biraz kafam karışık yorgunum

Biraz kafam karışık beyler birazda yorgunum birilerine sürekli bişi hissediyormuş gibi oluyorum ve duygusal bağlamlara giriyorum şarkılar değişiyor okuduğum kitaplar değişiyor.. üni 3 öğrencisiyim mekatronik okuyorum hastalığım şu sürekli yalan söylemek sadece şu gibtimin sözlüğünde gerçekleri dile getiriyorum oda yarı doğru olarak neyse buraya okuduğum kitaplardan sözler paylaşacam ve şarkı paylaşacam isteyen olursa hayatımı anlatan bir seri yapabilirim iyi akşamlar hepiniz kardeşimsiniz..

edit:okuyan varsa devam edebilirim

@ 19 da kendini güzel özetlemişsin gerisi okunmasa da olur. kendini bilen insana saygılar şelale

“Ruh ne kadar boşsa dengeyi bulması o kadar zordur ve maruz kaldığı ilk tesirin altında o kadar çabuk ezilir”

Bir şeye bağımlıyım, çünkü bu içimdeki boşluğu dolduruyor.
Bilgiye, kitaplara bağımlıyım, çünkü bu benim boşluğumu, yüzeyselliğimi, aptallığımı kapatıyor; böylece bilgi olağanüstü önem kazanıyor. Resimlerin güzelliği hakkında konuşuyorum, çünkü kendi içimde buna bağımlıyım. Böylece, bağımlılık içimdeki boşluğu, yalnızlığımı, yetersizliğimi gösteriyor ve bu beni size bağımlı kılıyor. Bu bir gerçek, değil mi? Buna ilişkin kuramlar oluşturmaya, buna karşı cıkmaya kalkışmayın.

Eğer içimdeki boşluk olmasaydı, yalnız olmasaydım, sizin söyledikleriniz ya da yaptıklarınızla ilgilenmeyecektim. Hiçbir şeye
bağımlı olmayacaktım. Boş olduğum ve yalnız olduğum için, yaşamım hakkında ne yapacağımı bilmiyorum. Saçma bir kitap yazıyorum ve bu benim gururumu okşuyor. Dolayısıyla bağımlıyım, ki bu yalnız olmaktan korkuyorum anldıbını taşır; içimdeki boşluktan korkuyorum. Bu nedenle, bunu maddi şeylerle, fikirlerle ya da insanlarla dolduruyorum.''

bana alıntılarla gelme kendi düşündüğünü söyle- emerson

ironik oldu tabi.

ben takip ediyorum haber vereyim

http://www.youtube.com/watch?v=JmG7q_eKoEo bu biraz ağır ama bişmiyorum tek fantezi sevdiğim şarkıdır başka sevmem
-'Manzara resmi yapanların, dağları ve yüksek tepeleri iyi görmek için alçak ovalara inmeleri, alçaktaki yerleri iyi görmek için de yüksek tepelere çıkmaları gerektiği gibi; halkın tabiatını iyi tanımak için hükümdar olmak, hükümdarlarınkini iyi tanımak için de halktan biri olmak gerekir.'

reserved kardeşim

"Mükemmelden korkmayın; nasılsa ona ulaşamayacaksınız."

'Hayat her şeyi fena halde pahalıya satıyor; bizler de en uğursuz, ruhsuz sırlarına korkunç ve sonsuz bir bedel ödüyoruz.'

'Umursamadıklarını aklından geçir; çünkü göz, bencil bakar.'

" Sefaletin doruk noktası, bir başkasının iradesine bağlı olmaktır. "

Her insan duyabilir.
Dinlemek ise sadece sessiz kalabilenler için mümkündür.

'Aydınlıklarda bir şeyler bulmak bir şey anlatmaz. Çünkü sırlar karanlığın bağrındadır.'

“Kendime hayretle, hayal kırıklığıyla, hoşnutlukla bakıyorum. Kederliyim, bunalımdayım, coşkuluyum. Ben bunların hepsiyim aynı anda, ama toplayıp da sonucunu bulamam. Nihai değer veya değersizliği belirleme yeteneğine sahip değilim; kendim ve hayatım hakkında hiçbir yargım yok. Tamamen emin olduğum hiçbir şey yok. Hiçbir şey hakkında hiçbir kesin kanaatim yok."

'Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır.'

@36 teşekkür ederim ilgi ve alakan için

1. Umut Ne Değildir?

Umut, daha büyük bir canlılık, daha büyük bir duyarlılık ve akılcılık sağlamak yönünde gerçekleştirilmek istenen her toplumsal değişimin, belirleyici ögesidir. Ne var ki, umudun doğası çoğu kez yanlış anlaşılmış ve umutla hiçbir ilişkisi olmayan , hatta umudun tam karşıtı olan yaklaşımlarla karıştırılmıştır.

Umut etmek nedir?

Çoğu kişinin sandığı gibi, dileklere ve isteklere sahip olmak mıdır? Böyle olsaydı, daha çok ve daha iyi otomobil isteyen, daha iyi ev, daha çok araç-gereç isteyenler, umutlu insanlar olacaklardı. Ama değiller; bunlar umutlu insan değil, daha çok tüketimde bulunmaya düşkün kişilerdir.

Umudun nesnesi bir şey değil de, daha dolu bir yaşam sürmek, daha büyük bir canlılık içinde bulunmak, o sonsuz sıkıntıdan kurtulmak olduğunda, ya da dinbilimsel açıdan bakarsak günahlardan arınma, ya da siyasal açıdan devrime kavuşmak olduğunda mı gerçek anlamda umut etmiş oluyoruz? Evet, aslında bu türden beklentiler, umut etmek anldıbını taşıyabilir, ama beklentilede edilgenlik varsa ve umut, el-etek çekmenin, teslimiyetçiliğin bir bahanesi oluyor, yalnızca bir ideoloji haline gelinceye dek "beklemek" şeklinde kendini gösteriyorsa, umut etmekten söz edilemez.

yarın devam edeceğim