna kadar Müslümanım ama 1. Dünya savaşında ingilizlere yardım edip osmanlıya (yobaz değilim) bağımsızlık için ihanet ettiklerinden beri çoğu arap iflah olmamıştır bilesiniz
    ···
  1. 2.
    +1
    rez alayım okurum
    ···