kız tam yataktan kalkıyordu ki kolundun tuttu. ' bekle bi posta daha atıcam' dedi. daha önce kıza böyle davranmadığı için kız şaşırmıştı ağlamaya başladı ama esas oğaln umursamadı. gene arkasına geçti ve gidip gelmeye başladı. kız ağlamaya devam ediyordu. sert vurmaya başlamıştı. şlaapp şlaappp diye sesler çıkıyordu. kız daha çok ağlamaya başladı hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ama engel olmuyordu seviyordu oğlanı.

gelip gitmeye devam etti. tam boşalacakken çıkardı ve sırtına hunharca boşaldı. yanına uzandı ve düşünmeye devam etti.

hızla eve geldiler. kız isteksizdi ama yapacağı bişey yoktu. kızın üstünü hızlı bi şekilde çıkarmaya başladı. öpüşmeden direkt kızı domalttı. sinirliydi çünkü hıncını çıkarması gerekiyordu. gelip gitmeye başladı. 'yavaş yavaş' diye bağırıyodu kız. durmuyodu aklına platonik aşkı geliyordu. şaplaklar atıyordu. bembeyaz teninde ki kızarıklıkları görünce daha da deliriyordu.

sinirlenmişti birden.. hıncını çıkarması gerekiyordu sevgilisine döndü ve 'kalk eve gidiyoruz' dedi. kız onun niyetini anlamıştı. kulağına eğildi 'derse girmemiz lazım noldu azdın mı' dedi.

platonik aşkını çok derin bi şekilde düşünmeye başladı. onu ilk gördüğü anı unutamıyordu. üniversitenin ilk günüydü. tek başına oturuyordu. ve birden içeri o girdi. üstünde yatay çizgili renkli bir t-shirt, altında koyu kkot pantolon, siyah spor ayakkabılar vardı. sol elinde kitaplar telefonla konuşuyordu. ve gülüyordu. o gülüşü nasıl kıskandığını hatırladı. o an onu böyle güldüren ben olmalıyım diye düşünmüştü.

sevgilisi güzel değildi ama biyolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyordu. kendisi de yakışıklı sayılmazdı zaten.

okula gitti kantin de platonik aşık olduğu kızın başka biriyle oturduğunu gördü. kendi kendine küfür etmeye devam etti. iki yan masada oturan sevgilisinin yanına gitti. yanağından öptü ve oturdu.

soluklanınca delikanlı gibi dövüşmek de hayal oldu diye düşündü. hemen bıçağa-silaha sarılıyor huuru çocukları dedi.

o sırada liseli binin elinde güneşte parlayan bir bıçak gördü. dıbınakoyim dıbınakoyim şansımı gibeyim dedi içinden. yokuş aşağı topukları züte vura vura şener şen koşusuyla oradan uzaklaştı.

liseli binler üzerine doğru yürümeye başladı. o ise kafasında onlara neler yapacağını düşünüyordu. ilk gelenin karnına tekme hemen yanındakinin kasıklarına vurmayı düşünüyordu.

'nabıyosunuz lan dıbınakoduğumun liselileri' diye bağırdı. bu bağırışı liseli türünün dikkatini çekmişti. sincap gibi kafalarını çevirdiler.

öğleden sonraki derse yetişmek için evden çıktı. sokakta yürürken köşe başında 3 tane liseli bin gördü. eskiden taekwondoya giderdi hala da fit sayılırdı. bu binlerin üzerinde öğrendiği teknikleri deneme kararı aldı.

çocukken hamam böceklerini nasıl yediğini hatırladı. ağzından zor alırlardı çıtır çıtır yerdi. aç kalsam gene yerim diyi düşündü. biraz osuruk gibi tadı vardı.

doğru mutfağa geçti sonra su ısıtıcısını açtı ve başında beklemeye başladı. kahve + sigara keyfi yaptı. yerde gezinen bi hamamböceğini fark etti. düşünmeden üzerine bastı. böceğin kıçından taku çıktı. bu hayvanlar kıçlarından taku çıkmadan ölmezlerdi.

ytl'den sonrasını okumadım

öğlene doğru zütünü kaşıyarak uyandı. zombi yürüyüşü yaparak banyoya girdi. aynaya baktı ve senin ben tipini gibeeeyyim dedi. her sabah aynaya baktığında kendine ettiği bu küfür bir ritüel haline gelmişti.

yuh amk

bir de bunun geri ödemesi var ama yapma borca girme dedi kendi kendine çekti 31 ini ve yattı uyudu.

Handanın sesi hoştu Ama paranın sesi çok daha hoştu.

Fakat paranın dayanılmaz cazibesi fena halde içini kemirip duruyordu. Handanın sesi tam da en sıkışık en parasız döneminde Hızır gibi yetişmişti.