Artık Madd Doggda yaşıyorduk. Bir Villada. Güzel bir duyguydu.
Madd Doggun evinde bir stüdyo vardı. Madd Dogg Rap şarkı yapıyordu orda. Paul, Maccer ve ben ona yardımcı olduk. Sonra telefon çaldı.
CJ: Alo
T: Merhabalar
CJ: (Hasgibtir dıbınakoyim) oo Toreno naber
T: Bırak şunları, çık dışarı.
CJ: Peki diyip çıktım.
Bahçede Toreno bekliyordu. GPSmi taktı bana lan bu bin. Neyse, beni bi denize zütürdü.
T: Sen şimdi burdan te oraya gideceksin. Orası Askeriye bölge. Oraya girip jet uçağı çalacaksın.
CJ: Toreno abartma nolur.
T: Yap hadi, yoksa Sweeti bidaha görmessin.
CJ: Tamam. (gibecem seni sen bekle)

Bende yola döküldüm.

Oraya geldiğimde sessizce sıyrıldım herkesten. Sonra bir işçi gördü beni. Ben onu vurmadan önce sireni başlattı. Bende taradım Askeriyeyi ve bindim jete. Jeti belli bir yere zütürmem gerekiyordu ama bi baktım peşimde iki tane jet var. Aha şimdi sıçtık dedim. Sonra Toreno aradı ve bana napcamı anlattı. Bende indirdim jetleri ve zütürdüm jeti o uçmayı öğrendiğim Havaalanına.

Ertesi gün, aynı senaryo. Madd Dogg beste söylerken, bu sefer Toreno giriyor eve. Bende dayanamadım ve silah çektim.
T: Carl, rezil etme kendini, indir, zaten vurmayacaksın biliyorum.
Bende inidiriverdim, çok yalvardı.
T: Bir son görevim var sana.
CJ: Lan ben senin amk lan, daha ner kadar senin için ölümü göze alacam bin kurusu.
O ara telefon çaldı.
T: Sus ve şu telefona bak.
S: Carl
CJ: Sweet! Allahım sana bin Şükürler olsun. Nasılsın Sweet?
S: Elhamdülillah, çok iyiyim. Beni saldılar dışarı CJ.
CJ: Ne diyosun? Nerdesin gelip alayım seni.
S: Karakolun önünde.
CJ: Tamam bekle geliyorum.
Ee Toreno, senin görevin neydi? Bir an önce yapayımda kardeşimi alayım.
T: Oda senin görevin işte. Git ve kardeşini al.
CJ: Tamam diyip yola döküldüm.

Karakola vardım.
CJ: Selamün Aleyküm diye sarıldım.
S: Aleyküm Selam.
CJ: Abi, inanılmaz şeyler oldu. Zenginiz mk! San Fierroda araba satıyoz, Las Venturasda kumarhane, Villada yaşıyoruz akıyor Maşallah.
S: Ee, Grove Street ne halde?
CJ: Bırak sen Groove Streeti, gel Madd Doggla tanış.
S: giberim Madd Doggu, beni Annemizin evine zütür!

Bizde gittik Groove Streete.

Groove Streetin çatışma sonrası halini bende ilk kez gördüm. işgal altındaydı. Ballaslar yerleşmiş.
CJ: Gördün işte, buralar sakat. Villaya gidelim.
S: CJ Vallahi seni döverim. Buralar Annemizden bize emanet! Şimdi al bu silahı ve burasını bu pisliklerden temizle!

Bana ezik bir tabanca verdi. Kendisi elinde kalaşnikof takılıyor. Hemde hapisden yeni geldi. Ammunationda falan değildik. Karakoldan direk buraya geldik. Sonra olay başladı. Ben ateşi açtım. Sweette hiç bir şey yapmadı bin. Abime neden bu kadar sinirli olduğumu başka bir zaman anlatırım. Neyse, hallettim onları. Artık Ballaslar benim için sorun değildi. San Fierroda çinlilerle çatışmış olan biriyim artık. Burda işim bittikten sonra çıktım Villaya. Sweet evine yerleşti.

Villada Madd Dogg sövüyordu. Bütün evi alt üst etti.
CJ: Noluyo lan böyle
MD: LOC huur COCU SENi gibECEM AMINAKOYiM
CJ: Naptı puşt(nasıl içerde dizisi Mert Karadağ taklidi yapardım o zamanlar aaah ah)
MD: Yeni müzik videosu çıkmış. Fenomen oldu o. Kitabımı çaldı, menajerimi öldürdü bin kurusu!
CJ: Ben o videonun nerde çekildiğini biliyorum. Gel gibelim onun belasını Dogg diyip çıktık.
Oraya vardığımızda Dogg yine delirdi. Benim paramı yiyorsun, benim huurları gibiyorsun diye. Loc kaçmaya başladı. Peşine düştük. Los Santosun her yerini gezmiş olduk. Sonunda Dogg kafasına bi kurşun sıktı. Bu sefer şovu o yaptı, bilerek yaptırdım ona. Yoksa ben çekimde bitirirdim işini.

Olaydan sonra Sweete ziyarete gittim
CJ: Sela- bu ne lan!
Bi baktım, bi huur Sweete ot veriyor içsin diye.
CJ: Abi nabıyon lan sen?!
S: Bi denemek istedim, zaten taktan Hayatım var.
Radyoyuda açmış, Müslüm Gürsesi dinliyor.
CJ: Senden hesab sorma vakti geldi çirkin huur.
O: Soracaksan B Dupdan sorman gerekir.
CJ: Anlaşıldı, şimdi gibtir git. Sweet, delirme amk. Gel, B Dupa soracaklarım var.
Yola döküldük.

B Dup önceden zaten Familiese satıyordu, sokakta baya meşhur bir torbacı. Evine vardığımızda bir Groove Streetli çıktı önümüze. Sweet emaneti çıkardı.
CJ: Abartma mk sakin ol
S: Şanslısın

Adam bize B Dupun Kilo Trayde olduğunu anlattı. Ballas çetesinin kuruluş yeri. Orada B Dupun evini basıp çatışma başlattık. Sweet her zamanki gibi bi tak yapmadı. B Dupuda ben gömdüm, Kilo Trayide ben fethettim o gün. Sonra öfkeli öfkeli Villama geri döndüm.

Sweette bana emir verdi. Los Santosu Ballaslardan kurtar diye. Zaman zaman acayip uyuz oldum ona ama görevleri yere getirdim her zaman. O günler çatışmayla geçti. Ben ve iki üç çete üyesi 20 30 Ballaslara karşı. Hey gidi günler!

Madd Dogg, Paul, Maccer, Sweet, Cesar, Kendl ve ben. Biz bir gün Madd Doggun Villasında buluştuk. Çok özel bir gündü. Tenpennynin mahkemede davası. Bitti artık huur evladı diye açtık televizyonu. Bi baktık, serbest bıraktılar. Amk cocukları dedik. Sonra Cesar balkonda sigara içmek isterken Milletin ayaklandığını gördü. Cesar durumu bize anlattı, Sweet ile ben yola döküldük. Bir kaç kişiye nolduğunu sorduk, Tenpennynin Darbe girişimi projesini başlattığını söyledi. Bir kaç dakika sonra Kendl bizi aradı, haberlerde sıkıyönetimi ilan etmişler. Sokağa çıkma yasağı vermiş Polis. Bizde hemen Groove Streete gittik. Bi baktık, Ballaslar Polise destek olarak Gantonu işgal altına etmişler. Bizde Askeri çağırdık buraya, Asker ile birlikte kurtardık Gantonu. Şimdide sıra tüm Los Santosa gelmişti.

2 saat sonra o zamanki ABD Başkanı Reisimiz George D. Bush Radyodan canlı bağlantı kurdu. Milleti sokağa çağırdı. Bizde Gantonu temizledikten sonra bugün '29 Nisan Şehitleri' isimli köprüye gittik. Orada Darbe girişimi başlamıştı. SWAT tanklarıyla geldi. Askerde normal tanklarla geldi. Sabaha doğru köprünün üstünde 300 tane Hain Polis linç etmişiz.

Bu Tenpenny bitmeyecekti. Onunla birlikte çalışan herkesi etkisiz hale getirmem gerekiyordu. Artık Big Smoke'un peşindeydik. Nerde saklandığını öğrenmeye çalışıyorduk. Birden Sweet aradı beni.
CJ: Efendim Abi
S: CJ, Big Smoke Ordusunla geliyor.
CJ: Napaz şimdi?
S: Onu durduracaz.
CJ: Peki nasıl?
S: Ne bileyim ben, orası sende diyip kapattı.
Napayım ben şimdi amk? Yalnız bıraktı beni puşt. Sonra aklıma Big Bear geldi. Zamanında GSF üyesiydi, sonra B Dup ile Ballaslara gitti. B Dupu bastığımızda kaçtı. Onu aramaya başladım. Meğerse komşuda saklanıyormuş.
CJ: Ne işin var lan senin burda?
BB: Evime dönmek istedim, özledim buraları.
CJ: Peki, burası için ölürmüsün?
BB: Tabiki, ne zaman istersen.
CJ: Tamam o zaman. Big Smoke geliyor şu an buraya. Buraları kaybedeceğiz gelirse. Sen şimdi al şu silahı ve yola dökül. Big Smoke gördüğünde bitir işini.
BB: Anlaşıldı. Hakkını Helal et CJ.

O gün Big Bear Big Smoke'u öldürmüş. Ballaslarda onu kurşunlamış ama buraya Smokesuz gelmeye cesaret etmemişler. Big Bear o gecenin en çok konuşulan Şehidi idi.

Tenpennynin hiç birşeyi kalmamıştı. Pulaski yok. Big Poppa yok. B Dup yok. Big Smoke yok. Yalnızdı artık o. Camdan bi baktım, bi itfaiye arabası içinde Tenpenny. Elinde molotof kokteyli. Sweetin evine attı. Biz arka kapıdan çıkıp peşine düştük. Belliki hepsini planlamış. Kaçış yolunda Ballaslar ve Vagoslar arabamızı kurşunluyordu. Ama o kaçışı belli bir yere kadar belirmiş. O an itibaren ölmüşlerdir diye düşünmüş. Ama öyle olmadı. Panik yaptı birden. Bir köprüye sürdü arabayı ve kontrolü kaybetti. Tam Groove Streetin kalbine düştü. Bizde indik. Silah çektim ona, Sweet dur dedi. Sonra vurdu demesinler dedi. Araba kazası geçirdi dedi. Bitirmiştik sonunda Tenpennyi. Bozduk oyunu. Başkomutan George D. Bush için Gazi olduk bu Ülkede sonunda.

1 hafta boyunca Demokrasi Nöbetini tuttuk Karakolun önünde. Sonra Millet geri çekildi evlerine. OHAL ilan edildi ABDde. Tutuklama üstü tutuklamalar oldu.
Bir gün Annemizin evimizde buluştuk. Kendl, Cesar, Sweet ve Ben. Muhabbet başladı.
K: işimiz büyük belada. Sorun üstü sorun. San Fierroda işimiz bitti, başka birileri aldı oraları. Woozienin kumarhanesi çöktü. Para gelmiyor.
S: Parasızda oluyor be bacım.
O arada kapı çaldı. Bizden başka bu evde tanımayız diye silah çektik.
Rosenberg, Maccer, Paul ve Madd Dogg: Biziz Beyler, sakin olun.
CJ: Hoşgeldiniz, Hayırdır?
KR: Madd Doggun albümü 100.000 kez satılmıştır.
S: Yaşa be Dogg! Al Kendl, buldun işte paranı.
Hepimiz: Ehuehueheueheueheu
Bende o ara dışarı çıkmaya kalktım.
CV: Nereye Hombre
CJ: Dışarı be Hombre.
S: Hayırdır CJ?
CJ: Benim sokağa bakmam gerek. Groove Street Anamızdan bize Emanet. Güvenli bir yer olmasına bakmamız gerek.
S: Aynen öyle. Bekle bende geliyorum.
Ve biz dışarı çıktık.

Bi tur atıp, Pizza yiyip dönecektik eve. Pizzacının önünde gördüğümüze inanamadık. San Fierrodaki çinli çete, Toreno, Salvatore Leone ve Ordusu, hatta Liberty Citydeki patronum. Hepsi buluşmuş, benden hesab soracaklar. Bizde bir an önce kaçtık. Peşimize düştüler. Eve gidecektik, Groove Streette Ballaslarlan dolu.
Bundan sonra bu Hikayenin bir doğru birdr yanlış anlatması var. Yanlışıyla başlayayım. Yanlış Hikaye, San Andreasda anlatılıyor. Öyle biliyorlar orada.
Ballaslar en az 200 kişi. Her yer mor. Kaçış yok. Burda bitti işimiz. Ama olsun, biz bu yoldan dönmek için değil, ölmek için geldik. Şehit olduk o gün. O günden itibarende Groove Street Families diye bir şey yok. Franklin diye bir çocuk arkadaşı ile birlikte sürdürüyorlar çeteyi ama Groove Street Ballasların elinde.
Bunun hepsi yanlış değil ama. O günden itibaren çete yürümedi. Franklinin elinde çete, oda çete için bi tak yapmıyor. Neyse, gelelim doğruya.

200 kişi değil, her zamanki gibi 20 30. Ama çinliler Salvatore falan vardı, onlar baskın yaptı. Biz hemen bi duvar arkası geçip çatışmaya başladık. Açıkçası ben çatıştım. Sweet keyif yapıyordu. Yavaş yavaş çekildiğinide gördüm.
CJ: Sweet, beni bi dinle Abi sana son sözlerim var.
S: Ne var
Onun bu saatten sonra 'ne var' demesini beklemezdim. Sanki benden sıkılmış gibi ya. Ama o benden sıkılmadı. Kaçamadığından sıkıldı. Bende saldım bombaları.
CJ: Sen son zamanlarda bana destek olmadın ve ben bunu anladım. Şimdide kaçacağını anladım, durdurdum. Artık kaçamazsın, değilmi? Öleceksin huur çocuğu, öleceksin. Eminimki, senin Anan benim Anam değil. Çünkü sen bir huur çocuğusun. Kardeşini arkasından vurmak istedin. Ama senin işin burda bitecek amk cocu! Öldün sen geberdin! Hakkım varsa sana Helal etmiyorum. Geber!
Onu Ballasların önüne attım. Onu ölene kadar dövdüler. Bende o ara bizim arka bahçeden kaçtım ve bi araba çaldım. Arabayla San Fierrodaki Havaalanına gittim. Hemen kaçmam gerekiyordu. Madd Doggun albüm paraları bendeydi, onunlan alabildim bi bilet. Baktım, iki saate istanbul Atatürk Havaalanına bi tane inecek. Ona bindim ve gittim. Türkiyeyi biraz gezdikten sonra Bayburtun bir köyünde kalmaya karar verdim. Bi bakkal açtım oraya, kafam rahat. Ballaslar beni bulamadıkça ve ben ortalıkta yokken Ballaslar biz öldürdük diye atmışlar. Çetede güçsüz kaldı tabi, Groove Streeti işgal altına aldılar. Artık ailem kalmadı. Kendl Cesarın elinde, Abim diye bişey kalmadı. Anam öldü, kardeşim öldü. Ama olsun, artık derdim başka. Bakkal mesela. Türkiye benim meselem artık. Yılbaşına Türk Vatandaşlığını alacağım. 25 sene bunu bekledim, bitti artık bu hasret. Türkiye çok ama çok güzel. Amariga Rusya yalan, tek gerçek Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti, Türk Birliği!
IRMAĞININ AKIŞINA ÖLÜRÜM TÜRKiYEM!

Olm iyi başlamışsın ama bu hikaye Zor iş, anlatım tarzında iyi değil kısa kısa devrim cümleler yazıyorsun. O yüzden de ilgi git gide azalmış

Başlarda çok iyi anlattın, sonra özet geçtin baya. San Fierrodan itibaren Hikaye çöktü ama sonu iyi verdim şukunu.

rezzzzzzzz