eski sevgilide en çok özlenilenler

omzuma kafasını koyardı bende saçlarını koklardım o kadar güzel kokuyorlardi ki azardım saçlarından tuttuğum gibi masaya yatırıp çatur çutur giberdim. çok özledim seni merve!

dıbına koymayı özledim...

am, züt, meme. yenisinde meme yok. bir öncekinde de am yoktu.

http://inciswf.com/bitmednz.swf

gariptir "merhaba" demesini özledim dıbına koyim ya bildiğin herhangi bi sevgi kelimesi olmadan sade bi merhaba'sını.
ayrıca açacağın başlığı gibim be.

dudak dudağa uyumamızı özledim...

melankolikler sardı beyler sığınaklara

çok da eski değilse ve daha da zaman geçecek olduğunun farkındaysan o zaman göğsüne yaslanıp sadece nefes sesini duymayı bile özlüyor insan. işte o zaman daha çok sigara içiliyor aldığım nefesin ne önemi var ki diyerek. Çakmak nerde dıbına koyayım.

duduf duduf dunn( nını nınıı nı nı nı nı nımm)- ( for whom the bell tolls)

deli gibi sıcakta karşımıza vantilatörü alıp, the oc izlemeyi, beraber uyumayı...

iyi pes oynardı huur

tülayyyyyyyyyyyy

Bir de söyle bir sey var picler ! sucuksosise gelsin özellikle ve hepimize..
hindistan'da 4 kural :

i̇lk kural : “ karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere zütürürler ya da bize bir şey öğretir.”

i̇kinci kural : “ yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değ... iştiremezdi. yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. "şöyle yapsaydım, böyle olacaktı" gibi bir cümle yoktur. hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”

üçüncü kural : “ i̇çinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”

dördüncü kural: “ bitmiş olan bir şey bitmiştir. bu kadar basittir. hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”

kendine iyi bak. tüm kalbinle sev. sonuna kadar hayatın tadını çıkar. hayatındaki her gün bir hediyedir, kıymetini bil...

kullandığı parfumu yorganıma sıkıyorum..

sevmezdi beni tokat atardı hep * sinir ederdim onu gıdıklanırdı gıdıklarken tokat atardı bana pisliksin pisliksin derdi küstüm ben sana derdi tirplere girerdi sonra aşkım bebegim diye arkadasından yürürdüm.. güldüğü zaman gözlerindeki ışığı özledim ben boynunundan kokusnu içime çekmeyi özledim bana durduk yere aşkım deidğinde efendim dediğimde yok bişey demesini özledim.. beklemenedik bir anda çocuk gibi beni öpmesini özledim.. elimden tutarken bir anda koışup aşkımm bu filme girelim demesini özledim..ama ama en çok sarılıp seni seviyorum demeyi özledim :(

başın göğsümdeyken nefes alamamayı özledim, saçının kokusunu özledim, kokunu özledim

@4 gecemin içine sıçtın sevgilimden ayrı değilim ama özledim şimdi offfff

yüzündeki gülümsemeyi özledim ve kokusunu... ah esma aaah

edit : eksi veren amlı kim

özlenen şeyler var da özlenilen şeyler pek o kadar da fazla değil malesef

özlenen çok detay var her şeyi özlenir ama bir anı vardır ki o hiç unutulmaz...
karlı bir ankara gecesi .. aylardan şubat, mekan hacettepe hastanesi acil servis..
lapa lapa kar yağarken sinemada fenalaştığım o an, beni korkuyla hastaneye zütürüşü.. hiç bir şey yokken drların birden acilen ameliyat demesi.. hekimlerin duaklarından dökülen cümlelerle aynı anda sırtını duvara yaslayıp olduğu yere çökmesi...
sedyede ameliyat için damar yolları açılırken ayakkabılarıma sarılıp duvar köşesinde ağlaması...
unutulur gibi değil .. unutalacak gibi değil...
ben bitmişim.. yine kar kar var ankaramda yine lapa lapa... yine bembeyaz .. yine acıyo, yine kanıyorum.. ama sevdiğim yok... yalnızım ... çok yalnızım ...