/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 234.
    0
    Rezzzzz
    ···
  2. 233.
    -1
    Uzun zaman sonra başlığımı farkettim lan, devam etsemmi acaba bunu yazmaya ???
    ···
  3. 232.
    0
    Rezerve
    ···
  4. 231.
    0
    Yazmaz herhalde artik
    ···
  5. 230.
    0
    Rezerve
    ···
  6. 229.
    +1
    Buluşma günü geldi çattı beyler. Yine sabahın köründe kalkıp idil'i uyandırdım tabii güzel bi mesajla. Aynı şekilde güzelde bi yanıt geldi. Bu sefer sabahın köründe gidip dikilmeyecektim o kursun önünde , çıkmasına bi saat kala gitsem yeterdi. Hatta o bile çoktu , yarım saat kala giderdim.

    Geçen seferki gibi bayramlıklarımı çekip gitmedim tabii. Daha sade ama idil'in hoşuna gidecek tarzda giyip çıktım. Kursun önüne gelip beklemeye koyuldum. Ama inanır mısınız beyler; o heyecan her ne olursa olsun bitmiyo , gitmiyo içimden. ilk kez görüşecek aile fertleri gibi , askerden dönen oğlunu karşılayan bi ana gibi... Bekleyemiyorum , geçmiyo dakikalar. Sonunda geldi , çıktı kapıdan. Bu sefer kızlarla değil yalnızdı. Yanıma geldi , belini sarıp o mis kokusunu içime çeke çeke aldım yanaklarından öpücükleri. "Telefonunu kontrol et bakalım varmı çağıran eden" diye laf sokmayıda ihmal etmedim. "Aslında tamda onu söylicektim , halamın işleri yoğunmuş yardıma gidicektim fazla kalamam" O an yüz ifademi betimeleyebilecek bi şey yok heralde. Yanardağlarmı patlamadı dersiniz , dağlarmı devrilmedi içimde. Zümrüt gözleriyle gözlerimin içine bakıp gülmeye başladı "Şaka yapıyorum şaka , bugün seninim"

    "Ee ne yapıyoruz idil hanım , planıda siz yapın artık. Aç mısın , yiyelimmi bişiler ?"
    "Yok canım ya , biz kızlarla atıştırdık bişiler. Ama sen açsan gidelim"
    "Yok yok bende değilim. E dikilmeyelim böyle , gel bi sahil turu yapalım seninle madem"

    Elini tutmaya henüz hazır değildim beyler. Ne bileyim ,korkuyodum işte. Sanki tuttuğum eli bırakıp gidicekmiş gibi hissedip korkuyodum. Yolun karşısına geçip sahilde yürümeye başladık. Adımı o atıp koluma girdi , birazda olsa rahatlamıştım. Geçen buluşmadan bahsettim , neler hissettiğimden nasıl triplere girdiğimden falan. "Kendi kendime Tarkan olsaydı eczaneye gitmezdi ama" diyip üzüldüğümü söylediğimde o yüzündeki gülümseme anlık bi ekşimeye dönmüştü. Tarkan hala hassas bi yaraydı demek , sebebide bendim yıllar önceden. Neyse bu tatsızlıkları atlatmam lazımdı. Ne de olsa artık Tarkan yok , ben varım; biz varız hiç bitmemek üzere...

    Yol boyunca kol kola yürüyüp okulda olanlardan bahsettik. Pek çok yerinde gülüştük , ama konu Ezgi ve Sülo'ya gelince kendimi tutamayıp patladım. Hazır Ezgi'de yok , yardır gitsin.

    "Ya neden böyle bişi yaptığını anlamıyorum. Sana ne Ezgi'nin ilişkisinden , sana ne Sülo'dan dimi ama. Bak çocuk seni seçti , kim olsa seni seçer. Bunu zaten bilmeniz ve girişmemeniz lazım."

    "Ya haklısın canım ama hayırda diyemedim. Zamanında ben onunla çıktım Sülo'nun yanına annesi şüphelenmesin diye. Zamanı gelicek seninle çıkarken de Ezgi yardım edicek bize. Karşılığı olsun diye yani , senin için"

    Şu konuşma bile yumuşatmıştı beni be , benim için yapılmış "yanlış" bişiydi ama özeldi.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 228.
    0
    Artık ilk "yanaktan" öpücükle birlikte bi kademe daha atlanan ilişkimizde herşey çok güzel bi şekilde ilerlemekteydi. Gerek sınıfa gelip gitmeler , gerek arkadaş ortamıyla kaynaşıp onlardan biri gibi olmalar. Herşey çok iyiydi. Barış'ta artık benimle geliyodu , ama idil tarafından takılacak bi durum yoktu. "iyi günler yenge" diyip diğer çocukların yanına geçiyodu , kendi geyik muhabbetleri kendi aralarında dönüyodu. Bense idil'in yanında sarmaş dolaş oturuyoduk el ele kol kola. Çevremizde oturan kızlara yerli yerinde yaptığım espiriler , Gamze'yle olan atışmalarım , idil'e inceden ettiğim iltifatlar sınıfın gözünden kaçmıyodu. Sinem'le konuşmamız son hız devam ediyodu evet , ama her tenefüs Mehmet'in yanına gitmekten benimle sınıfta pek görüşemiyodu. Hem idil denen bi kıskançlık abidesi var dıbına koyim nasıl görüşeyim ben Sinem'le.

    Bu arada idil'in sevdiği bi kaç parça vardı sürekli mırıldanıp durduğu. Onları çalıp ona bi jest yapabilmek için gitara başlamıştım bu arada. Daha ilk günlerim , parmaklarım su topladı. Ama geçecek tabii , ilerde güzel planlarım var. Bir diğer can dostum Yahya'da durumlar karmaşıktı esasında biraz. Ecem'le yine bi atışma bi kapışma halindeler. Ve Ecem'de benimle konuşmuyo artık. Neymiş , objektif düşünerek yorumlayamıyomuşum durumlarını her seferinde arkadaşımın tarafını tutuyomuşum. Yahu yok öyle bişi. Yine bi ara sahil yapmak lazım; kafaları dağıtmak , kendimizi toplamak , mutlulukları paylaşmak , güzel hayaller kurmak lazım. Hem bu arada benim bi ara Yahya'yla Barış'ı da tanıştırmam lazım. Ulan ne ekip olur bizden be.
    ···
  8. 227.
    0
    idil'in attığı mesajları okuyorum , Ezgi zorluyo şunu yaz bunu yaz diye. "Şimdi Ezgi'yle berabersin ama bende hoşlandım senden , Ezgi'yi mi seçerdin yoksa beni mi ?" yazmaya başladılar. Bizim dızzo yemi kaptı tabii hemen. "Boşver Ezgi'yi ya seni seçerdim tabii , o gözleri kim seçmez" Vay yavşak , Ezgi'yle buuşmaya gelip idil'in gözlerinide kesmişti demek ki. Anasını gibicem beyler.

    Cevabı aldıktan sonra Ezgi idil'in telefonundan Sülo'yu silip engelledi. Bundan sonra hiç bi şekilde ulaşamazdı. "Ben anlayacağımı anladım , şimdi sıçtım ağzına Sülo. Teşekkür ederim bebeğim , hadi ben kaçtım daha şu salaktan ayrılıcam" diyip kalktı Ezgi. idil ve ben kaldık bankta baş başa. Ama bizimde kalkmamız gerekti artık , konu komşu gören olur Kemal amcadan darbe yememek lazım. Ben yine el sallayıp gidilen bi veda olucak zannederken kollarını boynuma sarıp yanaklarımdan birer öpücük alıp gitmişti. Sonunda; günler sonra , aylar sonra beklediğim şey hiç bir çaba sarfetmeden olmuştu. Lan nasıl mutluyum anlatamam. O akşam ben eve merdivenlerden çıkmadım ama , direk balkona kondum kanatlanıp öyle bi mutluluk vardı bende. Karmaşık ve sinir dolu geçen bi gündü , ama bitişinin böyle olması; olağanüstüydü lan heralde.

    Vakit yaklaşıyo beyler , ilk buluşmanın telafisi olarak bu haftasonu 2. kez buluşuyoruz.
    ···
  9. 226.
    +1
    Barış , can dostum , güvendiğim nadir insanlar arasında en önce gelen kişi. Ama böylesine bi haber alınca aklımda soru işaretleri oluşmadı değil. Barış zamanında çok yavşak bi insandı , tanışmadan önce bana yaptığı yanlışlarda vardı. Tanıştıktan sonra düzeltti kendini , özürde diledi benden. Ama bu olanlarda tanışmadığımız zamana denk geliyodu. Ya yine bi yanlışı olduysa. Belli etmesemde inceden inceye bunu araştırmam lazım.

    Okul çıkışı idil , Ezgi ve ben birlikte döndük eve. Ezgi yine her zamanki gibi konuştuğu çocuklardan bahsedip durdu. Yolumuz gereği önce Ezgi'yi bırakırdık eve , sonra idil ve ben devam ederdik. Bu sefer Ezgi gitmedi eve , "Ay idil unuttun mu bugün işimiz vardı ya seninle"
    Ne işleri vardı lan bunların , Ezgi neden telefonunu sürekli idil'e gösteriyodu. Kıllanmaya başladım bak amk.

    Bizim evin önüne geldik , banklardan birine oturduk. Ortada idil , solunda ben sağında da Ezgi oturuyodu. idil'e yaklaşıp "Hayırdır olay nedir ?" dedim. idil anlatmaya başlayacakken Ezgi atıldı konuşmak için;

    "Ay xxxx şimdi benim konuştuğum bi çocuk var bunun adı Sülo. idil'e de gösterdim resmini , bu bana yazdı konuşmak istedi. Ama güvenemiyorum çocuğa tekin bi tip değil. Daha siz çıkmaya başlamadığınız zamanlar idil'le ben Karşıyaka'ya gittik çocukla buluşmaya. Buluştuk , hatta elinde gülle geldi. idil'de tanıştı Sülo'yla , ama pek sevmedi tabii. işte şimdi idil'den çocuğa mesaj atıp yalandan yavşicaz. Bakalım tepkisi ne olucak idil'e karşı. Beni aldatıcak mı , yoksa sadık mı kalıcak."

    Bu nasıl , ne kadar saçma bi plan lan. Benim sevgilimi mi yem ediceksiniz Sülo denen dızzonun teki için. Sinirlenmiştim , ama Ezgi'ye patlamamalıydım. Elinde beni yakacak çok büyük kozlar vardı çünkü. "iyice saçmaladığınızın farkındasınız dimi ? Şimdi çocuk idil'e sararda rahatsız etmeye başlarsa al başına belayı. Durduk yere katilmi ediceksiniz beni siz" diye çıkıştım. idil'de bu durumdan pek memnun değildi , ama Ezgi zorla diretiyodu belli ki. "idil yapma , kimi seçeceği zaten belli" diye eğilip kulağına söyledim. "Amaan bişi olmaz xxxx , merak etme eğer öyle bişi olursa ben ağzının payını verip yollarım zaten" dedi Ezgi. Sinirliyim , ama elden bişi gelmiyo beyler deliricem.
    ···
  10. 225.
    0
    iyi geceler beyler. Sahurcu tayfa burdaysa devam ediyorum. Okuyan yoktur bence ama olan olursa selam olsun onlarada...
    ···
  11. 224.
    0
    Rezerve
    ···
  12. 223.
    +2
    Barış'a sınıfa çıktıktan sonra olanları bana baştan anlatmasını istedim. En azından içim bu şekilde rahatlayacaktı. "Kanka ders çalışıyoduk işte birlikte. Yanımızda Gülşen ve Sergen de vardı. Tanıyosun onları dimi ?"

    Evet , onlarıda tanıyodum. Sergen idil'in neredeyse doğuştan bu yana süregelen en yakın arkadaşı. Yan komşuları oluyo , tanıyorum yani çocuğu. Biz buraya taşınmadan , ben hayatına girmeden önce var olan birisi. Kıskanılacak tarzda bi çocuk. Sarışın , gözler masmavi. Ama idil için Mert'ten (idil'in erkek kardeşi) farkı yok. O açıdan rahatım yani biraz. Gülşen'de arka mahallede oturan ama çocuklukta idil'le vakit geçiren sessiz sakin bi kız. Artık fazla görüşmezler her ne kadar aynı mahallede olmaya devam etselerde.

    Ama Barış , geçmişimizin bi ucunun Barış'a dokunacağını hiç bi zaman hayal etmezdim. Çünkü biz Barış'la tanıştığımızda daha buraya yeni taşınmışlardı. Öncesi olduğunu tahmin bile edemezdim yani.

    Ama işkillenmem gereksizdi ya. Barış benim can dostumdu , bana sadıktı , en yakınımdı. Bana karşı bi yanlışı olmazdı. eza idil'in de öyle...
    ···
  13. 222.
    +1
    O an beynimden vurulmuşa döndüm. ikisinin de gözlerinin içine sırayla bakmaya başladım , bi idil'e bi Barış'a. Nerden tanışıyodunuz siz , benim neden haberim yoktu ? Neler dönüyodu olm burda.

    "Siz tanışıyo muydunuz ya ? Benim neden haberim yok ki bu durumdan ?"

    ikiside bana doğru dönüp anlatmaya başladılar. Önce idil atıldı;

    "Küçükken sizin yan apartmanda oturan Alev hocadan matematik dersi alıyoduk biz. Ben , Sergen , Gülşen ve Barış. Barış'la ordan tanışıyoruz biz"

    Sonra Barış devam etti;

    "Evet kanka , kursta yengeyle birlikteydik. Bunlar üçü birlikte pek bi gıcıklardı bana , aralarına almazlardı ya gıcıklar. Bizde dersi dinlicez diye kaynatır oyun oynardık."

    Sonra kendi aralarında o günlerde yaptıkları muzipliklerden bahsettiler. idil ve Sergen'in asansöre su dökmeleri ve suçu Barış'ın üstüne atmaları , Barış'ın her fırsatta Gülşen'e yazılma çabaları falan. Sanki ben orda yokmuşum gibi. Hata mı etmiştim olm ben Barış'ı getirmekle. Kıskanmıştım. Sevgilimi en yakın arkadaşımdan delicesine kıskanmıştım. Ama belli etmemem lazımdı. Tenefüs zili çaldı , Barış ve ben sınıfa çıktık. içime bu şüphe , bu kuşku neden düşmüştü ki durduk yere ? Yok artık , kıskançlığında bi boyutu var. Bunun için Barış'la alakamı kesecek değildim tabii ki. Ya da öyle miydi ???
    ···
  14. 221.
    +2
    Artık merdivenleri inip çıkarken daha çok dikkat ediyorum. Hala da öyle , üzerime bi alışkanlık yapışıverdi. Ama o son düşüşüm olmadı tabii ki. Oraya ilerde gelicez.

    Bundan sonra idil'lerin sınıfına giderken yalnız gitmicem , bi kaç sefer Barış'ta gelicek benimle. Ne de olsa oda sınıfını benim kadar tanıyo sigara ortamından. Ertesi gün idil her ne kadar "Bugün çıkma sınıfından , ben gelirim seni görmeye" dese de ben gitmeye devam edicektim. Bu sefer Barışta benimleydi. Merdivenlerden inene kadar yanımızdan gelip geçenler "Dikkat et başkan , bi taklayı daha kaldıramazsın" diyerek geçiyolardı. Samimi insanlardı , seviyodum be. idil'lerin sınıfına gelirken yolda Sinem'le karşılaştık. "Ooo ayaklanmışsın kanka , idil'in yanına mı ?" dedi. E heralde idil'in yanına , başka ne olacağdı. "Bende Mehmet'in yanına gidiyorum , tartıştık biraz yine. Anlatıcam sana bunları hadi görüşürüz" diyip gitti. idil kapının önünde karşıladı beni. Elimden tutup apar topar sıraya oturttu. Abi o kadar ağır değildim ki ben , neyse. Yanıma oturup nasıl olduğumu sorarken Barış'a dönüp "Sene neler yapıyosun ?" diye sordu. Bi dakika lan , ben sizi tanıştırmamıştım ki daha tam anlamıyla. Barış'tan da yanıt gecikmedi "iyidir ya nolsun , görüşemedik seninle de ne zamandır" Görüşmek ? idil ? Barış ? Nasıl lan , ben sizi tanıştırmadım ki olm daha
    ···
  15. 220.
    +2
    Sınıfa çıktık , Buse'nin sınıfı zaten bizim sınıfın yanıydı. "Ben sizi baş başa bırakayım artık. Geçmiş olsun kanka , dikkat et kendine" diyip "Tanıştığıma memnun oldum" diyerek idil'le tokalaştıktan sonra sınıfına gitti. idil ilk kez sınıfıma gelmişti , böyle olmasını istemezdim tabii ama mutluydum yinede. Sınıftakiler toplandı başıma , olaydan haberleri olmuş. Dalga geçmeler , laf sokmalar gecikmeden hemen başladı tabii. Arada "Sen bu çocukta ne buluyosun yenge yaa" idil'e pas atanlarda yok değildi. Gülüşmeler güzel giderken ders zili çaldı , idil'in gitmesi gerek tabii. Düşüş anında dağılan saçlarımı düzeltip "Bugünlük gelme bizim sınıfa , ben gelirim senin yanına" diyip gitti. Tüm gün ? idil gelicekti ? Bizim sınıfa ha ? Abiii çok güzel bişi değilmi ya bu.

    Düştüğümü gören hocalardan bi tanesi girdi derse , gırgır şamata bi adamdı oda. Dersin yarısı benimle geçilen dalgalar ve idil'den bahsetmekle geçti tabii. Memnundum bu durumdan. Sinem mesaj attı "Kankaa çok geçmiş olsun nasıl oldun" diye. Dur onuda çağırsaydım bu tenefüs idil'le birlikte. Barışımın kalbi dursaydı biraz , gelsin gelsin

    Tenefüs oldu , idil'in sınıftan tanıdığım pek çok kişi geldi. Ulan sanki ameliyat olduk amk nedir bu geçmiş olsun sevdası. Olay tabii dalga geçmeye gelmek ama bende kendimle dalga geçtiğim için bi alınma durumu olmaz tabii. idil bi tarafıma Sinem bi tarafıma oturdu. Gözlerimi Barış'tan alamıyorum beyler inanamazsınız. Her ne kadar cool görünmeye çalışsada sıraya çarpması , Sinem'in söylediği her şeye yersiz gülmesi falan. O anları unutamam be , belli etmesemde sağlam gülmüştüm.
    ···
  16. 219.
    +2
    Bozukluklarla geçen bi haftasonunun ardından bu sürpriz buluşma (karşılaşma) aramızdaki buzları çoktaan eritmişti bile. Pazartesi güzel geçicekti geçmesine. Ama bugün yaşadığım öylesine bi talihsizlik vardı ki , hiç unutulmayacak cinstendi.

    O gün idil'lerin ilk dersi Coğrafya , yani benim hem sınıf hemde coğrafya hocam olan; aynı zamanda yılbaşı hediyemi aldığım Rıdvan hocamın. Mesajla haberdar etti slayt odasında olacaklarını , sınıfta görüşürüz muhabbetleri falan oldu geçti. Benimde kafamda slayt odasının önünde onu karşılayıp sürpriz yapmak var (saçma salak hevesler işte). ilk ders geçti , kendi sınıfımda bizim çocuklarla takıldım. idil'ler 2. ders çıkacaklar çünkü. 2. ders hoca dersi zil çaldıktan sonra birkaç dakika daha uzattı. Neymiş , bu konu çok önemliymiş yarım kalırsa olmazmış. Ya hocam , emin olun Servet-i Fünun bu kadar önemli olmamıştı hayatımda. Ama bırakında gideyim artık , yetişmem gereken bi çıkış var. Bu arada slayt odası dediğim yer binanın dışında başka bi binada. Koşa koşa oraya yetişmem lazım yani.

    Biz en üst kattayken yetişmem çok zordu beyler. koşuşturmam , hatta uçmam lazımdı ki yetişebileyim. Göz ucuyla pencereden baktığımda idil'lerin sınıftan çıkmış bahçede yürüdüklerini gördüm. Lan bari kapı önüne yetişseydim amk , koşmaya başladım. Merdivenlerden hızla inerken o olay yaşandı. Evet , tahmin edebileceğiniz gibi 2 sıra merdivenden taklalar atarak aşağı uçmuştum.

    Koridor kalabalıktı , gerek hocalar gerek öğrenciler hepsi var abi. Başıma üşüşen üşüşene , toplanan toplanana. Gözlerim karardı ve gözümü açtığımda merdivenin birinde ters bi vaziyette yatmaktaydım; bi bacağım duvarda diğeri merdivenin başında falan. Merih hocam başıma gelmiş "Noldu sana oğlum , kendindemisin ? Nefes alıp ver bakim" diye konuşmaya devam ediyodu. Abi iyiyim , bişeyim yok. idil'e yetişmem lazım benim. Ulan tamda onların sınıfının olduğu kata yuvarlanmışım be , kötü olmuş aslında. Kaç dakikadır yatıyodum acaba , çoktaan sınıfa gitmişlerdir. Bu düşünceler aklımda dönüp dururken idil ve arkadaşlarının geçtiğini göz ucuyla görmüş oldum. Başıma üşüşen kalabalığa pek aldırış etmemişlerdi. Ama yanındakilerden bi tanesi "xxxx mı ya o ?" dedikten sonra idil'in de dikkatini çekmişti. Yanıma geldiler , yarı güler bi halde. Onların o halini görünce bende gülmüştüm abi yalan yok. Başımda toplananlarda gülmeye başladılar , hoca dağıttı bunları. idil ve Ezgi kaldı başımda sadece , gerisi "Geçmiş olsun moruk , dikkat et kendine" benzeri telkinlerle dağılmışlardı. Hala yatar bi haldeydim , sol bileğim ağrı içindeydi. Ama idil yanımdayken mutluydum yinede. Başımı kaldırıp gülerek idil'e bakarak "Aşkım naber ya" dedim. Göz göze geldik , güldü. "Nereye yetişmeye çalışıyodunuz böyle xxxx Bey , ne aceleniz vardı acaba ?" diyerek beni ayağa kaldırmaya giriştiler. Ayağımın üstüne ciddi anlamda basamıyodum. Bi kolumu idil'in omzuna , diğerini Ezgi'nin omzuna atacakken ilkokul arkadaşlarımdan birisi olan Buse geliverdi yanıma "Geçmiş olsun kanka , noldu sana böyle ya" diyerek. Ezgi gitti , diğer kolumuda Buse omzuna aldı. Olanları anlattım , idil'e yetişmeye çalıştığımı , o sırada merdivenlerde bi talihsizlik yaşadığımı söyledim. Güle güle beni sınıfa çıkarmaya giriştiler , bu sırada idil ve Buse de tanışmış oldular tabii. Sınıfa çıkmak bahane , kolum idil'in omzundayken o fırsatla iyi sarıldım onada. Ulan acınası haldeyim ama yinede mutluyum be , idil'in hayatıma kattığı pek çok katkıdan sadece bi tanesiydi işte bu.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 218.
    +1
    Evvet beyler , başlıyoruz. Unutanlar ya da hiç başlamamış olanlar varsa hızlı bi şekilde bizlere yetişebilirler. Ramazanda başka türlü vakit geçmez , sahurda da devam ederiz böyle. Takip edeni az ama öz kişiler. Umarım pek çok kişiye ulaşır yazılarm.

    Şimdiden iyi okumalar dilerim beyler...
    ···
  18. 217.
    +1
    Hikayenin başını unuttum amk
    ···
  19. 216.
    0
    Rezeeved tekrardan
    ···
  20. 215.
    0
    Rezerved okurum
    ···