boş başlık 3

Merhaba herkese ilk olarak hikaye tek part ve tüm isimler değiştirildi.

3. Sınıfa yeni bir okulda başlamıştım . Okula gittik müdür ile görüşüyoruz tamam kayıt yaptırdınız dediler ve biraz para aldılar. Sonra müdür dedi yardımcının odasına git tamam dedim gittim kadın dedi hangi şubeyi istersin bana Q (beyler saçma ama özel bir nedeni var bunun hikaye sonunda anlarsınız )

Gittim sınıfa oturdum boş bi sıra sonra yanıma bir kız oturdu ama bu "o" değil tabii geldi sınıf hocası hala çok net Hatırlıyorum dedi ben Ahmet falan filan işte kendinizi tanıtın herkes Tanıttı kızın adına :inci diyelim Inci sınıfın en sağında en arkada tek oturuyo hoca onun Kitaplarını GÖRDÜ dedi bunlar ne kız anlatmaya başladı ben özel okuldan geldim falan hoca tm dedi (kızı tanıtayım hafif sarıya yakın ama kahverengi saçlar ,ip ince baya şuan 1.65 var ) herkesin Kıza bi sempatisi oldu o ara özel falan Ula 3. Sınıftayız nerden bilelim Özeli ama benim umrumda değil

O ders bitti zil çaldı sınıfta bi o kız bi ben kaldık birden sınıfa adnan(değiştirdim) girdi sonra Ayşe girdi bağırarak baya yüksek ses ile biz inci ile kapadık kulakları ilk ben dedim ne oldu bunlara kız dedi bilmiyorum öyle 2 dk konuşmuşızdur .

Sonra ben bu Adnan ile gittim bin aldı Ayşe'nin kalemliği gittik tuvalete attı duvara dedim kesin bi halt oldu aralarında ama neyse (edit:hiç öğrenemedim ) o gün bitti . Sonra 4. Sınıgta BiRGÜN Murat diye bi arkadaş vardı bana gıcıklığına demiş Okuldakitrend inciyi Seviyor ama bunu inciye dedi inci ile iyi arkadaşız bana geldi dedi

Sen beni mi seviyorsun dedim hayır yok öyle bişe sonra o yıl da geçti gitti .

5. Sınıfta Hamza diye bi kanka edindim en büyük kankam o yıl gelicek okula ama bilmiyorum o zamanlar Halil ile iyi arkadaş olduk falan dedi bana ben inciyi seviyorum

Içimde kıyametler kopuyordu ama iyi ki bişe yapamadı. O zamanlar bana aşık olan bir kız var adı Canan

işte 5. Sınıfın yazı dedi seni Seviyorum ama netten dedim okul başına kadar bekle söylicem

6. Sınıfa başladık tabii Canan a gidip hayır dedim benim gözüm inciden başkasını Görmüyor sonra müdür yardımcısı geldi dedi sınıflarınız ayrılacak

Numaralara göre ayırıyorlar herkesi ayırdı ben altlardayım bana. Hiç erkek kalmadı W sınıfına sonra adımı okudular W

Sınıfa mutsuz gidiyorum sonra arkadan bi ses inci W Sınıfı uçarak sınıfa koşmuştum çok mutlu idim sonunda rakip yok bişe yok ben öyle sanıyordum . Okulun ilk günü annem de sınıfta bi tane çocuğun yanına oturdum baktım inci arkada boş anneme dedim anne bu çocuğun yanında oturmam ben tm kalk dedi o ara hoca geldi annem çıktı ben incinin yanına oturdum nefessiz.

6. Ortaları işte inci dedi Fatma senden hoşlanıyor dedim ne alaka falan doğum günümde hasta oldum okula gitmedim

Bi mesaj geldi bi baktım inciden dedim kız beni düşündü mesaj attı açtım baktım video hemen yükledim açtım izliyorum Fatma çıktı senden hoşlanıyorum diye video atmış HEMDE incinin tel den çok kötü olmuştum sevdiğim kız bana kız ayarlamıştı sinirden kabul kız ile can sıkıntısına çıkıyoruz.

Sonra sınıfta Berk diye bi muallak var h sevmiyorum oç u inciyi seviyormuş ama yapabilecek bişe yok ben inci ile yakınım diye benim kız ve sınıfın kızlarının hepsi inciye sırrlarımı döndü

Bu Berk ile çıkmaya başladı inci 1. Hafta ayrıldılar benim yüzümden sanırım kıza huur demiş çok sinir oldum ama yapacak bişe yok

Inci ise gıcıklığına her tenefüs yanıma gelip kardeşim benim diyip benle Konuşuyor ben de keyif süper

Okul sonu tatilde ben bu Fatma ile ayrıldım.

Inci ile konuşuyoruz tabii Ben 7. Sınıfa başka okula gittim çok üzüldüm inciden ayrıldım diye ama yapacak bişe yok

O dönem sadece inci bana bazı erkekler var burunlarında ki kızları göremiyorlar demişti inşallah bana demiştir diye 4 döndüm

8. Sınıfa geçtik inci ile daha samimiyiz ben sınıfa yeni gelen bi kızdan hoşlandım çünkü inci benim için ulaşılamaz oldu kız benim imkansızım oldu ben de yaren ile çıkmaya başladım sonra yaren beni kıskanıyor inciden

inci ile o ara dedik buluşalım hazırladık ettik o bi kız arkadaşını ben 1 erkek

Dr in önünde buluşucaz biz benim arkadaş (sülo) ile buluştuk önceden Baktık kızlar kapıda dedik erken geldiğimizi sansınlar Girdik gezerken içerde Gözlerim kapandı bil ben kimim falan baktım inci bana çok yakın davrandı çok sevindim ben de ona öyle davranmaya çalışıyorum

Gezdik ettik işte inci dedi ben seninle özel olarak fotoğraf çekeyim birlikte çektik 2 yabancı gibi uzaktan sonra zaman geçti koltuğa oturduk ben telefonu çıkardım bende çekeyim dedim bu sefer daha yakınız sonra muhabbet falan gitme vakti geldi son vedalaşmalar kıza uzun uzun baktım çok seviyordum hala seviyorum keşke sarılsaydım diyorum

Hatta annemler evde arada ben inciyi kendime gelin alıcam derler

Arkadaşlar sizce ne yapayım ama onu kaybedememde

BURAYA KADAR OKUYAN INSANIN DiBiDiR iNCiCiDiR ŞÜKÜR ÇOK GÖRME

Ve Evren’e ve Vuruşlu’ya (Tarık’a) (86:1)
Vuruşlu (Tarık) nedir kavrayabilir misin? (86:2)
O delici yıldızdır. (86:3)

Kuran’ın 86. suresinin adı Tarık’tır. Tarık “tark” kökünden türeyen bir kelimedir. Kelimenin aslı “vurmak, çarpmak” anlamlarına gelir. “Yol” anldıbına da gelen “Tarık”, yolcular ayaklarını vurup yol aldığı için bu kökten türemiştir. Kuran çevirilerinin birçoğunda “Tarık” kelimesi özel isim gibi yazılıp, anlamı çeviride verilmemiş, fakat açıklamalarda anlam açıklanmıştır. Oysa kelimenin en temel anlamı olan “Vuruş” diye ayet çevrilirse, kozmolojik fizik ile ilgilenenler ilginç bir bağlantıya tanıklık edebilirler.

EVREN’iN KÜÇÜK YEŞiL ADAMLARI
1967 yılında ingiltere Cambridge Üniversitesi’nde Jocelyn Bell, düzenli ve ısrarlı bir radyo sinyali yakalar. Radyo sinyalinden kalbin vuruşları gibi düzenli vuruşlar gelmektedir. O dönemde Uzay’da böyle düzenli vuruşların kaynağı olabilecek bir gök cismi bilinmiyordu. Bu yüzden bu sinyallerin, başka gezegenlerdeki akıllı yaratıklar tarafından gönderildiğine kanaat getirildi. Büyük bir heyecanla davetiyeler bastırıldı, basın kuruluşlarına haber verildi ve LGM adı verilen görkemli bir seminer düzenlendi. LGM (Little Green Men) “Küçük Yeşil Adamlar” demektir ve bu isim, Evren’deki akıllı yaratıklarla irtibat kurulduğunu simgelemektedir. Çok kısa bir süre sonra söz konusu sinyallerin kaynağının nötron yıldızlarının çok büyük bir hızda dönmeleri olduğu anlaşılır. Böylece nötron yıldızlarının bu çeşidine “Pulsar” adı takılacaktır. Jocelyn’in buluşu uzaylılarla irtibatı sağlayamamıştır ama Pulsarların keşfini sağlamıştır. ingilizce’de “pulsate”, nabız gibi vuruşları ifade eden bir kelimedir. “Pulsation” da “vuruş, titreşim” demektir. Nötron yıldızlarının bu çeşidine takılan “Pulsar” ismi de Kuran’da geçen “Tarık” yani “Vuruş” ismiyle uyumludur.

PULSAR’I KAVRAYABiLiR MiSiNiZ?
Tarık Suresi’nin ikinci ayetinde “Vuruşlu yıldızın (Tarık’ın)” insan zihni tarafından kavranmasının zor olduğu vurgulanmaktadır. 2. ayette geçen “Ve Ma Edrake” ifadesinde geçen “edrake” kelimesi Türkçe’mize “idrak etmek” olarak Arapça’dan girmiştir ve “kavramayı, anlamayı” ifade etmektedir. Pulsar’ı incelediğimizde ayetin bu mucizevi yönüne de tanık olmaktayız. Pulsar’ın içinden alacağımız bir kaşık madde bir milyar ton gelmektedir. Pulsar’dan alacağımız çok ufak bir maddeyi eğer yeryüzüne bıraksak Dünyamız’ın öbür ucuna kadar bir delik açıp çıkardı. Oysa Dünya’daki birçok maddenin bir kaşığı birkaç gramı geçmez. Sırf bunu düşünmek bile Pulsar’ın kavranması ne kadar güç bir yıldız olduğunu ortaya koyar. Güneş’in bir kaç misli büyük yıldızlar sıkışarak Pulsar’ı oluşturur. Oysa bir Pulsar’ın çapı 15-20 km’dir. Dünyamız’ı aynı şekilde sıkıştırsak Dünyamız metrelerle ifade edilen bir çapta bir küre olurdu. Dünyamız 24 saatte kendi etrafındaki dönüşünü tamamlar, oysa Pulsar bir saniyede defalarca kendi etrafında döner. Pulsar’ın hem dönüşündeki hızı, hem tüm bu bilgiler Tarık suresinin 2. ayetinde “Vuruşlu yıldızın (Tarık’ın, Pulsar’ın)” kavranmasının ne kadar zor olduğunun belirtilmesiyle oldukça uyumlu gözükmektedir. HAYDi KAFADAN SALLAYARAK BiR MUCiZE ÜRETiN
Ayette geçen yıldızın Saturn, Venüs gibi yıldızlar olabileceğine dair eskiden tahminler yapılmıştır. ilk Boşnakça Kuran tercümesini yapan Mustafa Mlivo bu tahminlerin hatalı olduğunu, Tarık’ın Pulsar olduğunu söyleyerek özetle şöyle demektedir:
86 Tarık suresi 1-3 ayetlerde şunlardan bahsedilir:
“1-Vuruş yapmak
2- Bir yıldız olmak
3- Delmek
Uzaydaki hiçbir gök cismi bu kriterleri karşılamaz (Pulsar dışında) çünkü;
- Hiçbir gök cismi vuruşlar şeklinde tarif edilemez
- Ayette bahsedilen yıldızdır. (Satürn, Venüs gibi gök cisimleri gezegenlerdir.)
- Pulsar güçlü radyasyon ve radyo dalgaları yaymaktadır. 3. ayette geçen “sakıb” kelimesine “karanlığı delmek, nufüz etmek” anlamlarına sahiptir.”

Görüldüğü gibi ancak 1970 yılına gelindiğinde yeni keşfedilen bir yıldızdan Kuran 1400 yıl önce bahsetmektedir. Vuruşları olan bir yıldızın ne anlama geldiğini binlerce yıldır kimse tahmin edemediğinden “Tarık” kelimesi özel isim gibi Arapça’sının aynısıyla çevrilmeden çevirilere yazılmış, ancak dipnotlarda, sözlüklerde ve tefsirlerde anlamı açıklanmıştır. Gökyüzünde çok ince hesaplarla, çok muhteşem olaylar oluşmaktadır. Hiç kimsenin kafadan iki cümle atıp da gökyüzünde oluşan olaylar hakkında isabetli bir tahmin yapabilmesi, dediğine uyacak bir cismin gökyüzünde tesadüfen bulunması beklenemez. Kuran’ın her cümlesinde, her kelimesinde nasıl inceliklerin olduğu, Kuran’ın her sorusunda, her vurgusunda (“Vuruşlu nedir, kavrayabilir misin?” örneğinde olduğu gibi) nasıl derin anlamların saklı olduğu Kuran ne kadar çok araştırılırsa o kadar iyi anlaşılmaktadır.