Evet beyler başlıkta okuduğunuz gibi ancak bu içeride kalma korkusu değil.
Sıçtığım takun gitmeme korkusu. Şimdi size bu fobiyi nasıl kazandığımı anlatıcam.

Bayram nedeniyle Aydın'ın Söke ilçesine dedem ve anneannenimi ziyarete gelmiştim. Ayıptır söylemesi anneannemlerin tuvaleti biraz sıkıntılıdır, sıçtığınız takun sayısına ve miktarina bağlı olarak tuvalet tıkanır ve taklar yükselen klozet suyunun üstünde küçük ördekler gibi yüzer.

Bayramın 2. günü sökede çarşıya indim. çarşıya gitmeden öncede ballı börekli açmalı, poğaçalı güzel bir ziyafet kahvaltısı yaptım. Sökeyi bilen bilir yürüyebilirsiniz merkeze doğru. Bende biraz fazla yerim çarşıya inince acıktım ve gidip öğretmenevinde yarım ekmek köfte yedim.

Aradan 2 saat geçti eve dönerken O ses çiğköfteyi gördüm. Canım çekmişti durduramadım kendimi çift lafaşlı 2 tane güzelinden dürümü gömdüm.

Eve tekrar yürüyüşe geçtim 1 saat kadar yaylana yaylana yürüdükten sonra bir urfa kebap sofrasının önünde dedemi gördüm aç olmama rağmen "Oğlum universite okuyosun zaten seni 1 2 yılda bir görüyoruz gel sana bir kebap ısmarlayayım 16 yaşından beri bişey ısmarlatmıyosun bize" çok ısrar etti dayanamadım oturduk.

1 porsiyon iskender yedirdi bana sonra ben eve doğru tekrar yürüyüşe geçtim o da kahveye gitti muhabbete. Ulan tam eve 4 dakikalık bir yürüyüş mesafesi kalmış karnıma bir mızrak saplandı sanki.

takum ucunda duruyordu evet osurma jokerlerimi kullanmıştım artık bundan sonraki atışım uzun namlulu bir tak parçasıydı.

Eve yaylanan bir penguen hızında ayaklarım açık vaziyette koştum. Kapı açıldığı anda tuvalete deparladım.

Yapan varmı bilmem ama o tam pantolonu çıkardıktan sonra donu çıkarırken daha oturmadan yavaş yavaş sıçmaya başlarsın ha işte tam onu yaptım.

Oturmanın rahatlığıyla kimyasal attıklarımı uzun namlulu taklarla yavaş yavaş atmaya başladım bu arada senfoniyi ateşlendirmek için arada "ığhhh" niteliğinde sesler yapıyorum.

Herşey bitti zütümü yıkadım ayağa kalktıktan sonra çıkardığım esere bir göz gezdirdim. Uzun namlulu takların altında erimiş ince bir temel vardı önemli olan tek madde taktan suyun görünmemesiydi.

Benim tuvalet sorunundan haberim yoktu iştahla sifona abandım veeeee...

işte o malum an temelden 18 gram tak eksilip gideri tıkadı sonra temelin üstündeki uzun namlulu taklar yükselen suyun enerjisiyle şaha kalktı. Üstümü giyinip oturup düşündüm ama çıkış yolu bulamadım.

Ellerimi yıkayıp çıkıp dedeme "Dede sizin tuvalet galiba biraz tıkanmış bir tesisatçımı çağırsak" dedim

Dedemde "ne gerek var oğlum ben bi göz gezdireyim" dedi. "Hayırrr" diye bağırana kadar dedem içeri daldı saniyeler sonrası kimyasal bir bombayla karşılaşmışcasına dışarı akın etti çıktığında tek sözü "öfffff ne yaptın lan sen"

O an o koku evi basmıştı aile salona toplandı tek konuşulan konu buydu tuvaleti kırdırsakmı yoksa pompacımı çağırsak diye istişare yapıyorlardı. Ben utancımdan bir köşeye kedi gibi pusmuş dinliyordum.

En son dedem klozeti kırdıralım dedi sonra pompacı çağırdılar denemek için. Pompacı meslek hayatında böyle birşeyle karşılaşmadığı belliydi.

Pompanın bir 2 vuruşundan sonra tuvaletin açılma sesi geldi ancak büyük pompayı kaldırdığında bütün tak altına yapışmıştı.

25 sifon birikmesinden sonra takdan kurtulmuştuk ancak hala kokusunu alabiliyoruz

BU DA BÖYLE BiR ANIMDIR.
--- sacliadamzzers ---

özet: Öyle bir sıçtım ki tuvalet tuvalet olalı böyle tak görmedi ve sonra onu açtırma maceraları