can gox'u tarzından dolayı dinliyorum ancak ses açısından hiçte kötü değil.
adamda zenci gırtlağı var zamQi

radiohead'i zaman zaman dinlerim. en çok dinlediğim parçaları "paranoid android" olmuştur.

fikrini paylaştığın için teşekkür ederim arkadaşım.

Ne demek fikrimi sorduğun için ben sana teşekkür ederim kardeşim.

karsu dönmez'i "doğa için çal" isimli projede ilk defa görmüştüm. söylediğiniz gibi hoş bir sesi var.

holly henry'i daha önce dinlememiştim, paylaşımın için teşekkür ederim arkadaşım. bilindik, tanıdık (ingilizce popüler müzik dünyasında karşılaşabileceğimiz türden, iyi bir anlamda söylüyorum), ve rahatlatıcı bir sesi var.

notorious b.i.g'i uzun zaman önce birkaç kez dinlemiştim. tipik bir african american vernacular english, ya da diğer adıyla siyahî ingilizcesine sahip, güçlü sesiyle kendini kendi toplumuna ve dünyaya bağlayan bir sesi var. hayatını kaybetmiş olması üzücü.

fikrini paylaştığın için teşekkür ederim arkadaşım, zeki müren'in sesinin güzelliğinin ve bağlayıcılığının tartışılmayacak düzeyde olduğu kanaatindeyim.

sezen aksu'nun kendine has, akılda kalıcı bir sesi var, bu da onu güçlü seslerden biri yapıyor. müziği bıraktığını açıkladığını görmüştüm, üzücü.

bahsettiğiniz kişi bana hitap etmeyen bir müzik ile uğraşmakta, sesinde sigaranın da sebep olduğu bir yırtılmışlık, kalınlık bulunuyor. ona kendi alanında başarılar dilerim.

güzel paylaşımın için teşekkür ederim arkadaşım. aşağıda maddeler hâlinde geri dönütlerimi vereceğim;
-eden project'i daha önce dinlememiştim. tipik bir ingilizce popüler ellektronik müzik vokallerinden kendisi, ses rengi bana bunu çağrıştırdı. hoş bir sesi var.
-cidade negra, bir led zeppelin parçası coverlamışlar, parçayı dinlemeye başladığımda görünüşlerinden ötürü bir reggae cover'ı yapacaklarını düşünmüştüm, fakat vokalin sesi tipik bir jamaika aksanlı ingilizce değil de daha çok günümüz popüler müzik ingilizcesiydi, yine de güzel bir sesi olduğunu düşünüyorum.
-japon müziğini severim, uchu conbini'ti daha önce dinlememiştim. paylaşımın için teşekkür ederim arkadaşım. az evvel dinledim, parçadaki kadının sesi tipik bir japon kadın sesi, yumuşak ve akılda kalıcı.
-opeth'in daha önce harvest ve porcelain heart isimli parçalarını dinlemiştim, vokalin yerine göre sakin, yerine göre güçlü bir sesi var.
-dead can dance'i daha önce dinlememiş olsam da bu parçayı duyduğumda çok tanıdık olduğunu hissettim. insanın kalp atışını etkileyen bir sesi var vokalın, parçayı ilk duyduğumda aklıma mor karbasi isimli sanatçı geldi.
-hyukoh ile daha önce karşılaşmıştım, kendini günümüz popüler kore müziğinden ayıran enteresan ve değerli bir sesi var.

bütün paylaşımların için teşekkür ederim arkadaşım.

fikrini paylaştığın için teşekkür ederim arkadaşım, neşet ertaş'ın türk müziğine olan yadsınamaz katkısı yanısıra evrensel de olduğunu düşünürüm.

sanatçının kendine göre güçlü bir sesi var, ilgilendiği müzik türü bana hitap etmiyor.

sanatçının hoş ve kendini dinleten türden bir türkçesi var. sakin bir sese sahip.

o küçücük yaşında ne kadar güzel bir sesi var, opera söylüyor, çok değerli olduğu kanaatindeyim. "o mio babbino caro" isimli eseri daha önce önce başka bir yetenek yarışmacısından dinlemiştim. bana onu hatırlattı. opera çok değerli bir müzik türüdür, takipçisi olmana sevindim.

emre yücelen'i ben de takip ederim ve bu videosuna daha önce denk gelmiştim. rachelle ferrell'in gerçekten sıradışı ve kendine has bir sesi var. kendince geliştirdiği vokal teknikleri inanılmaz. dinlemek son derece dolu bir doyum hissi veriyor.