Biz böyle sohbete dalıp gitmişken dedim ki “tayyar abi sen hayatımda gördüğüm en iyi tek kullanımlık arkadaşsın”
Yanlış anladı galiba beni. Rest çekti anında. “sen ne biçim konuşuyorsun tek kullanım falan ne ayaksın” dedi. “Abi lütfen yanlış anlama” dedim. “ hani uçaktaki her şey tek kullanımlık ya ondan şey ettim” Jeton geç düşmüştü ama anlamıştı sanırsam beni. Çişinin geldiğini söyleyerek kalktı “sana bir görgü kuralı sorusu” dedi.
“buyur abi”
“geçerken sana önümü mü göstereyim yoksa arkamı mı?”
içimden gibtiri çektim gitti kokpite biyerlere işemeye. Ulan diyorum bu adam kim böyle nedir necidir ne değildir. Pek tekin bi tipe de benzemiyor zaten. Çabuk ineyim de anamların yanına gideyim diye düşünüyorum o an.
Neyse uçaktan indik vedalaştık tayyar abiyle. Geldim annemlerin yanına. El öpme fasılları, nasılsın oğlum iyiyim falan. O gece sohbete dalmışken acil bir telefon geldi. Arayan polislerdi. Allah allah dedim ne işim olur benim polislerle falan. Bana evimin yandığını söylediler.
“anne evim yanmış” dedim. Babam da endişeli endişeli bakıyordu. “oğlum yapabileceğimiz bişey olursa ara” dediler. Güzelim tatilimin içine sıçılacaktı işte. apar topar ilk uçakla eve döndüm.

Polisin anlattığına göre hırsız girmiş eve. Girerken de hazır gelmişim yakayım bari demiş benzini döküp yakmış. Soruşturma devam ediyormuş. Babam aradı durumlar nedir ne değildir diye. Anlattım her şeyi. “bir kadın uyurken penisini kesip hareket halindeki bir arabanın camından atabilirdi” dedi babam. “ne diyorsun baba” dedim. “evim yanmış benim dalga mı geçiyorsun ?”
“özür dilerim oğlum” dedi. “ortamı yumuşatmak istedim.”
“iyi yapma şöyle şeyler bi daha”
“nerede kalacaksın”
“valla bilmiyorum ki arkadaşlarda kalırım herhalde” dedim. Fakat sahiden nerede kalacaktım ben?
Aklıma lise zamanından arkadaşım hüseyin geldi. Açtım telefonu dedim böyle böyle.
“abi dert ettiğin şeye bak sorman yeterli” dedi.
“evinde kalabilir miyim?”
“evet”
O gece hüseyinlerde kalacaktım. Oturduk açtık iki bira iki tek attık ardından yataklarımızı hazırladı hüseyinin annesi. “Ayten abla çok zahmet oldu size de” dedim. Elinde battaniye ile yanıma yanaştı. “düve nedir biliyor musun” dedi.
“yo hayır. bilmiyorum”
“bir battaniye” dedi. Ayten teyzeyi anlamakta güçlük çekiyordum. Devam etti. “sıcak tutan bir battaniye” dedi.
Fazla kurcalamadım teşekkür edip battaniyeyi alıp yatağa yattım.

O gece gözüme uyku girmemişti. Düşünüyorum diyorum ulan kim yakar benim evimi ne isterler benden. Hüseyin zaten sızmış gitmiş. Canım sıkıldı biraz dedim şu tayyar abiyi arayayım bari o akıl verir bana. Açtım telefonu çevirdim karttaki numarayı. Çalıyor çalıyor açmıyor şerefsiz. tam kapattım telefonu bu sefer o aradı. Sana yazmasın dedi. Eyvallah abi dedim. Ona da anlattım durumu, istersem onlarda kalabileceğimi söyledi. Bayramın 2. Gününü hüseyinlerde geçirdikten sonra tayyar abinin sabun fabrikasındaki adrese gitmiştim.

Her yer ıssızdı. Sokak tak gibi kokuyordu afedersiniz. Baktım yolun başındaki durakta biri el ediyor. “Hopp burdayım” dedim. Selamlaştık falan. Nasıl oldu kim yapmış muhabbeti, içeri geçtik ardından, ev dökülüyor dıbına koyim.
Tahtaları su almış hep. Ne buzdolabı var ne televizyon. Dedim “aga sen bu evde nasıl kalıyorsun böyle?”
Ee diyor alıştık. E alıştın da dıbına koyim yazın bi şekilde hallolur da kışın napıyosun be adam. Zatürreden nasıl gebermedin anlamıyorum. Tayyar abinin söylediğine göre ev kendisinin değilmiş. Hatta 1 yıldan fazla izinsiz yaşıyormuş. iyi ki zabıtalar belediye falan gelip kentsel dönüşüm projesi için yıkmaya gelmemiş. Gerçi buraya hangi akıllı insan gelirdi ki. Allahın gibtir ettiği bir semt resmen.

Baktım tayyar abi bişeyler pişiyor.
“Hayrola abi” dedim “kokuttun valla ne pişiriyon?”
“kıymalı omlet” dedi.
“abi kıymayı nerden buldun?”
“geçen bayramdan kalma” dedi. “komşular getirmişti”
Ulan dedim içimden. Ne komşusu? Değil komşu, etrafta bizden başka nefes alan canlı yoktu kim bilir neyi kesti neyi buldu da bize yediyor.
“şurdan yağı ver” dedi. Verdim ama tuhaf bir yağdı. Sordum bu ne yağı diye.
“ülkemizin şişkolarının yağı” dedi
Hasgibtirr dedim içimden. Ulan bu neyin kafası ? yemiyorum dıbına koyim diye dillendirdiysem de tadı çok güzel falan deyip ikna etti bir şekilde. Açtım zaten. Bişey olmazdı galiba. Elindeki yumurtayı kırıp çırparken “omlet yapmak için yumurtayı kırmak gerek” dedi.
“başka türlü olmaz ki”
“rafadan yaparken kırmıyosun ya”
“he aynen haklısın abi”
Tuhaf bir adamdı cidden. iki yumurta daha istedi. Baktım yumurtanın üstünde tavuğun tüyü kalmış.
“tayyar abi tayyar abi” dedim. “bakk”
Tüyü kıçıma tutturup şebeklikler yaptım
“kıçına tüy yapıştırmak seni tavuk yapmaz” dedi
Moralimi bozdu şerefsiz. sen o kadar gibik gibik hareket yapıyon ben “aynen abi haklısın abi” diye alttan alıyorum ne olurdu yani alttan alsaydın ? moralimi gibmeseydin ?

Gazeteyi masaya serdik, omlet tavasını da ortaya koyup ekmeği bölüp bana bana yedik. Akşama da kapının önünde golf oynadık biraz. Güzel geçiyordu günlerimiz yarın bayramın son günüydü. Ertesi sabah elektrikler kesilmişti. Aldık el fenerini aşağı bodruma indik. Ben şartelleri ayarlarken tayyar abi de nereden bulduysa bigiblete binmiş dolaşıyordu küçücük bodrumda. Yanına gideyim diye aradım etrafı baktım köşede bir sürü kitap var. “tayyar abi koş bak ne buldum” dedim. Aldım bi kitabı, adı “abuzerin organları” idi. Ben kitaba dalmışken tayyar abi geldi yanıma “ne buldun la” dedi.

“abi baksana 1. Ağızdan yazılmış organlar falan var. Bak mesela ben abuzerin meme ucuyum diyor hayat hikayesini anlatıyor”
Bu tayyar abinin pek ilgisini çekmedi ama beni baya sarmıştı.
Ben abuzerim kalın bağırsağıyım. Abuzerin yediği yemekleri ben sindiyorum, faydalı faydasız besinlerini ben ayırıyorum ben olmazsam Abuzer sıçamaz… gayet eğlenceliydi bence.

Yukarı çıktık elektrikler çalışıyordu. Tayyar abi bime kadar gitmişti. Ben de evde tek başıma takılırken telefon geldi . intihar ettiğini iddia eden bi karı geveliyordu sürekli bişeyler ben de he deyip geçtim. Telefonu yüzüne kapatmak gibi olmasın diye de bıraktım köşeye sessizce. Gittim biraz vakit geçsin diye uyuyacaktım.

Bu kadar olayın arasında tabii uzun süre çekmeyince uyurken rüyamda kamyonu devirmiştim. Boxer telef olmuştu. Hagibtir çamaşır makinesi de yoktu napacaktım ? banyoya gittim klozete baktım deniz anası gibi yüzen bişeyler var. iyice inceledim ki prezervatif lan bunlar dedim. Tayyar abinin yanına gidecektim ki kapısı kapalıydı. Günlerdir bu evdeyim daha tayyar abinin kapısını kapattığını hiç görmemiştim. Kapıya kulağımı koydum, hafif iniltiler geliyordu böyle tam dalmışken çat bir anda kapı açıldı tayyar abi karşımda dal taşşak, elinde sarı bi eldiven, ulan öyle bir anda açınca ben de korktum.

“napıyon lan kapıda” dedi.
“hiiç. Geçerken bi bakayım dedim”
“devam etmek ister misin” dedi tayyar abi
“yok abi kalsın size iyi eğlenceler” dedim.
içeri göz attım, sanırım telefondaki hatundu. Tüm ciks fantezilerini deniyor olabilirlerdi. Bunlar bir zaman sonra iyice şiddetlenmeye başladılar. Çığlıklar feryat figan. Ulan adam sanki gibmiyor, hatunun etinden et koparıyordu. Tavan sallanıyor resmen. Allahtan komşu yoktu etrafta yoksa rezilliğin daniskasıydı.

Çok sakin bir hayat yaşarken bir anda böyle bir ortamın içinde bulmuştum kendimi. Hala emniyetten telefon bekliyorum, ailem telaşta. Evim artık yoktu. Konforlu ikea mobilyaları, 500 kanallı tvlerin ardından böyle bir ortamda yaşıyordum artık. Ben bunları düşünedurayım, yukardan artık iniltiler değil de kavga sesleri yükselmeye başlamıştı. Yok efendim biz ne zaman evleneceğiz, yok sen beni oyalıyorsun, yok benim gelinlik hayallerimle oynadın falan. Hatun bir hışımda aşağı indi kapıyı çarpıp gitti. Ardından tayyar abi geldi.

“Hayrola abi” dedim “yengeyle aranız mı bozuldu?”
“amaan boşver o salak et parçasını”
“neden abi noldu ki”
“yav kardeşim sen yabancı değilsin anlatayım” dedi. “ulan işi pişiyoruz keyif sigarasını yakmışız gelip bana ne derse beğenirsin ?”
“ne dedi?”

“yok efendim ana okulundan beri böyle sevişmemiş miş de, yok neymiş. Dedim buna o zaman sen ciddi düşünen değil sadece veren bir motorsun dedim. işte bu bağırmaya başladı ne biçim konuşuyosun benimle motor filan. Ben evlenme hayalleri kuran bir genç kızım, ben seninle ciddi düşünüyorum diyordu. Sinirlendim dedim ki ben seninle ciddi düşünmüyorum dıbına koyim”

O ara bir dal çıkarıp yaktı

“işte bu yine başladı yok sen benim hayallerimle oynadın gelinlik falan saydırıyor, dedim gibtir git bu evden. Bu konu kapanmıştır.”
Vay dıbına koyim neler oluyor dedim. Bu anlattı yine bişeyler yok intihar ederken kurtarmış falan, masanın üstünde dildo falan varmış bu namuslu ayaklarını yemezmiş, dinliyomuş gibi yapıyordum fakat aklım hala yanan evimdeydi ve televizyon da olmayınca canım epey sıkılıyordu. Hiç olmasa internet olsaydı bari.

“bu gece” dedi
“evet abi”
“rakı balık yapalım.”
“yaparız abi ayıpsın” dedim.
“ama önce sahile gidip balık tutmamız gerekiyor”
“olta var mı?”
“oltaya gerek yok. Mızrak yapıp yakalıcaz” dedi.

Neyse bu deliye uyduk çakıyla ağaç saplarının uçlarını sivrillik yanımızda da iki kova sözde balık tutucaz. Akşama kadar uğraştık ettik 1 kova balık tuttuk. Bahçe geniş zaten, mangalı falan kurduk akşam üstü, bu sabundan sattığı paralarla gidip bi şişe 70 lik almış.

Bi yandan mangalı gözlüyouz bi yandan da radyodan neşet baba çalıyor, rakı falan iyi ortamı kurduk. Sabun mevzularından konuştuk o gece biraz. işler nasıl, kazandırıyor mu? gibisinden. Acayip şeyler anlattı. Bomba yapımından bahsetti. Diyor işte eşit derece benzin ile portakal suyu karışımı ile nitrogliserin elde ediliyormuş.

Kafalar da güzel ya dedim gibir len ordan. inanmıyorum dedim. inanmıyor musun dedi. Evet dedim yine. Gitti kapıya doğru yalpalaya yalpalaya. Ciddi ciddi 500gr portakal suyu sıktı tam benzin arıyodu içtim portakal suyunu. Dedi napıyosun olum bomba yapıcaktık. Yav dedim bi gibtir git işine. Gel seni yatırayım yukarı kafan iyice güzelleşti dedim. Balıkları gömdük o gece, rakıları da gömdük iyice çakırkeyf olduktan sonra mangalın üstüne işedik ateş almasın diye, sonra yukarı çıkıp yattık. Sözde hatun mevzularından konuşucaktık, fakat tayyar abi işte bomba yapıcam falan dedi yalan oldu mevzu. Zaten pek de umrunda olduğunu sanmıyorum.

Ertesi sabah yanıma geldi

“oouvv oğlum biz dün gece ne içtik lan öyle naptık?” gibi klagib sarhoş geyikleri çevirdik. Gel duş alalım dedi. Ne diyor lan bu dedim içimden. iki tane küvet varmış, neyse girdik bu yüzünü gözünü çitiliyor, “tarihten kimi dövmek istersin” dedi.

“abi bu işleri boşverelim de senin dün hatun mevzusu vardı noldu yalan oldu o dün gece” dedim.
“takılma oralara. Umrumda değil”
“nasıl yani o kadar zaman sevigiliydiniz hiç düşünmüyor musun?”
“kadınlar tarafından yetiştirilmiş bir erkek nesliyiz, aradığımız şeyin başka bir kadın olduğunu düşünmüyorum” dedi
“eyvallah abi haklısın”

Ben inceden kıllanmadım da değil hani. Neden böyle bir cümle sarf etti ki ? acaba gaylik mi vardı ? ulan uyurken kaportayı çizdirmeyelim ? diye dalgın dalgın düşündüm.

rezerved

REz pnp

Tyler Durden amk

reeeezzzzzeeerrrvvvuuuaaaarrrr