Beyler selam. Yüzkere ABD hakkında hikayeler, anılar anlattım fakat bu defaki biraz değişik

Neyse ben başlıyorum, okuyan olur elbet.

2014 Yazında los Angeles'ta dil okuluna kayıt olmuştum beyler. Hatta anlatmıştım sonradan seattle'a falan geçtim. Neyse dil okulunda ilk ayın sonuna gelmiştik, ufaktan çevremiz olmuştu okulda.

Yabancılarla da kaynaşmıştık ama Türkler olarak bi grubumuz vardı.

Bendeniz asi genç tomorrow, iyi aile çocuğu Anıl, Emre ve Melis(sevgililer).

Genelde hep beraber takılır, gezerdik falan. Bir gün araba kiralayıp santa barbara'ya kamp yapmaya gidelim dedik.

Bilmeyenler için anlatıyorum, santa barbara los Angeles'ın yanında, daha küçük ve güzel bir şehir.

Orada sahil kenarında bir yerde çadır kuracak, eğlenecektik falan işte. Dil okulundaki hocaların birinden 2 tane çadır ödünç aldık(burada kampa gitmek moda), sıra asana kiralamaya gelmişti. Günlüğü 60$'dan, 2013 model toyotayı kiraladık.

Yeme- içme için güzel bir alışveriş yaptık ve nihayet kamp günü geldi.

Hepimiz farklı yerlerde kalıyorduk. Arabayı Emre ve Melis kiralamıştı, sabah 9'da sözleştiğimiz yerden beni aldılar, Anıl'ı yol üstünden almışlardı zaten.

anlatıyorum

Neyse beyler, yolda koyduk dıptıs müzikleri de, muhabbet ede ede gidiyoruz. Direksiyonda Emre, yanında Melis, arkada ben ve Anıl.

Bu arada santa barbara şurası amk, cennet gibi bi yer

https://www.google.com/se...=isch&q=santa+barbara +

Boru mu lan, hayatımda ilk kez kamp yapacağım, bayağı heyecanlıyım. Bu arada görsellerde çıkan şehir içinde sadece biraz gezeceğiz, sonra ise kamp alanına gideceğiz. Benim tabi ağzım kulaklarımda.

Bu arada hep şunu yapmak istemişimdir, evde önceden mix cd bile hazırlamıştım bunun için amk. The Oc vardı eskiden, onun jeneriğindeki parçayı açtırdım cd'den ve başımı cama dayayıp duygusal takıldım bir süre : D Kaliforniyadayız ya amk.

https://www.youtube.com/watch?v=-6Y5xdgHzbc

Neyse biz 1,5 saat falan gittik, sonunda vardık Santa barbara'ya. Karnımız fena acıkmıştı.
Work and Travel falan yapmış panpam varsa bilir, abd'nin yemekleri rezalettir, bilmediğiniz yere gidemezsiniz. Adamların şekerli turşusu ve pastırmalı(bacon)tatlısı var amk.

Bizde bildiğimiz yere gidelim dedik ve bir subway'e girdik.

Sanviçleri aldık ve bir masaya geçtik. Yemeye başladık. Bayağı acıkmıştık, deli gibi yedik, bu arada Melis, kız olmasına rağmen ağzına yüzüne sos bulaştıra bulaştıra yiyordu, midem bulandı. Başımı yana çevirdim ve çevirmemle beraber çenem yere yapıştı.

Çapraz masada iki tane sarışın afet yemek yiyordu, yanlarında ise süt görünüşlü zayıf ve gözlüklü bir eleman vardı. Hatunlar cidden efsaneydi, uzun sarı saçlar, ciksi beden, mavi gözler, hokka burun... Aralarındaki tek fark birinin daha iri göğüslü olmasıydı sadece.

Kardeş olacak kadar çok benziyorlardı. ikiside kısacık kot şort ve göbeği açık tişört giymişti.

Ben Anıl'a işaret ettim, ağzındaki kolayı püskürttü abaza. Kolay mı lan, adam bakir bir süt.

Kızlar bu olayı fark ettiler ve gülmeye başladılar. Bu sırada emre ve melis'te kızları farketmişti.

Beni önceki hikayelerden tanırsınız, amerikan kızlara olan binliği yaparım, çekinmem. Fırsat bu deyip söze girdim.

"Soluk borusuna kola açan adamın drdıbına yardım edeceğinize gülüyorsunuz, çok ayıp!" dedim sırıtarak.

Kızlardan ufak memeli olan cevap verdi.

"Hadi ya, soluk borusuna mı kaçtı? Bizde bize dayanamadı sanmıştık"

Kız lafı sokmuştu ama altta kalmamak lazımdı tabi.

"Ben pek dayanılamayacak bişey göremiyorum, kaporta fena değil ama iç donanımda sıkıntı var galiba"

Lafı koymuştum beyler, bu arada aklınızda olsun ukala erkekler herzaman kadınları etkiler.

Bu arada bizimkiler de lafa girdiler ve kendimizi kızların masasında bulduk bir anda(melis ne kadar somurtsa da)

Kızlar kardeş gerçekten de. isimleri Jenny ve Carly. University of santa barbara öğrencisi ikisi de. Yanlarındaki binin adı Matt, cidden eziğin, sümsüğün biri, nasıl bu kızlarla dolaşıyor aklım almadı amk. binle konuşmadım zaten bile.

Bu arada örnek resim atıyorum, kızlar şuna benziyor

https://www.voeblogg.no/w...06/IMG_808422-600x479.jpg

Jenny'nin memelere yaptığım yakın mesafe incelemeden sonra silikon olduğunu anladım, bu yüzden bu kadar büyük ve diktiler. Silikon yaptıran kız, ciksi olmaya çalışıyordur ve yolludur diyerek ben kendi kendşme çıkarımımı bile yapmıştım * Hatta beynimde kızlarla threesome yapma görüntüleri dönüyordu ki, Melis'in dürtmesiyle kendime geldim.

"Şşş, tomorrow, sana soruyorlar, gidemeyiz dimi, kamp yapıcaz çünkü"

Ben, "Ha, ne?" diyerek hayallerimden uyandım. Jenny tüm ciksapeli ile bana bişey soruyordu.

"Bu akşam house party yapıcaz, sizde gelsenize"

Ben tabi kampı mampı sattım o anda.

"Tabiki, telefonunu versene, akşam msjlaşırız"

okuyan var mı lan? Boşuna yazmayayım

Arabaya döndüğümüzde benim ağzım kulaklarımdaydı ama Melis köpürmüştü. Tabi onu sakinleştirmem bana düştü.

"Ya sakin ol Melis, amerikalıların sözüne güven olmaz, biz yine kampa gideriz, msj arlarsa belki bir partiye uğrarız"

Anıl ve Emre'de kızların partisine gitmek istiyorlardı fakat fazla istekli görünmemeye çalışıyorlardı Melis yüzünden.

Şehirde arabayla hızlı bir tur atıp, kamp mekanına geldik.

Okyanusa bakan bir yamaç üstündeki kamp mekanı cidden güzeldi. Arkamızda çam ormanı başlıyor, aşağıdan gelen dalgaların sesi ise huzur veriyordu. Biraz zorlama olsa da çadırları kurabildik.

Bulduğum birkaç taşla yere çember çizip, Ocak yaptım. Zaten kuru çam dalı doluydu heryer, kolayca ateşi yaktım.

Bu sırada Anıl yanıma geldi ve bir sigara uzattı.

"Kanka, kızların partiye gidecek miyiz gerçekten?"

"Ayıpsın kanka, kızlar msj atarsa neden gitmeyelim?"

Anıl'ın gözleri parladı ve biraz daha yanaştı.

"Sence o kızları sker miyiz?"

içimden sen bu eziklikler en fazla elini skersin dedim ama tabi yüzüne karşı çocuğu kırmamak lazımdı.

"Tabi kanka, hatta kesin villada yaşıyorlardı bunlar, villada skiştiricem seni"

Elemanla talak geçerek camel'ımdan nefesler çekyordum, gayet mutluydum.

Neyse beyler biz sohbet muhabbet ile akşamı ettik. Bu arada jenny'ye msj atmıştım ama geri dönmemişti.
"Sktir et" diyerek yanımızda getirdiğimiz sosisleri artık köz olmuş ateşte kızartmaya başladık. Sosislerimizi birayla yerken jenny'den msj geldi. Bize bir adres yollamıştı.

Melis mırın kırın etse de, gitmeye ikna ettim. Çadırları toplamadık, geri dönecektik.

Gps'ten adresi takip ederek yola çıktık.
Saat daha 22:00 falanda ama yol bomboş ve ıssıZdı. Zaten kamp alanı şehir dışındaydı, bir tarafımız orman, bir tarafımız okyanus, gidiyorduk.