/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +8 -1
    Kahrımdan öleceğim artık yazmasam için için kan ağlamaktan kuruyacağım. Derdimden kendimi şu bağlı olduğum serumlarla boğacağım yemin ederim banyoda tüm suyu ciğerlerimi çekeceğim. Hiç iyi değilim. Ruhsal olarak bittiğim gün bugün.
    Ben önceden intihar etmeyi acısız ve kısa bir ölüm şekli zannederdim. Ve eğer başarısız olursam ailem benden ömür boyu utanacak, çevrem benim asosyal bir aciz olduğumu düşünecek diye çekinirdim.
    Anlatmadan önce belirtmem gereken nokta çok önemli. Ben zaten hastaydım ve tedavi sürecinde çok acı çekiyordum. Zor katlanıyordum. Yani hep öleceğimi düşündüğümden, intihar benim acımı dindirecekti. Ama çok farklı bir sonla karşılaştım.
    ···
  1. 2.
    +4
    Sürekli bir hastalıkla savaşıp onu yendiğinizde hayata sıkı sıkı tutunur gibi yapıyorsunuz ama içten içe yorgun hissediyorsunuz. Ben de böyleydim. Oh be çok iyiyim diyordum ama hayattan alacağım var gibi hissediyordum.
    Daha önce de çok acılar çektim. Eski sevgilim tarafından dövüldüm, işkenceler gördüm. Kime güvensem bu hayatta yanıldım. Hep bir şekilde yalnız kaldım. Dışarıdan bakıldığında elinde herşeyi olan, her istediğini elde edebilecek, şımarık ve küstah biriydim belki. Ama içimde hep ekgib hep yarım hep küskündüm. iyiyim diye sevinmem bile hata olmuştu. Bir aya yakın bir süreyi sağlıklı ve mutlu geçirmiştim. Ondan sonra da hastalığıma nerdeyse iki gün içinde yeniden yakalanmıştım. Hastalık umurumda değildi ama tedavide çektiğim acıları yeniden yaşamak istemiyordum. Öyle zor geliyordu ki uyutulup gitmek istiyordum hastaneye. Her gidişimde saatlerce ağlayıp eve dönerken zar zor nefes alıyordum.
    Yeniden hastane ziyaretlerine başlamam sorun değildi ama babam o günün sabahında arayıp hastaneye yatış yapacağımı eve artık sadece 3 gün gelebileceğimi söyledi. istemediğimi söyledim ağladım sızladım ama mecbur olduğumuzu sadece 2 hafta dayanacağımı söyledi.
    iyi olacağım varsa da hastane fobim yüzünden daha da kötü oluyordum. Günüm bu kadar kötü başlamışken aşık olduğum çocuk bir anda günaydın dedi. Zaten bütün gece uyku tutmadı içim içimi yedi. Beni sevmediğini adım gibi biliyordum. Son günlerde sürekli ağlıyordum. Bana acıyor diyordum. Zavallısın diyordum. Gün aydın değildi benim için. Konuşmaya başladık. Ona ne kadar kötü olduğumdan bahsetmedim. Çünkü artık bir ezik gibi bana acınmasından nefret ediyordum. Sevmiyorsa sevmiyorum diyecekti. O beni sevmese de severdim zaten. Ne diye bana yalanlar söylüyor saçma sapan oyunlar oynuyordu? Nasıl ödeyecekti bunun bedelini... Yine de sinirlenemedim ona. Nasıl bu kadar kör olabildin dedim kendi kendime. Tek suç benimdi. Bu dünyada kimseyi böyle sevmeyeceksin kendinden fazla. illa acı çektiriyorlar. Gerçekten sadece sevenler böyle dertli oluyor. Buna nasıl isyan etmeyeyim haliyle kendimi kaybettim bunları düşündükçe.
    ···
  2. 3.
    +1
    Anlat dostum
    ···
  3. 4.
    +4
    Bu hayatta her sorunu atlatmıştım her derdi yeniyordum. Ama gururumu yenemiyordum işte. Açık açık sordum. Kandırılmayı, salak yerine konmayı daha fazla hazmetmeye niyetim yoktu çünkü. Bana kızlara karşı güven problemi olduğunu yazmış. Benim zaten bu hayatta güven sorunum hiç yoktu, bana hayat toz pembeydi. Birine güvendim ölümden döndüm komalık oldum, birine güvendim istanbul’da yapayalnız kaldım kız başıma. Hayatta iki insana şans verdim onlar da bana hayatımın dersini verdi. Ama ben seni sevdim geri zekalı diyemedim. Bir gün önce bana senin kadar güzel bir kızın benimle ne işi olur, seni ilk gördüğümde bu kızla ben imkansız demiştim diyen kişi neye güveniyordu da şimdi karşıma güven diye geçmişti. Ben peşimde onca insan varken ona aşık olmuştum. Ölürken bile gülüşünü görsem hayata dönerim diyordum. Hoş hala öyle ama artık ölmeye bile hevesim kalmadı.
    Aynı gün saçlarımın beyazladığını gördüm ve sabah da uçuklarla uyanmıştım. Hayatımda uçuğun ne olduğunu ilk kez görüp yaşamıştım. Durmadan burnum kanıyordu ve bu da beni daha da streslendiriyordu.
    Bana pes etme diyordu. Pes etmeyeyim de ne yapayım? Bu hayata sıkıca tutunup kiminle mutlu olayım? Aileme sürekli yük olduğumu onları üzdüğümü düşünüyordum son günlerde.

    Annem benim enfeksiyon kapmamam için her türlü önlemi alıyordu. Herşey defalarca yıkanıyordu. Çoğu şeyi ilk kez benim için kullanıyorduk. Kıyafetlerim her giyişimde mutlaka ütüden geçiyordu. Her bardağım defalarca yıkanıyordu. Benim saçımı okşarken bile ben hasta olmayayım diye maskeyle yatıyordum kucağına. Ama onları yormuştum.
    ikisi çok mutluydu. Hayatım boyunca onların mutluluğunda ve büyük aşkında hep kendimi fazla görüyordum zaten. Hasta olunca da onların mükemmel hayatına bir gölge gibi çökmüştüm.
    Benim yüzümden çok üzülen annem artık sakinleştirici kullanıyordu. En ufak bir kavgada veya haplar yüzünden yaşadığı her sorunda bana "senin yüzünden" diyordu. Sonra ikimiz de ağlıyorduk. Yaprak dökümü gibiydik :(
    Onları düşünüyordum. Aşık olduğum kişiyi… Üzülüyordum. Yaşadıklarımızı düşünüp değil. Yaşamadıklarımızı. Yaşayamadıklarımız ve yaşayamayacaklarımızı düşünüp üzülüyordum. Hayallerimiz bile gerçek değildi, sözler sahteydi. Tutulmak için değil avutmak için verdiği sözleri. Bir çocuk gibi kandırmıştı beni. Sebepsiz biter miydi aşk? Yalandı herşeyi.

    Pes edecektim. Ailem kurtulacaktı. Kimsesizdim bu dünyada. Ve bir yük gibi kalmıştım ailemin başına. Çaresiz hissettim. Çok acı çektiğim için uyuyamadığım zamanlar uyku hapı kullanıyordum. Son bir şarkı açtım. “Vazgeçemem senden, bir ömür geçse böyle, ardından yalvararak… “ hapları birer birer yutuyordum. Günlerdir bir şey yememiştim hatta su bile içmiyordum. Midemin o hapları tutamayacağını düşünüp hemen yatağıma yattım. En yakın arkadaşımı aradım. Kafam dağılır kusmam belki diye bir umutla.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 5.
    +4
    Vedalaştım onunla da. Biraz iyi hissediyordum. Uykum gelmişti hemen kapattım telefonu. Huzurla ölmek istiyordum. Yalnız ve sessiz. Keşke biraz halim olsa da beni bulamayacakları bir yere gitsem diyordum. Beynim öyle bir uyuşuyordu ki ne yaptığımı kontrol edemiyordum. Oysa hemen uyumak istemiyordum. Biraz düşünmem gerekiyordu. Onu asla affetmeyecektim. Onun zaten umurunda olmazdım. Peki ailem beni affeder miydi? Onun gülüşünü düşünüyordum, annemin benden sonraki halini hayal ediyordum, babam bensiz ne yapar diyordum… Bari bir dua etsem derken kendimi balkonda buldum. Bir anda bıraktım kendimi yere. Yağmur yağıyordu. Öyle güzeldi ki. Gözlerimi son kez açtım. Bir yağmur damlası tam gözümün içine damladı. Ve gözlerimi tekrar kapattım.
    ···
  5. 6.
    +4
    Şimdi keşke ölseydim diyorum. Ailem beni bulduğunda ilaçların bir kısmını kusmuşum. Sinir sistemim çöktüğünden olabilir ya da normalde de midem katı şeyleri kabul etmiyor belki de ondandır. Biraz daha geç kalsaymışız kalıcı hasarlar oluşabilirmiş. Buna rağmen gözlerimi ilk açtığımda göremiyordum. Kör oldum sandım. Uzun süre konuşamadım. Hatta elim ayağım bile hissizdi. Uyku hapı yerine başka bir hap kullansaydım ya hasarsız kurtulurdum ya da ölürdüm. Ama uyku hapları yüzünden ölmedim süründüm biraz.
    Uzun süre kömür sıçmak, ağzınızın yüzünüzün simsiyah olması. Hatta burnunuz aktığında bile simsiyah bir manzarayla karşılaşmak. Sırf intihar ettiğiniz için sizden nefret eden hemşire ve sinirli doktorlar, günlerce burun ağrısı ( o korkunç temizleme borusunu midenize kadar sokuyorlar maalesef ) , baş ağrısı, deli muamelesi yapan pgibologlar, ağlayıp üzülen aileniz, meraklı arkadaşlarınız, durumdan istifade etmek isteyen talipleriniz ( çiçekleri satar deli para yaparım derseniz 14 şubatta intihar edin ben kaçırdım fırsatı ), eğer biraz ciddi ise durum iflas etmiş bir böbrek ( benimki bir, ona da şükrediyor insan ) gibi gibi korkunç şeyler sizi bekleyecek.
    Ayrıca ben uyanana kadar hep sanki uyanık gibi hissettim. Ölü olduğumu ama insanları duyduğumu düşünüp çok fazla stres yapmış olabilirim bu yüzden uyurken de çok burnum kanamış ve hatta ağlamışım. Kabus gibi düşünebiliriz bunu sanırım. Uyanamayacağımı düşünüp kendimi zorladığımdan olsa gerek. Hala kaslarım ağrıyor. Yağmurda da bir saate yakın yatınca üşütmüşüm. Biraz da soğuk algınlığı var.
    ···
  6. 7.
    +4
    Şimdi daha da kötü ve güçsüz halimle yeniden hastalığımla savaşmaya devam ediyorum.
    Yine olsa yine yaparım diyemiyorum ama o an başka kurtuluş yolu da bulamamıştım. Bir umuttu ölmek. Yine bir umut. Değişen tek şey artık ona gitmek yerine onu bekliyorum. O şarkı hala “ unuturum sandım, zamana bırakınca, seni nasıl sevdiğimi… “ diyor. Bazen sesi kısıp bazen açıyorum. Hala bir iyi bir kötü hissediyorum.
    Ne yazık ki hastaneleri artık daha sık görüyorum. Acısız ve kısa değil, acılı ve uzun bir ölüm yoluymuş meğer cana kıymak. Hangi ölüm kolay olabilirdi ki zaten?
    Ailemle nasılım? Ailem her zaman her hatamda yanımda oldu. Bu kez de beni yanıltmadılar. Elimi hiç bırakmadılar. Onlardan çok özür diledim onlar da benim affımı dilediler beni yine büyüklükleriyle mahcup ettiler.
    Onların bir suçu günahı yoktu ben güçsüzdüm sadece.
    ···
  7. 8.
    0
    hikayemi yazıyon gerçekmi ben anlayamadım arada kaldım aydınlat.
    ···
    1. 1.
      +1
      gerçek ya böyle mutsuz hikaye mi olur kara büyü gibi
      ···
    2. 2.
      +1
      üzdün valla.
      ···
      1. 1.
        +1
        ölemediğime günden güne ben de çok üzülüyorum artık
        ···
  8. 9.
    +4
    Onunla nasılım? Onunla imkansız olduğumuzu ben de biliyordum. Bu dünyada başkasının olabilirsin, öbür dünyada tek dileğim sen olacaksın diyordum. Umutlu hayaller bile kuramıyordum. Benim aşktan yana şansım olmadı çünkü kaderde yoksa olmuyor. Böyle umutsuz bittik işte. Ben onun için önemsiz biriyim. O benim hayatımın karanlık tarafındaki tek ışık. Ama aydınlığa kavuşamayacak. Bittik bir kere.
    Kafamdan tamamen silerim diyordum. Bunu bana nasıl yaşatır diye ona kızmaya çalışıyordum ama olmadı. Whatsapp fotoğrafına bakıp bakıp ağlıyorum. Neden diyorum. Kafamı yastıklara gömüp bağırıyorum. Yine de gülüşünü öpüp öyle uyuyorum. Ya bir insan gerçekten nasıl bu kadar salak olabilir? Beni de Allah yaratmadı mı ya? Ben neden birisi yüzünden böyle acılar çekiyorum. Gerçekten düşünmekten kafayı yiyeceğim. Hala aptal gibi hayal kuruyorum. Giderim yanına diyorum. Sarılırım ben seninle herşeye razıyım nolur bırakma beni diyeyim diyorum. Hayallerimde bile sevgilisi geliyor. Sevgilisi yok aslında ama ben ona kavuşana kadar sevgili yapıyor ya drama bakar mısın. Kıza yok ya bu kuzenim benim eheh diyerek gidiyorum falan. Allahım neden hayallerim bile bu kadar acıklı? Hadi mutlu aşkı bulamadım niye mutlu hayal kuramıyorum?
    ···
  9. 10.
    +4
    Yine de…
    Şimdi en azından nasılsın sorusuna “ Bugün biraz daha kötüyüm. “ diyebiliyorum. Halimden anlıyorlar. Canından bile vazgeçecek kadar kötü diyorlar.
    Ama benim neden bu hale geldiğimi hala nasıl kötü olduğumu hala nasıl ölmeyi istediğimi kimse bilmiyor.
    Yemin ederim hayata dair bir tek umudum kalmadı. Bugün iyi gibi davranmaya çalıştım. Cidden uğraştım. Normale dönmüş gibi yapayım dedim ama olmuyor ya. Bana birşey olmuş gerçekten. Tutunamıyorum. Sanki acilen hayata sıkı sıkı tutunmam gerekiyor ama ben felç olmuş gibiyim tutunmayı bırak hayat yanımdan geçip gitse göz ucuyla bakamam. Ya gerçekten o kadar korkuyorum ki ömür boyu hastanede kalmak istiyorum artık. Kendimi çok canice öldürmekten korkuyorum. Kendime acı çektirmek korkunç bir şekilde ölmek istiyorum. Delirdiğimi düşünürler diye kimseye anlatamıyorum ama aklımı kaybettim.
    ···
  10. 11.
    +2
    Herkesin benden duymak istediği tek şey "iyiyim". Ama bunu demek bana öyle zor geliyor ki. Kendimi olmayacak bir hayale kaptırdım. Belki hastayım diye hiç bulaşmak istemedi bana. Belki bana acıdı. Düşündükçe damarlarım acı doluyor. Hasta olmaktan nefret ediyorum artık. Hep ekgib hissediyorum. Yaşadığım acılar yüzünden saçma sapan bir hastalığa kapıldım hastalığım yüzünden saçma sapan acılar yaşamaya başladım. Böyle bir döngü yaşamam şart mıydı Allahım? Yaşamıyorum sadece mücadele ediyorum.
    ···
  11. 12.
    +8
    Allah var, gam yok!
    insanı en mükemmel şekilde yaratan Allah, ona sayısız nimetler de vermiştir. Bu nimetlerin içinde en önemlileri beden ve ruh sağlığıdır. Fakat Allah Kâbıd ve Bâsıd olduğundan bazı kullarına çeşitli dertler de verir. Bu dertler onların sevabını arttırır, onları cennete layık duruma getirir.
    iyilikler de kötülükler de insan içindir. Dünyada çeşitli nedenlerle bazı nimetlerden yoksun kalınabilir. Allah, “iki gözünü alarak imtihan ettiğim kulum sabrederse o iki gözün yerine ona cennetimi veririm.” buyurmuştur.
    Tanıdığım bir genç trafik kazası geçirince, iki ayağını birden kestiler. Onun için büyük bir üzüntü oldu. Çalışamıyor, gezemiyor, oturup Kur'an öğrendi. Evvela namaz surelerini ezberledi, cesaret geldi, ilerledi, hafız oldu. Şimdi bu genç, haramlardan uzak kalmış, helal dairede yaşamaya başlamış; bu kayıpla beraber gelen mükâfata bakınca bu hale felaket denilir mi? Haram yok, helal çok.
    Dikkat edilirse gülün içinde diken yok. Dikenlerin içinde gül var. O haşin dikenlerin içinde goncanın, gülün olması ne büyük hikmettir.
    Allah, dert verir imtihan eder, derdi alır sağlık verir imtihan eder, zenginlik verir, fakirlik verir, hastalık verir, sevdiklerimizi elimizden alır imtihan eder.
    Bir süre önce kargodan bir kitap düştü masama: “Sessiz Dua”. Seneler önce felç olduğu zaman kendisine kırk beş gün ömür biçilen biyoloji öğretmeni Ufuk Aktunalı kardeşimin hikâyesi.
    “… Görüyorsunuz aslında hiç boş vaktim yok.” demiş kitabında. “… Başıma geçirilen bir şapkaya 50 cm uzunluğunda bir çıta monte edildi; bilgisayarın harflerine tek tek basarak, tabiri câiz ise didikler gibi yazılarımı yazıyorum... Gözlerimle konuşuyorum, harfleri sayıyorlar, hangi harf ise gözlerimi kırpıyorum. Böylelikle harflerden kelime, kelimelerden cümle kurabiliyorum. Gözlerimle namazlarımı kılıyorum. Abdesti teyemmüm yoluyla alıyorum. Ben kendimi itikâfta hissediyorum. Günlük takip ettiğim bir çetele var. Böylelikle uykudan arta kalan zamanda ibadetle meşgulüm. Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar yoğun ibadet etmedim... Haliyle geceler çok bereketli geçiyor…”
    Sayfaları çevirdikçe gördüm ki hastalığın çirkin yüzünde rahmet çiçekleri açılıyor…
    Allah kulunun bir tarafını alırsa başka kabiliyetler verir. Bu kabiliyetleri nerelerde kullandığınız önemlidir. Bu kardeşim hastalığa, sakatlığa mağlup olmamış. Ümidini de yitirmemiş, yazıp çiziyor, misafir ağırlıyor, yazdıkları kitap haline geliyor, onun geliriyle okuma salonu açılıyor, insanlara hizmete devam ediyor…
    Nasıl ki bahçıvan, ağacı keser, aşılar, ağaç darılmaz, küsmez, meyve vermeye devam eder. Aynen öyle de dertleri değil, şükredecek bunca nimeti görmek lazım.
    Ufuk kardeşimle kader birliğimiz var. Benim de beyin damarım tıkanmış, sol kolum cansız, sol ayağımda yüzde elli can var. Ama Allah bana okuyan göz vermiş, problem çözen beyin vermiş, hatta adam yerine koymuş hastalık göndermiş. Demek ki göndereni düşündün mü, dertler de hediye oluyor insana...

    Hayatta en önemli şey insanın kendini idare etmesidir. insan, hayatı olduğu gibi kabul ederse rahat eder, dert kalmaz. “Bunu bana gönderen, Allah'tır... Bu da geçer ya Hû... ” deyip rahat ediyorum.
    Elhamdülillah felcim, sevabım artıyor. Kütüphanemde oturup kitaplarımı okuyorum, sorulan soruları cevaplıyorum, davet edilen yerlere gidip sohbet ediyorum. Görüyorsunuz ya, hiç boş vaktim yok!
    Sen varsın Allah'ım; gam yok, dert de keder de yok!..
    Elhamdülillah...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      Bu başlığın altına yazarın entryleri kadar yakışan bir entry.Şuku
      ···
    2. 2.
      +4
      gerçekten tam isabet bi entry olmuş. Herkesin bir derdi var ama sabreden derviş muradına erermiş. Çok güzel yazmışsınız okuyunca insan motive oluyor. Bazen insanlar şükretmek nedir bilmiyor. Benim de kendime has bazı sorunlarım var geçen dışarı çıkayım dedim peşpeşe Allah sanki bi işaret göndermiş gibi 3 engelli insan ile karşılaştım. Bizim yerimizde olmayı isteyen nice insan var kim bilir değerini bilmiyoruz. Allah varsa sıkıntılar gelip geçer , zaman ve sabır en iyi tedavi olduğuna inanıyorum. Dua ile herşey daha hızlı değişebilir.

      Gerçekten teşekkür ederim bu entryniz için insanın içini ferahlatıyor ve gözünü biraz daha açıyor. Allah'a emanet olun.
      ···
  12. 13.
    +1
    allahyardım etsin herkese nasıl bakarsanız öyle görürsünüz
    ···
  13. 14.
    0
    Reserved panpa
    ···
  14. 15.
    +2
    Normalde bu tür uzun ve acıklı yazıları okumam a senin yazdıkların hiç bitmesin istedim ve biliyomusun bunları okurken sana hiç acımadım sadece şaşırdım nasıl bu kadar güçlü olabiliyor diye sen hep yaz okuyan olmasa da sen hep yaz..
    ···
    1. 1.
      +1
      Teşekkür ederim gerçekten iyi geldi
      ···
    2. 2.
      +1
      Buradaki saçma sapan insanlara rağmen hikaye ni gerçekten dinlemek isteyen insanlardan biriyim bende sadece. Okumak bize ne kazandırır bilinmez ama yazmak bir insanı çok rahatlatır.
      ···
  15. 16.
    -4
    Anladik bi erkek sevmissin ama o hayatini gibmis simdi gibtir ol git ve intihar et senin gibileri cok gordum bu hayatta
    Edit: bence bir blog acmalisin iyi tutar gelene gecene tesekkur edersin hikayeni dinledikleri icin welcome to life prenses herkesin bir hikayesi var
    ···
    1. 1.
      0
      Ben herkesin bir hikayesi yok demedim. Bu hayatta en mağdur insan benim de demedim. Blog açmama da gerek yok burda paylaşıyoruz zaten. Yine de teşekkürler.
      ···
  16. 17.
    +1
    Aylardır gözümden tek damla yaş düşmedi ama senin yazını okuyunca sağ gözümden aşşağı doğru 2 damla düştü ama farkında bile olmadan biliyo musun. Burda uzun uzun bişeyler yazardım sende aşık olduğum öl dese öleceğim kızın yazma tarzını acılarını gördüm ben o kızı kaybettim ama sen o çocuğu kaybetmezsin umarım ve yine umarım ki hayatın olduğundan daha kötü olmaz
    ···
    1. 1.
      0
      Çoktan kaybettim ama hayatta hep kazanamayız
      Senin de kaybına üzüldüm
      Elimden gelen herşeyi yapmadan onu bırakamam tabi her yolu denemezsem unutamam
      Bu yüzden yine de yüzsüzlük yapıp yanına gideceğim umarım duan kabul olur
      ···
  17. 18.
    +2
    Bazen olmuyor piremses. Mutlu olmanı istemiyor kimse gibi geliyor. Neden varım diyorsun. Seni sevenleri de üzüyorsun ama umursamıyorsun. Kendini bulmaya çalışıyorsun gerekiyor bazen böyle zamanlar. Herkesin bir hikayesi var gerçekten. Hayata dair çok nasihat var sana onlardan bir veya birkaçını yazmayacağım. Her şey sende bitiyor çünkü. istemen gerekiyor. Kendini motive edecek bir şey bul. Düzlüğe çıkacağına inanmaya başla. Ben öyle yapıyorum artık. Bunca yıldır öyle veya böyle ayaktasın. Bu zamana kadar gelmişsin. Çetin cevizsin sen. Devam et.
    ···
    1. 1.
      0
      Teşekkür ederim haklısın
      ···