ertesi gün biraz geç gitmiştim işe, patrondan da haliyle bir fırça yemiştim, patronu salladım ve çalışmaya koyuldum, telefonumda herhangi bir mesaj yoktu beyler, öğlene kadar böyle gitti bu sürekli telefonuma bakıyordum çünkü merak etmiştim tuğçeyi ne tak yedi diye, en sonunda beklenen mesaj geldi, günaydın diye

t- günaydın *
• Günaydın mı öğlen oldu şunu tünaydın yapalım
t-her neyse işte dün çok fazla kaçırmışım herhangi bir olaya karıştıysam özür dilerim
• sen çok içince taşınmazsın ben sana söyliyim az kilo ver ( aslında kızın fiziği çok iyiydi beyler taşak geçmek maksatlı konuşuyordum nasıl olsa)
t- sen benim göbeğime takmışsın ama senin kulaklarını nasıl kapatıcaz (hafiften kepçelik olduğu için)
• he yani artık kusurlarımızla dalga geçilecek kadar muhabbetliğimiz var *
t- bence öyle
• tamam o zaman daha yakın konuşmaya çalışırım *
t- ne o alışamadın mı yoksa *
• yok kafamda başka şeyler var onlarıda sonra konuşuruz istersen ama rica ediyorum bu sefer az içerek *
t- peki öyle olsun *
• ben işimin başına tekrar geri döneyim yoksa 2. fırçayı yemek üzereyim müsait olduğumda mesaj atarım kendine iyi bak *
t-Peki, kolay gelsin *

en azından merak duygusu gitti içimden, ama herhangi bir şey hissetmiyordum ben tuğçeye karşı sadece arkadaş gözüyle bakıyordum beyler, hani bir kız gelir tanışmak ister atılırsınız ben bunu giberim dersiniz ya o his yoktu bende, kalpte bir kişi olunca gib herkeze kalkmıyor yani, tekrar işime devam ettim panpalarım, oturup kalkan çok olurdu gündüzleri, akşamları da pek iş olmadığından dolayı ben erken çıkarım, zaten ya denize girenlere satarız birayı ya da gavur amı gibi yakan güneşten bunalan müşterilerimiz açar birer kapak, düşük bütçeli iyi kazandıran bir iş yeri, rutin iş temposunu bitirdikten sonra, tekrar eve geldim beyler, duşumu alıp üstümü giyindikten sonra sahile doğru indim, canlı müzik yapan bir kafeye oturdum içki yoktu ama çay vardı oralet vardı dışarıya doğru bir masa buldum kendime, çayımı söyledim oturup bir yandan denizi izleyip bir yandanda şarkıyı dinlerken düşünceler aklımda birbirini gibiyordu, tamam eyvallah ben buralara kadar geldim ama buse ne yapıyordu memlekette, birbirimizi çok çabuk unutmamışmıydık, çok çabuk çıkmamışmıydık birbirimizin hayatından, yaptığım şeyleri ne kadar çabuk unutmuştu, hiçbirine bir tane anlam yükleyememiştim beyler, bu soruları tek çözecek kişi buseydi, ama mesaj atarsam tekrar gibik durumuna düşecektim, ve diyecekti ki ulan amcık hani umurunda değildim ?, bu muhabbetleri ben düşünürken karşımda sandalye çekildi, sandalyeyi çeken tuğçeydi beyler, kız gerçekten çok güzel olmuştu bu akşam daha farklıydı, büsbüyük gözlerine sadece kalem çekmişti ve o kadar çok yakışmıtı ki ona inanın bakamadım bile

• sen nerden biliyodun benim burda olduğumu
t- kuşlar söyledi ( arkadaşlarını kastederek)
• anladım *
t- güzel olabilmişmiyim *
• eh klagib türk kızı işte *
t- daha iyilerini buldum diyorsun yani
• yok bulamadım gözlerimi kapattım ben senelerce
t- nasıl yani
• boşver sonra anlatırım
t- hadi marinaya gidelim
• orada ne yapıcaz oturalım burda sıcak çay var işte
t- borçluyum sana(bar olayından bahsediyor aklınca)
• ne konuda
t-barda tek kuruş ödemeden çıktım ödemem lazım bu borcu *
• ne gerek var istersen burda da çayını ben söyliyeyim
t- yok burası olmaz marinada bildiğim güzel bir restorant var hadi gidelim biraz gezdireyim seni *
• tasmamıda tak kaçmayayım bari *
t- şakanın sırası değil hadi *
• peki ama ilk önce senin yanına yakışmam için eve gitmem gerekiyor *
t- tamam gidelim beraber hem öğrenmiş olurum

dedi ve yola koyulduk beyler, ikimizden de tek çıt çıkmadı yolda yürürken, zaten pek fazla konuşmayı sevmiyordum, ya da konuşacak konu bulamıyordum, söylediğim her bir kelimenin anlamı olmasını istediğimdendir belki bilemiyorum, eve vardık sonunda, içeri davet ettim, tuğçe salonda beklerken bende üstüme ona uyumlu olacak şekilde giyindim beyler dışarıdan gören iş adamı sanar aq, salona gittim tuğçeyi aldım ve taksi çağırdım marinanın yolunu tuttuk ikimiz, bilen bilir yalovada leman kültür vardır marina da ve gidilip görülmesi gereken bir mekandır beyler, oturduk bir masaya, garson geldi siparişlerimizi verdik.

t-susacakmısın
• ne konuşayım ki
t- gözlerinin neden kapalı olduğundan bahsedebilirsin mesela
• bunu anlattıktan sonra arkadaşlığımızın bozulmasını istemiyorum ben belki iyi geliyorsundur bir yerlerime
t- bozulacağını kim söyledi hadi bekliyorum

dıbına koydumun garsonuda bi gitmedi iki saattir

t- bekliyorum hadi *
• tamam anlatıcam meraklı melahat az bi sabır et destur çek
t- ben 7 aylığım hadi
• annene de yazık nasıl durdun içeride oda hayret etmiştir
t- konuyu saptırma

beyler şaraplarımızı içerken ya o sarhoş etmişti beni ya da şaraptan dolayı bi cesaret gelmişti bana her ne yaptıysam anlattım.

devam ediyorum panpalarım, sizin gibiniz sağ olsun şukunun aq

çekmedim beyler kendimi ya da çekmek istemedim bilmiyorum, ama o an ilaç gibi gelmişti kalbime, tamam arkadaştan öte düşünmüyordum ama iyi yapmıştı lan o öpücük, aşık olamazdım o saatten sonra, züte giren şemsiye maalesef ki açılmıştı, bildiğiniz zütümde patlamıştı, bir yandan acı veriyordu ama beni buralara kadar zütürdüğüne göre bir hikmeti olması lazımdı o şemsiyenin, yüzümüz kızarmıştı ikimizinde beklenmeyen bir hareket hiç beklenmeyen bir yerde yaşanmıştı hemde hiç beklenmeyen bir zamanda, çok tanımıyordum tuğçeyi ama bana iyi geldiği belliydi belkide hayatımda verdiğim en doğru kararlardan birisidir tuğçeyle tanışmam, yeterince sarhoş değildim bu sefer yanlış giden bir şeyler vardı, belkide şarap bünyemi etkilemiyordu beyler, neyse tokalaşıp iyi geceler diledik birbirimize, aşk değildi bu hoşlantı da değildi ama neydi aq, çözemediğim hisler birikti içimde, sigaramın bittiğinin farkına vardım, tekele girip boş kalan dolabım için bira aldım zulada bulunsun diye de bir kaç sigara, eve gittim çakır olan kafamı bozmamak için bir bira açtım kendime, olanları mahkeme ediyorum beynimde ama o mahkeme de ne muhafız var yanımda ne de olanları sonuçlandıran bir hakim, ertesi güne erken uyanmak için çok oturmadım olanları düşünürken uyuya kalmışım zaten, sabah tuğçeden gelen mesajla uyandım

t- Günaydın
• günaydın nasılsın
t- biraz yüzüm kızarık
• hayrola ne oldu
t-dün olanlar için özür dilerim
• fazla kafana takma dün dünde kaldı : )
t- öyle de ben böyle birisi değilim
• kimse tahmin edemezdi tuğçenin erayı öpeceğini
t-daha fazla utandırma istersen : )
• estafurullah ne haddime : ), neyse ben hazırlanıp işe yetişeyim
t- peki tamam öyle olsun : ) kolay gelsin şimdiden

diyip muhabbeti sonlandırdık beyler, artık çalıştığım yerde işi bayağı bir öğrenmiştim, gelen müşterilerle iyi sohbetler çevirip yüzlerini güldürebilen bi bin olmuştum, müşterilerde muhabbetimi sevdiğinden işlerimiz bayağı bir açılmıştı, patrondan aldığım haberlerde fena sayılmazdı, işlerimizin açıldığını benden memnun olduğunu söyledi, kendisine ikram olarak bi bira açıp verdim kimin birasını kime veriyon aq zaten onun mekanında çalışıyorsun diyerek kendime de bir bira açıp patronla muhabbet ettim, durumları anlattım bir iki günlüğüne memleketime gitmek istiyorum dediğimde ben senin yerine idare ederim aman gözünü seveyim fazla gecikme dedi, hatta bir iyilik yapıp bileti de kendisi aldı bana allah razı olsun kendisinden, tuğçeden gelen mesajla biramı içmeye devam ettim,

t-nasılsın : )
• durumlar standart hatta daha iyi : )
t- peki o zaman ne yapıyorsun çalışıyormusun hala
• yok şu an ara verdim, gelmek istersen bi içki söylerim benden : )
t-peki hazırlanmaya başlayayım ben o zaman : )

dedi, ben tuğçeyi beklemeye koyuldum biram bitti ve çalışmaya devam ettim, 20 dk sonra ileriden tuğçe belirdi heidi gibi oynaya zıplaya gelip birinci sandalyeye oturdu, kısa bir selamlaşmadan sonra yüzünün bana bakarken kızardığını farkettim tamam bende utandım ama geçti bitti yapabileceğimiz birşey yoktu ki aq, ben ona gideceğim konusunu açtım, neden diye sordu

• tuğçe iş yerinden bir iki gün izin aldım memlekete gidip annemi ikna etmem lazım durumumu görsün

bir anda suratı düştü beyler, daha demin mutlu olan kız suratı beş karış oldu

t- ya telefonla anlatabilirsin
• görmek istiyor, oda anne ne yapsın
t- peki o zaman öyle olsun ne zaman gideceksin,
• akşam saat 20:00 a bilet almış patron
t- anladım, peki o zaman ihmal etme beni
• ayıp ediyosun bak şimdi
t- bilemem artık geri dönüşü olmaz : )
• tamam tamam : )
t- peki geldiğin zaman tekrar görüşürüz umarım
• görüşürüz tabi : )

sonra kalktı gitti beyler, o işi de halletmiştim, artık gönül rahatlığıyla memlekete gidip anneme moralimin iyi olduğunu rahatımın kebap olduğunu gösterebilirdim, saat birer birer ilerledi gitmeme 1 saat kala evden çıktım omzuma astığım bi sırt çantasıyla zaten memlekette fazla kalmayacaktım pek birşey zütürmenin mantığı yok diyerek atladım taksiye, taksici abiyle otagarın yolunu seyir ettim, arabadan indiğimde kapıda sarıldı bana tuğçe, olayın şaşkınlığıyla mal gibi kaldım iki kolunun arasında

kendi kendime şaşırmıştım, ben olanlara anlam vereyim, tuğçe de bana sarıladursun, otobüsün kalkmasına 15 dakika vardı oturduk bir banka, sigara yaktım bir tane, mutluyum ama her zaman olduğu gibi içimden, neyse beyler sigarayı söndürdüm, tekrar sarıldık ben otobüse bindim, benim içimede sıkıntıyı bulaştırdı aq, ama bir iki gün sonra tekrar gelecektim yalovaya o yüzden dert etmeden memleketimin yolunu tuttu şöfer amca, arkamdan el sallayan vardı sonunda lan tuğçe gelmemi umut ederek el sallıyordu arkamdan, neyse beyler yol gitmeyi hiç çekemediğimden uyuya kaldım direk, tabi tuğçenin mesajlarına da cevap veremedim memlekete gelene kadar, neyse beyler muavin dürttü beni geldik diye, indim taksiye binip eve gittim, açtım kapıyı girdim içeri annem görünce şaşırdı tabi haberi yoktu kadının, bir güzel gecenin o saatinde ziyafet de yaşattı bana, zaten fazla oturmadık yattık uyuduk, ertesi gün kalktığımda tuğçeden bayağı bir mesaj birikmişti

t- sen gittiğin gibi unuttun beni yalancı bir de merak etme boşlamam seni diyordun
• hayır ya otobüste yorgunlukla uyuya kalmışım açıklama yaptım hadi özür dile
t- ay beyfendi özür dilerim sizi incittim mi
• o değilde şimdi bende yokum orda sen kimle içeceksin bak dert sardı her tarafımı
t- sorma ona bende çok takılıyorum
• bi kahvaltı yapayım özlemişim ana kahvaltısını : )
t- afiyet olsun eraycım : )
• teşekkür ederim tuğçecim : )

her şey yolunda gidiyordu, emre geldi beni görmeye zaten evlerimiz altlı üstlüydü, fazla uzun sürmedi sesimi duyması, onla muhabbet ettikten sonra çarşıya indik beraber,

beyler dedim ya memleketimin denize kıyısı çoktur diye, sahilde denize sıfır çay bahçesine oturduk olanlardan konuşuyoruz

emre- olum anlat neler yaptın oralarda
• kardeşim sorma aq orada ki tek arkadaşım kız aq
emre- vay kardeşim benim ellerin memleketinde esip gürlüyorsun gine
• olum bildiğin gibi değil lan, öyle kız arkadaş felan değil bu normal arkadaşım
emre- olsun kardeşim kız sonuçta bizden ekgib yanları var
• olum abazalığını konuşturma aq, ben yokken ne oldu sen ondan haber ver
emre- herhalde düşündüğüm konu kardeşim
• tabi düşündüğün konu lan
emre- kardeşim bildiğin gibi bir kaç kez gördüm, ne erkek vardı yanında ne başka birisi elinden telefonu düşmüyordu ama belliydi birileriyle konuştuğu
• doğrudur olum boş duranı allah sevmez biliyorsun
emre- deme öyle kardeşim zamanında sevdiniz birbirinizi ve sen hala seviyosun
• kardeşim kafa açma ee
emre- öyle kardeşim dedim ya fazla görmedim diye, haricinde aynı klişeler
• öyle olsun kardeşim

kalktık masadan bir iki tur attık memlekette ama cidden özlemişim şehrin içinden geçen tak kokulu deresini bile, bildiğiniz memleket kokuyorum aq, ilk günümü böyle geçirdim zaten emreden başka samimi dostum pek yoktu, ikinci gün artık gitme günüm olduğu için daha iyi değerlendirmem gerekiyordu, tuğçeyi de boşlamamak ve verdiğim sözü de yerine getirmek amaçlı mesajlaşıyorduk, ama o aq şehrinde birşey ekgibti beyler, bir yarım hala onun evinin önündeki kaldırımdaydı, unutmak zordu yaşananları, dershanenin kapısını da gidip ödedim, taksitleriyle birlikte, artık ilişkimi de kesmiştim dershaneyle, tek yapmam gereken valideyi mutlu etmekti, içini ferah tutmaktı, son günümdü beyler evde oturamazdım kalktım erkenden, hazırlanıp kahvaltı yapmaya gittik emreyle, bir masaya oturduk servislerimizi açtırdık, arkadan buseye benzettiğim birisi karşımda oturuyordu, biraz ilerimde ama o saçları nerde görsem tanırım aq, farketmezdi benim için, emin olmak için emreyi masa da beklettim bende sahil turu diye ileri gidip geri döndüm, tahmin ettiğim gibi karşıda arkası dönük olarak oturan kız buseydi beyler, şehir küçüktü dediğim gibi illaki karşıma çıkacaktı, ama yalovada geçirdiğim zaman diliminde her gece düşündüğüm anılarımla ona kin beslemiştim bile, sevgi değildi bu, bana yaşattıklarını yaşamasını istiyordum ama elimden birşey gelmiyordu beyler, hayatını gibip yanına koymam gerekliydi ama bunu yapabileceğimi sanmıyordum, kahvaltımı yapıp emreden müsade istedim sigaramı yakıp masasına doğru ilerledim emre de şaşkınlıkla bana bakıyordu, selam verip müsade istedim eski bir arkadaş gibi, müsadeyi de aldıktan sonra masasına oturma şerefine eriştim

• nasılsın
-iyi diyelim iyi olalım
• değişmemişsin hiç
-ne gibi
• aynısın yani
-farkında değilim sen nasılsın
• bildiğin gibi işte yalova da yaşıyorum, buralara da öyle sıklıkla gelmek istemiyorum annemin zoruyla geldim
- biliyorum annen konuştu benimle
• nasıl yani
-seni bir daha rahatsız etmeyeceğimin sözünü aldı
• sende rahatsız etmedin öyle mi
-evet öyle
• buna yüzün varmıydı peki
-hayır yüzüm yoktu, şuanda bile seninle sohbet etmeye yüzüm yok açıkçası
• yaptıkların yüzünden değil mi ?
-evet
• buse, insanın "hayatı nasıl gibilir" onu öğrettin tecrube kattın bana sağ olasın
-nasıl yani
• ben sana o manzaradan sonra sevgi felan beslemiyordum açıkçası, boynumu millete karşı nasıl eğdiğimi hatırlıyordum sürekli, çünkü benim sevdiğim buse orada gördüğüm buse değildi
-ne diyebilirim ki eray kimse dört dörtlük değildi
• ama senden bir fazlasıydım ben buse, sen beni hakettiğine eminmiydin
-sonradan haketmediğimi düşündükçe kahroldum
• neyse ben emreyi fazla bekletmeyeyim, allah bahtını yolunu açık etsin
-eray
• efendim
-özür dilerim, gitme bir daha
• bunlar için çok geç buse, köpeğin olduğum zamanlarda söyleseydin evinin önüne yatak yorgan atıp yatabilirdim, ama şimdilerde senin için üzülesim bile gelmiyor
-...
• hadi allaha emanet

şimdiki tuhg life muhabbeti o zamanlarda olsaydı ağzıma bir cigaralık gözüme bir gözlük takabilirdim panpalar öyle ayar vermiştim, ama diyorum ya benim ona karşı beslediğim sevgi felan değildi ne yaparsam yapayım geçmeyecek olan nefretimdi, ben ondan hiçbir karşılık istemedim, sadece beni sevseydi kafi, ama şunu anladım beyler birine ne kadar çok değer verirseniz ondan o kadar çok kazık yiyorsunuz, bu kazıklar ilk başta çok tatlı geliyor insana, kesin sevdiğinden yapıyodur felan diyorsunuz, ama kazık zütünüze girdikçe siz daha fazla acı çekmeye başlıyorsunuz, yalovaya dönecektim o gün ama insanda ne şefk bıraktı ne başka bir şey, inanın gönlümde yaradır buse dıbına koydumun dünyasında sadece seni sevebiliyorum demek, hala yaradır onunla birlikte içemediğimiz rakılar, ama insan ne kadar severse sevsin, öfkesi nefreti bir adım önden gidiyor beyler, diyemiyorsunuz ki onca olanlardan sonra ben seni nasıl sevebilirim, nasıl güvenebilirim, diyemiyorsunuz ağzınızdan böyle sözler dökülü veriyor, pişmanmıyım peki asla pişman değilim söylediklerim için bunlar söylenmesi gereken sözlerdi, amma ve lakin seviyorduk işte, gönül bu laf dinletemezsiniz

gidiyordum beyler annem emre terminaldeydi sigara paketini cebimden çıkarmak için ayağa kalktığımda buse geldi otogara, annem ve emre yanımdan ayrıldı, bende sadece gözlerine bakabildim, yanıma oturdu, elimi tuttu, elimi çektim beyler çekmek zorundaydım çünkü bir gören olur diyebildim sadece

• bir gören olur buse
-kim görürse görsün eray ben artık kimseyi istemiyorum senden başka
• buse sana söyleyebildiklerimle en fazla gidip bir çay içilebilir, içimdekileri bilsen boynuma atlar kemiklerimi kırana kadar sarılabilirsin
-ben şimdide sana sarılmak istiyorum, şimdi de kırmak istiyorum kafanı ama gidiyorsun eray
• sen benim burada olduğumu nerden biliyorsun ?
-emreye sordum eray özür dilerim, emrede beni kardeşi gibi görür bilirsin ilişkimizi destekler, o söyledi bana otobüs saatini
• anladım
-gidecekmisin ?
• gitmem gerekiyor buse, buralarda yapamıyorum olmuyor, babamdan kalan yazlıkta tek başıma yaşıyorum zaten çalıştığım yerle papaz olmak istemiyorum
-peki ama ben seni rahatsız edeceğim artık
• sen bilirsin karar senin
-peki eray teşekkür ederim

dedi, annemleri çağırmak için otogarın içine girdim artık zonguldakta arkamda bıraktığım kişi sayısı 3 e çıkmıştı beyler, gitmek çok zordu, çok zordaydım aq kafayı yemek üzereydim, ne yapacağımı ben bile bilmiyordum, belki düzelirdi lan her şey olabilirmiydik buseyle yeniden, güvenebilirmiydim artık ona, çok pişmandı yüzünden belliydi pişmanlığı, ne yapmam gerekliydi ? otobüs saati gelmişti artık, çok geç değildi ama gitmek gerekiyordu, cam kenarı alırım hep en arka taraftan 3 kişiye el sallamak ne zordu beyler bi bilseniz, o an şöferin dıbına koyasım geldi, ayaklarını kesip eline vermek geldi içimden gaza basmasın diye ama adam işinde gücünde kime dikleniyosun at yannanı dese ne diycen aq, neyse beyler, otobüs yolcuklarını uyanık geçiremediğim için çok rahattı benim için, yalovaya vardığımda geceydi saat, tuğçeye geldiğimi belirttiğim bir mesaj attım, taksiyle eve gidip yattım beyler çok zor bir gündü benim için, ayrılıklar peş peşe combo yapmıştı bana aq

sabah uyandığımda aradığım tek şey annemin kahvaltısı olmuştu aq bir iki günde olsa insan özlüyor işe de geç kalmamak için hazırlanıp evden çıktım, babamın mezarını da çok boşlamıştım bu aralar ona da gitmek lazımdı, karıyla kıza verdiğim kafayı başka birşeye verseydim eminim 4 bin lira maaşlı bir işte çalışırdım, neyse beyler, gittiğim gibi işimin başına geçtim, ki sabahın ilk mesajı tuğçeden gelmişti bile

t-nasılsın
• iyiyim yalovadayım
t- çalışıyormusun
• ayıp ediyorsun her zaman ki gibi ırgat şeklindeyim
t- : ) moraller yerinde sanırım
• çok iyiyim iyi geldi bana bu tak kokan memleket havası
t- iyi iyi akşam ne yapıcaksın
• bilmiyorum, yalovadaki tek arkadaşım sensin ne yapmamızı dilersin
t-arkadaşlarım evde olmayacaklar istersen buraya gel
• ayıp olmaz mı
t-kime ve neye
• iyi benim beynimi daha fazla zorlama akşam kaç gibi geleyim saati söyle
t-8 gibi gelebilirsin
• tamam o zaman hadi öpüyorum seni görüşürüz
t- kolay gelsin : )

beyler benim evde boştu aq aklıma gelmemişti ama olsun farketmezdi, elim boş gitmemek için, dolaptan vodka şisesini kapıp marketten aldığım gazete sardım ve tekrar marketten aldığım poşetin içine gömdüm, zulaya attım parasını tabiki de kasaya koydum dıbına koyum içtiğimiz şey haram olabilir ama sonuçta onda hak var, neyse beyler akşam 7:30 gibi işten çıktım duşumu alıp üstümü giyinip tuğçelerin evinin yolunu tuttum, çerez merez bişilerde aldım marketten artık yalovayı yavaş yavaş çözmeye başlamıştım, buda daha fazla iş imkanı demekti, daha fazla para demekti, daha iyi yaşam koşulları demekti. tuğçelerin evinin önüne geldiğimde rahatsız etmemek ve ses çıkarmamak için telefonuna mesaj attım attığım gibi kapı açıldı zaten, içeri girdim ev öğrenci evine göre bayağı iyiydi beyler, ev bayağı genişti anlayacağınız bi kere öğrenci evinde misafir odasının ne işi var öğrenci evi dediğin tek odalı olur herkes birbirinin yanında yatar kim neyi bulduysa onu giyer ama bu öyle değildi, daha farklıydı neyse beyler, masa hazırlamıştı tuğçe muhabbet etmek için çok yanlış bi seçim mi yapmıştım ben vodkayla artık ona bakıcaz, yemeğimizi yedik film izleyelim mi dedi çok klişesin dedim ne yapalım dedi pişti oynayalım dedim, o kadar erkek olamadım kusura bakma dedi, işin şakasıydı o aç bi film izleyelim ama romantikli felan olmasın dedim tamam dedi (filmin adını unuttum beyler hatırlayınca editlerim yazıyı) neyse beyler yorgunluktan mıdır nedir bilmem uyuya kalmışım