niye sinirlendiğini biliyorum, sorumluluk almak istemiyorsun. eğer gücü sadece varsayar ve birşeyler yaparsan; hayat sana istediğini elde etme konusunda yardımcı olacak. ancak senin bu direktifte ---odaklanıp--- ilk hareketi gerçekleştirmen gerekiyor. buna musluğu açmak, ocağı yakmak, motoru çalıştırmak, gaza basmak olarak bakabilirsin.

bu ilk hareketi gerçekleştirme eylemine sorumluluk derim. hayatta isteklerine ulaŞAbilmek için bu gereken ilk hareketi yapmayan insanlar sinirli olurlar, birşeylere saldırma - kırıp dökme - yargılama - öldürme isteği güderler.

sen içindeki, seni yiyip yok etmekte olan şeytanı kovmadan; sana hiçbirşey yardım edemez . şeytan ruhundaki öfkeden faydalanarak büyür. biz nasıl yemek yiyorsak, şeytanda negatif enerjiyi yer... beslendiği kişiyide hızlı bir şekilde yok oluşa sürükler. kişi artık mutsuz uyanır, hayattan zevk alamaz, beyin kimyası nedensizce bozulur, aklında sürekli negatif düşünceler dolaşır, başına tüm uğursuzluklar gelir.

eckhar tolle yi giblemem, çünkü adam 40 senedir 'an'ı hissedin' --- 'an'ın içine girin' , diye sayıklayıp duruyor.

an'ı hissetmek isteklerin doğrultusunda harekete geçmeni sağlamaz. hareket anında eğlenebilmeni, hayatı hissedebilmeni sağlar.

harekete geçmeyi engelleyen en büyük etken, korku dur. modern toplum sayesinde korku işe yaramayan bir duygu haline geldi... korkan insanlar hayatlarını gerçekleşmeyecek negatif beklentiler ( korkular ) içerisinde heba ediyorlar.

şehirlerde insanların aç kalıp ölme olasılıkları bile yok...

istersen otobüste dans etmeye başla, diğer insanlar senin hakkında en fazla konuşabilir; oda ne kadar güzel yada kötü dans ettiğin konusunda.

en kötüsü hakaret ederler ve sen tepki vermezsen hakaret edecek başka şeyler bulurlar... sen insanların kişisel alanlarına girmediğin sürece, istediğini yapabilir ve istediğin şey olabilirsin.

ben avukat değilim ancak anayasal hak ve hukuktan anlarım. anayasa dışında kalan herşey, çevrendeki insanların uydurması olan hak - hukuk ve kurallar dır. insanlar buna vicdan adını vermiştir.

beyler vicdan güzel birşey, ancak kontrol edebiliyorsanız. eğer vicdanınızı kontrol edemiyorsanız, vicdan sizi kontrol ediyor demektir.

vicdanı tarafından kontrol edilen kişi, kendisini diğer insanların yargıları sanmaya başlar.

az sonra yazacaklarımda bu yargı durumunu örnekle açıklayacağım.

modern toplumda elinizde bıçakla bir polisin üzerine yürümüyorsanız, ölmenizin imkanı yok.

21. yüzyıldayız... teklonoji ilerledi, insanlar iyice mayıştı.

sırf eğlencesine tanımadığım insanlara yorumlarda bulunuyorum ... sizi iplemeyeceğini düşündüğünüz tanımadığım kızlara yorumlar yapıyorum. seviligi yanında olan adamlara gidip sarıyorum, onu tanıyormuş gibi konuşuyorum beni nasıl tanımazsın diye sarıyorum amq.

hiç kimse dönüp bakamıyor bile. gibtiğimin toplununun içinde istediğim taku yapıyorum, hiçbirisi bakamıyor bile lan.

kalabalık yerlerdeysem tanımadığım kızlarla konuşurken bakıyor, izliyorlar. oda kıskançlıklarından amq... beni dinlemek, beni izlemek hoşlarına gidiyor ezik huur çocuklarının. şuanda bile dinleniyorum... dıbına koyduğumun koyunları beni hiç rahat bırakmıyor; sürekli süs köpeği gibi peşimdeler.

dikkatimi çekebilmek için salakça davrananlardan tut, dikkatimi çekebilmek ve benimle yakınlaşabilmek için kavga çıkartmaya çalışanlara kadar...

modern toplumun koruyucuları polislerdir. insanlar polislere çok güvenir... yani o kadar çok güvenirlerki, artık her taku polislerden bekler hale gelirler.

birisi sorun mu çıkarıyor? polisi çağır amq çocuğu ne bakıyorsun ? birisi tanımadığı kızlara ilk laf sonrada tokat mı atıyor? dokunma hacı adam bizide giber polisi çağır o halletsin.

polis, insan toplumunun antivirüs programıdır.

insanlardan korkmak, bu insanlar hakkımda ne düşünür diye düşünmek; bir bilgisayar programı için hakkımda ne düşünür? demek gibidir.

• insanlar bir tak yapmaz, yapamaz. toplum denilen oluşum! -bunu engeller-.

'ÇÜNKÜ' TOPLUMDA her bireyin belli bir atanmış görevi vardır!

bazısı öğretmendir, bazısı mühendistir... bazısı marangoz, bazısı beden işçisi, bazısı iş adamı, bazısı esnaf , bazısı polis, bazısı köle, takipçi... toplumda herkes yerini bilir ve sınırlarının dışına çıkmayada korkarlar.

sence, ben yanılıyor muyum? sen gerçekten, insanların birşey yapabileceklerini mi düşünüyorsun? hala korkuyorsun... hala kendini değil, 'o' insanları güçlü sanıyorsun.

yada kafanda kurduğun, 'tanrı' figürünün hayali hiyerarşisinden korkuyorsun.

yazdıklarımı okuman yetmiyorsa, onları anlamaya çalışmalısın.

şuanda bunun böyle olmadığını sanıyorsunuz çünkü lisede bu böyle değildir beyler. lisede, sınıfta bir tane ağa seçilir. herkes o beyinsiz ağa'nın isteklerine boyun eğmek zorunda kalır; çünkü eğer boyun eğmezsen ağa üzerine tüm sınıfı saldırtır. okul ortamları birer hapishanedir! okul bittikten sonra, kalan tek hapishane; aklınızdadır.

hayatı boyunca hapse kapatılmış birisi, okul bittikten sonrada hala hapisteymiş gibi yaşamaya devam eder...

bu yüzden bu yazılar ekşisözlükte yazılmıyor... o insanlar çoktan yok oldular. ( oha çok etkilendim )

size eğitim ve öğrenimin, haftanın 5 günü günde 6,7 saat olması normal mi geliyor ? beyler, siz basit işçiler olacaksınız; yeni galaksiler keşfetmeyeceksiniz. eğer bu sana normal geliyorsa, bunu hakediyorsun.
eğer bu tür şeyler sana normal geliyorsa, onları ilk başta zaten; senin zihnin yaratmış demektir. bu senin dünyan. ( ... çok iyiyim )

özet; beyler boş felsefe yapacağınıza biraz iltifat edin, kendi kendime iltifat etmek zorunda kalmayayım amq xd