Bidaha rez alak malum trendden düştü

rezzzzzzzzzzzzzzzz

Dev
Am

Beyler bilmiyorum ne kadar takipcimiz var ama burada oldugunu gosterenlere eyvallah gece tekrardan devam edecegim hikay3ye

Partlaro seri at sabaha kadar efsane olsuun, kavun başkan

Hadi baskan gel artık be

reerved

Günler hızlanmıştı artık. Okulda ki tanınırlığım artmıştı.ilk iki aşama bitmişti. Sevgilim vardı ve bu okuldaki en güzel kızlardan biriydi. Başarılıydım spor ve ders alanında. Peki eşkıyalar ?
Eşkıyaların daha zamanı vardı onlar için özel bir plan hazırlayacaktım. Plan öyle işlemeliydi ki her şeyi ben yapıp suçu onlara bırakacaktım. Lakin dediğim gibi bunun daha zamanı vardı.
Okulun başladığı dönemler artık Gizem’le daha yakındım. Teneffüste yanıma sokuluyor başını göğsüme yaslıyordu. Minik bir kedi edasıyla öğle arasında kollarımda uyukluyordu. işin en güzel yanı kevaşe dediğim Gizem gerçek bir sevgiliye dönüşmüştü. Sadece erkeklerle değil en yakınında olan erkek arkadaşlarıyla bile mesafesini koruyordu. Zaman zaman parkta kulağına okuduğum şiir kitaplarından mırıldanıyordum.Ümit Yaşar’ın şiirleri çok hoşuna giderdi.Bir şiirini defalarca okuturdu bana.O şiirden aslında onunda kalbinin yaralarla dolu olduğunu anlayabilirdiniz.’’Acılar Denizi’’ydi o şiir.Biz birbirimizin merhemiydik bu saatten sonra .Onsuz bir hayat acı dolu kederli ve kasvetliydi. Fakat en melankolik zamanlarımızda bile gamzesini belli ettirmek için çabalar en sonunda küçük bir buse kondururdum gamzesine.
‘Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana;herkes içime dökmüş artıklarını
’

Gizem’in yanında huzuru buluyordum.Ben yalnızlığın çocuğuydum sönük yıldızdım.Şu hayatta mutlu olmak için içimdeki en büyük devrimi gerçekleştirmiştim.Şu an ise eskiye dönüyor kendimi kapıyor hayatımı Gizem’e ve onun mutluluğuna adıyordum. Mutlu olmak benimde hakkımmış dostlarım.Ben içe döndükçe her geçen gün yeniden keşfediyordum kendimi. içimin Gizem’le nasıl dolduğunu onsuz bir hayatın nasıl var olduğunu düşünüp buna kafa patlatır olmuştum. Ulan sadece bir heves olduğunu zannederken bilincimin sahibi olduğunu ona bu ayrıcalığı sunduğumu nereden bilebilirdim ki ?
Okulda eski ortamımı kaybetmeye başlamıştım. Bazıları sevgilin olunca bizi boşladın eskisi takılmıyorsun bizle demeye başladılar. Kızamazdım haklılardı bu yüzden kusura bakmayın deyip geçiyordum.Biz Gizem’le kendi yağımızda kavruluyorduk.En güzel günlerimi hatırlamak güzel lakin takvimler durmuyor bugün yine eylülün başı oldu. Sonbaharın başlangıcında doğmuş sevgilim eylül asıl baharı sonbaharda çiçek açtıran sevdiğim.Sen ise benim sonsuzbaharım olan sevgilim. Doğum günün kutlu olsun mehparem…

Beyler seri partlar istediğiniz için pek nitelikli kontrol edemiyorum yazdıklarımı sürç-i lisan olursa affola...

seri yaz

Bu sıralarda babam uzun zamandır istediğim köpeği almıştı beyler. Pittbull istesem de güzel yavru bir kangal köpeğiyle gelmişti babam.Ona karşı direk ısındı içim babama teşekkür edip direk kangalımı alıp Gizem’in evlerinin önüne gittim. Gizem’i arayıp aşağıya çağırdım çok geçmedi 5 dakikaya yanıma geldi. Kangalı köpeğini deli sevmişti o da.Onunla çocuk gibi oynuyordu.Bir an onu anne olduğunu düşündüm mutlu yuvamızda beraber olduğumuzu düşündüm. içim nasıl alev adlı beyler anlatmam burada imkansız. Bana her şeyi anlattırabilirsiniz fakat bu his işte bu his kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir his.
Gizem’e doyasıya sarılarak vedalaşıp eve döndüm beyler. Kangalıma yemeğini suyunu verip eve girdim. Yatağıma uzanıp bir müzik açtım. Delice bir mutluluktu bu sevinçten tavana gülücükler atıyordum. Arka fonda ise Yıldızların Altında çalıyordu.

işte o gece hayatımın kabusunu görmüştüm. Attila kabusum olmuştu. Rüya aynen şöyleydi.
+Alter nerelerdesin ?
-Sen ne arıyosun lan burada ?
+Ben hep seninleydim bunun ne zaman farkına varacaksın
-Ne diyon la sen ?
+Beni neden yalnızlaştırdın ? Eski günlerden kurtulup neden eskiye gidiyorsun ? Yazık ediyorsun kendine gene o utangaç çocuk mu olmak istiyorsun? Arkandan edilen küfürleri duymamazlığa mı geliceksin yine ?
-Lan belanı mı arıyorsun yoksa ?
+Belki Gizem’de sıkılır senden hem o sana değil bana aşıktı.
Terler içinde uyandım. Bunun anlamı neydi lan derken o tekrar odaya girdi. Allah’ım bana yardım et kafayı yiyecektim. içimden bildiğim tüm duaları okumaya başladım.O ise durmadan korkma benden ben yabancı değilim diye bağırıyordu. Bana doğru yaklaşmaya başladı.Tam elini uzatacaktı ki avazım çıktığı kadar bağırdım ‘‘gibtir git lan’’ diye. Tüm mahalle benim sesimi duymuştu bazıları balkona çıktı hatta polise haber vermişlerdi. Nereden anladın dersen 5 dk sonra devriye gezmeye başladılar ki bu mahallemizde olan pek bir şey değildi. Babam merakla odama daldı noldu hırsız mı falan dedi. Babama kabus olduğunu anlattım. Babam bana su getirmek için mutfağa gitti. Bacak aramda bir sıcaklık hissettim beyler ama elim ayağım boşalmış hareket edemeyecek durumdaydım suyu bile babam tuttu. Babam odaya gelip ışığı açtığında yatağı sırılsıklam ettiğimi gördüm kokusundan sidik olduğu anlaşılıyordu. Sonra babam avucuma baktı tam bir avuç saç o anki korkuyla saçım çoğunu koparmışım saç diplerimin acıdığını hastaneye giderken hissetmeye başlamıştım.

O geceyi hastanede sakinleştiricilerle bayılmış bir şekilde geçirdim. Saç derimi kopartacak gibi yolduğum saçım yüzünden saçımı sıfıra vurdurmak zorunda kaldım. Babamla eve döndükten sonra hava almak için izin alıp Gizemin yanına koştum. Yeni imajımı görünce çok şaşırdı hoşuna gitmediği belliydi ama beni seviyordu. Narin elleriyle kafamı okşarken olanların hepsini Gizem’e anlattım. Tüm şaşkınlığıyla dinledi ve en az benim kadar ürperdi. Lafımı kesip bak şaka yapmıyorsun değil mi eğer şakaysa komik değil diyordu.Şaka olmasını ondan çok ben istiyordum lakin gerçekti.
Konuyu dağıtmak için kangalımın adını ne koyduğumu sordu.Ben ise hiç düşünmedim klagib çomar kocabaş falan koyarım dedim.O ise daha güzel bir isim koyalım diyordu. Beyin fırtınası yaptıktan sonra Gölge ismini seçti.
+Gölge olsun
-Gölge mi?
+Evet sürekli bizim yanımızda olsun tıpkı gölgemiz gibi? Senin yokluğunda beni korur hem.
-Ben hep senin yanında olacağım.
+Eğer ben olamazsam o zaman senin gölgen olacak seni benim için koruyacak benim oğlum, dedi.
-Hep beraber olacağız seninle, dedim.
Sustu sadece.Bu suskunluğunun altında milyonlarca şey barındırıyordu. Lakin ben iyi değildim derinlerine inip sorunu çözemiyordum ondaki.

Beyler nerelerdesiniz resmen kendime anlatıyor gibi oldum şu an ...

Eve döndüğümde şok üstüne şok geçiriyordum. Babam salonda televizyon izliyordu. Babamın yanında ise Attila gazete okuyordu. Attila'ya dönerek ne arıyorsun lan sen burada dedim. Babam donuk gözlerle bana baktı. Baba bu adamdı işte dedim. Hangi adam oğlum dedi. Babama meğersem boş koltuğu gösteriyormuşum. Doktorlarda öyle diyordu onların bile gerçek olduğu konusunda şüphelerim vardı.Bu olayın hemen ardından babam beni tımarhaneye zütürdü. Oysa ki köpekler gibi ağladım dizlerine çöktüm baba beni bırakma nolur diye.Ama fayda etmedi sürekli senin iyiliğin için deyip ağlıyordu o da.Neden ulan neden ? Deli değildim oradaydı bin kanlı canlı ama kimse onu göremiyordu.Çünkü aslında ben diye gördükleri şey Attila’ydı. Bense eski benliğime dönmeye başladıkça ondan kopuyordum lakin hayat o kadar hızlı akıyordu ki kimse bendeki bu değişikliği fark etmiyordu.

1 haftam deliler arasında uyuşmuş halde geçmişti. Hastanenin bahçesinde bakıcımla otururken o geldi yanıma.
Nasılsın ortak dedi bana ben ise cevap vermedim o gerçek değildi biliyordum çünkü öyle öğretmişlerdi. Tahmin edeyim haplarını almadın ve beni görmek bu yüzden seni şaşırtmıyor dedi. Bakıcın burada olduğun için konuşmamanı anlıyorum ve küs olmadığımızı da biliyorum. Gece altına işemezsen yanına geleceğim deyip gitti küstah huur çocuğu.
Babam her iş çıkışı yanıma gelip yakında çıkacağımı çok kısa zamanda düzeldiğimi gördükleri için herhangi bir olaydan etkilendiğim için halüsinasyonlar görmüş olma ihtimalimden bahsetmişlerdi. Babam bana özel birini getirdiğini söyledi. Gizem gelmişti. Babama kaç kez onu asla buraya yaklaştırmaması gerektiğini söylemiştim.Bu halde beni görmemeliydi. Buradan çıkamazsam beni böyle hatırlamamalıydı. Gece olduğunda Attila’yı bekledim. Kapıyı aralayıp sessizce içeri girdi.
+Nasılsın ortak?
-Deli gibiyim
+Anlaşılan baya iyisin ortak.
-Çıkarman lazım beni buradan senin yüzünden buradayım.
+Babam seni çıkaracaklarını söyledi ya.
-Ulan sen nereden biliyorsun bunca şeyi?
+Hala anlamıyorsun değil mi?O aldığımız matematik notlarına acıyorum…
-Aldığımız
+Beni sen oluşturdun ama bunun hala nasıl farkına varmıyorsun anlamış değilim.O kafanda gezen sosyal çevrenin merkezinde ki başarı abidesi çocuk aslında bendim Alter. Böyle olmayı sen istedin beni sen şekillendirdin.Şimdi ise saçma sapan nedenle eski haline dönüyorsun. Gizem için mi onu gibmek için bu kadar hevesliydin ne oldu şimdi? Eski haline yani bana dön Alter. Gizem’i hala gibmek istiyorsan senin için gibebilirim…
Bir anda boğazına yapıştım.Öldürmek istiyorsan öldür beni alter lakin bu hiçbir şeyi düzeltmeyecek diyordu bana .Evet haklıydı boğazını bıraktım ve odadan çıkıp gitti.O gittikten sonra bense sabahın ilk ışıklarını izleyerek yorgunluktan uyuyup kalmışım.

reeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeez

Beyler final için çok bir şey kalmadı. Partlarda ki detayı azaltıp kısa sürede finali yazacağım okuyan kişi de artarsa bugün bitiririm.

Eve dönmüştüm.Zor günler atlatmıştık babamla lakin bu benim için daha zordu. Kazınmış kafam gerçek bir yastığa temas ediyordu. Burnum ise ev kokusu alıyordu. Kıymetini bilmediğiniz şeyler onlardan mahrum kalınca dünyaları verseler de değişmeyeceğiniz bir şey oluyor.
Kapı çaldı babam sen kalkma bakarım ben dedi. Kapıyı açtı Gizem’in sesiydi bu ağzımda gezdirdiğim haplarımı direk yuttum eğer o gelirse Gizem’in yanında sinir krizi gibi böyle bir olay yaşamak istemiyordum. Sımsıkı sarıldı beyler bana. Kolları bana güç verdi sanki beni iyileştirecek asıl ilaç onun sevgisiydi. Dudaklarıma küçük öpücükler atıyor benim için korktuğunu ziyaret ettiği gün hiçbir şey diyemediğimi uyuşturulduğumu biliyormuş bu yüzden kendime kızmamam gerektiğini söylüyordu.
Beyler okula döndüm hala tedaviler devam ediyordu eskisi gibi şiddetli şeyler yaşamıyordum. Attila ara sıra bahçedeki banklarda kantinde kısacası herhangi bir yerde beni izliyordu. Attila’nın bakışların da hüzün vardı beyler yalnızlık vardı.O bakışları iyi bilirim o eski alter olduğum zamanlarda aynaya baktığımda ki bakışlardı yalnızlığı kendine acımayı barındırırdı altında.