bir ayrılık iki insan dostlarr, bir ciğer yarası var ki üstümde... durun babamdan bi sigara yakayım cümleleri kafamda toparlayamıyom yoksa. bu hikaye benim en derin yaram dıbınakoyim.

buraya okumanız için sürekli güzel şeyler yazmak isterdim ama ne yazık ki hayatımda sürekli güzel şeyler olmuyor hatta hiç olmuyor amk. en uzun geceler benim gibi yanlızlara kalıyor sürekli.

herneyse 18 yıllık bi geçmişimiz vardı, toyduk ozamanlar eğlencemize bakardık nerde akşam orda sabahtı. yılların nasıl geçtiğini hiç anlamadan büyümüştük anasını satim. bi akşam onu evine bırakırken benden yıllardır hoşlandığını söyledi etki tepki oldu ve bende ondan hoşlandığımı söyledim. ve böylece hayatımdaki iki farklı kadından biri oldu. hayatımda bi kadından sevilmeyi diğerindede sevmeyi öğrendim. aslında iki farklı kadında oydu

herkesin bildiği flört dönemlerinden geçtik o yüzden buralara hiç girmiyorum girmemde doğru olmaz zaten. güzel bi insandı iyi kalpliydi ama acıları onu yanlış yola sürüklüyodu. annesi kaybetmiş çok olmadan üstüne bi kaç sene geçmiş eski sevgiliside onu terk edip başkasıyla evlenmiş sonra da kimseyle birliktelik yaşamamış ta ki bana aşık olana kadar.

dedim ben onun yaralarına merhem olurum acılarını dindiririm herşeyi unuttururum. sonra o da bana yâr olur, gerekirse yara olur ama benim olur diyodum hep. öyle oldu ilk zamanlar herşey çok güzeldi sürekli gezer herşeye gülerdik kafamıza göre yağmurlu havalarda dışarıya çıkar el ele tutuşur ve sokaklarda yürürdük anlıcanız mutlu mesut devam ediyoduk

tabii bu böyle devam etmedi edermi hiç anasını satim ben sevince pgibopatça seviyom nekadar dğru yanlış bilmiyom ama istiyorum ki sadece benimle konuşsun benimle görüşsün ben olayım derkenn kimden kaynaklı olduğunu bugün dahi çözemedim kavgalar etmeye başladık ayrıldık barıştık ayrıldık barıştık o zaten acıları daha yeni olduğu için çok fazla umursayamıyodu hiç bi şeyi

bende hayatımdaki en önemli olay gibi yaklaşıyordum olaylara bu da biraz yıprattı bizi. ilişkinin artık son demlerini oynadığımızı biliyodum. kafayı yicek hale gelmiştim sürekli onunla ilgili kuruntular yapıyodum paranoyaya bağlamıştım

kafamda kurup kurup sonra ona sarıyordum sabaha kadar içip içip sabah kapısına dayanıyodum aşşağı inince de çoğu zaman kafamın güzelliğinden konuşamıyodum zaten hatta çoğu zaman arabayı oraya nasıl zütürdüğümü bile bilmiyorum önümü bile zor görüyodum ama gidiyordum

artık iyice kafayı yiyordum yatıyorum o kalkıyorum kafamda sürekli aynı soruları kuruyorum. hiç dinlemiyceğim müzikleri dinliyourum, etrafımdaki insanlara kötü davranmaya başlıyorum bildiğiniz aşk acısı çekiyorum işte. berbat hissediyorum

ve artık bitirmeye karar verdiğim gününü bile hatırlamıyorum bi gün yine sabaha kadar içtim sabah dayandım kapıya aradım dedim in aşşağıya kapıdayım. 10 dk ya geldi sahile çektim arabayı ben dedim seni çok seviyorum kızım ben seni belki hayatımdaki herkesten çok seviyorum

ama kafayı yemek üzereyim paranoyaya bağladım senin yüzünden kötü bi insan oldum herkese kötü davranmaya başladım hayatımı devam ettiremiyom bakın şimdi söyliyeceğim cümleye dikkat edin bu cümleyi kurarken ciğerimden bir parça kopardım ben

sen benim hayatımda kangren olmuşsun ya şimdi seni kesip atıcam hayatıma bi şekilde ama iyi ama kötü ama ekgib ama fazla bi şekilde devam edicem ya da seninle birlikte bi ömür hastalıklı bir insan olarak hayatıma devam edicem. ben bunu da yaparım da sen dedim buna değmezsin buraya kadarmış bitti dedim ve bitti şimdi buraya yazarken kolay hatta çok kolaymış gibi geliyor

sonrasını merak edenler varsa eğer sonra ilk üç ay gece gündüz içtim çok zor günlerdi hatta acımı burada paylaştığım da çok oldu ilk defa ciğerlerimin acıdığını o zamanlar hissetmiştim ama geçti çok şükür o günler de geçti.

ilk üç aydan sonrası biraz daha kolay geçiyor sonra insan alışıyor zaten unutmak mı? unutmak diye bir şey yok sadece alışıyorsun, şimdi ne durumda mıyım? ne mutluyum ne mutsuz stabil bir hayat yaşıyorum çok şükür mutsuz değilim mutsuzluk bizim gibi insanları hastalıklı bir hale sokuyor. biz mutsuz olunca normalden çok daha fazla içiyoruz bu da bizi yoruyor sanırım.

sonra bir ekim gecesi iş çıkışı arkadaşları tek tek evlerinden alıyoruz kızlı erkekli eğlenmeye gidicez arabanın ön koltuğunda oturuyorum şoför koltuğunun yanı, arka kapı açıldı arabaya biri bindi kafamı arkaya çevirdim tanışmak için ve onu gördüm arkada.

hani insanın hayalinde hep düşündüğü biri olur ya saçı şöyle olsun yüzü böyle olsun gözleri şöyle baksın gibisinden benim ki arabaya binmişti işte kafamı arkaya çevirdim merhaba diyebildim başka bi şey diyemedim hemen önüme döndüm gidene kadar da daha ağzını açmadım ne oldu bilmiyorum bozuntuya vermemek için elimden geleni yapıyodum o ise yeterince rahattı. nutkum tutuldu resmen.

derken bana sevilmeyi öğreten kadın şimdide bana sevmeyi öğretiyor. okuyan herkese eyvallah ederim. gününüz güzel olsun yakın sigaraları, tüm yarım kalmış sevdalara. yakın sigaraları, hayatımızda kangren olmuş tüm insanlara. sonra bir müslüm baba şarkısı yankılanacak kulaklarında çünkü sen geceme gündüz oldun diyecek. geceleriniz gündüze varmayacak.

öyle işte dostlarım bitti diyeceksiniz ama bitmediğini sizden başka kimse bilmeyecek. unuttum diyeceksiniz ama unutulmadığını bir tek siz bileceksiniz. bir yerde gördüğünüzde eliniz ayağınız birbirine karışacak, çok yanacak canınız, acınızı hissetmeyene kadar yanacak. tam bundan sonra bende beni seveni sevip mutlu olucam diye düşünürken aklınıza çok önemli bir şey gelicek. bu filmi daha öncede oynatmıştım diyeceksiniz. herşeyin yalan olduğunu günlerce içtikten sonra anlıycaksınız belki ama hep tecrübe ediniceksiniz bunlardan... sağlıcakla kalın entrym bukadardı kendimi ifade edebildiysem ne mutlu.