1. 26.
    0
    @19 verdim şukunu bin
    ···
  2. 27.
    0
    (bkz: hakan günday bizi tanımlamış binler)
    ···
  3. 28.
    0
    bu adama laf edenin aklını gibeyim
    ···
  4. 29.
    0
    niye bütün kitaplarında aşk var ak
    ···
  5. 30.
    +1
    @25 ziyanda asker abazalar var amk ne aşkı
    ···
  6. 31.
    +1
    "beni yüzüstü gömün göreceğimi gördüm"
    neyin kafasını yaşıyo kitapları bilinmez ama eserlerini dot.a verip oyunlaştırmakla büyüklüğünü bir kez daha göstermiştir
    ···
  7. 32.
    0
    @26 ziya hurşit intihar eden cıvıra aşık nöron fakiri bin *
    ···
  8. 33.
    0
    @28 amk salağı o da hikaye. yonina diye bir karı yok. ziya hurşit şakirt olarak yaşayıp gidiyor işte. asil bir şeylerin kafasını yaşıyor yine.

    önceden severdim bu herifi baya okurdum.tek okumadığım kitabı malafa.o da elimin altında gerçi. okumak istemiyorum nedense.dip yazarı bu adam. tamam kabul. güzel cümleler kuruyor. yerinde tespitleri var. ancak o ziyan denen kitap nedir be abi ? nasıl bir kurgudur dıbına koyayım. nasıl bir şakirtliktir. ziyan kitabının tek artısı muse-blackout.bu şarkıyı bilenler okumasın kitabı. gereksiz bir kitap amk. halbuki bin muhteşem bir kitap herşeyiyle. zargana da liseli edebiyatı yapılsa da iyi bir yerde. kinyas ve kayra nın zaten gerçekle ilişkisi yok.o kitabı da sevemedim pek. azil iyidir ama azili okuyun derim.
    ···
  9. 34.
    +1
    Hakan Günday'ın bin isimli kitabını bi okuyunda bin nasıl olunuyomuş öğrenin lan kendini bin sanan ezikler
    ···
  10. 35.
    0
    @29 bre denyo kurguda aşk işlenmiş mi işlenmiş neyin peşindesin ak hepsini okudum tribine girmiş minyatür beyniyle yannan kürek tavsiyeler veriyo bide
    ···
  11. 36.
    +1 -1
    ekşici binlerinin zengin ettiği adam
    ···
  12. 37.
    +3 -2
    @31 dıbına koyduğumun evladı sen kinyas ve kayra çok pahalı diye korsanını,2.elini arıyorsundur kesin şu anda. ekşide millet ne yazmış diye bakıyorsun.2 3 aforizma okuyunca çok bilgili olduğunu sanıyorsun. dıbına koyayım adamın doğru dürüst tek bir cümlesi yok lan.tek bir tane yok dıbına koyayım.al mesela aklıma gelen bir tanesini söyleyeyim

    " zamanın olmadığı yerde geç kalmak da yoktur. " zarganadaydı sanırım bu.ya dıbına koyayım açıklasana bana şu cümleyi.ama gider yazarsın facebook da iletine.

    dıbına kodumun liselisi canımı sıkma benim. yeraltı edebiyatı dediğin chuck palahniuktur.git oku o herifin kitaplarını. sonra dibe nasıl varılır öğren. hakan gündayın süslü cümleleri yediğini içtiğini kusmuk olarak çıkartmadan düzgün bir şeyler oku biraz.
    ···
  13. 38.
    +1
    k&k taktan bence , açık açık
    çok süper cümleler kurmalıyım anasını gibmeliyim sonra hemen babama okutup övgü duymalıyım
    diye yazılmış resmen

    oysa ziyan öyle mi, gibertmiş resmen, yalın rahat akıcı. kk de oscar wilde mi okuyoruz belli değil..
    ···
  14. 39.
    0
    mart ya da nisanda hakan reyisin yeni kitabı çıkacakmış kankalar sıkı durun!!!
    ···
  15. 40.
    0
    @35 Bu gün çıkması lazım. Hakan Günday'ı okumalı ve okutmalı karşı duran liseliler her zaman olacaktır ama siz kendini bilenler ve herhangi bir kitabını okuyanlar size tavsiyem bütün kitaplarını okuyun emin olun 560 sayfalık kitabı kinyas ve kayra size kısa gelecek doyamayacaksınız. Hele binten alacağınız hazzı değil karaköy sibiryada alamazsınız.
    ···
  16. 41.
    0
    liseli beyler uzak durun ak
    ···
  17. 42.
    0
    az'ı biraz önce bitirdim godoşlar, anlatim mi lan zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaxd
    ···
  18. 43.
    +1
    davranışa dönüşen düşünceler daima geçmişe aittir.
    ışık hızınında bir sınırı olduğunu öğrendiğin gün gökyüzüne baktın.
    güneşi gördün.
    ancak gördüğünün, güneşin geçmişi olduğunu anladın.
    haklıydın güneşin dünyadan uzaklığı144 milyon kilometre ve ışığın ışığın gezegene ulaşması 8 dakika sürüyor. dolayısıyla bir gün, güneş sönerse, sen bunu ancak sekiz dakika sonra anlıyabileceğini kabul ettin.
    8 dakika boyunca, güneş sönmemiş gibi yaşayacak olan insanları düşündün.
    her anın, o son sekiz dakikaya dahil olabileceği olasılığını fark ettin.
    en önemlisi, düşüncenin davranışa dönüşme süresininde en az 8 dakika olabileceğini hayal ettin.
    aradaki 8 dakikayı, doğanın parçası olarak gördün.
    sevgilisini sevmekten vazgeçmemiş insanın , ancak 8 dakika boyunca bunu açıklayabilmesini olgunlukla karşıladın.
    çünkü gözlemlediğin her davranışın geçmişteki bir düşşüncenin eseri olduğunu anlamıştın.
    tanığı olduğun ve insanlar tarafından temeli atılmış olan dünya her şeyiyle geçmişe aitti.

    azilden alıntı
    ···
  19. 44.
    -1
    sorarlarsa, ne is yaptin bu dünyada? diye, rahatça verebilirim
    yanitimi:yalniz kalabildim! alti milyarin arasinda dogdum. ve hiçbirine
    çarpmadan geçtim aralarindan...


    ne ölüm ne de hayat! hiçbiri kovalamıyor beni rüyalarımda. hiçbirinin eli
    bana değmiyor. çünkü ellerim ceplerimde hiç olmadıkları kadar. varlığıma
    nedensizlikten delirdim ben. hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan.
    hepsini giydim. hiçbiri olmadı. hepsi dar geldi. inansaydım herhangi birine,
    uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim. okyanuslar kırmızı olurdu.
    pıhtılaşmış knalardan siyah kanlar yükselirdi. ama inanamadım. bir türlü
    inanamadım... bütün hayat bir ilizyon. benim gibi kayra gibi...

    "Hayir tesekkur ederim. Bu kadar yeter."Alkolle ayrilmamiz boyle
    oldu. Yeterince icmistim. Yeterince ,hayatin gercek sarhoslugundan
    kacmistim. Artik sira siselerden kacmaya gelmisti. Simdiye kadar rakiyi
    suyla; viskiyi buzla karistirir gibi, hafifletmek icin hayati da ickiyle
    karisritmistim. Ama artik hayati sek icmenin zamani gelmisti. Babamin: "Artik
    buyudun, kendine de 1 raki koy!" dedigi aksam geldi aklima. Biraz daha
    buyumustum. Hayati ve dunyayi sek icecek kadar!!!

    "Great EscaPe. Great Return!"
    Ağlamak için gidiyordum. Etimin parçalanışını görmek için gidiyordum. Ruhsal
    hayatımla alay etmek için, bildiğim herşeyle mücadele etmek için dönüyordum.
    Ne kadar dayanabileceğimi, ne kadar duyarsız olduğumu anlamak için
    gidiyordum, sokaklarında tesadüfen babamı görebileceğim ülkeye...

    O kadar istedim ki gerçek bir duyguyu içimde hissetmeyi! Eğer pişmanlık
    hissedersem devamı da gelir, diyordum kendime. Sevmeyi bile öğrenebilirim
    yeniden, diyordum. Yeniden bir insan olabilirdim. Ama şimdi anlıyorum ki
    benim için artık çok geç. Ne bir pişmanlık duyuyorum, ne de gözpınarlarım
    ıslanıyor. Hiçbir şey hissetmiyorum. Hiçbir şey...

    Belki de en büyük şiddet buydu: "durmak". insan kaçarken başkasının,
    dururken kendi kanında boğulur. insanın kendine biçtiği cezadan daha acı dolu
    olanı yoktur. insanın kendine verdiği cezaların ilki, işlediği suçtur...

    "Ve artık insanlar bir karar vermeli. Ya cenazelerde ağlamayacak ölülerine ,
    ya da üzerine basmayacak, sevdiklerinin cesetlerinin beslediği toprağın!"

    "insanlar... "dedim fısıldayarak."taşırlar insanları.
    kundaktayken, tabuttayken. hep taşıyacak birileri olur. bazıları
    dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem
    bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı...

    kinyas ve kayra'dan
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    0
    zorunlu askerlik hizmeti, emek, zaman ve kaynak israfıdır. erlik, derhal bir meslek statüsü kazanmalı ve profesyonel ordunun bir parçası haline gelmelidir. her üç ayda bir toplanan yüz binlerce genci askere dönüştürmek için harcanan çabanın onda biriyle ordunun işlevselliği on kat artırılabilir. sosyo-ekonomik açıdan geri bırakılmış toplumun zorunlu askerlik hizmeti yoluyla olumlu anlamda biçimlendiği düşüncesi asla geçerli değildir. bunun kanıtı, nesillerdir askerlik hizmetini tamamlamış erkeklerin yönlendirdiği günümüz toplumunun mevcut düzeyidir. askerliğin insanı adam ettiğine ilişkin inanç, bütünüyle temelsizdir. on dokuz yaşına kadar cahil bırakılmış genç erkekleri dayatma yoluyla, on beş ay içerisinde bilinçlendirmek mümkün değildir. dolayısıyla, 460 gün boyunca izmarit toplayarak mıntıka temizliği yapmış olanla, kanalizasyonu denize akıtan aynı kişidir. dolayısıyla, 460 gün boyunca vatan sevgisi aşılanan insanla, devletine kazık atan aynı kişidir. dolayısıyla, 460 gün boyunca vatandaşını adam etmek için uğraşanla, insani gelişmişlik endeksinde dünya 84'üncüsü olan aynı ülkedir. ordu, zorunlu katılımlara ihtiyaç duyamayacak kadar ciddi bir kurumdur. aldığımız eğitimin süresi on haftadır. çağdaş hiçbir ordu on haftalık erlere güvenerek varlığını sürdüremez. kahramanlık şiirleri okuyan ve komando üniforması giymiş beş yaşındaki çocuklar kadar asker olan bizler, bu vatan için öleceğiz. çünkü ne savaşmayı biliyoruz ne de hayata dair bir umudumuz var!

    azil'den
    ···