/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 176.
    +2
    çok var ama en sevdiğim şiirlerden biridir

    FOTOĞRAF

    durakta 3 kişi
    adam kadın ve çocuk

    adamın elleri ceplerinde
    kadın çocuğun elini tutmuş

    adam hüzünlü
    hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

    kadın güzel
    güzel anılar gibi güzel

    çocuk
    güzel anılar gibi hüzünlü
    hüzünlü şarkılar gibi güzel

    -cemal süreya
    ···
  2. 177.
    +1
    Nazım Hikmet ve Namık kemaldir
    ···
  3. 178.
    +1
    Neyzen i unutmuşsunuz
    ···
  4. 179.
    +1
    Tabikii de NEYZEN TEVFIK reis
    yansın tüm muallaklerin alayı su veren itfaiyenin hortumunu gibeyim
    ···
  5. 180.
    +1
    Gün, senden ışık alsada bir renge bürünse
    Ay, secde edip çehrene yerlerde sürünse
    Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
    Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse
    ···
  6. 181.
    +1
    reserved
    ···
  7. 182.
    +2
    ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞiiRi

    gözlerin gözlerime değince
    felâketim olurdu ağlardım
    beni sevmiyordun bilirdim
    bir sevdiğin vardı duyardım
    çöp gibi bir oğlan ipince
    hayırsızın biriydi fikrimce
    ne vakit karşımda görsem
    öldüreceğimden korkardım
    felâketim olurdu ağlardım

    ne vakit maçka'dan geçsem
    limanda hep gemiler olurdu
    ağaçlar kuş gibi gülerdi
    bir rüzgâr aklımı alırdı
    sessizce bir cıgara yakardın
    parmaklarımın ucunu yakardın
    kirpiklerini eğerdin bakardın
    üşürdüm içim ürperirdi
    felâketim olurdu ağlardım

    akşamlar bir roman gibi biterdi
    jezabel kan içinde yatardı
    limandan bir gemi giderdi
    sen kalkıp ona giderdin
    benzin mum gibi giderdin
    sabaha kadar kalırdın
    hayırsızın biriydi fikrimce
    güldü mü cenazeye benzerdi
    hele seni kollarına aldı mı
    felâketim olurdu ağlardım

    Attila iLHAN
    ···
  8. 183.
    -1
    unutmadan bırakayım şuracığa.

    ismet Özel'den
    Tahrik

    Bırakın ince kavak seslerini şehrin içinde
    paralar yaşlı kızların koynunda yatarken
    bırakın köprülerin üstüne yağmur
    ve basma perdelerden lânet bize.
    Şaşılacak bir dünyada yaşamaktı; öğrendik
    şimdi külçeler yüklüyüz şaşılacak bir biçimde
    külçeler yüklüyüz ve çıkmak istiyoruz yokuşu
    Sokaklar gittikçe katı bizim adımlarımıza
    peşimizde bütün bahçeleri boşaltan ter kokusu
    yankımız soyunup sevap rahatlığı alınan yataklarda
    yürek elbet acıyor esvap değiştirirken
    bizden artık akması beklenilen kan da aktı
    kovulduk ölümün geniş resimlerinden.
    Efsanelerden kovulduk
    kan ve demir kelimeleri söyleyince
    elbiseler içindeyiz, şehrin içinde
    önümüz iliklenmiş, ayakkaplarımız bağlı
    kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok
    altıkırkbeşte vapur ve sancı geç saatlerde
    eski savaşçılar vesair geçmiyor bulutlardan
    çiçek alıp eve zütürüyoruz
    bunun bir delilik olduğunu bile bile
    en ıssız duyguların ucunda karakollar
    asmaların altı tuzak ve tuzak caddelerde
    külçeler yüklüyüz, çıkmak istiyoruz yokuşu
    gözler kısılıp bakılıyor bize.
    Biliniyor
    bizim mahsustan yaşadığımız
    biliniyor
    şarkıların sırası bizde
    biliniyor
    hayat bizden razıdır
    biliniyor
    otların sarardığı yerlerde güneş
    kurşunun değdiği tende heves kalmıştır.
    ···