/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +445 -35
    Ben Gia. gayri intihari adam

    Birazdan okuyacaklarınızın gerçek veya kurgu olup olmadığı hakkında bir şey söylemeyeceğim. Bunu kendiniz anlayacaksınız.

    Lisenin son senesiydi. Bir yer kazanamayacağım baştan belliydi. Öyle de oldu. Bir yer kazanamadım. Zengin ve neredeyse eve hiç uğramayan bir babam, pgibolojik sorunları olan bir annem vardı. Bir de küçük erkek kardeşim.

    Kardeşime ben sahip çıkıyordum ama ben kendime bile sahip çıkamayan birisiydim. Hayatta yaşanan hiçbir gelişme umrumda değildi. Sanki bu hayatı ben değil, rüyada olan bir kitap karakteri yaşıyordu.

    Sınıfta her gün en arka sıraya gider uyurdum. Uyumadığım zamanlarda da kitap okurdum. Hocalar benden ümidi kesmişti. Sınıf arkadaşlarımın benden zaten bir ümidi yoktu bile. O sene öyle bitti. Mezuniyete bile katılamadım.

    Anlamsız geliyordu her şey.
    ···
  2. 2.
    +73 -4
    Eve geldim oturdum ve ellerime bakmaya başladım. incecik kız gibi ellerim, incecik bir bileğim vardı.

    Kollarıma baktığımda kendime acıdım. Annemin odasına girdim.

    Donuk gözlerle duvara doğru sayıklıyordu.
    Kulak kabarttım acaba ne diyor diye.

    "Ahmet niye konuşmuyorsun? Ahmet susmak zorunda mısın?"

    Geri çıktım odadan.

    Annem Ahmet'i hep sayıklardı ama kim olduğunu bilmiyordum.

    Pgibolojik rahatsızlığı başladıktan sonra zaten babam da evden gitmiş, hayatını yaşamaya başlamıştı. Eve sadece para gönderiyordu o kadar.
    ···
    1. 1.
      +8 -4
      Ahmet ananın eski sevgilisi ve senin gerçek baban, bunu biliyorum çünkü ahmet benim. Ben senin babanım gerçek baban
      ···
    2. 2.
      -1
      adım ahmet bin. gurur duydum
      ···
    3. 3.
      0
      Rezerrtyyyy
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +71 -2
    Kardeşimin odasına gittim. Bilgisayarın başında oyun oynuyordu. Ne desem duymazdı.

    Bir an düşündüm ben en son ne zaman yemek yedim?

    Hatırlamıyordum. Açtım dolabı yemek yoktu. Geri kapattım. Gittim kendi odama ve düşünmeye başladım babam hakkında.

    Bu adam çocuğunu hiç mi merak etmez? Bir yer kazanabildin mi diye bile sormuyordu.

    Bileklerime baktım. incecik bileklerime.. Kessen kesilmez minicik kıyamazsın yani.

    Annemin odasına girip biraz para alıp dışarı çıkmaya karar verdim.

    Odaya girdim hâlâ sayılıyordu.

    "Ahmet susmak zorunda olduğunu anladım ama konuşmamak da mı zorundasın?"

    Parayı aldım ve dışarı çıktım.
    ···
    1. 1.
      +11
      Annenin söylediği o son cümle.. hakkaten çatlak karı
      ···
      1. 1.
        +1
        Ahahahahahaha annenin son cümlesi... çok edebi lan
        ···
  4. 4.
    +57 -1
    iki bira bir de sigara aldım ve oturdum deniz kenarına.

    Bir de müzik açtım.

    "ibrahim Erkal- sırılsıklam"

    Aşık olsam sırılsıklam diyordu.

    Düşündüm de ben hiç aşık olmamıştım. Kızlarla iletişime girmemiştim. Erkeklerle bile girmiyordum ki zaten anasını satayım.

    Benim düşüncelerim zaptediyordu bedenimi. Düşünmekten yemek bile yiyemiyordum. Düşünmek de hastalık diye düşündüm.

    Biranın kalanını da diktim kafama.

    Bilirsiniz moraliniz bozuk olunca,bir de müzik varsa iki birayla bile devrilirsiniz.

    Fiziksel olarak devrilmedim ama dilim açıldı. Konuşmak istiyordum deli gibi konuşmak.

    Sahil kenarında bir banka oturdum. Bir kızın yanına.

    Hatırlamıyordum saçları nasıl, gözleri ne renk.

    Tek bildiğim kulağında kulaklık olduğu halde yanında o kadar tek yönlü sohbet etmiş olmam.

    O da benim gibi umursamazdı. Kulaklığı çıkarıp bu adam acaba ne konuşuyor bile demiyordu. Hoşuma gitmişti. Ben de iyiden iyiye konuşmaya başladım kızla kendi kendime.
    ···
  5. 5.
    +60 -6
    Bu hayatta hakim olduğum tek konu belki de kitaplardı, edebiyattı. Habire okurdum. Beynim duramazdı okumadan. Uyuşturucu bağımlısı gibi kitap bağımlısıydım.

    Kızla kitaplar hakkında kendi kendime konuşmaya başladım.

    -Oğuz Atay hayata tutunamadı albayım. Beyninde tümör vardı, gitti. Arkadaşları o tuvalette kusmaya gidince kapıda beklerdi. O da içeriden ölmedim daha merak etmeyin derdi.

    Ben de ölmedim görüyor musun? Konuşuyorum senle. Ben daha önce kimseyle konuşmadım.

    Kızla konuşuyordum ama ona bakarak değil. Ayaklarıma bakarak konuşuyordum.

    Arada bir susuyor, dinliyordum. Son ses müzik dinliyordu. Ses kulaklıktan dışarı taşıp, bana geliyordu. Son ses pop dinliyordu.

    Ama olsun beni dinliyormuş gibi yapıyordu ya bana o da yeterdi.
    ···
    1. 1.
      0
      Yak albayim beeə
      ···
    2. 2.
      +2 -3
      O kadar yazar varken "oğuz atay" dedin ve cügüyü aldın
      ···
  6. 6.
    +55 -2
    Beyler bugün dibe batıyoruz.. Hatalar yapıp kusurlar işliyoruz. Bugün kıvırcığımın saçlarında asıldım. Benden adam olmaz. Hadi evrene orta parmağımızı gösterelim!

    Siz uyumazsanız ben de uyumuyorum. Sabahçıyız kardeşlerim..
    ···
  7. 7.
    +66 -1
    içimi döktüm kıza konuştum konuştum.

    Ağlamaya başladım.. Hüngür hüngür ağlıyordum.

    Kulaklığını çıkardı.

    Demek ki insanın varlığını hissettirebilmesi için ille de bunu belli etmesi gerekmiş.

    -Neyin var? Dedi.

    - Ağlamasam göremeyecek miydin neler çektiğimi? Dedim.

    -Ne saçmalıyorsun? Dedi.

    Kalktım yanından. Yürüyemeye başladım.

    Üç beş adım attım ve yere yığıldım.

    Bayılmışım. Kaç gündür açtım. Alkole de vurunca kendimden geçmişim.

    Gözümü açtım, hastanedeyim. Hani filmlerde gözünü açarsın başında bir ton kişi olur.

    Benim başımda kimse yoktu. Ailem zaten yok sayılırdı.

    Başka kim olacaktı ki?
    ···
  8. 8.
    +46 -2
    Doktor geldi bir şeyler anlattı, dinlemedim.

    Bileklerimi izliyordum. incecik bileklerimi. Hani birisi tutup sıksa kırılacak. Kendime acıyordum.

    O kızı gördüm. Dışarıda bekliyormuş.

    Yanıma geldi.

    Alkolün etkisi geçince yine konuşamaz olmuştum. Zaten o da pek bir şey demedi.

    Dikkat et kendine dedi ve gitti.

    Sen de diyemedim.

    Serumu çıkarttılar. Eve girdim. Annemin odasına girdim. Annem sayıklıyordu.

    "Ahmet tamam zorundasın biliyorum ama duvarlar seni bana anlatamazlar"

    Kardeşim uyumuştu. Bilgisayar masasının üzerinde bir tabakta biraz peynirler domates vardı. Yatağının kenarına oturdum.

    Onun da incecik bilekleri vardı. Benimkinden de ince.

    Kalktım odama geçtim.

    Yarın yapacak bir şeyler bulmalıydım. Olmuyordu. Bir şeylere tutunmak lazımdı. Okunacak kitabım bitmişti ve beynim kasılmaya başlıyordu.
    ···
  9. 9.
    +52 -1
    Kalktığımda annem kahvaltı hazırlamış evi temizlemiş ve yine donmuştu.

    Başlamıştı yine sayıklamaya.

    "Ahmet evi bile temizledim ama içimi temizleyemiyorum. Affet beni"

    Takılı kalmıştı annem. Hani eski televizyon değil ki bir iki tane vurasın kendine gelsin.

    Alışmıştım artık bu evde kimsenin pgibolojisi düzgün değildi.

    Kahvaltıyı yaptık kardeşimle. Sofrayı toplamadım kendine gelirse annem de yesin diye.

    Kardeşim hemen bilgisayar başına geçti. Ben de sahaf Esat abi vardı. Oraya gittim.

    Esat abi: E Ben:Gia

    E: Oo kimleri görüyorum. Ne yapıyorsun Gia?

    Gia: iyiyim abi sen neler yapıyorsun? Charles bukowski'nin kitapları gelecekti geldi mi?

    E: Geldi geldi gel bakayım sana bir iki tane de hediye edeceğim kitap ayırdım.

    Gia: yok abi sen onları sat. Para kazanıyorsun bunlardan sonuçta.

    E: Öyle deme oğlum zaten kaç kişi okuduğunu anlıyor bu devirde. Bu kitapları en iyi sen anlarsın senin olsun.

    Gia: teşekkür ederim abi.

    Kitapları aldım ve eve geldim akşama doğru.

    Annem kendine gelmişti ve sayıklamıyordu.

    Uyumuştu. Artık aralıksız iki gün uyurdu. Kapısını çektim, kardeşim de hâlâ bilgisayar başındaydı. Odama geçtim. Telefonla pek ilgilenmezdim ama elime aldım.
    ···
  10. 10.
    +46 -2
    Hiçbir mesaj, arama kaydı, bildirim yoktu.

    Paketimi her ay yeniletirdim ama tek dakikaya tek smse dokunmazdım.

    Geri bıraktım telefonu. Kitabın bir tanesini açtım ve okumaya başladım.

    "Bıraktığımız sözler bazen bıraktığımız yerde kalır. Gidin bulun o sözleri lazım olduğunda"

    Kitabı geri kapattım. Ben sözlerimi o bankta bırakmıştım. Gidip almam lazımdı.

    Kulaklığımı taktım ve gidip oturdum o banka.

    ileride bir çift kavga ediyordu. Umurunda mıydı? Asla olamazdı.

    Ayaklarıma bakmaya devam ederken bir daha göz attım onlara.

    Ulan geçen günkü kızdı kavga eden.

    Biraz süzdüm.

    Beline kadar uzanan kıvırcık saçları vardı. Gözlüklerinin altından öyle bakıyordu ki göz göze gelinmezdi bu kızla. Yanardın. Sanki güneşe bakıyormuş gibi bir etki yaratırdı. Ama o tartıştığı huur çocuğu bakıyordu. Güneş gözlüğü de yoktu hem.

    Neyse dedim. Ayaklarıma bakmaya devam ettim. Gözlerim bileklerime gitmiyordu. Kendime acımak istemiyordum yine.
    ···
  11. 11.
    +45
    Kız tokatı bastı çocuğa ve ağlaya ağlaya banklara doğru geliyordu. Ama banklar hep doluydu. Benim yanım hariç. Zaten beni görseniz adamdan saymazsınız. O da öyle yaptı. Oturdu yanıma ve ağlamaya başladı.

    Kulaklığımı çıkarmadım. Yanımda ağlıyordu ve umrumda değildi.

    Ama bileklerine baktım.

    Narin bembeyaz elleri vardı, incecik bilekleri..

    Öyle bir acıdım ki ona da. Bir insan ince bilekli diye acınır mıydı?

    Kulaklığı çıkardım ve şöyle dedim:

    - Geçen sefer ben ağladığımda sen kulaklığı çıkarmıştın. Şimdi ödeşelim. Ben de çıkarıyorum.

    Hayret ettim. Kızla konuşmuştum.
    ···
  12. 12.
    +52 -5
    Kızın cevabı kocaman bir "gibtir git" oldu.

    Belki o an o pgiboloji ile söylemişti ama ben yıkılmıştım. gibtirip gitmeliydim ben.

    Kızın yanından kalktım ve yürümeye başladım.

    "gibtir git!"

    Ben bu hayatta hiç var olmadım ki zaten. Hiçbirinizin ne bedenine,ne tek kelimesine dokundum.

    ince bileklerimle yaşayıp gidiyordum zaten. Nedendi beni gibtir etmeye çalışmalarınız?

    Eve geldim. Annem uyuyordu.

    Kardeşim bilgisayar başındaydı.

    Gittim dolaptan peynir aldım bir bardak kola doldurdum. Biraz da ekmek. Kardeşimin yanına bıraktım ve odama çekildim.

    Bileklerimle göz göze geldim. Üstte iki tane kılcal damar vardı. Altta arter ve venler.

    Üç parmağımla nabzımı yokladım. Ha iyi atıyordu çok şükür.

    Çünkü ölüler intihar edemezdi. Bu zevki yaşamadan ölmek istemiyordum.

    Kalem açacağının içinden jilete benzer o şeyi aldım. Bileklerimin üzerinde gezindirdim.

    Jiletin üstünde "made in germany" yazıyordu.

    intihar edebileceğimi bilseler Almanlar hâlâ açacak üretir miydi?

    "gibtir git" Gia. Üretirdi zaten sen kimsin yea?

    Neyse dedim şunu kenara koyayım. Başka zaman intihar ederim. Şimdi açım. Aç aç gitmek istemiyorum. En azından ölünce karnım boş olmasın, mezarda böcekler daha çok faydalansın.
    ···
    1. 1.
      +13
      Hamster mi besliyorsun muallak, sucuklu yumurta yapsana kardeşine
      ···
  13. 13.
    +78 -1
    Vay anasını be böcekleri bile düşünüyordum. Düşünmek iyi değildi.

    Yattım ve sabaha kadar kâbus gördüm. Mezarımda böcekler bana "gibtir git" diye fısıldıyordu.

    Kan ter içinde uyandım.

    Gittim bir duş aldım. Annem uyanmıştı ve kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltımı yaparken telefonum çaldı.

    Babam arıyordu.

    B: babam Gia: ben

    B: ne yapıyorsun oğlum?
    Gia: hiç
    B: kusura bakma soramadım kaç aydır oğlum
    Gia: önemli değil
    B: yine hesaba baya para yatırdım lazım oldukça git çek
    Gia: tamam
    B: üniversite kazandın mi?
    Gia:yok
    B: tamam bu seneye dershaneye git o zaman
    Gia: istemiyorum sonra konuşalım
    B: tamam görüşürüz.

    Telefonu kapattım ve o parka tekrar gittim. Kaybettiğim kelimeleri yerden toplamam gerekti.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerved
      ···
    2. 2.
      +8 -1
      Ne güzel baba aq ama biraz da huur cocugu
      ···
  14. 14.
    +46 -2
    Kulaklığımı taktım ve oturdum. Etraftaki evlerin birinde o kıvırcık saçlı kızı gördüm. Demek ki evleri burada o yüzden bu parktan çıkmıyor. Sanırım o da beni gördü.

    Gözlerimi geri çevirdim. Ayaklarıma bakarak müzik dinlemeye başladım. iki müzik bitmeden kız geldi yanıma oturdu.

    Gözümün ucuyla baktım. Kulaklık takmıştı.

    Umrumda mıydı? Evet umrumdaydı galiba ama geri çevirdim yüzümü.

    ikimizde de kulaklık vardı. Kimse çıkarmıyordu.

    Galiba onların çıkması için birinin ağlaması gerekti. Ben ağlayamazdım ağlamazdım da. Kalbimi gerçekten çok kırmıştı.

    Gözümü bir daha çevirdim. Gözlerinden yaş akıyordu sadece. Hüngür hüngür ağlamasa da gözlerinden yaş akıyordu.

    Kızlara ağlama konusunda güvenemezdim. Bazılarının istediği zaman ağlayabildiğini duymuştum.

    Ya timsah gözyaşıysa?
    ···
  15. 15.
    +52 -4
    Neyse dedim bari tek kulaklığı çıkarayım.
    Kulaklığın tekini çıkardım.

    -insanların acı çektiğimizi anlaması için ille acı çektiğimizi belli mi etmemiz lazım? Dedi.

    Benden çaldı. Neyse en azından dediklerimi aklında tutmuş.

    -Peki sana gibtir git desem? Dedim.

    - Özür dilerim. Dedi.

    Konuşmaya başladık. O da üniversite kazanamamış. Dershaneye gidecekmiş bu sene. Hangi dershane olduğunu sordum.

    Kavga ettiği çocuğu sordum. Eski sevgilisiymiş.

    Neyse vedalaştık eve geçtim ben.

    Düşünmeye başladım. Balkondan yanıma indi kız. Hani umut var mı falan derken kendi kendime, sustum ve "gibtir git" dedim.

    Rahatladım.

    Sahi ne rahatlatıcı,ne mütevazı bir kelime "gibtir git!"

    "Fuck off"

    Dershaneye gitmek istemiyordum ama kız gidecekti. Aradım babamı. Dershaneye gideceğim dedim. Tamam dedi yine para gönderdi baya.

    Ertesi gün gittim kayıt yaptım dershaneye.

    Annemi evden çıkarmam lazımdı. Bu aralar çok sık sayıklıyordu.

    Kardeşimi de öyle. Gözleri bozulacaktı bilgisayardan. Kardeşimle başlamaya karar verdim.
    ···
    1. 1.
      0
      Oo gia reis hatirladinmi beni hikayeni sormuştum neyse devam et iyi yaziyosun
      ···
    2. 2.
      0
      @1 hatırladım dostum teşekkür ederim.
      ···
    3. 3.
      0
      Ellerin dert görmesin güzel gidiyor
      ···
    4. 4.
      +1
      Fuck out ne amin oğlu
      ···
    5. 5.
      +1
      Fuck out gibiş in
      ···
    6. diğerleri 3
  16. 16.
    +53 -2
    Kardeşimi bilgisayarın başından kaldırdım. zütürdüm bir parkın yanındaki kafeye oturduk. O kendine dondurma aldı ben de çay.

    Biraz yüzüne baktım, bana benziyordu ama büyürse benden yakışıklı olurdu.

    Benim kurbağadan tek farkım saçlarımın olmasıydı. (Rahmi Vidinlioğlu'dan alıntıdır bu cümle.)

    Bileklerine bakmadım. Acımak istemiyordum.

    Düşündüm de kaç yıldır aynı evdeyiz ama tanımıyoruz birbirimizi.

    Neyi sever, neye sinirlenir. Şu hayattaki en büyük korkusu nedir. En büyük hayali nedir?

    Kardeşimle ilgilenmiyordum. Babamdan ne farkım vardı?

    Saçlarım vardı..

    Konuşmaya başladım kardeşimle.

    Ee ne yapıyorsun abisi falan diye muhabbete girdim ama sohbet yürümüyordu. Konuşacak ortak konuklarımız yoktu.

    Bir sigara yaktım.

    Sigara zararlı dedi o ince sesiyle.

    Biliyorum dedim konu kapandı.

    Eve döndük tekrar. Şevkim kırılmıştı. Annemi çıkarmaktan vazgeçtim.
    ···
    1. 1.
      +3
      Saçlarım vardı ahahah iyiydi panpa
      ···
    2. 2.
      -8
      Babasının kel olduğu çıkıyor ortaya
      ···
      1. 1.
        0
        Ne dedi bu şimdi
        ···
  17. 17.
    +55 -1
    Dershanenin başlama zamanı gelmişti. Uzun zamandır o kıvırcık kızı görmemiştim. ilk günden gittim dershaneye. En arka sıraya oturdum elimde okuma kitabım vardı. Kulaklığımı taktım ve okumaya başladım. Ne de olsa ben ders çalışmaya gelmemiştim dershaneye.

    Yanıma bir kız oturdu. Baktım o kıvırcık kız. Şansa bak aynı sınıfa düşmüştük.

    Kulaklığımı çıkarmadım.

    Kız tuttu çıkardı kulaklığı.

    -ille ağlayalım mı? Dedi.
    -yok diyebildim.

    Ders başladı. Biz kızla muhabbet ediyorduk. Kızın ismini bile bilmiyordum daha.

    -ismin ne? Dedim.
    -Boşver öğrenirsin dedi.

    Benim ismimi sormadı. Sorsa aynı cevabı alacağını anlamıştı.

    Dilim açılmaya başlamıştı baya. Bazı yazarların değişik alışkanlıklarından falan bahsediyordum gülüyordu o da.

    Gözlerine fazla bakamıyordum.

    Bileklerime bakmamalıydım. Moralimi bozarsam çöker, içime kapanırdım yine.

    Tenefüs oldu.
    ···
  18. 18.
    +49 -1
    - "Hadi bana çay ısmarla" dedi.

    O çayını aldı dışarıya çıktık. Ben sigaramı içtim.

    Orada da biraz muhabbet ettik. Sonra sınıfa çıkarken çocuğun birisi "Kardeş bakar mısın?" Dedi baktım. "iki dakika tuvalete gelsene bir şey konuşacağım" dedi.

    Kıvırcık kız gitti. Ben de tuvalete girdim. iki kişi vardı. Birisi bunun parkta kavga ettiği çocuktu.

    Çocuk da bana göre baya kalıplı.

    Beni sokakta görseniz adamdan saymazsınız.

    Çocuk konuşmaya başladı.

    "Kardeş hiç uzatmadan konuya giriyorum. Bir daha seni o kızın yanında görürsem ağzını gözünü kırarım haberin olsun. Tamam mı?"

    Cevap vermedim.

    "Tamam mı?"

    gibtir git dedim. Ne güzel cümle şu gibtir git cümlesi..

    Bileğimden tuttu.

    "Elini sıksam kırılır lan. Baksana şu aynaya neyin özgüveni bu? dıbına koyduğumun tipsizi"

    "Madem o kadar tipsizim kız bana zaten bakmaz zütün neden tutuşuyor?" dedim.

    "Yürü sınıfına git bir daha seni onun yanında görürsem o zaman görürsün kimin zütü tutuşuyor."

    Bastım sınıfa çıktım.

    Kıvırcık kızın yanına oturdum.
    ···
    1. 1.
      +2
      Eline sağlık kardeşim çok güzel yazıyorsun, seninle sabahlamak isterdim fakat insanlık hali işte uyku bastırıyor. Gecen hoş olsun.
      ···
  19. 19.
    +50 -1
    Kulaklıkla müzik dinliyordu.

    Kulaklığını çıkardım ve ne yapıyorsun dedim.

    Hemen o çocuklar seni niye çağırdı falan diye sormaya başladı. Bir şey yok falan dedikçe ısrar ediyordu. Dedim ki tamam sus sana bir şeyler anlatacağım onun yerine kabul mü?

    Sohbetimi çok sevmişti. Kabul etti.

    Başladım anlatmaya.

    Dostoyevski kumar bağımlısıymış biliyor musun?
    Masaya oturduğu zaman cebindeki tüm parayı bitirmeden asla kalkmazmış.

    Karısıyla tartışmaya başlamışlar. Geçimsizlik başlamış. Ama dostoyevski bu pgibolojiye girdikçe yazıyormuş ve yazdıklarını bastırıyor, para kazanıyormuş tekrar.

    Hayatı iyi olunca yazamıyormuş. Bu yüzden kendini cezalandırmaya çalışıyor, kendini dibe batıyor, içiyor sıçrıyor ve böylece büyük eserler yazıyormuş. Karısı da zaten bunu farkettikten sonra bir şey dememeye başlamış. Dedim.

    Pür dikkat dinliyordu. Ee? Dedi.
    Bu kadar dedim.

    Yani ihtiyaç mı sence dibe batmak dedi?

    Evet dedim. Evet ihtiyaç.

    Bu ihtiyacı karşılayacaktı bu kıvırcık kız fazlasıyla..
    ···
    1. 1.
      +1
      10 numara yazıyorsun. Dosteyevski hakkında yazdıkların doğru mu ?
      ···
      1. 1.
        +2
        ben de bir zamanlar senin gibi maceracıydım malum olayı sen biliyorsun zaten
        ···
  20. 20.
    +54 -1
    Çıkışta bu elemanlar beni tuttu. O çocuk konuşmaya başladı.

    "Demedim mi ben sana ondan uzak duracaksın diye?"

    Cevap vermedim. Umrumda değildi.

    Bir tane geçirdi ağzımın ortasına.

    Beni yolda görseniz adamdan saymazsınız zaten.
    Yere düştüm. Dudağım patlamıştı. Bir iki damla kan düştü yere. Ağzıma kan tadı geliyordu. Böyle pek fazla rahatsız etmeyen bir tadı vardı hemoglobin aromalı.

    Bir şeyler konuşuyordu pek dinlemedim. En sonunda başımdan gittiler.

    Bileklerime baktım. Acıdım kendime. incecikti. Dudağımı sildim bileklerime.

    Eve gittim öylece. Annem odada sayıklıyordu.

    "Ahmet geçmiyor inan ki saatler"

    Kardeşim bilgisayarın başındaydı. Odama geçtim. Uzandım ve bileklerime baktım tekrar. Üzerinde kan vardı ve kurumuştu. Çenemde de biraz ağrı vardı.

    Aklıma Didem MADAK'ın ağrı şiiri geldi. Lavaboya gittim ve üzerimi temizleyerek şiiri mırıldanmaya başladım.


    "sonbaharların kralı gelirmiş meğer istanbul'a 
    ciğerlerimin filmini çektiler 
    ciğerlerim artiz oldular icabında 
    akut alevlenmiş kronik bir sonbahar gibi bakıyordu 
    sigara figüran falan. "
    ···