Yıl 1997

Bu sabah babaanemin öpücüğüyle uyandım, hemen koşarak içeri gittim. Dedem her zamanki yerine kurulmuş, bir ağa edasıyla oturuyordu. Koşarak yanına oturdum, beni kolunun arasına aldı.
Dedemi çok seviyorum. Biraz sonra annemde geldi, babaannemle beraber sofrayı kurdular. Yemeğimizi yedikten sonra yine dedemin yanına gittim. Arabanın anahtarını istedim hemen verdi.

Dışarı çıktım ve dedemin masmavi şahinine bindim. Her gün yaptığım gibi arabayla dedemin tarlasına doğru yol alıyormuş gibi direksiyon salladım, yolun üzerinde mahalledeki ablaları gördüm hemen durdum ve arabadan indim. Ablalarımla beraber onların evine gittik, bir sürü tavşanları vardı onları severek eve girdik. Ablalarımın annesi karpuz kesti,bu ablalarımı çok seviyorum mahalledeki tek arkadaşım bu iki abla.

Oyun oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım, akşam olmuş bile babaannem merak etmiş, ablalarımın annesiyle babaannem yakın arkadaşlar, beni almaya gelmiş, beraber eve döndük. Arabanın anahtarını dedeme geri verdim başımı okşadı.
Annem elimi tuttu ve tırnaklarımı kesmeye başladı, sobanın yanında kırmızı bir leğen vardı, beni soyup o leğende yıkadılar, su çok sıcaktı ama yinede çok mutluydum.
Banyomu yaptıktan sonra yatıp uyudum.

Yıl 2016

Bu sabah babaanemden kalan kırmızı saatin sesiyle uyandım, evde kimse yoktu. Dolaptan biraz peynir ve zeytin çıkarıp dünden kalan bayat ekmekle beraber yedim.

Dışarı çıktım, yürüyerek iş yerine vardım, dükkanı açtım ve içeri geçtim. Çay koydum ve üstümü değiştirdim.

Yan dükkandan arkadaşımla beraber çayımızı içtik ve işe koyuldum, dünden kalan bir arabanın zımparasını yaptım ve kırmızıya boyadım. Akşam oldu, dükkanı kapatıp eve geldim. Yine ev bomboştu, ışığı açtım. Birşeyler atıştırdım ve yatıp uyudum.