Merhaba arkadaşlar. Öncelikle şunu söyleyeyim bu entryim baya uzun olacak ve mecbur kaldığım için partlara böleceğim. Ama direk atacağım bütün partları. Çünkü diğer partları yazarken araya girecek başka kişilerin olayları farklı bir tarafa çekmesini istemiyorum. Burada amacım trend olmak filan değil deyip prim falan da kasmaya çalışmayacağım. Amacım trende girmek. Bunun sebebi ise egomu tatmin etmek değil, aklıma takılan soruların daha fazla insana ulaşmasını sağlamak ve daha sağlıklı yanıtlar alabilmek. Trend olmanın bundan çok daha kolay yollarının da olduğunun farkındayım zaten. Mesela fake bi whatsapp screenshot\'ıyla kızların ne kadar acımasız olduğundan ve param olmadığı için 3 yıllık sevgilimin beni zengin bir çocuğa tercih etmesini kullanabilirim. Ve emin olun çok daha kolay olur. Neyse lafı çok fazla uzattım. Konuya giriyorum.

15 temmuzu 16 temmuza bağlayan gece gerçekten Türkiye\'nin en uzun gecesiydi. Neler olduğunu anlayamadık bile ilk başlarda. Kimse başta darbe bile olacağına ihtimal vermiyordu. Çünkü askeriye zaten Akp\'li üst düzey subaylarla dolu. Sonra bunun bütün TSK\'nın değil bir grup azınlığın yaptığını öğrendik. Aynı zamanda TSK\'nın çok küçük bir bölümünün bile ne kadar bir büyük tehlike arz edebileceğinin de farkına vardık. Ama daha önceden bildiğim tarihi bilgilere ve deneyim olmasa da sonradan araştırdığım darbelerle kıyasladığımızda bunun nasıl bir darbe olduğu sorusu takıldı aklıma.

Öncelikle şuna değinmek istiyorum. Bu darbeyi yapmaya çalışan insanlar sizden, benden ve ülke insanların çok çok büyük bir kısmından daha zeki insanlar. Çok uzun bir askeri kariyerleri olanlar var içinde ve bunların Akp\'nin veya Fethullah Gülen\'in torpilleri ile girmiş insanlar olması söz konusu değil. Çünkü bir generalin en az 60 yaşında olduğunu ve en geç 22 23 yaşında göreve başladığını hesaba katarsak bu insanların ortalama 40 yıl önce orduya katılmış olmaları gerek. 40 yıl öncesinde de zaten Erdoğan Kasımpaşada top koştururken Gülen\'de izmir\'de imamlık yapıyordu. Yani böyle bir şey söz konusu değil. Satılmış askerler olması ihtimalini de göz önünde bulundurursak basit bir mantık yürütmeyle birisinin bu adamı satın alması için o adamın kendisini ispatlamış olması gerekmektedir. Sıradan bir askerden ziyade başarılı bir askeri satın almak daha mantıklıdır zira. Yani diyeceğim o ki bu insanlar gerçekten nasıl savaşılacağını, bir askeri harekatın nasıl düzenleneceğini hatta ve hatta bir darbenin nasıl yapılacağını gerçekten çok iyi bilen insanlardır. üstelik bazılarının da yaşları itibariyle darbeyi zaten yaşamış olduğu apaçık ortada olan gerçektir.

Şimdi elimizde olan somut bilgilerden yola çıkarak bir darbe nasıl bu kadar aptalca yapılır anlatıyorum.

1- ERDOĞAN\'IN CAN GÜVENLiĞi
Erdoğan\'ın nerede olduğunu bilen insanlar Erdoğan\'ı neden ortadan kaldırmadılar? Erdoğan sonuçta azınsanmayacak miktarda da olsa bir korumayla gezdiği hepimizin bildiği bir gerçek. Ama bu korumalar karşılarında gerçekten eğitim almış askeri birlikler olunca koruma görevlerini ne kadar yerine getirebilecekleri de açık. Hatta bir habere göre oteli basanlar dünyanın en iyi askerlerinden olan bordo bereliler idi. Şimdi Erdoğan\'ın orada olduğunu bilmelerine rağmen neden otelden ayrılıp uçağa binmesini beklediler. içeride o kadar adamları varsa, ellerinde belirli bir miktar asker varsa Erdoğan\'in otelden çıkmış olduğunu da bilmeleri gerekirdi. Ama boş otele baskın yapıyorlar. Neyse hadi burada Erdoğan bir şekilde sıvıştı diyelim. Marmaris\'ten istanbul\'a kadar 1.5 saat boyunca sivil bir uçakta seyahat ediyor. Koruması yok mu? Tabi ki var. Peki ne kadar. 2 tane f-16. Korunmaya bu kadar ihtiyacı olduğunu düşünen, Sıradan bir mitinginde bile yüzlerce korumayla gezen, korumasız tuvalete dahi gitmeyen Cumhurbaşkanımız ülkeye darbe yapılırken ve ülkedeki canı tehlikede olan insanlar listesinde başı çekerken sadece 2 tane f-16 uçağının korumasında 1.5 saat havada kalıyor. ilginç. Ama size daha da ilgincini söyleyeyim. Ülkenin en büyük hava üslerinden biri olan Akıncı Hava Üssü\'nü elinde bulunduran ve elini altında 100 civarında savaş uçağı bulunduran darbeci komutanlar 4 tane uçak kaldırıp Erdoğan\'ın uçağını indirmiyorlar. Evet işler buradan sonra ilginçleşmeye ve kafalarımızda soru işareti bırakmaya başlıyor.

2-DARBENiN SAATi
Hepimizin bildiği üzere darbe saat 22.30 sularında başlıyor ve bütün gece sabaha kadar devam ediyor. Şimdi bu darbeyi yapanın TSK\'nın içindeki bir azınlık olduğunu ve ellerinde sınırlı sayıda asker olduğunu hepimiz biliyoruz. Sayı vermek gerekirse de 2000 civarı. Bunu elimizdeki en yakın ve en canlı örnek olan 80 darbesiyle basit bir şekilde karşılaştıralım. Kenan Evren darbeyi yaptığında elinde bütün askeriye gücünü bulunduruyor. Yani bu cuntacıların elinde olan güçten çok çok daha fazlasına sahip. Ama buna rağmen darbeyi sabaha karşı herkes uykudayken yapıyor. Çünkü o bile olası bir halk ayaklanmasından çekindiği için böyle bir strateji uyguluyor. Ama bizim süper zeka cuntacılarımız ellerinde zaten çok küçük bir birlik var (TSK\'nın yaklaşık 650 bin mensubu olduğunu hesaba katar ve 2000 askerle darbeye yapmaya çalıştıklarını düşünürsek 350\'de 1\'lik bir orandan bahsediyor oluruz.). Buna rağmen ne cesaretse kalkıp insanların televizyon başında ve ayakta olduğu bir saati seçiyorlar. Bu bana geldiği kadar size de saçma ve hatta salakça geliyor farkındayım. Ama yazının başında da değindiğim gibi bunlar bir azınlıkta olsa ülkenin en iyi askerlerinden oluşan bir azınlık ve bu darbe girişimi muhtemelen haftalar öncesinden hesaplanmış bir girişim. Bu insanların böylesine ahmakça bir hata yapması pek olası değil.

3-BASIN ORGANLARI
Bildiğimiz üzere darbeciler ilk önce TRT binasını ardından da gecenin ilerleyen saatlerinde Cnn Türk binasını işgal ediyorlar. Günümüzde 80\'lerde olduğu gibi tek bir televizyon kanalı yok. Yüzlerce var. Ve neredeyse hepsinin ayrı bir binası var. Elinde olan sınırlı sayıdaki askerle bu binaların hepsini işgal edemezsin. Sadece TRT\'yi ve CnnTürk\'ü de işgal etmek bir işe yaramaz. Senin amacın televizyon üzerinden propaganda yapmak değil. Basın organlarını işlemez hale getirip halkı bilgilendirmesini engellemek. Çünkü halk karşısında nasıl bir güç olduğunu bilmeden savaş uçağının topun tüfeğin karşısına ceketini giyip çıkamaz. Ayrıca devlet liderlerini de televizyon olmasa halkı sokağa çıkaramaz. Eğer darbe yapıyorsan ve halkın sokağa inmesini istemiyorsan darbeyi aptalca bir saatte seçmek gibi de bir hatta yaptıysan üstüne elindeki sınırlı sayıdaki askerin o kadar sınırlı olduğunu gizlemen lazım. Bunu da gizlemenin en iyi yolu basın organlarını kullanılamaz hale getirmektir. Ama bu şekilde bunun olamayacağı gayet aşikardır. Tek tek her basın binasına girmek gibi bir lüksünde olmadığına göre bunu kökünden halletmen gerekir. Yani Türksat\'tan. Eğer televizyon yayınının yapılmasını tek tek engelleyeceğine direk olarak Türksat sunucularını vurursan bütün televizyon kanallarını tek hamlede kullanılamaz hale getirmiş olursun. Ve elinde f-16ların varsa bunu yapmak o kadarda zor bir şey olmasa gerek.

4-ELEKTRiK
Bu da gayet basit bir şekilde ufak bir mantık yürütmeyle herkesin aklına gelebilecek bir şey o yüzden detaylara girmeye gerek bile görmüyorum. Eğer elinde bu kadar az asker varsa ve sen elinde az askerinin bulunduğunun bilinmesini istemiyorsan onları saklarsın. Bunu da karanlıkla yaparsın. Bunun için de Ankara\'nın belirli elektrik santrallerini havaya uçurman yeterlidir. Düşünsenize bütün Ankara karanlığa bürünmüş ve karanlığın içinden üstüne gelen kurşunlar ve havadan bomba atan uçaklar geziyor. Halk ne sokağa çıkabilir ne bir yerden bilgi alabilir. Sosyal medya da dahil.

edit:devamı aşağıda

5-HALKLA ÇATIŞMA
Ankara'da Akıncı Hava Üssü'nde halkı çatır çatır taradılar. Kazan Devlet Hastanesi sabah kan gölüydü. 13 tane cenaze var. Şimdi bu darbeciler de aslında ikiye ayrılıyorlar içlerinde. Birinci grup darbenin yapılacağından haberdar olup ellerinden geleni ardına koymayanlar. ikinci grupsa emirlere itaat edip tatbikat var zannedip dışarı çıkanlar. Tatbikat zanneden insanlar zaten tankla ateş filan etmeden teslim oldular. Zaten ateş ettiklerini bir düşünsenize. O tankların üstüne insan çıkabilir miydi? Darbecilerin içinde bu işten haberi olmayan zavallı vatan evlatlarının da sayısı azımsanmayacak kadar vardır. Ama Akıncı Hava Üssü'nde sivil halka ateş edip bir düzineden fazla insanın hayatına mal olan ve yüzlerce insanı yaralayan insanların ben masum olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Bunlar da darbeden haberi olan ve darbeyi gerçekleştirmek için uğraşan düşük rütbeli subaylardı. Aynı şekilde helikopterler ve savaş uçaklarıyla havalanıp sivil halkı ve karakolları bombalayan pilotlar da olayların tamamen farkındaydı. Peki soruyorum. Ellerinde gene savaş uçakları olan ve bombala dediği yeri bombalattıran insanlar neden Kızılay Meydanı'na bomba atmadılar. Oraya düşecek bir tane f-16 füzesi bütün Ankara'yı evlerine sokmaya yeter de artardı bile. Madem halkı öldürmekten çekinmiyorlar neden halkın evlerine geri dönmesi için kayda değer bir hamle yapmıyorlar. sonuçta ellerindeki güçle değil 160 16000 tane insanı öldürebilecek savaş makinelerine sahipler

6-TRT BiLDiRiSi
Darbeciler TRT'de darbe olduğuna ve askeriyenin yönetime el koyduğuna dair bir bildiri yayınladılar. Bugün izlediğim bir habere göre Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a bildiriyi imzalaması için baskı yapmışlar. TRT'deki bildirinin amacının halkı sindirmek ve evlerinden çıkmamaya zorlamak için yapılmış korsan bir bildiri olduğunu biliyoruz. Peki bu korsan bildiriyi neden sahte bir imzayla süslemediler. Amaç eğer halkı sindirmekse bu imzanın da kimin olacağı gayet açık. Ellerinde tuttukları komutanların. Bi düşünün. O bildirinin altında Genelkurmay Başkanı dahil ellerinde bulundurdukları komutanların sahte birer imzasını atsalar kimin bu durumdan haberi olurdu. Erdoğan dahil kimsenin haberi olmazdı. Hangimiz Hulusi Akar'ın imzasını biliyoruz ki. Ama eğer orada biraz da benzeyen sahte bir imza olsaydı emin olun oluşturacağı korku çok daha fazla olurdu. Sonuçta bilirkişi çıkıp oradaki imza sahte imzadır diye bir açıklama yapacak hali yok.

Evet arkadaşlar. Bunlar elimizdeki somut olan bilgiler. Daha bir sürü şey yazılabilir darbecilerin yaptıkları salaklıklar üzerine. Ama bunlar benim gözümde en öne çıkan hatalar. Bakın ben sıradan bir vatandaşım. Üstün bir askeri zekaya veya yüksek bir stratejik bilgiye sahip değilim. Ne zekası üniversite sınavında ilk 200 bine bile giremedim. Ortalama bir puanla liseden mezun olup ortalama bir okul kazandım. Ama ben bile bu basit hataları birkaç gün içerisinde fark edebiliyorsam gerçekten Türkiye'nin en zeki askerlerinden oluşan bir grubun haftalarca süren planlamalar yaparak bu basit hataları yapması bana pek akıl işi gelmiyor inanın.

Baya uzun bir yazı olacak demiştim. Öyle de oldu. Şimdi sadede gelecek olursak ben bu işin gerçek bir darbe olduğunu düşünmüyorum. Genelde böyle durumlarda birinci olarak en çok kimin işine yaradığına ikinci olarak da kimin yaptığı iddia edildiğine bakarım.

Birinci ihtimale bakacak olursak bu durumdan en en en çok nemalanan kişiyi ben söylemeyin siz tahmin edin. Ama direk bu ihtimal üzerinden Erdoğan'ı suçlamak saçmalık olur. Çünkü bu böyle basit bir iş değil. Adamlar TBMM'yi bombaladı. Bu işin Erdoğan'la olan en ufak bir ilişkisi ortaya çıkacak olsa yer yerinden oynardı. Ve illaki yakalanan generallerden birisi konuşurdu. Böyle bir risk almak hiçte akıl karı bir iş değil. ikinci ihtimale de bakacak olursak Fethullah Gülen. Şimdi Gülen'in Türkiye'de büyük bir gücü olduğunu inkar edemeyiz. Ama asıl gücü askeriye de değil emniyet güçlerindeydi. Elindeki en büyük kozu oydu. Ve en büyük kozunu oynadığında bile Erdoğan'ın evine giremedi. Girse ve yüzyılın dahisi oğlu Bilal'in sıfırlayamıyoz babaaaaa diye telefonda çığırtkanlık yaptığı paraları fotoğraflayabilse işler çok daha farklı olurdu. Onun altından montaj diyerek de sıyrılamazdı. Ayrıca bu darbede söz sahibi olan bir çok generalin zaten Gülen'in adamı olamayacağını da yaşları itibariyle anlamış sayılırız. yani birini satın alır ikisini satın alır. o kadar fazla insanı elinde bulunduramaz. Yargılanacak generallerin listesini internette her yerden bulabilirsiniz. Ha bu işin içinde Gülen'in ve adamlarının hiç parmağı olmadığı anldıbına da gelmez. Sonuçta bu askerlerin bir kısmı da Gülen'le ilgisinin bulunduğunun bilindiği ve haftaya Yüksek Askeri Şura'da emekli edilecek askerlerdi. Yani bu iş sadece Gülen'in yiyebileceği bir halt değildir diye düşünüyorum.

Şimdi özet geçecek olursak elimizde olan sonuç şudur. Bu darbe tamamen sahtedir. Zira bu darbeyi planlayan insanlar elinde bulundurdukları güçlerle iyi bir planlamayla darbeyi gerçekleştirebilecek askerlerdir. Ve bu darbeyi daha iyi şekilde planlayacak insanlardır. Yani olabilecek en mükemmel darbe senaryosunu bu insanlar yazabilirdi. Ama yazmadılar. Çünkü amaçları darbe yapmak değildi. Ama eğer amaçları darbe yapmak değildi ise bu insanlar neden hayatlarını bu kadar riske soktular. Sonuçta darbe yapamayacaklarını bilseler böyle bir şeye kalkışmazlardı. Ama böyle aptalca bir planlamayla da darbe yapamayacaklarını bildiklerine eminim. En azından üst rütbeli subayların. işte çıkmazda burada oluyor. yani sorularım şunlar ki:
1-Bu darbeyi yapacak olan insanlar darbeyi gerçekleştiremiyeceklerini bile bile nasıl böyle bir işe kalkışabilirler.
2-(Ve aklımı en çok karıştıran) bu insanları bu sözde darbe yapmaya kim ikna etmiş olabilir.