Evet beyler başlıkta gördüğünüz gibi beyler çok pişmanım. Pişman olma nedenimi anlatıyorum. Bilen bilir istanbulda üniversite okuyorum. Geçen sene hazırlık okuyordum ingilizce. Bu olay geçen sene başıma geldi. Hazırlığın başında bir arkadaşımla takılıyordum sürekli çok da severdim muallakyi. Neyse gel zaman git zaman birbirimizle çok samimi olduk haliyle herşeyi açmaya başladık birbirimize. Tam olarak o gün kurduğu cümleyi net olarak hatırlıyorum dedi ki "kardeşim geçen kurda bizim sınıfta olan ebruyla çok samimi olduk şimdi kankayız ama ben çok seviyorum onu kardeşim onun için herşeyi yaparım bana öl dese ölürüm o derece bana akıl ver ne olur kardeşim" tabi benim de kız arkadaşım vardı o dönem ayarlamıştım işte. O gün orada birkaç şey söyledim kerataya akşama aradı beni zütü göğe ermişti ne oldu dedim oldu kanka dedi oldu. Tabi ben de çok sevindim hemen sabahına kutlama bile yaptık. O zamanlar kızı da pek tanımıyorum sadece bir kurda aynı sınıftaydık. Ama o günden sonra 4 kişi takılmaya başladık. Ben benim manita ebru ve hakan. Belli bir zaman geçti ben ebruda değişiklikler sezmeye başladım sanki hakandan soğumuş gibiydi. Çok üzerinde durmadım ama zaman geçtikçe ortamda hakana batırdığı iğneler daha da artıyordu. Ben bir konuşayım dedim.

Beyler bu uzun sürecek gibi okuyan varsa rez alsın. Yoksa da kendi kendime devam ederim

Sen bir huur çocuğusun kardeş hemde en adisinden. Ulan her şeyi geçtim de seninle olmak için başkasını kullanan hayatına giren aşık eden sonra da hiç bir şey olmamış gibi gibtir çeken insanlıktan nasibini almamış bir kıza nasıl sevgilim diyorsun. Birbirinizi bulmuşsunuz kardeş olan delikanlı hakana olmuş

Neyse devam ediyorum belki okuyan olur. Okuyan olursa ses versin burada tek başıma gitmiyor amk.

Hakanla akşam tekrar konuştuk dediğim gibi davranmış kıza almış mekana zütürmüş. Bir çocuk gibi sevmiş kızı tabi kız memnun bu durumdan hakanın anlattığına göre. Böyle böyle baya zaman geçti. Ben manitayla ayrıldım ama bunlar hala devam ediyor. Üçlü takılıyoruz sürekli. Ama hakan yine eski haline döndü yavaş yavaş. Tabi bununla birlikte ebru da soğudu ondan. Araları baya bozuldu. Ayrıldılar en son. Ama hakan çok üzgün sürekli ne yapacam ne edecem derdinde bna geliyor. Ben de olum üzlüme yapma etme bir kız için değmez diye teselli veriyorum ama nafile hakan hala ilk günkü gibi seviyor ama kızda en ufak bir istek yok

Sen bir huur çocuğusun neden yaptınız lan hakana bunu

Ebruyla bu olaydan sonra daha yakın olmuştuk ama ben anlıyordum ebrunun niyetini ve zaman zaman akıl oyunları oynayarak kesin kanıya varıyordum: ebru beni seviyordu. Sonrasında birkaç gün böyle devam etti ama bu olaya bir son vermem gerekiyordu. Okulda 2 dersim olduğu bir günün sonunda aldım ebruyu benim sık sık takıldığım mekana zütürdüm. Ve başladım: ne zamandan beridir ebru? Tabi ilk başta salağa yattı ne ne zamandan beridir diyor. Tabi açık olmalıydım bu defa kaçamazdı. Beni ne zamandan beridir diye seviyorsun diye radikal bir soru sordum? ilk başta yüzüne şaşırmış bir ifade takındı ne diyorsun yok öyle bir şey dedi. Ben daha fazla üstüne gittim ve tamam madem bana da herkes gibi davranıyorsun o zaman bir daha görüşmemek üzere kendine iyi bak dedim. Ve kalktım ama hemen koluma yapıştı ve sana da şaka yapılmıyor diye güldü yalandan. Ama yüzüme takındığım sert ifadeyi görünce yumuşamaya başladı yani dökülmeye başladı. Taa okulun en başından beridir seni ilk gördüğüm andan beri hep aynı aşkla sevdim hep aynı şekilde sevdim hatta sen o kız arkadaşınla gezerken tozarken hep seni bekledim belki bir gün bana da dönersin diye. Hep bekledim hakanla da sana daha yakın olmak için çıktım ama aramızda hiçbirşey geçmedi. Bu cümleleri beklemiyordum açıkçası. Böyle gibko bir durum içerisinde kalmak çok zordu. Evet hakanın durumunu en başından beri ebru yaşıyormuş.

Araları iyice açıldıktan sonra ebru beni çağırmaya başladı moralim bozuk diye ama haftada en az 2 gün buluşuyoruz. Ben hakanı sevdiğimden kızın dertlerini dinleyip hakana yönlendirmeye çalışıyorum ama nafile. Yavaş yavaş bu buluşmalarımız arttı haftanın neredeyse her günü buluşur olmuştuk. Ama olay ne ara buralara geldi benim hiç haberim olmadı. Buna rağmen gitmeme de engel olamıyorum çünkü ilk başlarda bunu yapmayı hakana borç bildim ama sonraları tabiru caizse ebruyla kanka olduk. Ebru da bana tıpkı hakan gibi sırlarını anlatmaya başladı. Ben bundan korkmaya başladım çünkü en son bana sırlarını açan kişi şu an en yakın arkadaşımdı ve görünüşe göre ebru da bana çok güveniyordu bu olağan dışı bir durumdu. Şüphelenmeye başladım ve bunun neticesinde ebruyu aradım bir gece hemen açtı telefonu geyiklerden sonra bir ara sıkıştırdım seviyorum kız seni diye. Bu kelimeyi ilk kez ona söylüyordum ve hemen netice vermişti. Ses tonu değişmiş ve şu kelimeler ağzından dökülmüştü: gerçekten mi ben de seni çok seviyorum ne zamandır söylemek istiyordum ama söyleyemiyordum. Ben şok oldum tabi. Ama çaktırmadım yani ebru arkadaş olarak diye saçma bir cümle kurdum. O da bozuntuya vermedi e tabi ben de arkadaş olarak dedi. Olay iyice aşkı memnuya bağlanmıştı.

Okuyan panpam devam mı

Siz değerli panpalarımdan tekrardan özür dileyerek başlamak istiyorum. Evet yaz okulu ve gibko günlerin başlangıcı. Yaz okulunda korktuğum başıma gelmiş ve en çok istemediğim şey olan hakanla aynı sınıfa düşmüştük. Sınfılar 20 kişilikti bu yüzden çok sıkıntı olacağı en başından belliydi. Dersler başladı. Ebru da yaz okuluna kalmıştı ama o ayrı bir sınıftaydı. Hakan ders boyunca bana kilitlenmışti yine. Her ne kadar o tarafa bakmasam da onun bana baktığını hissedebiliyordum. Artık yavaş yavaş kendini toparlamıştı ama o cam kırıkları hala kanatıyordu hakanı. Bir gün daha fazla tutamadı kendisini ve yanıma geldi oturdu. Şefkatli bakışları vardı ya da bana öyle gelmişti. Gel beraber mekana gidelim en azından bu kadarına hakkım var dedi. Hakanın böyle suçlu gibi konuşması beni daha da derinden yaralıyordu ama soğukkanlılıkla gidelim dedim. Gittik oturduk. Hakan en azından en sonki konuşmamızdan daha sakin ve dingin durumdaydı. Tabiiki herkesin aklına gelecek olağan soru onun da aklına gelmişti. Neden diye sordu mahzun bakışlarla. Bu soru aslında aklıma birçok düşüncenin gelmesine sebebiyet verdi. Evet hakan o masum çocuk kim bilir kaç defa kafasını yastığa gömerek ağlamıştı kaç defa hıçkırıklarla onun en yakın arkadaşının onu terketme sebebini sormuştu kendisine. Kaç defa

Yaz amk musteri arayan huur gibi sorup durma

Neyse devam ediyorum

Ne diyeceğimi bilemedim tabi. Ebru biz olmayız dedim olamayız. Hakan seni senin beni sevdiğin gibi seviyor bunu biliyorsun. Ona ihanet edemem dedim. Ama aşk denen taktan şey onun da gözünü kör etmişti. Ban bir şans ver diye yalvarıyordu. içimdeki şeytan ver diyor melek ise verme diyordu çık git bir daha da görüşme doğru olan da bu diyordu. ilk kez o zaman ebruya alıcı bir gözle baktım çok güzel bir kızdı hakikaten. Ama o an bişey demedim sadece eve gidip düşüneyim dedim. Eve geldim 3 kişi kalıuoruz evde okuldan arkadaşlar diğer ikisi de. Murat ve Abdullah. Direk odama çağırdım bunları ne yapayım diye sordum. Murat abi yapma böyle birşey kıza yüz verme bak bir kızın dostluğuna ihtiyacın yok kendi en samimi arkadaşını atma dedi ve bu bana çok mantıklı geldi ama Abdullah hiç konuşmadı sadece muratı onaylar gibi kafa salladı. Murat çıktı odadan ve abdullah oturdu yanıma. Hacı dedi biliyormusun yaklaşık olaraj böyle bir olay benim de başıma geldi. Şimdi kim ne derse desin sen en son hiçkimseyi dinlemeyeceksin ve kıza gideceksin çünkü ben de öyle yaptım kendine engel olamazsın kız senin aklına girecek dedi. Ama ne olursa olsun ben hep senin yanındayım hacı diye de ekledi. Aklım allak bullak olmuştu beynimin içinde filler gibişiyordu ve uykuya daldım

Biraz dinlendikten sonra devam ettik yine ama bu kez daha haşindi. ikimiz de daha geç boşaldık. Uzun uzun öpüştükten sonra üzerimizi yavaş yavaş giydik ve aşkımlı canımlı son öpüşmelerden sonra ayrıldık. Evet artık ebruyla sevgiliydik. Bu onu çok mutlu etmişti. O bana en değerli şeyini verip kadın olmuştu ben ise ona henüz birşey vermemiştim. Onu mutlu gördükçe ben de mutlu oluyordum çünkü benim sevgilimdi artık. Hakana rağmen ebruya rağmen sevgilimdi. Evet dostluk bir kez daha binliğe kaybetmişti. Bu kez bunu yapan bendim ama en ufak bir vicdan azabım bile yoktu o zamanlar. Çünkü hep kendimi avutuyordum. Olum kız seni seviyormuş işte daha ne direneceksin falan filan diye. Ama abdullahı kandıramıyordum. Çünkü o tecrübeli bir binti. Ama bana sürekli hakanın haberi olmasın yıkılr diyordu. Çünkü onun olayda da Kızın platoniği öğrenince baya kötü olmuş. Bana olan oldu dedi abdullah bundan sonra hakana hissettirmeden devam edin dedi. Tamam dedim ben de

Abdullah la konuşuyordum sürekli böyle oldu şöyle oldu diye o da bana hak verip çok kasma gibi şeyler söylüyordu. Artık aşşağı yukarı her gün böyle geçiyordu ebrudan gelen birçok güzel mesaj ya da yüz yüze konuşurken söylenen güzel sözler. Hakana verilen akıl ve abdullaha anlatılan koca bir gün. Ama bir terslik vardı ben de yavaş yavaş ebruya daha çok yaklaşmıştım bunu yazdığım mesajlardan görebiliyordum. Baştan sona okudum hepsini ve lanet olsun ki yine haklıydım. Ebru da bunu farketmiş olacak ki beni hep ince noktalardan vuruyordu. Son günlerde fotoğraf da atmaya başlamıştı. Evet ebru işi biliyordu. Şehvetli fotoğraflar atıyordu akşamları. Ve bu da doğal olarak erkeğin zayıf noktasıydı. işin ilginç yanı ebrunun gönderdiği fotoğraflar çok hoşuma gidiyordu ve hiçbirini silmiyordum. Ebru da arkadaşlarıyla kalıyordu bunun için çok rahattı. Hakanı artık iyice gibtir etmiştim ve ebruya çevirmiştim bütün ibreyi hakan görüşelim mi dediği zaman ya erteliyordum ya da gibimsonik bir oturum yapıp ayrılıyorduk mekandan. Artık hakana üzülmüyordum

Evet dışardan bir gözle bakınce en yakın arkadaşım bir kızı delice severken bense o kızı çatır çutur gibiyor gibi görünebilirim ama size anlattığım gibi öyle değilim. Neyse küçük bir kritikten sonra devam ediyorum. Ebrusuz yapamaz oldum artık. Bölümlerimiz farklıydı ama ben onun dersine giriyordum o ise bazen benimkine hep beraber takılıyorduk ikimiz yalnızca ikimiz. Bazen hakan görmesin diye okulda pek takılmazdık ama birbirimizin derslerine girerdik. Haftada en az 2 gün de düzenli sex hayatımız vardı. Artık karı koca gibiydik. Aynı eve çıkmayı bile düşünüyorduk. Ama hakanın hala haberi yoktu bu olaylardan. Artık zamanı geldi diye düşündüm. Ebru hakanı ara bizim mekana çağır dedim ve planı ebruya anlattım. Daha doğrusu doğruları sòylemesi gerektiğini anlattım ebruya. Tamam dedi sen yanımda olduktan sonra hiçbirşeyden korkmam aşkım. Gittik oturduk hakan da geldi bir iki geyikten sonra ebru girdi konuya. Hakan ben başkasını seviyorum diye başladı tabi hakanın gözleri doldu. Ama ebru salvolara devam ediyordu. Aslında seni hiç sevmedim. Hakanın ağzından sadece ama kelimesi döküldü. Ebru hemen bastırdı o ama kelimesini. Ben başından beri dotacı yı seviyordum diye son darbeyi indirdi hakana. Hakanın bundan sonrakileri duydugunu sanmıyorum. Ama ebru devam etti. Onun hiçbir suçu yok falan filan diye ama hakan duymuyordu dolu olan gözleriyle bana kilitlendi nefretle bakmıyordu daha çok neden ihanet ettin bakışlarıydı onun bakışları. Hemen ben devreye girdim. Tarih vererek konuşmaya başladım bütün doğruları söylemem biraz olsun rahatlatmıştı hakanı ama bakışında bir değişiklik yoktu. Ne zamandan beri birliktesiniz dedi sadece onun da tarihini vererek söyledim hatta ilk film izlediğimiz tarihte neler yaptığımızı da söyledim. Hakan kalktı ayağa artık gücü kalmamıştı son kez bana bir iyilik yapın ve beni rahat bırakın dedi. Ve yalpalayarak mekandan gitti

Sabahına ebruyla oturduk kafeye. Açtım konuyu sen hayırdır dedim. Ban söylediği laf aynen şuydu: dotacı ben artık hakandan soğuyorum sanırım başkasını seviyorum hem baksana senin kız arkadaşına gösterdiğin ilgi çok güzel ben de özeniyorum ama hakan odun öyle romantizm falan bilmez. Şok oldum tabi bunları duyunca. Tamam sen bilirsin diyip kalktım masadan. Doğruca hakanı aradım çık gel okuldan dedim kapmüsün yakınında bir mekan var oraya çağırdım. Hemen geldi hayırdır ne oldu kanka dedi gel otur anlatayım dedim. Ve başladım:bak kardeşim bu kadınlar güvercin gibidir çok sıkarsan öldürürsün serbest bırakırsan da uçup giderler naif bir şekilde seveceksin yani ilgi göstereceksin dedim. Hemen anlamıştı durumu. Konuştun mu dedi ebruyla hayır dedim konuşmadım sadece gözlemlerim bunlar dedim. Ne yapayım kanka dedi. Anlattım tekrardan ve o arada ebruya mesaj attım biz konuşmadık diye o da tamam dedi.
Dinleyen varsa devam edeyim

Anlattım bütün olanları abdullaha o da yavaş yavaş dediğime geliyorsun deyip odadan çıktı. Bu olamazdı abdullahın ilk söyledikleri geldi aklıma. Evet bu ilk duyduğum anda bana korkunç gelmişti ama şimdi duyduğumda gayet normal gelmişti. Duş alıp hızla ayrıldım evden. Yine daha önceden gelmiş bekliyordu beni evet bu bile çok sevdiğinin göstergesiydi. Ben de yavaş yavaş seviyormuydum yoksa. Evet evet ben de artık onu seviyordum ama hakan vardı arada ve sürekli aklıma geliyordu ne yapacağımı bilemeden bu saçma ilişkiye devam ediyordum. Hakan mı o da garibim perişan perişan dolaşıyordu ebrunun peşinden. Ebruyla yine geyik yaptık ama bu sefer aşkımlı konuştukça o ben de canımlı cicimli konuşuyordum. Günün sonunda sevgili gibiydik artık. Ve bu artık beni rahatsız etmiyor hoşuma bile gidiyordu. Ebru mu onu söylemeye gerek bile yok

Abdullahı dinlememiştim yine ve hakanı paramparça etmiştim. O an üzüldüm onun için belki de kendisine göre dünyanın en şanssız insanıydı. Ama bendeki pişmanlık çok az sürdü ebrunun yüzüne baktığımda unuttum hakanı. Tekrar ebrulara geçtik o gün de öyle bitti. Evet hakan çok delikanlı çocuktu bana tek bir laf söylememişti bense picin tekiydim. Hakanla yolda denk geldik 1 2 kere o başını önüne eğdi sanki utanılacak şeyi o yapmış gibi. Konuşmayı denedim ama olmadı o yürek yoktu bende. Hakan aslında yakışıklı çocuktu hatta benden daha yakışıklıydı ama şansı tutmamıştı bir kere. Bu olayda 2 hafta sonra hakanı gördüm kolunda bir kızla. Mutlu görünmeye çalışıyordu ama içi paramparçaydı. Tabi kız olayların farkında değil. Yanlarından geçtim. O an hakanın bir bakışı var ki sanki dünya başıma yıkıldı. O bakış bana çok şey anlattı ama özellikle de bunu da mı elimden alacaksın bakışıydı o çok emindim. Evet bu olay son yıllarda en çok üzüldüğüm olaydır. Ebruyla ilişkimiz çok iyi gidiyordu ama o sıra benim evde murat ayrıldı evden maddi sıkıntılar yüzünden 2 kişi de evi dönderemeyeceğimizi anlayınca abdullahla helallik isteyip ayrıldık evden. Ben ebruyla anlaşmıştım onunla eve çıktım. Maddi durumum çok iyi değildir ama ebrunun maddi durumu çok iyiydi. Yarı yarıya anlaşmıştık ama o hep daha fazla veriyordu. Artık resmen olmasa da gayrı resmi olarak karı kocaydık. Artık sex hayatımızı 7 güne yaymıştık. Herşey çok iyi gidiyordu ama gelin görün ki her zaman bir pürüz çıkacak ya yine öyle oldu. Hazırlığı tamamlayamamıştım ve yaz okuluna kalmıştım. Bunun anlamı fazladan 1 ay daha okul demekti ve asıl gibko günler o zaman başlıyordu

Evet tekrar kendi içimde çatışmalar başlamıştı ama içimdeki şeytanı susturuyordum inatla. Susmuyordu lanet olasıca susmuyordu. Ebrunun mesajları da manidar dönemlere denk geliyordu hep. Yine yazmıştı bana bir hatam olduysa özür dilerim diye. Aradım ebruyu artık bu saçma sapan ilişkiyi bitirmem gerekiyordu. Açtı telefonu görünüşe göre çek iyi hazırlanmıştı ve ağlayarak telefonu açtı. Ne olur beni bırakma diyordu sürekli dayanamam gibi şeyler. Ve sonunda ikna etmişti beni. Tamam bırakmayacam dedim ama ne yapacağımı bilemeden söyledim bunları. Ebrunun sesi yine iyi geliyordu aşkım dedi tekrardan tam itiraz edecekken aklıma geldi bugünlük izin verdiğim o da bu gibertmeyi anlamış olacak ki bin gülüşü gibi kıs kıs güldü. Efendim dedim ne olur bize gel söz bu defa hiçbir kötü olay olmayacak dedi tekrardan aklıma girmişti ama bu sefer o kadar kolay olmayacaktı. Dışarda buluşalım 1 saate dedim tamam dedi kapattım ve doğruca eve abdullaha gittim

Açtı filmi film kelebek etkisiydi. izleyenler bilir. Filmi laptoptan açmıştı ve laptop onun kucağındaydı tabi benim de izlemek için hemen dibinde oturmam gerekiyordu. Filmin yarısına geldik tabi ben filme odaklanmışım o ara kalktı hava soğudu deyip battaniye getirdi bir tane. Attı üstümüze öyle izliyoruz. Tabi sürekli bana bakıyor fırsat kolluyormuş gibi. Ama ben hiç oralı olmuyorum tekrardan elimi tuttu bir an göz göze geldik yaklaştı bana ben öpecek zannettim ama o kafasını omuzuma koydu. Kısa bir gülüşme oldu aramızda ve gilme devam ettik o pozisyonda. Tabi film yavaş yavaş silindi gözlerimin önünden ve ebruya baktım çok tatlı göründü gözüme. Ama birşey yapmamalıydım en azından şimdilik. Ama ebruyla göz gözeydik yine. Bu kez o cesareti kendinde bulmuş olacak ki dudağıma önce küçük bir öpücük kondurdu ben tepku vermeyince de öpmeye başladı. Evet amatörce öpüşüyordu belliydi daha önce öpüşmediği. Ben de o öpüşmeye yön verdim ve üstüne yığıldım. Hayvan gibi öpüşüyorduk. Ama tam o anda kulağıma birşey hakan diye fısıldadı. Evet hakan benim en yakın arkadaşım. Ayırdım dudağımı ebrudan ve hiçbirşey demeden dış kapıya yöneldim o da arkamdan ne oldu diye kalktı ama bişey demedim. Dış kapı tahmin ettiğim gibi kilitliydi ve tam o sırada ebru hemen önüme geçti ne oldu diye. Ebru yanlış yapıyoruz dedim sadece o da anlamış olacak ki kapıyı açtı ve yine de teşekkür ederim diye uğurladı beni

Tekrar aynî pozisyonda filme devam ettik. Bu kez ilk göz göze geldiğimiz zaman yapıştım dudağına tabiiki o da bunu beklemiyordu. Dudaklarındaki ürkekliği attıktan sonra o da karşılık verdi ama bu kez ikimiz de çok istekliydik. Bir an kulağıma yine hakan diye fısıldadı melek ama o an diyebileceğim tek şeyi söyledim ve gibtir git dedim. Tekrar işime yoğunlaştım. Üstüme aldım ebruyu dalgalî sarı saçlarî yüzüme gözüme dökülüyordu ama bu beni daha fazla tahrik ediyordu. Çok geçmeden malaft bayrağı göndere çekmişti tabi ebru hissediyordu. Küçük bir gülüştük aramızda. Yavaş yavaş soyduk birbirimizi aşkla ihtirasla. Ama tam gaz yiyişmeye devam ediyorduk. Bir daha bu fırsatı bulamayacaz diye. Biraz göğüslerine yumuldum artık kontrolden çıkmıştım. Ama bunu ona sormam gerekiyordu. Bir an kafamı kaldırdım ve oturdum karşısına. Ebru benim olmayı istiyormusun dedim. Ne zamandır bu anı bekliyorum dedi tabiiki bu benim hoşuma gitti ve zaten benim boxer onun da iç çamaşırı dışında bişey kalmamıştı üzerimizde. indirdim iç çamaşırını pürüzsüzdü. O da benim boxeri çıkardı. Oral yapmaya niyetlendi ama izin vermedim çünkü o ağzı bana lazımdı. Yavaş yavaş içine girdim. Ebru çok değişik sesler çıkarmaya başladi acı çektiği belliydi. Ama zevk de alıyordu. Tekrar sordum eminmisin diye hoş emin olmasa da yannan ama dayanmıştı. Evet dedi. Ve tek hamlede içine girdim. Çok derin bir çığlık attı. Ben de açıkçası korktum biraz. Geri çekildim 30 saniye sonra devam et dedi. Ben de devam ettim. Prezervatif yoktu yanımda onun için dikkat etmeye çalışıyordum. 10 dakikadan sonra çıkardım malafatı dışarıya boşaldım. Tabi o benden önce boşalmıştı

Ebruyu neden bıraktım diye geçirdim içimden ama hakanîn yüzüne baktığımda melek daha ağır basmıştı bu kez. Soğukkanlılıkla aradım ebruyu boş evin içerisinde. Hakan da bizi dinliyordu. Ebruyu arar aramaz açtı telefonu. Neredesin dedi ağlamaktan çatallaşmış sesiyle. Ebru ben artık seninle kalmayacam dedim çok soğukkanlıydım. Ve soğukkanlılıkla bıçak darbelerini bir bir ebruya indirdikçe hakanın da elinden tutmuş ayağa kaldırıyordum sanki. Hakan muhtemelen ebrunun ağladığını duydukça oh olsun diyordu ya da ben öyle tahmin etmiştim. Ebruya biraz daha salvo yaptıktan sonra ebru hıçkırarak ağlamaya başladı. Hakan kulağıma yeter dedi bu kadar yeter. Evet hakanın yufka yüreği yine dayanamamıştı her ne kadar artık sevmese bile ebruyu yine de vazgeçmek bilmeyen aşk belası yüzünden gururunu ayaklar altına alırcasına yeter dedi. Kapattım ben de telefonu. Hakanın gözleri yine dolmuştu ama bu sefer ilginç bir şekilde benim de gözlerim dolmuştu artık tutamadık kendimizi ve hakanla karşılıklı ağlaşarak konuşmaya başladık. Evet iki koca adam karılar gibi ağlıyorduk. Ama bu çok iyi gelmişti biz hala muhabbet ederken hoca camiden ezanı okuyordu bu sabah ezanıydı bunun anlamı hakanla en az 6 7 saattir konuşuyorduk. Ebru ne mi yaptı onu bilmiyorum ama ağlayarak uyuduğunu tahmin ettim

Aklımda bu düşünceler dolanıyorken sesinin tonunu bir kademe daha yükseltti neden diye sordum dotacı neden yaptın bana bunu? Çok mu kötülük yaptım sana yoksa seni gereğindan fazla mı güvendim gereğinden fazla mı sevdim seni ha dotacı. Kullandığı her kelime kalbime bir ok gibi saplanıyordu. Sonunda düğümlenen boğazımdan zorlukla hayır kelimesini çıkarabildım. Hayır dedim senin hiçbir suçun yok. Tek suçlu benim yapmamam gerekirdi. Bütün yaşananları en ufak bir ayrıntı atlamadan anlattım hakana. Bu onun yüreğine bir nebze olsun su serpmişti. Çünkü zannedersem o bizim en başından beridir böyle bir olay yaşadığımızı düşünüyordu. Tekrar konuştu hakan peki bundan sonra ne olacak dedi. Evet hakan tekrar kırallığını konuşturmuştu. Kurduğu cümleden şunu anlamıştım. Ebru kevaşenin teki ben artık ondan vazgeçtim belli ki sen de bir hata yaptın gel vazgeç şu kızdan da ikimiz onu hayatımızdan çıkarıp devam edelim arkadaşlığımıza. Birden bu düşünceler aklımda belirdi. Hakana tehit ettirdim tekrar böyle olmasını istermisin diye. Başını evet manasında salladı. Hakan bir kızı kaybettiğini anlamıştı ama hala benim iyi bir insan olduğumu düşünüyor ve kendisiyle devam etmemi istiyordu. Düşündüm bir tarafta aynı evde kaldığım sevgilim ebru diğer tarafta kahpelik yaparak terk ettiğim dostum hakan peki ne olacaktı şimdi