1. 1.
    +1 -1
    sevmek suç değilse eğer, bir insana kalben meyletmek ayıplanmıyorsa hala bu diyarlarda; bağıra çağıra ele güne duyurmak istediğim, bizzat gönlümün vustasında yankılanan feryat.

    bülent ersoy'a aşığım. ona meftunum, mecnunum, mecburum…

    kimseye bahsedemedim bugüne dek; ona olan derin sevgimden, aşkımdan, tutkumdan… anneme, rahmetli babacığıma, ne zaman yıkılıp yere düştüysem, bırakıp da giden dost bildiklerime. içimde yaşadım. dilemde mektum kaldı bu sevgi. usul usul büyüttüm, haşa huzurdan mabedim oldu, kimseleri almadım içeri, bir ben bildim bir de yüce mevla.

    rahmetli babacığımın 93 model sedan kasa tempra sxa arabasının torpido gözünde başladı bu tutku kara çiçeğim. “alaturka 1995” adlı kasetinin kartonetinde apak nasiyenden sarkıttığın kavisli perçeminle, zenahına yasladığın narin beyaz ellerinle melül melül bakarken bana; pionerr hoparlörden yükseliyordu kalbimi raaş eyleyen, ruhumun dört bir yanına ilmek ilmek işleyip, nakış nakış dokuduğun, o tılsımlı billur sadân. evimizde kasetçalar yoktu. arabada sabah ettiğim çok gece biliyorum mis kokulum. sen hacı arif bey'den okuyordun: saydeyledi bu gönlümü bir gözleri ahu. dertleniyordum.

    yalanım yok çatalkaram. başlarda sesine aşıktım. daha çocuktum. akranlarım yonca evcimik dinliyordu, kimisi tarkan için çıldırıyordu, bazısı of aman nalancıydı. ama benim tek tutkum vardı. o da sen. hani dedim ya az önce; “kimseye bahsedemedim bu derin aşktan.” diye. aslında tam da öyle değil. herkes biliyordu sana olan hayranlığımı. ama sesini seviyorum diyordum, şarkılarına tutkunum deyip geçiştiriyordum. “şiirlerle şarkılarla”, “maazallah”, “akıllı ol”, “ablan kurban olsun sana”… tüm kasetlerini çıktığı ilk gün alıyordum. yavaş yavaş bağlandım sana, hiç farkına varamadan husule geldi bu tarifsiz sevda. şarkıların yetmiyordu artık bana, ruhumu doyurmaya kafi gelmiyordu. seni görmeliydim. sana dokunabimeli, mekanik hiçbir aracı olmadan duyabilmeliydim berrak sadânı. olmuyordu, belki de hiç olmayacaktı.

    özel televizyonlar peyda oldu sonra. seni daha iyi tanımaya başlamıştım. çok farklıydın. hıyfete dair en ufak bir emare yoktu davranışlarında. çok güçlüydün. namütenahi bir özgüvenin vardı. sahipleniciydin. aykut ışıklar üstat idi galiba. kalabalık bir mahalde ayaküstü bir söyleşi yapıyordunuz, unutamıyorum. ardınızda belirip tacizkar tavırlarla sohbetinizi gasp eden lakayıt güruhu, tek bir kelam-ı kem etmeden, asil ve müstehvi bakışlarınla dizginlemen sana olan hayranlığımı katbekat arttırmıştı.

    keşke sana ait bir erkek olabilseydim, keşke cem adler'in mukadderatı ile tebdil eylemek gibi bir imkanım olsaydı alın yazımı. hiç ayrılır mıydım senden? çıldırmış şairlerin titreyen mısralarını haykırabilseydim gözlerinin içine baka baka. saçlarını parmaklarıma dolayabilseydim. inan sana olan aşkımı tarif ve tasvire yeltendiğimde; kelimeler bu görevi layik-i vechile yerine getiremeyecekleri endişesiyle sorumluluktan kaçıyorlar. kalbimde o kadar derin ve tutkulu bir aşk besliyorum ki sana karşı, yüreğimden damıttığım sımsıcak ve sevginle demlenmiş hislerimden haberdar olmanı o kadar isterdim ki. hiç bırakmayacakmışımcasına ellerini tutmayı, omuzlarına düşen yasemin kokulu saçlarının şavkında serimi gölgelendirmeyi o kadar isterdim ki.

    gözlerinin içine bakmak. dakikalarca… ferinden yanaklarına, bohem bir modern zaman şairinin sararmış parmak uçlarından dökülen en ateşli vuslat şiirlerinin mısraları süzülürken, aynına izlal olan simsiyah kirpiklerinin bir telinin uzunluğu kadar mesafe olsaydı gözlerimizin arasında. mahrur dudaklarından dökülen bir hece ile zehv'olan billur sadân yankılansaydı kulaklarımda. bakışlarını kana kana içebilseydim.

    en çok da neye hayıflanıyorum biliyor musun? popstar erkan kadar dahi kademli, kısmetli değilmişim. şalını fırlattığın, icrasına mest olup şerefine bardak kırdığın bir adam dahi olamadım. kaldı ki cem adler olmak, armağan uzun olmak gibi bir şerefe mazhar olmuş insanlar varken bu dünyada.

    hani başta dedim ya; “şarkılarını dinlemek yetmiyor, ruhumun açlığını doyurmaya.” diye. maalesef bu durumu kabullenmeliyim artık. çünkü çok yoruldum. çünkü olmuyor. sana asla ulaşamayacağım. hayalle yaşarken gerçek dünyada, zamanı içmişim haberin yok, ömürle yüz yüze geldim aynada, harcanıp gitmişim haberin yok.

    zaten bir ilişkin var. berk yılmaz diye bir kardeşimle. Her ne kadar basında bu yalanlansa da doğrusunu biliyorum be çatalkaram...
    inan kıskanmıyorum. sadece mutlu olmanı istiyorum. rabbim bahtını her daim açık etsin. emr-i hak vaki olana dek seni sevmeye devam edeceğim. tek tesellim belki ahirette birlikte olabileceğimiz ümidi. belki o zaman babanın evinden alıp evimin hanımı yapacağım seni. belki cennet-i alada telinle duvağınla anneme gelin getireceğim. senli sabahlara uyanacağım belki de.

    rabbim her zaman yanında olsun. umarım berk kardeşimle evlenir, mutlu bi yuva kurarsınız.

    seni çok seven bir delikanlı.
    ···
  1. 2.
    0
    kooooor kooooor azgın yangınlarda can evim ciğerim yanıyor
    ···
  2. 3.
    0
    dikeldi tövbeestağfurullah amg 🤠🤠
    ···
  3. 4.
    -1
    sözlükte kızın biri oğlum verdiğim parayı hülya avşar posterlerine harcıyor demişti o sen misin büyüdün mü
    ···
  4. 5.
    0
    Uzun yazmış kesin haklıdır
    ···