Buradaki en iyi ilişkiye sahip olduğum kişi Harun abiydi. Bana kardeşi gibi sahip çıktı. Bir gün işten çıkıp pansiyona giderken serserilerle karşılaştım. Gelip para varmı diye ceplerimi aradılar. Para omadığını görünce beni dövmeye kalkıştılar. Bir motogiblet sesiyle serserilerin sesi kesildi ve motogibletten inen Harun abiyle birlikte çocukları haşat etmiştik...

Beyler gelelim hayatımın en güzel yıllarını başlatan o güne...

Her zamankinden farksız bir gündü. Sabah kalkıp duş aldım ve lokantaya gittim. Müşteriler falandı filandı derken öğlen vakti gelip çattı. Üç tane kız geldi benin yaşlarımda (15 olmuştum).
Oturdular. Öğrencilerdi. Yanlarına gidip menü verdim. Daha sonra ikişer tane lahmacun söylediler. Ben de hemen siparişleri ilettim mutfağa. Daha sonra ise kasanın oraya gittim. Müşteri yoktu fazla. Olanlarla da diğer arkadaşlar ilgileniyordu. Ben ise yemekleri sipariş veren kıza bakıyordum. ikide bir gözgöze geliyorduk ve saçma sapan bir şekilde gülüşüyorduk. Daha sonra siparişler hazırlandı ve ben de onları zütürüp verdim. içecek olarak da kola verdim. Kızlar kalkarken hesabı istediler. Hesabı zütürüp masaya bıraktım. Daha sonra dışarı çıktım. Tam bir sigara yakacakken kızlar geldi ve iki saattir göz hapsinde tutuğum kız bana "içme" dedi ve gülümsedi. Giderken arkasından bakakalmıştım beyler. Hemen içeri girip boşları aldım ve hesabı da kasaya koydum. Paranın yanında ise bir not kağıdı vardı beyler. Açıp okuduğumda bir telefon numarası vardı. Fakat benim telefonum yoktu...

Beyler o anki heyecanı hiçbiriniz yaşamamıştır belki. Hani sevdiğinize açılırken yaşadığını o heyecan varya onun milyon katını yaşadım. Yanına gidip gitmemekte çok kararsız kaldım...

Sonunda karar verip yanına gittim. Beni gördü. Birdenbire ne olduğunu anlayamadan sarıldı ve koklayıp ağlamaya başladı. ilk defa sarılmıştı bana beyler. ilk defa anne şefkati görmüştüm. Ben de daha fazla gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım. Dakikalarca ağladıktan sonra eve zütürdü beni. Salona geçtim fakat içerde yabancı bir adam vardı. En azından ben tanımıyordum. Annem geç otur dedi ve oturdum. Annem: A Yabancı Adam:YA Ben:B

A: Bak oğlum. Bu adam senin yeni baban. Ben sana yaptıklarım için çok üzgünüm. Hakkını helal et nolur. Bizim yanımızda kal. Lütfen oğlum. Beni bırakma.
YA: Bak Murat. Annen bana herşeyi anlattı. Sana çok kötülük yapmış. Ama annedir. Candır. Etle tırnaksınız siz. Gitme burda kal burası annenin evi zaten.
B: Ben kalırım ama ablam nerede?
A: ABLANI GEÇEN SENE KAYBETTiK OĞLUM...

Beyler sizi çok beklettiğimin farkındayım çok teşekkür ediyorum hepinize. Özelden yazan kardeşlerim sağolun varolun...

Devam, devam, devam.

Ablamın acı haberini çok geç almıştım. Annemden izin alıp hemen dışarı çıktım. Sokağa çıkar çıkmaz gidip bakkaldan üç dört tane bira aldım ve hemen kulübeme gittim. Gider gitmez bir sigara yaktım. Birayı da açıp demlenmeye başladım... Bir yandan ağlıyor, bir yandan düşünüyordum. Bu hayata alışabilecek miydim?

Akşam olmaya yakın berbat bir halde annemin yanına gittim. Gündüzki adam yoktu. Annem içeri gel dedi ve girdim...

Öğlen olduğunda yine o geldi. Her zamanki gibi oldu ve daha ilginç olan birşey vardı. Onu görünce içimde birşeylerin kıpırdandığını farkettim. Uzun dalgalı saçları, ela gözleri, minik burnu, kiraz dudakları...

Evet beyler. Aşık olmuştum. Daha üç gündür görüyordum ve onu tanımıyordum ama tutulmuştum bir kere.

Yemeklerini bitirdikten sonra patrondan işim var diye izin alıp onları takip etmeye başladım. Hızlı hızlı yürüyorlardı. Anlaşılan biraz geç kalmışlardı. Okullarının yakınına geldiğimizde bir çocuk bunun yanıns geldi ve birşeyi tartışmaya başladılar. Çocuk bunun kolundan tuttu ve kendine çekti. Kız "istemiyorum seni anlamıyomusun" diye bağırdı ve çocuğun elini ittirdi. Çocuk bir kez daha kızın kolunu tuttuğunda benim tepem attı ve gidip çocuğu ittirerek "Geri bas lan" dedim. "Sen kimsin lan amk garsonu" diyince iyice dellendim ve çenesine hayatımda attığım ilk ve en sert yumruğu attım. Çocuk yere yığıldı ve çenesini tutarak "Seninle görüşeceğiz" diyordu...

Beyler yeter amk. ister okuyun ister okumayın gibimde değil. Ne zaman istersem o zaman yazarım. Geç yazıyorum diye sülaleme kayıyorsunuz lan. Şuku muku gibimde değil. Okuyosanız okuyun okumuyosanız gibtirin gidin tutan yok. Kendi kendime yazıyorum lan ben. Bir gün gelip okurum diye. Sizin okumanıza gerek yok. Hele sülaleme kaymanıza hiç gerek yok.

Pansiyona döndüm ve biraz düşündüm. Artık mantıklı düşünmem gerekiyordu. Büyümüştüm beyler. Ben öyle düşünürken uyuyakalmışım.

Sabah uyandım ve elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp kahvaltı yapmak için dışarı çıktım. Zaten pansiyonun karşısında ufak bir börekçi vardı. Girip iki poğaçayla bir de çay söyledim ve dışarı çıkıp bir sigara yaktım. Sigara bitince yemeğimi yedim ve bir sigara daha yaktım. Sonra içeri girip hesabı ödedim. Çıktım ve iş aramaya başladım. Saat 3-4 gibi bir lokanta gördüm ve camdaki eleman aranıyor yazısıyla umutlandım. Lokantaya girdim ve orada patron görünümlü bir adamla konuşmaya başladım. Adam: A Ben: B

B: Abi bakar mısın, iş arıyordum da.
Adam beni şöyle bir süzdü ve
A: Geç otur bakalım kardeşim. (Elemanına dönerek) Oğlum bize birer çay getir.
B: Abi çaya gerek yoktu. Eyvallah.
A: Lafı bile olmaz kardeşim.
B: Eyvallah tekrardan.
A: Bak kardeşim. Bizim işler zordur. Garsonluğu herkes yapamaz. Hem büyük bir dükkan, müşterileri hatırlıdır. Burda bir müşteriye yapılan yanlışı kendime yapılmış sayarım haberin olsun.
B: Abi ben çalışırım her türlü. için rahat olsun.
A: E o zaman yarın gel başla sabah 8'de burdasın. Akşam 7'de de paydos. Merak etme güzel para girer cebine. Bahşiş olayı var.
B: Eyvallah abi sağolasın. Yarın sabah 8'de burdayım.
A: (elemanlarından birine dönerek) Oğlum iş ilanını kaldır bakalım.
Elemanı benden birkaç yaş büyüktü. Gelip elimi sıktı ve tebessüm ederek "Hayırlı olsun kardeşim" dedi. "Eyvallah" diyerek ve tebessüm ederek karşılık verdim.

Artık işim vardı beyler. Yüksek miktarda da param vardı. Çok bereketli bir paraydı beyler harca harca bitmiyordu. Helal para başka oluyor gerçekten. Hele bir de küçük bir çocuğun gözyaşları ve alın teriyle kazanılmışsa...

Lokantadan doğruca pansiyona gittim. Hızlıca uyumam lazımdı. Ben de öyle yaptım. Kafamı yastığa koyar koymaz uyumuşum zaten. Sabah 7'de uyandım. Gidip bir duş aldım ve üzerimi güzelce giyip bir sigara yaktım. 7:30 gibi çıktım ve dolmuşa binip lokantanın yolunu tuttum.
Lokantaya geldiğimde patron ölmemişti * "Günaydın kardeşim hoşgeldin" diye karşıladı beni. Daha sonra dünkü elemanı çağırdı. Beni alıp içeri zütürdü ve lokantanın kıyafetlerini giydirdi. Daha sonra patron işi olduğunu söyleyip gitti ve ben de müşterilerle ilgilenmeye başladım. Bu işi biliyordum nasıl olsa...

Akşama kadar durdum ve paydos vaktim gelmişti. Üzerimi değiştirmeye gittim ve ben değiştirir değiştirmez o elimi sıkan eleman geldi. Tanıştık beyler. Benim de bir arkadaşım olmuştu. ismi de Harun'du. Harun abi bana dışarı çıkmayı teklif etti ve ben de kırmadan dünden razı bir şekilde kabul ettim. Birlikte dışarı çıktık ve ben durağa doğru yürüyeceğimizi zannediyordum. Harun abi ise kapının önündeki motogiblete bindi. Beni de eliyle çağırdı. Gittim ve kaskını bana verdi. Kabul etmemiştim fakat ısrar edince aldım. Motogiblet çok güzeldi beyler. Birlikte hızlıca bir kafeye geldik. Başımdan geçenleri anlattım. O da bir sigara yaktı, ben de...

O da kendi hikayesini anlattı. Onun da annesi yokmuş beyler. O küçükken ölmüş. Hatta bir ara gırgır olsun diye "Anneni babana yapsak mı lan" dedi. ikimiz de güldük. Saat biraz geç olmaya başlayınca kalkmak için izin istedim fakat kendisinin beni bırakacağını söyledi. Ben de olur dedim ve motogibletle beni pansiyonun önüne zütürdü. Sabah görüşürüz diye ayrıldık ve o motogibletle giderken arkasından baktım. Ben de biraz sonra odama çıktım ve direkt olarak uyudum.

Neyse lan devam ediyorum.

Çocuk öyle derken kız da bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Sınıfa gitmesini söyledim ve gitti. Ben de lokantaya dönmek için yola koyuldum. Bir de keyif sigarası yaktım. O an keyfime diyecek yoktu...

Lokantaya girdim ve yine neşeyle çalıştım. Akşam da motogibletle eve gittik. Evde beni bir süpriz bekliyordu...

Evet, kız mesaj atmıştı. Benim yüzümden başına bela almasaydın keşke. Ne belasından bahsediyordu anlamamıştım. Fakat biraz tırsma gelmedi de değildi. Kıza çaktırmadan tanışma faslını hallettim. ismi Melisa idi...

Annem: A Ben:B

A: Bak Murat. Seni evimde istemiyorum. Bugün gördüğün adam benim kocam olacak. Ben ondan bir çocuğum olmasını istiyorum. Seni değil. Sende hep babanı görüyorum. Doğduğundan beri bana hep acı çektirdin. Senden nefret ediyorum. Keşke hiç doğmasaydın.

Beyler o an suratına tükürmek isterdim fakat tükürüğümdeki biraya acıdım. Nefretle doldum beyler. inanılmaz derece nefret doluydum. Annem beni istemiyordu...

B: Ben istenmediğim yerde kalmam. Siz keyfinize bakın. O adamdan bir çocuğun olursa eğer bana yaşattıklarını ona da yaşatmazsın umarım.
Dedim ve içerdeki çantamı alıp dışarı çıktım. Şimdi tamamen kahrolmuştum. Mahvolmuştum. Cebimdeki parayla ne yapacağıma şimdi emindim. Otogara gittim ve Eskişehir'e bir bilet aldım. Eskişehir'i güzel bir şehir diye biliyordum. Orada yepyeni bir yaşam, yepyeni bir hikaye beni bekliyordu. Otobüsü bekledim ve gelince de binip koltuğuma oturdum. Çantam yanımda olduğu için kafam rahattı. Sabaha kadar yolları izleyip ağladım. Sabah 5-6 gibi otobüsten indim ve uykum vardı. Bir taksi çağırdım ve taksiciye ucuz bir pansiyona zütürmesini rica ettim. 15-20 dakika sonra bir pansiyona geldik. Ücreti verip pansiyona girdim ve küçük bir oda ayarladım. Hemen odama geçip soğuk suyla bir duş aldım. Daha sonra alışverişe çıktım. Eski kıyafetlerimi yaktım beyler. Geçmişe dair yalnızca babamın fotoğrafı vardı elimde. Ablamın yüzünü dahi unutmuştum...

Beyler kusura bakmayın bir işim çıktı. Partlar geliyoe serice...

O günün akşamında Harun abiyle konuşup bir telefon ayarlamasını rica ettim. Paydostan sonra biraz gezdim ve pansiyona geldim. Duş falan aldıktan sonra yatağıma geçtim ve sabah uyanmak için artık bir nedenim olduğunu anladım. Daha sonra yorgunluğumun da etkisiyle uyudum.

Sabah uyanır uyanmaz üzerimi değiştirdim ve ilk kez parfüm kokusuyla tanıştım. Daha sonra dolmuş durağına giderken Harun abiyle karşılaştım ve beni motogibletle zütürdü. Benim bir işim var idare edersin dedi ve gitti. Şansına patron diğer elemanlardan birisini aradı, bugün geç geleceğini, birkaç küçük işi olduğunu söyledi. Ben de üzerimi değiştirip işbaşı yaptım. Saat 10 civarı Harun abi geldi ve elinde küçük bir poşet vardı. Beni çağırdı ve yanına gittim. Elindeki poşeti açtı ve içinden Nokia bir telefon çıkardı. Elime tutuşturdu ve "Bu benden sana ev hediyesi" dedi. Neden bahsettiğini anlamadım ve o da bunu farkettiği için söze girdi. Harun abi: H Ben: B

H: Murat ben bir karar verdim. Babamın yanında kalmak istemiyorum yaşım da büyüdü zaten. Eğer sen de kabul edersen abi kardeş gibi bir eve çıkalım. Beraber yaparız birşeyler? Ne dersin kardeşim?
B: Zevkle abi zaten pansiyondan da bıktım artık. Ama bütün kira su işlerini beraber hallederiz.
H: (Gülümseyerek) Tamamdır kardeşim bu akşam beraber çıkalım sana tuttuğum evi göstereyim.
B: Tamamdır abi.

Bu konuşmayla birlikte öğlene kadar büyük bir zevkle çalıştım. Öğlen ne mi oldu...

Tahmin ettiğiniz üzere o geldi beyler. Yanında arkadaşı vardı. Hemen yanlarına gidip hoşgeldiniz diyerek menüleri verdim. Menüye bakmadan aynı şeyleri sipariş ettiler. Ben de gidip mutfağa ilettim ve kasanın yanında siparişleri beklerken kızı kesmeye başladım. O da beni kesiyordu fakat gözlerim gözlerine değdiği anda bakışlarını başka bir yöne çeviriyordu. Biraz sonra siparişleri hazır oldu ve alıp masalarına bıraktım. Yemeklerini yedikten sonra kalktılar ve ben de boşları alıp hemen mutfağa zütürdüm. Hesabı aldım ve kasaya koydum. Akşamı iple çekiyordum beyler çünkü kıza mesaj atacaktım. Artık telefonum vardı. Akşam Harun abiyle birlikte çıktık ve tuttuğu eve gittik. Ev gayet temizdi ve lokantaya da uzak sayılmazdı. Kirası da fazla değildi ve ben burayı beğenmiştim. Harun abiyle pansiyona gidip eşyalarımı aldık ve evimize geldik. Artık çok daha mutlu, umutlu bir insan olmuştum. O akşam Harun abiyle dertleştik, sigara içtik. Sabah uyandığımda Harun abi yoktu. Biraz endişelenmiştim fakat birazdan gelmişti. Elinde poğaça meyve suyu falan vardı. Oturup kahvaltı ettik. Teşekkür ettim ve hemen üzerimi giyip ilk kez aynaya baktım. Pek yakışıklı sayılmazdım ama giderim de vardı sanki. Birden bir şey unuttuğumu farkettim. Evet evet. Kıza mesaj atmamıştım. Hemen numarasını kaydettim ve bir mesaj attım... Kusura bakma mesaj atmak için anca fırsatım oldu *
Daha sonra Harun abiyle işe gittik ve öğleni beklemeye başladım...

Kulübeye gittim ve mumları ANNEM OLUR MUSUN ? diye dizdim ve masa sandalyelere yer kalmadığını farkettim. Ben de havanın soğuk olmamasından faydalanıp masa sandalyeyi kulübenin arka tarafına kurdum. Yiyecek birşeyler vardı. Hemen birini buldum nöbetçi. Biraz para verdim ve numarasını aldım. Melisa'yı almaya gittiğimde, ona mesaj attığım zaman mumları yakmasını söyledim. Çocuk güvenilir birine benziyordu. Her neyseee...

Sonunda Melisa mesaj attı ve 5 dakikaya çıkacaklarını söyledi. Ben de çocuğa mumları yaktıktan kaybolursun burdan dedim ve motora atlayıp 8 dakikada okulun önünde oldum. Ve biraz sonra o geldi. Gözlerinin içi gülüyordu. Benim de öyleydi. En azından ağzım gülüyordu. Motoru dikip Melisayla sarıldım ve motora bindirdim. Okuldaki bütün herkes bize bakıyordu. Umursamadan devam ettim ve bir marketin önünde durup indim. Sigara alma bahanesiyle çocuğa YAK diye mesaj attım. Hemen geri motora binip biraz hız yaptım 1-2 dakikada kulübenin önüne vardık. Melisanın suratı düşmüştü. Çok cafcaflı birşey istediğini farketmiştim ama...

Kapıyı açıp buyrun güzel hanım dediğimde, mumları görmesiyle beraber bana sarılması bir oldu. inanılmaz derecede huzurluydum beyler. Sımsıkı sarmıştı beni. Kıpırdayamıyordum resmen. Ben de onu çok sıkmış olacağım ki sarılmayı bitirdiğimizde yüzünün kızardığını farkettim. O gün akşama kadar oturduk. Sarılarak muhabbet ettik. Bir ara kulübede yere oturdu. Ben de dizlerine uzandım ve alnımla oynamasını izledim. Onu çok seviyordum beyler fakat onun da gitmesinden korkuyordum şimdiden...

Heyecandan gece 3 gibi falan uyudum. Sabah da 11 civarı uyandım ve elimi yüzümü yıkamadan önce bir sigara yaktım. Çakmağımın yanında motorun anahtarları vardı. istemsizce gülümsedim beyler. Sonra sigaram bitince kahvaltı yapıp ortalığı toparladım ve duşa girdim. iyice temizlemeye çalıştım kendimi. Duştan sonra ise kıyafetlerime baktım. Beyaz bir tişört, siyah bir kot pantolon, deri ceket, bir de uzun siyah asker botu. Aynaya baktım ve çok yakışıklı göründüğümü farkettim. Parfümü de üzerime boşalttıktan sonra hemen gidip küçük mumlardan 400 tane aldım. Daha sonra küçük birer masa sandalye ayarlayıp taksiyle kulübeye getirttim. Kulübenin neden bu kadar uzun süre dayandığını bilmiyorum beyler. Umrumda da değildi zaten. Her neyse. Daha sonra eve gidio motogibleti aldım ve Melisa'ya mesaj attım. Okuldan sonra seni alacağım mesaj at çıkmadan önce.

Anani sigaraya baslattim

O günden sonra Melisa her gün lokantaya gelmeye başladı. Günler öyle geçip giderken bir gün Melisa yine yemek yemeye gelmişti. Arkadaş gibi selamlaştık ve dışarıya oturduk beraber. Ben de öğlen yemeğimi onunla yiyordum artık. Neyse. Birden lafa girdi Ben: B Melisa: M

M: Murat. Seni ilk gördüğüm günden beri senden hoşlanıyorum. Beni o çocuktan koruduğun gün ise ben sana daha fazla bağlandım ve o günün üzerinden tamı tdıbına 53 gün geçti. 53 gündür bu günü bekledim ben. Hemen kestirip atma lütfen biraz düşün. Seni seviyorum.

B: Ne mutlu ki hislerimiz karşılıklı. Ben de lokantaya geldiğin ilk günden beri seni seviyorum. Biz sanki birbirimizi tamamlıyo gibiyiz. Ama ben öyle cıvıklığa gelemem bilirsin. Küçüklükten beri çok şey gördüm. Sokakta kaldım. Aç susuz uyuduğum günlerim oldu. Bana bunları unutturacaksan, yüzümü güldürebileceksen birlikteyiz. Ama yok ben kaldıramam diyorsan olmaz.

M: Deli misin be. Ben seni hiç bırakmam ki. Seni çok seviyorum.

B: Peki o zaman ama bu çıkma teklifini benim yapmam gerekiyor. Yarın bir yere gideceğiz beraber. Gelirsin dimi?

M: Fazla uzak değilse gelmeye çalışırım.

B: Merak etme. (Gülümseme) dedikten sonra kalktı ve okula gitti. ikimiz de çok mutluyduk...

Beyler onu zütüreceğim yer belliydi. 3 yılımı geçirdiğim o kulübeye zütürüp çıkma teklifi edecektim. Bunun için onu yolladıktan sonra hemen Harun abiyle motogibleti vermesi için konuştum ve tabi ki beni kırmadı. Ben de az çok biliyordum. Harun abiden görmüştüm. Her gün motogibletle olduğumuzdan çözmüş sayılırdım. Her neyse motogiblet işi de hallolduktan sonra patrondan bir günlük izin aldım ertesi güne. O da verdi sağolsun. Akşam eve gittik Harun abiyle ve muhabbet edip çay sigara yaptık. Sonrasında yatağıma uzandım ve yarın neler olacak diye düşünmeye başladım...

Her neyse beyler. Melisa çok iyi bir kızdı. Gerçekten sevgiyi hakediyordu. Sigaram olmadığı zamanlar sigaramı aldı. Param olmadığı zamanlar "Benim param senin paran saçmalama" şeklinde herşeyimi o ödedi. Motogibletim olduğu zaman birlikte sevindik. Motogibleti aldığım ilk gün sabah 8'den gece 12'ye kadar gezdik. Motogibletimde benzin olmadığı zamanlar o attırdı. Gerçekten annem olmuştu. Böyle böyle artık 20 yaşıma gelmiştim. Askere gidecektim. Melisayla 5 yıldır çıkıyorduk beyler... Lokantayı da askere gitmeden 2 ay önce bırakmıştım ve yine param vardı cebimde... Melisayla söz verdik birbirimize beyler. Askerden gelir gelmez söz kesecektik. Ailesi de bizi biliyordu. Babası pek sevmezdi beni ama annesi çok severdi. Her neyse. Askerliğimi de onsuz çok moralsiz geçirdim. Tabi izinlerde falan hep görüştük. Askerlik bitti ve Eskişehire gittim tekrardan. Şimdi tek iş söz kesmekti. (Kısa kesiyorum beyler biticek)

Söz kesme işini de hallettik ve Melisa okulunu bitirdikten sonra evlendik beyler.

Beyler kulübede Eskişehir'de yaşamadım evet. Fakat o günleri anımsatmak amacıyla Eskişehir'de bir kulübe bulmuştum. Anlatım açısından benim hatam kusura bakmayın...

Bende 10 yasinda ictimde 1 seferlik bisiydi babamlar ogrenmisti bende senden gordum iyi bisey sandim dedim oyle yirttim
EDIT: Tutmus lan hic dusnmezdim aq tutucagini neyse selam yolluyayaim bari burdan nişanlıma ve faceden paylasilirsa faacebooktaki incicilere selamun aleykum

ZORUNLU EDIT: Amk saykolari sigara unutturuyo sanki acılarını sirf cool olcam diye iciyonuz

Baydın amk