/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    0
    Rez (beni mi anlattın amk)
    ···
  2. 52.
    0
    Halk spr dvm
    ···
  3. 53.
    0
    reserved
    ···
  4. 54.
    0
    Ne diyorsun seni anlamiyorum gibik
    ···
  5. 55.
    0
    Yaz panpa tercüman ol duygulara
    ···
  6. 56.
    +19
    +Günaydın. Günaydııııın. Yaa uyansana hadiii. Of, CAAN!
    -Hı, günaydın (boğuk ve anlaşılmaz bir şekilde)

    sağa sola bakındın ilk başta, çünkü nihayetinde ben de dün sabahtan beri uyumuyordum her ne kadar Funda kadar olmasa da. Onu beklerken ben uyuyup kalmışım yatağın kenarında ki sandalyede. Funda ile aynı yastığı paylaşmışız düşünebiliyor musunuz? Tabi baba seslenene kadar kendisi kalkmış, hazırlanmıştı bile.

    -Ne zaman kendine geldin sen? Neden seslenmedin bana? iyi misin, nasıl hissediyorsun kendini? Çok korkuttun beni haberin var mı!?
    +Ya bir dur sakin ol, bir nefes al. Uyandım, çok acıkmışım kalkmak istedim, elimi öyle sıkı tutmuşsun ki ilk başta kalkmak istediğimden emin olmak için biraz düşündüm hatta. (tabi ben kızarırım burda çünkü bunu bilmesini istemezdim, ne derdi bilmiyordum çünkü)
    -B.. Ben... Yani, destek olmak için aslında yanlış anl...
    +Problem değil (gülümsüyordu) Hem bütün gece kendimi güvende hissetmiştim demek ki nedeni buymuş (hala gülümsüyor)

    Tabi ben ne diyeceğimi bilmiyorum bu esnada. Konu değişsin diye hemen kalktım, saçımı başımı düzelteyim diye ama ne gezer. Boynum öyle bir tutulmuş ki sanırsın kafamı olduğu şekilde sabitlemişler.

    Benden çıkan acıklı bir ses, Funda'nın "Noolduu" diyerek hemen yaklaşıp boynum ile ilgilenmesi, zamanın yavaşlaması, onun nefesinin yüzüme-boynuma-saçlarıma hükmetmesi... Daha fazla konuşamayacağım çünkü sonrası bende yok...

    +Can!.. Hey... CAAAAN!
    -H.. Hı? Noldu? (gözüm uzaklara dalmış bir vaziyette)
    +Nerelere daldın acaba, bir soru sormuştum.
    -Yok bişe dalmışım sadece, ne sormuştun ki?
    +On dakikadır boynuna masaj yapıyorum artık ellerim yoruldu, daha iyi misin diye sormuştum.

    On dakika mı!? Ne on dakikası ya!? Daha az önce ulaşmamış mıydı nefesi bana? Bir kaç saniye önce yani. Şaka mı yapıyor acaba, yoksa gerçekten zaman ışık hızına mı geçmişti?...

    -inanamayacağın kadar süper hissediyorum şu an teşekkür ederim (bir gülümsemişim var ya, ben şaşırdım öylesine coşkulu olmasına)
    +Oo, Can bey. Bakıyorum neşeniz yerinde. Uyumak iyi geldi sanırım.
    -Seni iyi görmüş olmak bana kendimi iyi hissettirdi. Dün akşam benim yaşadığım korkuyu yaşamış olsaydın anlardın beni.
    +Laf çarpmanın sırası değil, hadi gidelim kahvaltı yapalım ben çok acıktım karnım zil çalıyor (gözlerini kocaman açıp bakarken incelen ses tonuyla beraber çıktı bu kelimeler ağzından)
    -Tamam, bende acıkmışım zaten gidelim hadi.

    Gerekli işlemleri yaptık, kendisine dikkat edeceğinin sözünü aldıktan sonra yola koyulacak iken;
    +Merak etmeyin Sema hanım (Sema bizimle ilgilenen doktor hanım), ben kendime dikkat etmesem bile yanımda artık güvenebileceğim biri var. ikinci bir canım var artık, Can...
    Neeey? Ne dedin sen? Canım mı dedin? Bana mı? Yok artık abartma sende, kimse bana o şekilde hitap etmez çünkü kimse bana o kadar değer vermez. Ha severler tabi ama muhabbetim iyidir, şarkılarım güzeldir o yüzden severler. Canını emanet edecek kadar sevmezler ki...
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    +15
    Günaydın dostlar. Sabah kahvaltısını ederken bir part daha atayım dedim çünkü bütün gün işte olacağım ve mobilden bir şeyler yazmak istemiyorum. Çünkü mobilden metine istediğim şekli veremiyorum. Akşam 19:00 gibi evde olurum, yazarım hemen. iki gün boyunca da aralıksız yazıcam. Kendinize iyi davranın.
    ···
  8. 58.
    +15
    Size biraz Funda'dan bahsedeyim. Boyu yaklaşık 1.70 galiba, öyle ne çok zayıf ne kilolu. Yani tam kendine yakışan kilosunda, olsa olsa 60 civarıdır yani. Elleri cebinde oluyor genelde, pek denk gelmesem de bu duruma, bir şeyler anlatırken konuşmasına elleri de dahil oluyor. Mimikleri, bakışları, jestleri bu kadar uyum içinde olamaz bir insanın. Yürürken genelde gökyüzüne bakıyor. Morali bozuk olanlar genelde kendi içine kapanır başını öne eğer ve susarlar. Ama o farklı, yukarı bakıyor. Üzgünlüğüne dair bir surat ifadesi göremezsiniz ama anlarsınız bir şeyi olduğunu. Ellerini cebine sokar, omuzlarını yukarı kaldırır, kısa kısa hızlı adımlar atar. Bazen yürürken, attığı adıma doğru sallanır sağa sola. Kimse bu şekilde bir gizem yaratmamıştı. Bu şekilde derken, dışarı bir şey yansıtmayan yani. Gülümsüyor elbette, çok da yakışıyor ama pek sık görmedim gülümsediğini. Sadece bir şey söylerken yada bir durum içerisindeyken. Binlerce kötü durumun içinde tek bir güzel şey bulmuş gibi yani. Nadiren. Saçları ne düz ne de fazla dalgalı, kendime has bir tarzı var. Dağınık duruyor saçları ama cidden çok yakışıyor kendisine, paspal bir duruşu yok yani. Ev stili diyelim, dünya onun evi diyebiliriz bu durumda. Böyle, uzun uzun, hafiften denizi andıran dalgaları var saçlarının. Bu arada kahverengi saçları, kaşları, kirpikleri... Uzun uzun, ok gibi kirpikleri var. Açık iken kaşlarına uzanıyor, göz kırptıkça resmen rüzgar yaratıyor o kirpikler. Bir şeye dikkat ettim, bazen sağ kaşı havaya kalkıyor. Aynısını bende yaparım istemsiz olarak. Bazen farkına varır hemen düzeltirim yüzümün şeklini. Ama o fark etmemiş henüz çünkü şu anda bile sağ kaşı havada. inanamazsınız, mükemmel duruyor bu yüz ifadesi onda. Mesela bütün gece avuçlarıma olan, saatlerce izlediğim ellerinden bahsedeyim. Pürüzsüz elleri var. Tek kelime ile anlatmam gerekse, bu kelimeyi kullanırdım. Tırnakları uzun ve bakımlı, oje sevmediğini tahmin ediyorum çünkü yoktu. Yumuşacık, sıcacık eller...
    ···
  9. 59.
    +15
    Pelin.

    Eski sevgilim. Eski demek gelmiyor içimden aslında ama el mecbur. Geçmişte yaşayan, insanın içinde hatıralar bırakan biri işte. Hani insana dert olan derin yaraları açan insanlardan. Unutmak zor oluyor bazı şeyleri, yaşananları, yaşanması için kurulan hayalleri, o hayallerde ki mutlulukları... "UNUT!" dedi bana her şeyi. Hayallerimizi unut, asla ama asla gelmesin aklına. Kahkahalarımızı unut. Yüzümü unut mesela, adımı, sana nasıl baktığımı, Can'ım derken aslında sahiplendiğim için değil, bedenimi yaşatan canım olarak sevdiğimi unut. Ben unuttum, sen de unut Can. Unutmalısın. Kendin için, kendi iyiliğin için bana ve bize dair her şeyi unutmalısın ki ileriye bakasın...

    Kendi şehrimde yaşıyordum o zamanlar işte. Doğduğum, büyüdüğüm, karış karış ezbere bildiğim şehirde. Tek kelime etmedim bahsettiğim şeyleri söylediğinde. Bir eyvallah bile çekmedim açıkçası. Bir şey dememi de beklemezdi zaten, eminim. Uzun zaman duramadım zaten oralarda, çünkü her adımı hatıralarla doluydu. Her köşe başı, her park, her cafe... O zamanlar sadece ona söylerdim şarkılarımı, şimdi herkese anlatıyorum yaşadıklarımı şarkılarla şiirlerle. Ne düşünüyorlar bilmiyorum ama ben söylediğim şeyleri zihnimde uydurmuyorum. Her nota, her beste benim geçmişe dair günlüğüm. Ben eski defterleri karıştırıyorum, insanlar beni dinliyor. Ben acılarımı tekrar yaşatıyorum, insanlar acılarıma kadehler kaldırıyor. Dedim ya size, yeni insanların içinde olmak istiyorum diye, işte o insanların her birinde mutlaka ona dair bir şeyler bulabiliyorum. Kiminin yürüyüşü, kiminin taktığı tokası, kiminin saçlarını toplayış şekli... içimden geçmiyor değil bazen, keşke her insandan bir şeyleri alıp katabilsem birine ve o Pelin olsa diye. Sonra vazgeçiyorum. Biliyorum, aynı insana sahip olursam, aynı şekilde yine yalnız kalacağım. O yüzden, binlerce farklı insanda sevdiğim bir insanı bulmak daha güzel. Uzun uzun anlatırdım size Pelin'i ama dikkatimi dağıtan bir şey var. Biri. Funda...

    Yavaş yavaş anlıyorum ki, Funda ona asla ama asla benzemiyor. Tek bir hareketi bile, bakışı bile, konuşması, susması, gülümsemesi... Evet evet! Şimdi anlıyorum! Bu sebepten kendine çekiyor beni. Daha önce karşılaşmadığım biri, tanımadığım biri. Kesinlikle ama kesinlikle Pelin'den eser bulunmayan biri...
    ···
  10. 60.
    +7
    +Caaan, hadi ama seni bekliyorum daldın yine!..
    -Tamam tamam geliyorum..
    ···
  11. 61.
    0
    Rez tuttu bile reyis
    ···
  12. 62.
    0
    Çok güzel gidiyo lan reserved
    ···
  13. 63.
    0
    Rezzzzz
    ···
  14. 64.
    0
    Rez abi cok sevdim la
    ···
  15. 65.
    0
    Rezerved #18
    ···
  16. 66.
    0
    Başarılı
    ···
  17. 67.
    +16 -1
    Okuyan arkadaşlar, hikayeyi benim yazarken kendi içimde yaşadığım gibi, siz de okurken zihninizde yaşarsanız o zaman gerçek zevki alırsınız hikayeden. Gerekirse bir entry'yi tekrar tekrar okuyun o duyguyu alana kadar. Şimdiye kadar attığım her partı, Leyla ile Mecnun müziğini dinlerken yazdım. Gerçekten harika bir etki bırakıyor insanın üzerinde. Okurken dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim çünkü müziğin durgun ritmi, yaşanan olayların ne seyirde ilerlediğini idrak etmenize yardımcı olacak. Hepinize iyi okumalar dilerim dostlarım. Akşam görüşmek üzere...
    ···
    1. 1.
      0
      Abi yüreğine sağlık okumaktan en çok zevk aldığım hikayelerden birisi efsane yazmışsın
      ···
  18. 68.
    0
    Ben yerimi alıyım şuradan.
    ···
  19. 69.
    0
    Rezerve
    ···
  20. 70.
    +1
    Hacım koray avcı gibi anlatışın hayatı bir şiir tadında sevgiyle, kederle, yorgunluk ve neşeyle karışık anlatıyorsun işte bu yüzden okuyorum seni çok iyi gidiyorsun boyle devam et
    ···