/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +28 -10
    harry potter ve dalkavuklarıyla aynı dönemde hogwarts'ta okumuş bir slytherinli olarak kaleme aldığım gerçeklerdir. filmlere ve kitaplara konu olmuş, başta dumbledore olmak üzere çeşitli odakların büyük paralar kazandığı harry potter efsanesinin aslında neleri örtbas etmek için yaratılmış bir haksızlıklar silsilesi olduğunu tüm samimiyetimle anlatıyorum. saygılarımla.

    not:Alıntıdır.

    istek üzerine devam ediyorum beyler bekliyorum.

    21:38) Hikaye bitmiştir arkadaşlar. Unutulmuş bir hikayeydi çok komik bir hikaye bende tekrar yayınlamak istedim gerçek yazan kilin blogu altta yer alıyor herkese çok teşekkürler.

    http://slytherintrolu.blo...eminden-hogwarts.html?m=1
    ···
  2. 2.
    +16 -1
    birinci yıl:
    slytherin mezunu babamla vedalaştım, bavullarımla king's cross tren istasyonu'na girdim. saçına taç takıp kahküllerini toplayarak yara izini ortaya çıkarmış bir çocuk omzuma dokundu:
    "pardon, ben harry potter. ailemi kaybettim ve bana burada yardımcı olacak kimse yok. peron dokuz üç çeyrek ne tarafta?"
    sanırım o da benim gibi 1. sınıf öğrencisiydi. tam yolu tarif edecekken uzun boylu çilli bi herif "aaa sen harry potter'sın. ben de bakanlıkta çalışıyorum, adım arthur weasley. gel zütüreyim seni oraya." diyip müşteri çalan esnaf gibi harry'nin koluna girdi.

    neyse, sihirli duvardan geçtim ve hogwarts express'ine girdim. her yer doluydu. tek bir kompartıman boş görünüyordu: harry ve yanında altın madeni bulmuş gibi sevinçli duran kızıl bi çocuk dışında kimse yoktu.
    karşılarına oturdum. tren hareket etti. sonra bi kadın geldi, tost çikolata falan satıyormuş. ron hemen bir sürü çikolata, balkabağı suyu, yarım ekmeğe kaşar vs aldı. sonra elini cebine attı ve ahh cüzdan kovukta kalmış diye inledi. harry'nin "sorun değil ya ben öderim, sonra ateşlersin bana." demesiyle ron'un bitine kan yürüdü. beleşe aldığı yiyeceklerden bitiremediklerini adının peter pettigrew olduğunu sonradan öğrendiğimiz bi fareye yedirmeye başladı embesil.
    birkaç dakika sonra kapı açıldı, içeri hermione granger adında bi kız daldı: "sen harry potter'mışsın. oturabilir miyim?"
    kimse adımı sormuyordu, ben de hayvan incelermişçesine gözlem yapıyordum.
    hermione harry'yi soru yağmuruna tuttu, tabii harry halinden çok memnun.
    harry "ya bana bir sürü okuldan burs geldi: durmstrang, beauxbatons vs. ama dumbledore benden özellikle rica etti. 'bizim okula gel, hiçbir şeyine karışmayacam, ceza almayacaksın, quidditch kaptanı olacaksın, her konuda tam yetki.' dedi. ben de eyvallah dedim, geldim işte. ben buradayım diye ne biçim reklam yapacak ihtiyar ahahah" dedi.
    hermione büyülenmiş gibiydi, asasını çıkarıp "bak büyü yapmayı biliyorum ben." deyip asayla bi tüyü uçurmaya başladı. harry de parmağıyla yara izini gösterip "bunu da uçursana buradan" dedi.
    ron'un işi gerçekten çok zordu, bavulları falan koyduğumuz yukarıdaki bölüme uzanıp orada bi kılıftan gitar çıkardı ve çalmaya başladı.
    hermione ve harry, 1-2 dakika ron'u dinledi. parçanın bitişine yakın harry cebinden john lennon çerçeveli bi gözlük çıkarıp taktı ve hermione "aa harry! sen beatles sever misin?" dedi. harry wikipedi kokan bilgilerle beatles'tan bahsederken ron yine sessizliğe gömüldü. "ya siz ne iğrenç bi topluluksunuz" diyip çıktım kompartımandan. içeride büyülü batak oynanan bi kompartıman dikkatimi çekti.
    -beyler girebilir miyim?
    -tabii kardeş, adın ne? ben malfoy, bu crabbe, bu da goyle.

    işte aradığım nezaket buydu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Hadi bakalim sacmalarsan belani giberim ama.
      ···
      1. 1.
        +1
        pis hogwartslı seni, ulan sen bu mugglelara anlatıyorsan bende durmstrangı anlatırım lan!!bir!r111r!!!
        ···
      2. 2.
        0
        amk bi tane beauxbatons yok zaten cibiliyetini gibtiklerim
        ···
      3. 3.
        0
        hacı sen gel benim hikayemi oku, beauxbatons luları nasıl gibtiğimizi anlatıcam
        ···
      4. 4.
        0
        Hufflepuff binmi bin... Bende hufflepuff hayranı olarak bir hikaye istiyorum..
        ···
      5. diğerleri 2
  3. 3.
    +15
    yolculuk bitti, bavullarla aşağı indik. "genşler buradan teknelere binecez." diye bi böğürtü duyduk. babam "ayı görürsen korkma o hagrid" demişti ama yine de korktum. bu hagrid, öyle bi malmış ki kulübesinin arkasında hipogrif, ejderha, pitbull gibi hayvanları çiftleştirip yavrularını satıyormuş. hagrid, "harry nerede? gel harry, benim tekneye bin." diye onu zütürdü. oooh her yerde torpil. bizim tekneye ron bindi, üzgün görünüyordu. "utanmıyor musun?" diye sordum, öyle yüzüme baktı sadece.

    giriş kapısına ulaştık. uzun boylu nemrut bi kadın geldi, arkadaşlar hogwarts'a hoşgeldiniz falan derken adının neville olduğunu öğrendiğim gerizekalı görünüşlü bi çocuk "aha kurbağa" diye yerden bi hayvan aldı. dedim sen napıyorsun, bıraksana hayvanı.
    "ben ileride botanikçi olacam. botaniğe girmek için biyoloji netlerinin yüksek olması lazım. kesip inceleyecem bunu!" diye karşılık verdi. lan bırak dedim, itişip kakışırken mcgonagall napıyonuz diye bağırdı. bu hemen "hocam evcil hayvanımın neden kurbağa olduğunu sorguluyor" dedi. şerefsiz mcgonagall hemen beni "biz burada insanların seçimlerine saygı duyarız" diye azarlamaya başladı. yav he, liberal art school he he! ulan dedim içimden, senin otoparktaki süpürgeni çizecem. sonra bi baktım potter'la goyle itişiyor. mcgonagall siz napıyonuz orada yaa diye olaya müdahale etti.
    goyle'un kilolarıyla dalga geçiyormuş harry, göbeğini sıkıyormuş "bunlar ne ha bunlar ne" diye... school bully lan bu!
    mcgonagall "harry yapmaz öyle şey" dedi. ben goyle'un yanına gittim, çocuk ağlıyor. elimi omzuna attım. inanılmaz sinirim bozulmuştu. bizim tayfa da işte böyle ufak ufak oluşmaya başladı.
    sonunda içeri girdik.
    bi baktık bin tane öğrenci bizi izliyor. içeride de bi tane şapka, leş gibi içki kokuyor.
    "ben seçmen şapka, bin yıldır buradayım. ne mevzular gördüm gençler. siz daha kimsiniz ki lan."
    sonra bi başladı şarkı söylemeye, nara atıyor resmen:
    "hogwarts ocağı
    ırmakları var gürül gürül
    hipogrife bin uç, püfür püfür
    hagrid ayısı koşar gümbür gümbür
    ne güzeldir hogwarts ocağı

    lupin koşar hav hav
    voldemort'u var, safkanlığa tav
    sirius diyecek ölmeden çav
    ne güzeldir hogwarts ocağı

    ama cübbeli salazar slytherin efendi geldi
    laik yapıyı komple bitirdi
    yurtlar bile ayrıldı kızlı erkekli
    ne güzeldir hogwarts ocağı"
    ···
    1. 1.
      -1
      amk senin şapkanın besteye bak gülfüm kap şuku
      ···
      1. 1.
        0
        gülfüm ne amk
        ···
  4. 4.
    +9
    ikinci yıl:
    king cross'un girişinde slytherin'den arkadaşlarla buluştuk.
    hogwarts express'inin peronuna bi girdik, express kalkmış! metrobüs var bir tane!
    dumbledore'un marifeti. neyse, çıktık perondan. metrobüs için özel biletlerden aldık(artık ulaşım ücretsiz değil eskisi gibi)
    okula vardık, çimlerde yürüyoruz. bi uçan araba daldı araziye, gitti güzelim şamarcı söğüt ağacına bindirdi. olay yerine koştuk, içinden ron'la harry çıkmaz mı!
    "metrobüs yapmışlar, akbil yoktu biz de bunu çaldık!"
    lan dedim oto hırsızlığına mı başladınız şerefsizler! tam hogsmeade jandarmasını arayacağız benim android telefonla(bir tek android çekiyor hogwarts'ta. dinozor dambi antinokia büyüsü sıkmış etrafa bir tek), mcgonagall geldi, "hayır çalmadınız o ron'un babasının arabası di mi ron?" dedi
    ron'la harry bakıştılar, "evet hocam babamın arabası" dedi ron.
    dakka bir dosyayı sümen altı bir...

    yemekhanedeyiz, dumbledore konuşma yapmak için kalktı.
    "bildiğiniz gibi dambi büfe'de chicken menüden hipogrif gagası çıktı diye bi söylenti var. bunlara kulak asmayın vs. münferit olaylar bunlar falan filan"

    ginny diye bi kız gelmiş. kız yemekhanede çıkan her şeyin fotoğrafını çekip instagram'a koyuyor. weasley işte, görgüsüz.
    ···
  5. 5.
    +8
    eylül ayı geldi. okula gitmek için girdik perona. bi baktık metrobüs bu sefer metro olmuş! neymiş, tren de metrobüs de dışarıdan görünüyormuş, yerin altından giden araç lazımmış! herifler tüm rayları kaldırmışlar, daha geçen yıl aldıkları metrobüsleri garaja çekmişler ve metro hattı döşemişler...
    ulan dedim dambi, yine sihir bakanıyla ne ihaleler kovalıyon...
    yolculuk başladı. lupin açtı bizim kompartımanın kapısını "boş yer var mı gençler?" diye.
    dedim la hoşt! gitmiyor ama.
    kaldırıp asayı deynekle vurur gibi üstüne koştum, kai kai diye kaçtı ahaha! artık böyle bu işler, herkes akıllı olacak.
    neyse metroyu bi durakta ruh emiciler durdurdu, kimlik kontrolü yapıyor adamlar.
    potter bunları görür görmez kendini attı yere, bayıldı yine. ben de cebimden not defterini çıkarıp potter sayfasındaki "bayılma" kısmına 29. çiziği attım. tam bir histriyonik kişilik bozukluğu bu adamdaki.
    ···
  6. 6.
    +7
    salazar slytherin kurucu üye bi kere. gelip de hogwarts'ı falan bozmadı. hogwarts tarihi öğrencilere düpedüz yanlış öğretiliyordu. geçmişin değiştirilmesi, geleceğin kontrolü falan hep 1984'te okumuştum, oha lan dedim.
    yine de seçmen şapkanın üslubunu gündemi dumbledore'un odasından takip edip tüm gün tablolardaki emekli müdürlerin esir geyiğine maruz kalmasına bağlıyorum. sonra seçimler başladı. mcgonagall isimleri okumaya başladı. harry'nin ismini okuduğu gibi seçmen şapka "gırifindooor" diye bağırdı. ciddi bi sessizlik ortamı oluştu. mcgonagall "şşş seçmen, bekleyecektin, kafasına taksın önce, sen napıyosun ya :("
    snape geldi, burada şike kokusu mu alıyorum dedi.
    dumbledore hemen "hayır snape alkol kokusu alıyorsun ehehe ah şu seçmen" falan diye şapkayı savundu.
    neyse, harry şapkayı kafasına taktı. gerizekalı seçmen tabi fark etti az önce yaptığı hatayı. baktı işsiz kalacak, düşünüyor gibi yaptı birkaç dakika. en sonunda gırifindoooor diye bağırdı.

    malfoy gitti, siliteriiiiğn.
    goyle gitti, siliteriiiiiğn.
    ben gittim, "gryffindor'a atacağım seni, bağırıyorum ona göre?" dedim ki lan seni keser elbezi yaparım şerefsiz! bu hemen siliteriiiin diye anırdı. çocukların geleceği böyle iğrenç bi şapkanın elinde işte, çok yazık.
    slytherin masasına oturduk, bir sürü abi var. snape geldi, biz 1. sınıf öğrencilerine dönüp "genşler hoşgeldiniz. size yanlış yapan olursa direkt bana gelin, gidip kırayım bina puanlarını" dedi. masadaki abiler falan da gelip bir bir tanıştılar bizimle. bunca haksızlığın içinde birlik halinde duran küçük ama onurlu bir bina olduğumuzu anladım.

    bu arada tek bir öğrenci bile hufflepuff'a seçilmedi. sonradan öğrendik ki hufflepuff tamamen kağıt üstüne kurulu kara para aklamak için kurulmuş hayali ve paravan bir binaymış... hogwarts'ta kuvvetler ayrılığı ilkesi rawenclaw(yasama)-grifindor(yürütme)-slytherin(yargı) şeklinde oluşturulmuştu. hufflepuff'ın binasının nerede olduğunu bile kimse bilmiyordu ve simgesi resmen vatandaşla dalga geçer gibi porsuk olarak belirlenmişti. biliyorsunuz porsuk tüneller kazarak bir şeyler kaçırır...
    ···
  7. 7.
    +7
    öğretmenler günü geldi. siyah beyaz gördüğü ve sudan korktuğu için kuduz lupin'e suluboya aldım! snape'in gülmekten gözünden yaş geldi ahahaha

    hogsmeade köyünde üç süpürge diye bi bar var. artık yaşımız tutuyor ya, oraya takılmaya başladık. bi gün üç süpürge'deyiz, bi baktık fred weasley! oturmuş entel birkaç cadıyla "ben kaymakbirasıyla sarhoş olmam." falan diyor. sonra iran düşünseli'ni övmeye başladı, işte çok sanatsalmış falan filan. sonra baktı kimse etkilenmiyor ""vejetaryen olmayan herkes aslında ölüm yiyici" diye zırvalamaya başladı. 4. birada ettiği laf: "sirius black de vatanseverdi voldemort da" ahahahah!
    en son o kadar çaresizdi ki yemekhanede çalışan ev cini bi hatuna mesaj atıyordu "napıosn güzellik? " diye.
    ama sabah attığı ilk tweet: "hogsmeade'te bi günah gecesi şimdi de hangover :s"
    kaymak birası resmen baileys lan... olm biraz ağar olun, cüppenize uygun hareket edin lan... siz üç süpürge'de kaymak birası içerken biz domuz kafası'nda masaya yumruğumuzu vurup "masaya hipogrif sütü ve veela getir hancı" diyorduk grifindor bebeleriiiiğğğ!
    ···
  8. 8.
    +6
    yedinci yıl:
    işte bu yıl tartışmasız en şerefsiz yıl. tüm karanlık ilişkiler ortaya çıktı. bunca olay, bunca sözde düşmanlık niyeymiş her şeyi öğrendik.

    son sınıftayız, stresliyiz, bpss'ye (büyü personeli seçme sınavı) hazırlanıyoruz ki sihir bakanlığında memur olalım. dumbledore'un torpili olmadan iş bulmak imkansız tabii. tom riddle bile mezun olunca ancak borgin&burkes'ta tezgahtar olabildi, düşünün yani. hermione bile test reklamlarında oynuyor para kazanmak için:
    http://3.bp.blogspot.com/...zCDUY9ZQ/s1600/KnOM4N.jpg
    ama ders çalışmak ne mümkün? sürekli acaip acaip olaylar, çoğu gerçekdışı şeyler:
    yok harry bakanlığı basmış, yok heri ejderha çalmış, yok bilmem ne.
    neyse ki snape müdür, bi şekilde okuyoruz.
    hatta snape sağolsun. sonunda o bile bıktı, mcgonagall'ı kedi sepetine koyup teee hogsmeade'in dışına bıraktı. ama kadın animagus oldu, yine okulu buldu.
    ···
  9. 9.
    +6
    neyse seçimler bitti, dumbledore ayağa kalktı. işte hoşgeldiniz, harry potter da bu yıl bizim okulda, hogwarts gelişiyor bilmem ne. sonra çıkardı ağzındaki baklayı:
    "bakın hep hogsmeade'ten yemek söylüyorsunuz. içine ne koydukları belli deyil. yemekhanenin yanına kurduğum kantinde dambi büfe hizmete girmiştir! yiyecekseniz oradan yiyin. hogsmeade'ten yemek getiren süpürgeli kuryelerin okula girişini yaptığım büyülerle engelledim, hayatta giremezler araziye."
    bunun üzerine snape ayağa kalktı:
    müdürüm sakın yanlış anlamayın ama "yemekhanenin hemen yanına bambi büfe'den çaldığı isimle dambi adında kantin açan dumbledore, işletmesinde sigortasız ev cini çalıştırıyor!" diye iddialar var. bunlara ne diyorsunuz?

    biz coştuk tabii tüm masa. masaya falan vuruyoruz ellerimizle, alkışlıyoruz, gülüyoruz. gerçek bi solcu lan bu snape. helal olsun.
    peki dumbledore ne yaptı:
    http://2.bp.blogspot.com/...GJsyZJE8/s1600/KgOAV0.jpg

    sonra "hadi yumulun" dedi ve bir sürü yemek çıktı ortaya. çok güzel değiştiriyor gündemi bu adam.
    aslında daha ilk günden bu kadar haksızlık şike görmesem güzel okul diyeceğim ama...
    zindanımıza indik, uyuduk. tabii haksızlıklara karşı hep sesini yükselten bi bina başkanınız olursa tüm binalar manzaralı yerlerde, sizse zindanda uyursunuz. eski evrak çantasıyla samsun 216 kokan yamalı cüppesi, ilimle karanlığı yenme azmi, haksızlığa karşı çay bardağıyla idealist bi duruşu var snape hocamızın.

    iksir dersine girdik birkaç gün sonra.
    harry geç geldi, snape de git geç kağıdı getir dedi.
    harry de "ne kağıdı yeaa" falan diyor.
    snape de kovdu bunu. harry 10 dk sonra dumbledore'la geldi, bi yandan da ağlıyor...
    dumbledore dedi ki "snape, lütfen."

    neyse, snape muhteşem bi öğretmen. derste benim anlamadığım noktalar oldu. çıkışta odama gel dedi. kendi teneffüsünü bana ayırdı, anlattı yine. fedakar ve idealist bir öğretmen.
    ···
    1. 1.
      +1
      biz coştuk tabii tüm masa. masaya falan vuruyoruz ellerimizle, alkışlıyoruz, gülüyoruz. gerçek bi solcu lan bu snape. helal olsun.

      Kayış koptu burda huur çocu jsjshahsjddjsjshahhzjcjznzhd
      ···
  10. 10.
    +6
    ilk dersteyiz. hagrid gerzeği bize hipogrif gösteriyor.
    işte eti mükemmelmiş, tek hipogriften 500 kg löp et çıkıyormuş, hem de sadıkmış vs.ayriyeten istediğin zaman binip uçabiliyormuşsun falan filan.
    malfoy sevmek için elini uzattı, hipogrif malfoy'u ısırmaz mı!
    bu hipogrifler 5 yaşına gelince sahiplerini yiyor lan, acil önlem alınmalı! hemen şikayet dilekçesi yazdık bakanlığa. neyse, malfoy'un kuduz aşısı olması gerekiyordu, oradan kaptık izni. 1 ay boyunca londra'ya gidip geldik.

    bu arada lupin, karanlık sanatlara karşı savunma dersini veriyor.
    kaldırdı beni tahtaya, diyor ki "sana kalkan büyüsü gösterecem. hadi bana bi lanet yolla." mırıldanarak altyazı büyüsü söyledim, fak yu! dedim. altyazı çıktı hemen: lanet olsun diye ahahaha ama var ya snape mineyp falan kapının aralığından izliyor, o bile yerlerde ahaha.
    neyse, dedi ki "biraz ciddiyet lütfen!" neyse bir iki sectumsempra falan gönderdim, it herif hemen protego diyor engelliyor falan. baktım böyle olmayacak, asayı deynekle vurur gibi sallayarak yine bunun üstüne üstüne yürüdüm. kai kai diye yasak ormana kadar koştu ahahahah ama var ya nası gülüyoruz... snape geldi slytherın'e 100 puan! diye bağırdı.
    ···
  11. 11.
    +6
    beşinci yıl:
    artık bu kadar skandaldan sonra dumbledore'u denetlemesi için müfettiş gönderdiler.
    umbridge adında, pırıl pırıl idealist bi kadın.
    daha ilk dersten "bu yıl karanlık sanatlara karşı savunma dersinde tamamen kuramsal çalışacağız, asa kullanmayacağız."
    oh be! alkışladık. sonra bizim kolpacı bi kehanet hocası vardı her gün burç muhabbeti yapan. işte onu görevden aldı.
    hagrid ayısına kısıtlama getirdi. metroyu kapattı, hogwarts express'i geri geldi. dambi büfe'yi kapattı. okul yine muhteşem bi hale geldi. bu arada voldemort da siyasete atıldı ya, dumbledore nası tırsmış bi görseniz ahaha
    ···
  12. 12.
    +5
    bi gece çok acıktık malfoy, crabbe, goyle ve ben. canımız acaip piliç çekti. hogsmeade'teki mekanlar akşam 10'dan sonra süpürgeli kurye yollamıyorlar ya, dedik baykuşhaneye inelim. neyse ben mangal büyüsü yapıp ateş yaktım, malfoy da besili bi baykuş'u vurdu avada kedavrayla. kuş ron'unmuş, cimri şerefsiz bizi mahkemeye verdi! malfoyların bi hipogrifi vardı, baykuşhanedeki baykuşları tehdit ettirdik hipogrife, hepsi yalancı tanıklık yaptı da kurtulduk. tabii duruşmalara girmek için sihir bakanlığına gittik. bakın biz merdivenleri iniyoruz, bu ron harry falan hep özürlü asansörünü kullanıyor. böyle insanlar işte bunlar.
    ceza almadık ama intikam almak istiyoruz. bunlar gerizekalılar dumbledore'un ordusu adında fayt kılap gibi bi şey kurmuşlar.
    ulan harry! * özenti herif, onları ispiyonladık. hepsi ceza aldı.

    zaten bu hogwarts'ta hayvan hakları savunuculuğu da bi garip. grifindorların zaten hepsi hayvan düşmanı ama yine de bazıları çabalıyor, çok komik oluyor.
    mesela dukan diyeti ayağına yemekhanede hipogrif etlerini ekmeksiz yutan hermione erit'e niye üye olmuyon hayvansever deyil misin demiyor mu bana ahahaha! ulan ben olmasam 3. yıl dumbledore sirius'u öldürecekti lan. sirius daha kaçak, herkes bunu arıyor. dumbledore bahçeye zehirli kıyma koymuş, neymiş sirius okul çevresindeymiş. çıkardım asayı, hiç düşünmeden sıktım dambi'ye. şerefsiz suçlu olduğunu biliyor tabii, karşılık bile vermedi. hemen kaldırdı zehirli kıymaları cani herif. zaten bu herife o kadar dahi mahi diyorlar, biz bunun bilgisayarını hekledik. bi görseniz var ya, komedi! adamın mailinin şifresi fawkes! hogwarts'ın anasayfasına bile girmek için google'a hogwarts yazıp öyle giriyor ahahahah!
    ···
  13. 13.
    +5
    neyse, okul bitti. malfoy'un ailesi ile benimkiler tren istasyonundalar.
    malfoy'un babası delirmiş. malfoyların ev cini varmış, onu çalmış adamdan potter.
    ben anladım ki bu sihir dünyasında insan olarak bi yere gelinemiyor. kötü olacaksın arkadaş!
    "takma kafana be lucius abi.. dobby; insanların özel mülklerine izinsiz girip suç işleyen, sigortasız çalışmak isteyen, çorap fetişinden muzdarip çok tuhaf bi hayvandı.
    bundan sonra dark side'tayım. pislikle uğraşırken ben de kirlenmek istiyorum abi... emrindeyim!"
    ···
  14. 14.
    +5
    quidditch maçı yapıldı bi gün. ben yine dürbünle izliyom. hakemin o yöne bakmadığı bi anda harry'nin yanından bi slytherin uçarak geçti, harry kendini süpürgeden yere attı! artık nası planladılarsa harry düşerken dumbledore büyü sıktı, harry yere çok yavaş indi. hakem kırmızı kart çıkardı bizim oyuncumuza böyle faul yapılır mı diye! biz delirdik bağırıyoruz falan, ruh emiciler bile sahaya daldı protesto etmek için.
    ertesi günkü gazete manşeti: ruh emiciler sahaya dalınca harry potter süpürgesinden düştü...

    intikam almak için belediyeyi aradık, gelip lupin'e küpe taktılar.

    yine de hakkını yememek lazım. lupin o kadar akıllı bir kurt kırması ki doğru bir eğitimle 250 büyüye kadar öğrenebiliyor. harry'de bu sayı iki: accio ve expelliarmus.
    ···
  15. 15.
    +5
    bu arada okulda puan sistemi var. biz çakıyoz gryffindorlara. aramızda yüzlerce puan fark var.
    artık okulun son günü geldi. bizi geçmelerinin hiçbir şekilde imkanı yok.
    neyse, ben tuvalete gittim. ron'la harry geldiler, benim içeride kabinde olduğumu bilmiyorlar. nası gülüyorlar ama.
    diyorlar ki
    "olm dumbledore son puanları açıkladığında snape'in yüzüne çok dikkatli bakıp düşünseline çıkartacam ifadesini, 10 yıl gülecem!" "dumbledore'a helal ama bizi şampiyon etmek için cidden güzel kumpas kurdu!"
    "3 başlı köpeği nasıl uyuttuysa hayvan uyanamadı bi daha! az önce arka bahçeye gömdüler."
    "lan çoban matıyla yendim o devasa satranç takımını. level'ı nası kolaylaştırdıysa dumbledore!"
    ben anladım ki dumbledore bunları şampiyon etmek için kahramanlık yaptırdı, başka çareleri kalmamıştı çünkü, aramızda yüzlerce puan farkı var...
    masalarımıza geri döndük. salon kalabalık, salon heyecanlı.
    dumbledore kalktı ayağa. işte "dün harry, ron ve hermione okulu kurtardı. bi hocanın sarığının içine voldemort gizliymiş, harry sayesinde hin emellerine ulaşamadı. köpek için bilmem kaç puan, satranç için bilmem kaç puan, okulu kurtardıkları için bilmem kaç puan... "
    ve şampiyon oldular.
    hemen snape'in yanına gidip anlattım olayları.
    "sakın ama sakın kimseye anlatma! hafızanı silerler, akıl hastanesinde çürürsün... " dedi ve gözyaşlarımı sildi elleriyle, sevgi dolu bi sesle ekledi "haklıların mahkum edildiği bir ülkede, bütün doğruların yeri cezaevidir. unutma." bileğine sectumsempra'yla attığı façayı gördüm. "hocam neden bileğinize lilim diye faça attınız? lily kim?" diye sordum. uzaklara baktı... suskunlaştı...

    ilk yıl bitmişti, haksızlıklara karşı savaşacağımız 6 yılımız daha vardı...
    ···
    1. 1.
      +3
      Sectumsempra ile atılan façada koptum amk ahdhdhsjgkfdc
      ···
  16. 16.
    +5
    bu arada teknoloji bu kadar gelişmişken halen baykuşta, parşömen kağıdında, dolma kalemde ısrarcı olmak resmen hipsterlık başka bir şey deyil.

    bu yıl hızlı geçti. anlatmaya değer bir tek şu var:
    sene sonunda dumbledore bakıyor hem eli komple simsiyah, ölecek. hem de hakkındaki yolsuzluk davalarından falan yırtmasının tek yolu ölmesi. intihar etmek için astronomi kulesine çıkıyor. snape bunu engellemeye çalışıyor. hatta o derece ki bellatrixler falan da geliyor atlamasın diye ikna etmek için. o kesimle de arası iyi ya voldemort'a önceki yıl ödül verdiği için. yok diyor intihar edecem. snape tutmaya çalışırken bu atlıyor ve snape hocamız aşağı itti diye yalan laf çıkarıyorlar... dumbledore ölünce hakkındaki tüm davalar da düştü, oh ne güzel.

    cenaze günü hepimiz toplandık.
    dumbledore'un anka kuşu vardı fawkes diye, cenazede "abi kuş benim", "bahçede boş kümes var zaten" diyen bin tane insan vardı. cenazeden sonra hepsi kayboldu tabii, kuşu hogsmeade hayvan barınağı'na aldılar. hayvan arada bi kendini yakıyor diye o kadar dedim altına gazete sermeyin, yere sıçsın ne olacak diye ama dinleyen kim? hogsmeade hayvan barınağı'nda yangın çıkarmış! uyuttular güzelim hayvanı.

    işte hogwarts böyle bir yer.
    ···
  17. 17.
    +5
    birkaç hafta sonra burs ofisine gittim. belgeleri toplamıştım. zaten ailem dar gelirli, kesin bi şeyler çıkar diyorum. bi girdim, içerisi weasley dolu! dumbledore benim belgelere baktı ve "yine senin durum iyi, bak senden çok daha kötü durumda olanlar var. memur baba+7 çocuk!" diye weasley'leri gösterdi. "sana dambi büfede geçen indirim kuponu verebilirim ancak." deyip yolladı. ağlayarak çıktım, malfoy gelip elini omzuma attı. "bizim malfoylar holding var, sana burs kesin çıkar oradan." dedi. gözyaşlarımı silerek gülümsedim, teşekkür ettim.
    ···
  18. 18.
    +5
    üçüncü yıl:
    bütün yaz televizyonda sirius black'in haberleri izledik. babam dedi ki "bak okulda iki tane it vardı, biri bu biri de lupin. lupin kurt kırmasıydı ama bu sirius direkt karabaş"
    bu sirius, james'i voldemort'a satmış, bir sürü masum insanı öldürmüş, şimdi de hapisten kaçmış.
    ahaha ulan dedim potter yusuf yusuftur şimdi bakalım ne olacak. bu yıl çok eğlenceli geçecek gibi görünüyor.
    bu arada yazın harry kim 500.000 galleon ister'e çıktı. slytherin'in simgesine solucan dedi, daha ilk soruda elendi ahahah gerizekalı cahil.
    ···
  19. 19.
    +5
    dördüncü yıl:
    okula gelince öğrendik, ateş kadehi turnuvası varmış ve beauxbatons geliyormuş!
    aahaha ulan tabii hasta oldular malfoy'la bana, bırakamıyorlar bizi.
    salona bunlar girer girmez malfoy'la ben kalktık ayağa, sarıldık beauxbatons kızlarıyla, tüm okul bizi izliyor!
    durmstang bi geldi, itü makina lan resmen! bu yıl da çok eğleneceğiz belli oldu.
    masaya oturduk beauxbatons kızlarıyla. ron bizim masaya geldi, alakasız bi slytherin öğrencisine soru soruyor işte "kalın uçlu nokia şarzı var mı?" diye. lan dedim git ihtiyaç odasına, orada vardır abaza! beauxbatons kızlarını yakından görmek için bulduğu bahaneye bakın gerizekalının...

    viktor krum da tam abaza çıktı. tamam anladık ingilizce bilmiyon ve "benim tıvaytır'da 10.000 takipçim var" diyerek veela yemeye çalışıyon ama tıvaytır ne lan?

    bu arada ruh hastası bi hoca geldi alastor moody diye. başı gözü ayrı oynuyor yavşağın. daha ilk derste alıp örümceğe eziyet etti. bu gryffindor mezunlarının hepsi mi böyle ya? neymiş; eski komandoymuş, bir sürü ölüm yiyen avlamış, süpürgeden süpürgeye atlarken havada asa değiştiriyormuş. ya dedik yürü git ahahahah!
    ···
  20. 20.
    +5
    gilderoy lockhart diye bi hoca gelmiş. ders başladı, yavşağın teki herif.
    harry ile sürekli sidik yarıştırıyorlar.
    bu diyor ki ben gittim bilmem nerede kurt adamları öldürdüm, kitaplarımda yazıyor.
    harry diyor ki ne var ben de voldemort'u öldürdüm.
    gilderoy diyor ki benim 100 tivitim var ama 100.000 takipçim var.
    harry diyor ki benim sıfır tivitim ama 1.500.000 takipçim var.
    ahaha lan bunları izlemek acaip zevkli lan, gerizekalılar.
    neyse çıktık dersten, yürüyoruz.
    bi baktık harry, hermione ron üçlüsü bi kedi heykelinin başındalar.
    altta da yazı var "sırlar odası açıldı akıllı olun" diye.
    hademe geldi, onun kedisiymiş. "allah da sizi taş etsin canileeeer" diye zılgıt çekmeye başladı.
    ulan dedim ağaca arabayla girdiniz, üç başlı köpeği öldürdünüz, ejderha alıp sıkılıp barınağa gönderdiniz kediden ne istediniz hayvan düşmanları!
    çektim asayı, girişecem.
    harry baktı ortalık karışıyor, hemen yara izini tutup "ahh acıyor ahhh" falan diye kendini yere attı.
    dedim "kalk lan ayağa john lennon kılıklı!"
    sonra dumbledore geldi, zütürdü bunları...

    bu arada düello kulübü kurulmuş, oraya gittik.
    bu gilderoy şekil kasıyor, snape ile düello yapmaya kalktı.
    snape başganımız buna bi expelliarmus çaktı var ya ahahahah
    ama ne yazık ki potter gerizekalısı kullanabildiği tek büyüyü böylelikle öğrenmiş oldu. ileriki yıllarda da sadece bunu ve accio'yu kullandı. adamın kapasite iki büyüyü kaldırabiliyor ancak. üçüncüyü öğrenmek istersen bunlardan birini unutması gerekiyor.
    sonra malfoy'la harry çıktı döğüşmek için. malfoy yılan çıkardı asasından, adam tam slytherinli ya! *
    harry şerefsizi başlamaz mı yılanla dedikodu yapmaya!
    hemen millet etkilendi falan, neyse düello bitti. çıkışta ron "harry bana da öğret nerede kursa gittin" diyor. harry şerefsizi gittiği kursu söylemiyor. "abi dil öğrenim seti indirmiştim torrentle, içinden yılan dili de çıktı ama ben öğrendikten sonra windows çöktü her şey silinmiş. şimdi de kapattılar o torrent sitesini" diye kolpalıyor.
    ···