• 0 / 0 / 1733 entry
  • 199 başlık
  • 3,910.20 incipuan

zencinin tripodu bebişinci nesil normal

  • 0
    öksürürken kan geldi ne anlama geliyor
    saksoya ara vermelisin
    ···
  • +1
    imam hatipli öğrenci çenesi
    denerken çenem çıktı acilden yazıyorum
    ···
  • 0
    60 saniyede en fazla 2 çugu verebilirsiniz
    haklısın
    ···
  • 0
    fotoğraftaki ünlüyü bilene nick6 giriyorum
    gandalf
    ···
  • 0
    caybardagindakikasik
    köle no:191
    ···
  • 0
    robinfd
    köle no:190
    ···
  • +3 -1
    öğretmen olarak göreve başladığımda çocuklara
    Maalesef babam (Allah rahmet etsin) ve çevresi Atatürk düşmanıydı. Ben büyük önder Atatürk'e ilişkin akıl almaz sığ ve adi hikayeler dinleyerek büyüdüm. On iki yaşımdan itibaren de Atatürk'e karşı yapılan bu haksızlıkla mücadele ettim. Burası çok ilginç değil mi? Böylesine yoğun Atatürk düşmanlığına rağmen nasıl oldu da karşı duruşuma izin verdiler. işte bu konuyu yazma nedenim de budur. Ayrıntıya babamın nasıl biri olduğunu anlatarak gireyim.
    Hani belgesellerde duyduğumuz nesli tükenme ifadesi var ya, işte babam tam da öyle nadir bulunacak dürüst bir insandı. Asla, ama asla yalan söylemezdi…

    * *
    Atatürk düşmanlığının en önemli nedeni, onun yaptığı devrimlerin içerisinde, dindeki Kuran dışılıkların düzelmesi için yaptığı uygulamalardır. Tabii bu devrimler yüzlerce yıllık geçmişi olan ve dinden nemalanan şeyhleri, hocaları harekete geçirmiş! Atatürk'ü milletin gözünden düşürmek, ona düşman etmek için akıl almaz iftiralar uydurup gizlice yaymışlar, milletin inanç hassasiyetini kullanarak, kışkırtmışlar. Bunun için Kuran'ı da alet etmekten çekinmemişler!..

    * *
    Yirmili yaşlardaydım. O zamanlar babam ve arkadaşları sık sık bizde toplanırlardı. Yine böyle bir toplantıda konu Atatürk'e geldiğinde her zamanki gibi ona Deccal (Kıyamette ortaya çıkacak, yalancı ve kötü yaratılışlı kimse) diye hitap ettiler. Ben bunu duyunca zorunlu olarak itiraz ettim:
    “Bakın!” diye söze başladım “Savaşta bile insanca düşünen, esir aldığı askerlere “Üzülmeyin savaşta olur böyle şeyler” diyen, ölen düşman askerlerinin ailelerini “Çocuklarınız bize emanet” diye teselli eden, “Yunan bayrağını bir milletin simgesidir” diye çiğnemeyen asil, erdemli ve yüksek bir karakterle savaş kazanmış bir komutana Deccal diyemezsiniz. Bunu diyen ya bu geçeği bilmeyen cahildir ya da iyi karakterli değildir” dedim.

    * *
    Babamın arkadaşlarından birisi sözümü keserek “Bir dakika! Savaşı o kazanmadı ki! Allah ordularını gönderdi onlar vasıtasıyla zafere ulaştık” dedi! Arkasından da “Esir alınan birçok Yunan subayı, bizi Mustafa Kemal'in askerleri yenmedi, biz gökten inen yeşil bereli askerlere yenildik demişler” diye devam etti! Bu anlatılana delil olarak da bana, Allah'ın savaşta inananları desteklemek için ordular gönderdiğine ilişkin ayetler okudu…
    Ben de gökten inen askerler olayının gerçek olup olmadığına hiç girmeden “Kuran'da yazıyorsa doğrudur hacı abi” dedim “Ancak, bu ayetlere ve senin anlattıklarına göre, Allah'ın Atatürk'ü desteklemek için ordularını gönderdiğini siz kendi ağzınızla itiraf ediyorsunuz” deyince, birbirlerine baktılar! Zira hiç beklemedikleri bir cevaptı. Sonra o kişi ayağa kalkıp “Hayır, asla öyle değil” diyerek devam etti “Ordumuz, imamlarla, hocalarla doluydu ve abdestinde namazında askerlerden oluşmuştu, Allah onlara yardım için ordularını gönderdi, Atatürk için değil” dedi!..

    * *
    Gülümseyerek dinledikten sonra “Size bunları Allah söyletiyor hocam çünkü bilmeden Atatürk'ü övüyorsunuz” dedim. Şaşkınlığı artmıştı. “Hayatta o kafiri övmem” diye cevap verdi. “Beni sabırla dinleyin açıklayayım dedim. “Bildiğiniz gibi Atatürk, bahsettiğiniz o imanlı orduyu dışarıdan getirmedi. Onlar Osmanlı askerleriydi. Öyle değil mi?..” Başlarıyla tasdik ettiler.
    – “Osmanlı, aynı imanlı askerlerle girdiği savaşların çoğunu kaybetti. Osmanlı askerleri de abdest alıyor, namaz kılıyor ve tekbir getirerek savaşıyorlardı ama yenildiler. Sonunda Osmanlı yıkılma noktasına geldi. Yoksa o askerler imansız mıydı” diye sordum. “Olur mu hiç, elbette imanlıydılar” diye cevap verdiler.
    – “Madem öyle Allah o savaşlara neden ordularını göndermedi de savaşları kaybettiler?..”

    * *
    Hiçbiri cevap veremeyince devam ettim:
    – “Çünkü, Allah yalnızca imanlı olanlara değil aynı zamanda haklı olana, hak edene ve daha da önemlisi, galip gelmesini istediklerine yardım eder. Onun için eğer Allah Osmanlı'nın bekasını isteseydi, Osmanlı yıkılmazdı. Kısacası okuduğunuz ayetler ve anlattıklarınızdan çıkan sonuç şu: Abdestinde, namazında ve de tekbir getirerek savaşan bir ordu, Osmanlı'nın bekası için mücadele edince Allah yardım etmedi yenildiler ve sonları geldi. Fakat aynı imanlı askerler bu kez Atatürk önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak için savaşınca Allah yardım etti ve mucize ötesi bir sonuçla galip geldiler. Demek ki Allah Osmanlı'nın değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını istedi” dedim.
    Kısa bir sessizlikten sonra babam söze girdi. “Aslında söylediklerin doğru olabilir. Zaten Atatürk savaşırken iyi idi. Ama sonradan şımardı ve dine düşman olup kafir oldu” dedi!..

    * *
    “Yapma baba” diye başladım. “Atatürk islam dinini bilime emanet etmek için 1924'te imam hatip okullarını kurdu, Diyanet işlerini kurdu. Daha sonra millet okuduğunu anlayarak inancını sürdürebilsin diyerek Kuran'ın Türkçe mealini hazırlattı. Kuran'ı anlayarak okumak Allah'ın emridir. Düşünsenize, hiç din düşmanı, kafir olan biri öncelikle bunları yapar mı? Hem de çok güçlü olduğu bir zamanda... Bu konuda bir türlü göremediğiniz şey şu; Atatürk, dine değil, Kuran'ın da lanetlediği dini menfaat için kullananlara, yobazlığa ve hurafelere savaş açtı” dedim. Daha sonra işim gereği aralarından ayrılırken “Son bir şey daha söyleyeyim” dedim “Sizin söylediğinize göre bir kimse okul, hastane cami gibi hayırlı eserler bırakırsa öldükten sonra da o kişinin amel defteri kapanmaz, o eserler durdukça onun defterine sevap yazılır öyle değil mi?” diye sordum “Evet” dedi babam. “Peygamberimizin hadisidir…”

    * *
    – “O zaman bu hadise göre; Afyon'a kadar gelmiş düşmanı yenip, bu topraklarda bize özgür bir vatan olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni inşa eden başta Atatürk olmak üzere onun arkadaşlarının da amel defterleri açıktır. Bu durumda yapılan her okulda, hastanede, camide, her okunan ezanda, özgürce yapılan ibadetlerde, Atatürk ve arkadaşlarının defterlerine sevap yazılıyor. Ayrıca farkında değilsiniz ama siz de özgürce kıldığınız her namazda yaptığınız her ibadette nefret ettiğiniz, Deccal dediğiniz Atatürk'ün defterine sevap gönderiyorsunuz bilesiniz. Ben Atatürk'ü Allah'ın gönderdiğine ve desteklediğine inanıyorum. Çünkü büyük imkansızlıklar içinde savaşmışlar. Kazmayla, kürekle dünyanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı kazanmak mümkün değildir. Zaten böyle bir zaferin tarihte başka bir örneği yoktur. O zaman siz Allah'ın desteklediği birine düşmanlık ediyorsunuz demektir. Bunu bir düşünseniz iyi olur.” dedim “Ayrıca şunu da unutmayın, Allah nankörleri sevmez!..”
    ···
  • 0
    mrmisir1903
    köle no:189
    ···
  • +5
    kim ulan bu deniz gezmiş
    iki genç insan..
    Birinin adı Deniz Gezmiş’ti..
    Ankara’dan..
    Diğerinin Abdullah Gül..
    Kayseri’den..
    1960lı yılların sonralarında yolları istanbul Üniversitesi’nde kesişti..
    Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü..
    Öğrenci lideriydi..
    Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden..
    iktisad Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü..
    Milli Türk Talebe Birliği üyesi…
    islamcı grubun Akıncılar cephesinden..

    . -*. *
    Yıl 1968 idi..
    Temmuz sıcağı..
    Amerikan 6. Filosu istanbul boğazındaydı..
    Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı..
    Amerikan askerleri karaya çıkmış, istanbul genelevlerinde cirit atıyordu.
    Yanki, Yüksek Kaldırım’da ve Beyoğlu Abanoz sokakta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı.
    Tepki büyüktü..
    Sol görüşlü öğrenciler “6. Filo Defol” mitingleri yapıyordu..
    Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu..
    iki grup sürekli kavga ediyordu..
    Gazeteler linç manşetleri atıyordu..
    “Kızılları boğmanın vakti geldi”
    “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız”
    Genelkurmay kışlalarda broşür dağıtıyordu.
    “Amerika’yı sevmeyen komünisttir.”
    istanbul Üniversitesi barut fıçısı gibiydi..
    Birgün Deniz Gezmiş ve Abdullah Gül’ün içinde bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi..
    Bir yanda Nazım Hikmet’in çocukları..
    Diğer yanda Necip Fazıl’ın..
    Taşlar, sopalar, tekme, tokat..
    Fikirler değil yumruklar konuştu..
    Zaman zaman da silahlar..
    Ertesi gün Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğraflarını okulun duvarlarına astılar..
    Altına da tek cümle yazdılar.
    “Faşistler giremez”
    Abdullah Gül o günden sonra 6 ay okula ara vermek zorunda kalmıştı..

    . *. *
    Yıllar geçti..
    Amerikan Emperyalizmine hayır diyen sol görüşlü öğrenciler bir bir yok edildi..
    Fikir Kulüplerinde yetişenlerin önü kesildi.
    Kimi kahpe bir pusuda öldürüldü..
    Kimi işkencede son nefesini verdi…
    Kimi de Denizler gibi darağacına gönderildi..
    Bazıları onlarca yıl hapis yattı..
    Bazıları da köşesine çekildi..

    . -*. *
    Peki ya sağ görüşlüler?..
    Abdullah Gül devletin zirvesine, Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi..
    ..Ve diğer Milli Türk Talebe Birliği üyeleri…
    Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri.
    Hepsi önemli yerlere geldi..
    Devlet onlara teslim edildi..

    . -*. *
    Tarih 6 Mayıs 1972..
    43 yıl önce..
    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan darağacında can verdiler..
    işlerini cellada bırakmadılar..
    Sehpalarını kendileri tekmelediler..
    Onların mahkeme salonunda söyledikleri bir söz bugün bile unutulmadı..
    “Türkiye’de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.”
    Üç fidanın anısına saygıyla..
    ···
  • +2
    allaha karşı isyan çıkarmak
    ahahaha ulan kafamda canlandırdım da kahkaha attım düşünsene geceli gündüzlü dünyada herkes ayakta hintlisi japonu amerikalısı bağırıyor
    ···
  • +1
    bring some vodka
    {[InciListeHaberYap]}
    [[
    {{resim: http://www.imgim.com/9482incib3420973.jpg }}
    ]]
    ···
  • 0
    herkese benden atatürklü nick6

    HOŞ GELiŞLER OLA MUSTAFA KEMAL PAŞA
    ASKERiN MiLLETiN BAYRAĞINLA ÇOK YAŞA

    ···
  • +2
    denizler ölmezzzzz
    iki genç insan..
    Birinin adı Deniz Gezmiş’ti..
    Ankara’dan..
    Diğerinin Abdullah Gül..
    Kayseri’den..
    1960lı yılların sonralarında yolları istanbul Üniversitesi’nde kesişti..
    Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü..
    Öğrenci lideriydi..
    Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden..
    iktisad Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü..
    Milli Türk Talebe Birliği üyesi…
    islamcı grubun Akıncılar cephesinden..

    . -*. *
    Yıl 1968 idi..
    Temmuz sıcağı..
    Amerikan 6. Filosu istanbul boğazındaydı..
    Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı..
    Amerikan askerleri karaya çıkmış, istanbul genelevlerinde cirit atıyordu.
    Yanki, Yüksek Kaldırım’da ve Beyoğlu Abanoz sokakta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı.
    Tepki büyüktü..
    Sol görüşlü öğrenciler “6. Filo Defol” mitingleri yapıyordu..
    Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu..
    iki grup sürekli kavga ediyordu..
    Gazeteler linç manşetleri atıyordu..
    “Kızılları boğmanın vakti geldi”
    “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız”
    Genelkurmay kışlalarda broşür dağıtıyordu.
    “Amerika’yı sevmeyen komünisttir.”
    istanbul Üniversitesi barut fıçısı gibiydi..
    Birgün Deniz Gezmiş ve Abdullah Gül’ün içinde bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi..
    Bir yanda Nazım Hikmet’in çocukları..
    Diğer yanda Necip Fazıl’ın..
    Taşlar, sopalar, tekme, tokat..
    Fikirler değil yumruklar konuştu..
    Zaman zaman da silahlar..
    Ertesi gün Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğraflarını okulun duvarlarına astılar..
    Altına da tek cümle yazdılar.
    “Faşistler giremez”
    Abdullah Gül o günden sonra 6 ay okula ara vermek zorunda kalmıştı..

    . *. *
    Yıllar geçti..
    Amerikan Emperyalizmine hayır diyen sol görüşlü öğrenciler bir bir yok edildi..
    Fikir Kulüplerinde yetişenlerin önü kesildi.
    Kimi kahpe bir pusuda öldürüldü..
    Kimi işkencede son nefesini verdi…
    Kimi de Denizler gibi darağacına gönderildi..
    Bazıları onlarca yıl hapis yattı..
    Bazıları da köşesine çekildi..

    . -*. *
    Peki ya sağ görüşlüler?..
    Abdullah Gül devletin zirvesine, Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi..
    ..Ve diğer Milli Türk Talebe Birliği üyeleri…
    Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri.
    Hepsi önemli yerlere geldi..
    Devlet onlara teslim edildi..

    . -*. *
    Tarih 6 Mayıs 1972..
    43 yıl önce..
    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan darağacında can verdiler..
    işlerini cellada bırakmadılar..
    Sehpalarını kendileri tekmelediler..
    Onların mahkeme salonunda söyledikleri bir söz bugün bile unutulmadı..
    “Türkiye’de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.”
    Üç fidanın anısına saygıyla..
    ···
  • 0
    irfan değirmenci hayır dediği içn kovulmadı beyler
    ülkede herkes komplo teoristi amk
    ···
  • +1
    yakışıklı mıyım değil miyim neyim lan ben
    birader bekçi yannanından hallicesin
    ···
  • +1 -2
    şu oy işi harbi
    iki genç insan..
    Birinin adı Deniz Gezmiş’ti..
    Ankara’dan..
    Diğerinin Abdullah Gül..
    Kayseri’den..
    1960lı yılların sonralarında yolları istanbul Üniversitesi’nde kesişti..
    Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü..
    Öğrenci lideriydi..
    Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden..
    iktisad Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü..
    Milli Türk Talebe Birliği üyesi…
    islamcı grubun Akıncılar cephesinden..
    • . -*. *
    Yıl 1968 idi..
    Temmuz sıcağı..
    Amerikan 6. Filosu istanbul boğazındaydı..
    Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı..
    Amerikan askerleri karaya çıkmış, istanbul genelevlerinde cirit atıyordu.
    Yanki, Yüksek Kaldırım’da ve Beyoğlu Abanoz sokakta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı.
    Tepki büyüktü..
    Sol görüşlü öğrenciler “6. Filo Defol” mitingleri yapıyordu..
    Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu..
    iki grup sürekli kavga ediyordu..
    Gazeteler linç manşetleri atıyordu..
    “Kızılları boğmanın vakti geldi”
    “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız”
    Genelkurmay kışlalarda broşür dağıtıyordu.
    “Amerika’yı sevmeyen komünisttir.”
    istanbul Üniversitesi barut fıçısı gibiydi..
    Birgün Deniz Gezmiş ve Abdullah Gül’ün içinde bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi..
    Bir yanda Nazım Hikmet’in çocukları..
    Diğer yanda Necip Fazıl’ın..
    Taşlar, sopalar, tekme, tokat..
    Fikirler değil yumruklar konuştu..
    Zaman zaman da silahlar..
    Ertesi gün Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğraflarını okulun duvarlarına astılar..
    Altına da tek cümle yazdılar.
    “Faşistler giremez”
    Abdullah Gül o günden sonra 6 ay okula ara vermek zorunda kalmıştı..
    • . *. *
    Yıllar geçti..
    Amerikan Emperyalizmine hayır diyen sol görüşlü öğrenciler bir bir yok edildi..
    Fikir Kulüplerinde yetişenlerin önü kesildi.
    Kimi kahpe bir pusuda öldürüldü..
    Kimi işkencede son nefesini verdi…
    Kimi de Denizler gibi darağacına gönderildi..
    Bazıları onlarca yıl hapis yattı..
    Bazıları da köşesine çekildi..
    • . -*. *
    Peki ya sağ görüşlüler?..
    Abdullah Gül devletin zirvesine, Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi..
    ..Ve diğer Milli Türk Talebe Birliği üyeleri…
    Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri.
    Hepsi önemli yerlere geldi..
    Devlet onlara teslim edildi..
    • . -*. *
    Tarih 6 Mayıs 1972..
    43 yıl önce..
    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan darağacında can verdiler..
    işlerini cellada bırakmadılar..
    Sehpalarını kendileri tekmelediler..
    Onların mahkeme salonunda söyledikleri bir söz bugün bile unutulmadı..
    “Türkiye’de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.”
    Üç fidanın anısına saygıyla..
    ···
  • +1
    2 nisan referandum sonuçları
    iki genç insan..
    Birinin adı Deniz Gezmiş’ti..
    Ankara’dan..
    Diğerinin Abdullah Gül..
    Kayseri’den..
    1960lı yılların sonralarında yolları istanbul Üniversitesi’nde kesişti..
    Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü..
    Öğrenci lideriydi..
    Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden..
    iktisad Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü..
    Milli Türk Talebe Birliği üyesi…
    islamcı grubun Akıncılar cephesinden..
    • . -*. *
    Yıl 1968 idi..
    Temmuz sıcağı..
    Amerikan 6. Filosu istanbul boğazındaydı..
    Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı..
    Amerikan askerleri karaya çıkmış, istanbul genelevlerinde cirit atıyordu.
    Yanki, Yüksek Kaldırım’da ve Beyoğlu Abanoz sokakta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı.
    Tepki büyüktü..
    Sol görüşlü öğrenciler “6. Filo Defol” mitingleri yapıyordu..
    Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu..
    iki grup sürekli kavga ediyordu..
    Gazeteler linç manşetleri atıyordu..
    “Kızılları boğmanın vakti geldi”
    “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız”
    Genelkurmay kışlalarda broşür dağıtıyordu.
    “Amerika’yı sevmeyen komünisttir.”
    istanbul Üniversitesi barut fıçısı gibiydi..
    Birgün Deniz Gezmiş ve Abdullah Gül’ün içinde bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi..
    Bir yanda Nazım Hikmet’in çocukları..
    Diğer yanda Necip Fazıl’ın..
    Taşlar, sopalar, tekme, tokat..
    Fikirler değil yumruklar konuştu..
    Zaman zaman da silahlar..
    Ertesi gün Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğraflarını okulun duvarlarına astılar..
    Altına da tek cümle yazdılar.
    “Faşistler giremez”
    Abdullah Gül o günden sonra 6 ay okula ara vermek zorunda kalmıştı..
    • . *. *
    Yıllar geçti..
    Amerikan Emperyalizmine hayır diyen sol görüşlü öğrenciler bir bir yok edildi..
    Fikir Kulüplerinde yetişenlerin önü kesildi.
    Kimi kahpe bir pusuda öldürüldü..
    Kimi işkencede son nefesini verdi…
    Kimi de Denizler gibi darağacına gönderildi..
    Bazıları onlarca yıl hapis yattı..
    Bazıları da köşesine çekildi..
    • . -*. *
    Peki ya sağ görüşlüler?..
    Abdullah Gül devletin zirvesine, Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi..
    ..Ve diğer Milli Türk Talebe Birliği üyeleri…
    Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri.
    Hepsi önemli yerlere geldi..
    Devlet onlara teslim edildi..
    • . -*. *
    Tarih 6 Mayıs 1972..
    43 yıl önce..
    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan darağacında can verdiler..
    işlerini cellada bırakmadılar..
    Sehpalarını kendileri tekmelediler..
    Onların mahkeme salonunda söyledikleri bir söz bugün bile unutulmadı..
    “Türkiye’de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.”
    Üç fidanın anısına saygıyla..
    ···
  • 0
    milliyetçi komünist olurmu
    iki genç insan..
    Birinin adı Deniz Gezmiş’ti..
    Ankara’dan..
    Diğerinin Abdullah Gül..
    Kayseri’den..
    1960lı yılların sonralarında yolları istanbul Üniversitesi’nde kesişti..
    Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü..
    Öğrenci lideriydi..
    Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden..
    iktisad Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü..
    Milli Türk Talebe Birliği üyesi…
    islamcı grubun Akıncılar cephesinden..
    • . -*. *
    Yıl 1968 idi..
    Temmuz sıcağı..
    Amerikan 6. Filosu istanbul boğazındaydı..
    Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı..
    Amerikan askerleri karaya çıkmış, istanbul genelevlerinde cirit atıyordu.
    Yanki, Yüksek Kaldırım’da ve Beyoğlu Abanoz sokakta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı.
    Tepki büyüktü..
    Sol görüşlü öğrenciler “6. Filo Defol” mitingleri yapıyordu..
    Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu..
    iki grup sürekli kavga ediyordu..
    Gazeteler linç manşetleri atıyordu..
    “Kızılları boğmanın vakti geldi”
    “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız”
    Genelkurmay kışlalarda broşür dağıtıyordu.
    “Amerika’yı sevmeyen komünisttir.”
    istanbul Üniversitesi barut fıçısı gibiydi..
    Birgün Deniz Gezmiş ve Abdullah Gül’ün içinde bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi..
    Bir yanda Nazım Hikmet’in çocukları..
    Diğer yanda Necip Fazıl’ın..
    Taşlar, sopalar, tekme, tokat..
    Fikirler değil yumruklar konuştu..
    Zaman zaman da silahlar..
    Ertesi gün Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğraflarını okulun duvarlarına astılar..
    Altına da tek cümle yazdılar.
    “Faşistler giremez”
    Abdullah Gül o günden sonra 6 ay okula ara vermek zorunda kalmıştı..
    • . *. *
    Yıllar geçti..
    Amerikan Emperyalizmine hayır diyen sol görüşlü öğrenciler bir bir yok edildi..
    Fikir Kulüplerinde yetişenlerin önü kesildi.
    Kimi kahpe bir pusuda öldürüldü..
    Kimi işkencede son nefesini verdi…
    Kimi de Denizler gibi darağacına gönderildi..
    Bazıları onlarca yıl hapis yattı..
    Bazıları da köşesine çekildi..
    • . -*. *
    Peki ya sağ görüşlüler?..
    Abdullah Gül devletin zirvesine, Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi..
    ..Ve diğer Milli Türk Talebe Birliği üyeleri…
    Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri.
    Hepsi önemli yerlere geldi..
    Devlet onlara teslim edildi..
    • . -*. *
    Tarih 6 Mayıs 1972..
    43 yıl önce..
    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan darağacında can verdiler..
    işlerini cellada bırakmadılar..
    Sehpalarını kendileri tekmelediler..
    Onların mahkeme salonunda söyledikleri bir söz bugün bile unutulmadı..
    “Türkiye’de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.”
    Üç fidanın anısına saygıyla..
    ···
  • 0
    daha güçlü türkiye için evet miş
    iki genç insan..
    Birinin adı Deniz Gezmiş’ti..
    Ankara’dan..
    Diğerinin Abdullah Gül..
    Kayseri’den..
    1960lı yılların sonralarında yolları istanbul Üniversitesi’nde kesişti..
    Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü..
    Öğrenci lideriydi..
    Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden..
    iktisad Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü..
    Milli Türk Talebe Birliği üyesi…
    islamcı grubun Akıncılar cephesinden..
    • . -*. *
    Yıl 1968 idi..
    Temmuz sıcağı..
    Amerikan 6. Filosu istanbul boğazındaydı..
    Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı..
    Amerikan askerleri karaya çıkmış, istanbul genelevlerinde cirit atıyordu.
    Yanki, Yüksek Kaldırım’da ve Beyoğlu Abanoz sokakta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı.
    Tepki büyüktü..
    Sol görüşlü öğrenciler “6. Filo Defol” mitingleri yapıyordu..
    Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu..
    iki grup sürekli kavga ediyordu..
    Gazeteler linç manşetleri atıyordu..
    “Kızılları boğmanın vakti geldi”
    “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız”
    Genelkurmay kışlalarda broşür dağıtıyordu.
    “Amerika’yı sevmeyen komünisttir.”
    istanbul Üniversitesi barut fıçısı gibiydi..
    Birgün Deniz Gezmiş ve Abdullah Gül’ün içinde bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi..
    Bir yanda Nazım Hikmet’in çocukları..
    Diğer yanda Necip Fazıl’ın..
    Taşlar, sopalar, tekme, tokat..
    Fikirler değil yumruklar konuştu..
    Zaman zaman da silahlar..
    Ertesi gün Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğraflarını okulun duvarlarına astılar..
    Altına da tek cümle yazdılar.
    “Faşistler giremez”
    Abdullah Gül o günden sonra 6 ay okula ara vermek zorunda kalmıştı..
    • . *. *
    Yıllar geçti..
    Amerikan Emperyalizmine hayır diyen sol görüşlü öğrenciler bir bir yok edildi..
    Fikir Kulüplerinde yetişenlerin önü kesildi.
    Kimi kahpe bir pusuda öldürüldü..
    Kimi işkencede son nefesini verdi…
    Kimi de Denizler gibi darağacına gönderildi..
    Bazıları onlarca yıl hapis yattı..
    Bazıları da köşesine çekildi..
    • . -*. *
    Peki ya sağ görüşlüler?..
    Abdullah Gül devletin zirvesine, Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi..
    ..Ve diğer Milli Türk Talebe Birliği üyeleri…
    Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri.
    Hepsi önemli yerlere geldi..
    Devlet onlara teslim edildi..
    • . -*. *
    Tarih 6 Mayıs 1972..
    43 yıl önce..
    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan darağacında can verdiler..
    işlerini cellada bırakmadılar..
    Sehpalarını kendileri tekmelediler..
    Onların mahkeme salonunda söyledikleri bir söz bugün bile unutulmadı..
    “Türkiye’de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.”
    Üç fidanın anısına saygıyla..
    ···
  • 0
    siz hangi türkiye de yaşıyorsunuz
    iki genç insan..
    Birinin adı Deniz Gezmiş’ti..
    Ankara’dan..
    Diğerinin Abdullah Gül..
    Kayseri’den..
    1960lı yılların sonralarında yolları istanbul Üniversitesi’nde kesişti..
    Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü..
    Öğrenci lideriydi..
    Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden..
    iktisad Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü..
    Milli Türk Talebe Birliği üyesi…
    islamcı grubun Akıncılar cephesinden..
    • . -*. *
    Yıl 1968 idi..
    Temmuz sıcağı..
    Amerikan 6. Filosu istanbul boğazındaydı..
    Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı..
    Amerikan askerleri karaya çıkmış, istanbul genelevlerinde cirit atıyordu.
    Yanki, Yüksek Kaldırım’da ve Beyoğlu Abanoz sokakta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı.
    Tepki büyüktü..
    Sol görüşlü öğrenciler “6. Filo Defol” mitingleri yapıyordu..
    Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu..
    iki grup sürekli kavga ediyordu..
    Gazeteler linç manşetleri atıyordu..
    “Kızılları boğmanın vakti geldi”
    “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız”
    Genelkurmay kışlalarda broşür dağıtıyordu.
    “Amerika’yı sevmeyen komünisttir.”
    istanbul Üniversitesi barut fıçısı gibiydi..
    Birgün Deniz Gezmiş ve Abdullah Gül’ün içinde bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi..
    Bir yanda Nazım Hikmet’in çocukları..
    Diğer yanda Necip Fazıl’ın..
    Taşlar, sopalar, tekme, tokat..
    Fikirler değil yumruklar konuştu..
    Zaman zaman da silahlar..
    Ertesi gün Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğraflarını okulun duvarlarına astılar..
    Altına da tek cümle yazdılar.
    “Faşistler giremez”
    Abdullah Gül o günden sonra 6 ay okula ara vermek zorunda kalmıştı..
    • . *. *
    Yıllar geçti..
    Amerikan Emperyalizmine hayır diyen sol görüşlü öğrenciler bir bir yok edildi..
    Fikir Kulüplerinde yetişenlerin önü kesildi.
    Kimi kahpe bir pusuda öldürüldü..
    Kimi işkencede son nefesini verdi…
    Kimi de Denizler gibi darağacına gönderildi..
    Bazıları onlarca yıl hapis yattı..
    Bazıları da köşesine çekildi..
    • . -*. *
    Peki ya sağ görüşlüler?..
    Abdullah Gül devletin zirvesine, Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi..
    ..Ve diğer Milli Türk Talebe Birliği üyeleri…
    Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri.
    Hepsi önemli yerlere geldi..
    Devlet onlara teslim edildi..
    • . -*. *
    Tarih 6 Mayıs 1972..
    43 yıl önce..
    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan darağacında can verdiler..
    işlerini cellada bırakmadılar..
    Sehpalarını kendileri tekmelediler..
    Onların mahkeme salonunda söyledikleri bir söz bugün bile unutulmadı..
    “Türkiye’de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.”
    Üç fidanın anısına saygıyla..
    ···
  • +21 -7
    başkanlığa evet diyecekler neden mi
    iki genç insan..
    Birinin adı Deniz Gezmiş’ti..
    Ankara’dan..
    Diğerinin Abdullah Gül..
    Kayseri’den..
    1960lı yılların sonralarında yolları istanbul Üniversitesi’nde kesişti..
    Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü..
    Öğrenci lideriydi..
    Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden..
    iktisad Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü..
    Milli Türk Talebe Birliği üyesi…
    islamcı grubun Akıncılar cephesinden..
    • . -*. *
    Yıl 1968 idi..
    Temmuz sıcağı..
    Amerikan 6. Filosu istanbul boğazındaydı..
    Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı..
    Amerikan askerleri karaya çıkmış, istanbul genelevlerinde cirit atıyordu.
    Yanki, Yüksek Kaldırım’da ve Beyoğlu Abanoz sokakta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı.
    Tepki büyüktü..
    Sol görüşlü öğrenciler “6. Filo Defol” mitingleri yapıyordu..
    Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu..
    iki grup sürekli kavga ediyordu..
    Gazeteler linç manşetleri atıyordu..
    “Kızılları boğmanın vakti geldi”
    “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız”
    Genelkurmay kışlalarda broşür dağıtıyordu.
    “Amerika’yı sevmeyen komünisttir.”
    istanbul Üniversitesi barut fıçısı gibiydi..
    Birgün Deniz Gezmiş ve Abdullah Gül’ün içinde bulunduğu gruplar karşı karşıya geldi..
    Bir yanda Nazım Hikmet’in çocukları..
    Diğer yanda Necip Fazıl’ın..
    Taşlar, sopalar, tekme, tokat..
    Fikirler değil yumruklar konuştu..
    Zaman zaman da silahlar..
    Ertesi gün Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğraflarını okulun duvarlarına astılar..
    Altına da tek cümle yazdılar.
    “Faşistler giremez”
    Abdullah Gül o günden sonra 6 ay okula ara vermek zorunda kalmıştı..
    • . *. *
    Yıllar geçti..
    Amerikan Emperyalizmine hayır diyen sol görüşlü öğrenciler bir bir yok edildi..
    Fikir Kulüplerinde yetişenlerin önü kesildi.
    Kimi kahpe bir pusuda öldürüldü..
    Kimi işkencede son nefesini verdi…
    Kimi de Denizler gibi darağacına gönderildi..
    Bazıları onlarca yıl hapis yattı..
    Bazıları da köşesine çekildi..
    • . -*. *
    Peki ya sağ görüşlüler?..
    Abdullah Gül devletin zirvesine, Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi..
    ..Ve diğer Milli Türk Talebe Birliği üyeleri…
    Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Kadir Topbaş ve daha niceleri.
    Hepsi önemli yerlere geldi..
    Devlet onlara teslim edildi..
    • . -*. *
    Tarih 6 Mayıs 1972..
    43 yıl önce..
    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan darağacında can verdiler..
    işlerini cellada bırakmadılar..
    Sehpalarını kendileri tekmelediler..
    Onların mahkeme salonunda söyledikleri bir söz bugün bile unutulmadı..
    “Türkiye’de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.”
    Üç fidanın anısına saygıyla..
    ···
  • 0
    bir dolar dört tl
    60 gün önce 3.30 du lan 60 gün amk
    ···
  • +1
    yazıklar olsun devlet bahçeli
    bahçeli koltuk değneğidir
    mhp yeni başkan seçmezse ilk seçimde baraj altında kalması müstehaktır
    ···
  • +1
    bahçeliye yalaka diyenler
    bahçeli koltuk değneğidir
    mhp yeni başkan seçmezse ilk seçimde baraj altında kalması müstehaktır
    ···
  • +1
    devlet beyin büyük oyunuu
    bahçeli koltuk değneğidir
    mhp yeni başkan seçmezse ilk seçimde baraj altında kalması müstehaktır
    ···
  • daha çok