Şu kızın şu an hiseetiği duyguları içinde kaldığı durumu düşünüp çıldırıyorum. Sonra diyorum ki böyle açık açık periscope da sex yapan biri sosyal medyada fenomen olma noktasına geldiği için mutludur gayet. Umarım yarın bir gün namusunu temizlemeye kalkmaz bir yakını eee ne demişler komşuda pişer bizede düşer hadi hayırlısı.

Eyyy kanıbozuk Arda sen kimsin ya? Dün taktun bu gün koktun. gibtir git artık buralardan ulan hırt.
Neyse arkadaşlar şimdi güzel bir dille bu barzonun beni neden çıldırttığına gelelim. Bu kendini bir şey sanan keko ntvspor desteğiyle, barcelona nın türkiye den sağlam reklam almasına ve izlenme kasıp taraftar sayısını arttırmak için kullandığı bir proje. Gel gör ki bu dallama kendini arşta gördü sağda solda diline adamlık kelimesini pelesenk edip gezmeye başladı. Barça ya ölmüş bir futbolcu koysan iş yapacakken bu kendini futbol tanrısı ilan etti güzel ülkemde. Programlara katıldı adamalık dedi siyasi propaganda yaptı taşaklı adamların taşağını yaladı, dm den ordan burdan milletin karısına kızına yürüdü, kimle takılsa ocağına incir ağacı dikti, cecelistler bile buna düşman, ülkesini seven adamım falan diyip pirim kavgalarına girişti en sonda babası yaşında adama saldırdı. Sonra çıkıp şeref haysiyet onu adamalık deyip ego kasıp millete salladı. Ya sen adam olsan zaten takım arkadaşın şakirayı zütürüken kısmetse olur kızına yürümezdin hadi uza bu ülkeden mihri. Daha güzel bir milli takım için düş yakamızdan.

Konuşmalarımız devam ede ede her hafta sevişiriz birbirimizi mutlu eder hale geldik. Artık benim için sıradan bir insana dönüştü. O eski heyecanı vermiyordu bana bu yasak ilişki. Yine bir gün benim evimde buluştuk başladık sevişmeye tam o anda telefon çaldı. Arayan kocasıydı. Nerede olduğunu sordu evdeyim hayatım dedi. Mert hayır evden evdeyie değilsin ben şu an zaten evdeyim dedi. Burcu kıvırmaya başladı ama mert neredeysen çabuk eve gel dedi ve telefonu kapattı. Burcu bana döndü ve ne yapacağız hayatım dedi. Bunca yaşadıklarımız falan diye devam etti. Bende çıktım yataktan gittim bir kahve hazırladım kendime. Başladım düşünmeye. BU huur beni yıllar önce para için terk etmişti. Sonra çocuğu engelli doğunca bunalıma girip bir süre öyle yaşadı ardından beni gördü ve çıkış yolu olarak herşeyden sıyrılmak için beni kullanmaya başladı. Şimdi de bana ne yapacağım yardım et diyordu. Burcu hala yatakta uzanıyordu ve ne yapacağını düşünüyordu. Ben bu evliliği bozan kişi olarak gözükmektense burcu'nun huurluğunu deşifre edip kendimi bu işten sıyırmaya kafaya koymuştum. Burcu'ya hadi git eve her şeyi itiraf et kocana ben seninle bir ömür boyu birlikte olmaya hazırım dedim. Burcu eve gidip benden aldığı gazla konulmuş kırmış yıkmış evi. Bıktım senden artık ben başkasıyla birlikteyim falan. 2 ay geçmeden burcu Mertten boşandı. Mert insaflı bir adam olduğu için çocuğun vekaletini aldı hol burcu onu bir kambur olarak görüyrodu hayatında. Bu 2 ay boyunca ben de kaldı. Boşandıktan sonra Mert zengin olduğu için yüklü miktarda tazminat aldı. Ben bursa daki işimdn ayrıldım ve Burcu ile kısa bir dünya turu yaptık. Para suyunu çekmeye başlayınca döndük Türkiye'ye. Burcu evleneceğimizi ve mutlu olacağımızı sanarken burcuya bir gün her şey bitti. Sen beni para için terketttin bende senin hayatına girdim önceleri aslında para gibi bir düşüncem yoktu ama seninle geçirdiğim süre zarfında senin ne mal olduğunu öğrendim. Şimdi gibtir git ve o mahvolmuş hayatını yaşamaya başla dedim ve bastım tekmeyi huurya. Ağlaya zırlaya 1 ay peşimden koştu. Sonunda peşimi bıraktı. Hikayemi uzatmadan böylece özet bir sonla bitirmek istedim. Okuyan herkese teşekkürler. Şimdi o güzel hayatıma tek başıma devam ediyorum.

Bu gece için son partımı yazıyorum okuyan bekleyen güzel insanlar için.

Aramızda neredeyse 1 karış mesafe kalmıştı. Kalbim güm güm atmaya başladı ilk öpüştüğümüz anda ki gibi hissediyordum. Biraz daha yaklaştım oda bana dudaklarına odaklanmıştım biraz daha biraz daha derken yapıştık birbirimize hayatımda ikinci kez bu kadar tatlı ve heyecanlı bir öpüşme yaşıyordum. ikimizde birbirimize sarıldık ayrı geçirdiğimiz yılların acısını çıkarırcasına öpüşyorduk. Gömleğimin bir kaç düğmesini açtı. Elini biraz genişleyen gömleğimin ense kısmında içeri attı ve sırtımı okşamaya başladı. Bende ellerimi onun vücudunda gezdirmeye başlamıştım. Gömleğimin düğmelerini dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan açtı bende bluzunu çıkarmak için yeltendim. Öpüşmeye çok kısa bir ara ve bluzda aradan çıkmış oldu. Kırmızı süteyeninin kopçasını açarken koparmışım. Biraz durdu ve çok sertiz dedi. Benim o an istediğim tek şey onunla olmak onsuz yaşadığım günlerin acısını çıkarmaktı. Koltuğa uzandı bende üzerine çıktım ateşli öpüşmemiz nefessiz devam ediyordu. Böyle devam ederken bir anda çırılçıplak kaldık. Bembayaz vücudu beni benden aldı. Daha önceden ufak tefek sevişmelerimiz olmuştu ama sevgiliyken hiç sex yapmamıştık. Şu an bununda heyecanını yaşayacaktım. Burcu'yu kaldırdm kucağıma aldım ve yatak odama zütürdüm. Birbirimizi okşarken Burcu sırılsıklam olmuştu ve sonrasında ister misin bir güzel saxo diye sordu. Nasıl istersen dedim. Öyle güzel öyle aşkla öyle zevkle yalıyordu ki hayatımda böyle bir şey yaşamamıştım. Sonrasında Üzerime çıktı birleşme yaşadık. içi ateş gibiydi. Girer girmez kendimi kaybettim. Kısa süre sonra içine boşaldım. Hiç sorun değil dedi. Kaan'dan sonra her ay hap kullanıyorum dedi. Tamam dedim büyük bir menmuniyetle. Sonra tekrar ağzına aldı ve bu kez kendisi için daha iştahlı yalayıp hazırladı. Sonra misyoner istediğini söyledi. Başladık pozisyondan pozisyona girdik ve ikimizde zevkten yorgun düştük ikinci patlamamla bu geceki sex faslımız son bulmuş oldu. Sonra yan yana yattık ve birbirimize sarıldık. Bana ufak bir öpücük kondurdu ve seni çok seviyorum dedi. Bende o anki gevşememin ve rahatlğımın etkisiyle bende seni güzelim dedim. Birlikte uyuyarak hayatımın en güzel gecesini geçirdik ve sabah uyandık. Aslında burcu beni öpücükle uyandırdı. Uyan ben çıkıyorum canım eve gitmem gerekiyor dedi bende kalktım kahvaltı yapsaydık diyebildim vaktim yok şu an. Bir daha ki görüşmemiz de dedi ve çıktı ve gitti. Yaşadığımız o gecenin zevkini ve mutluğunu uzun bir süre yaşadım ve kahvaltımı yapıp Burcu'ya mesaj yazdım. Hayatımın en güzel gecesiydi. Burcu'dan cevap: Benim de...

Biraz coşturun buraları dostlar yazma şevkim gelsin

Elini tutmak için elimi uzattım. Ciddi misin dedi gülerek ne oldu ki dedim Hiiiç deyip o da uzattı elini. Belli ki beklemiyordu benim hiç bir şey olmamış gibi davranmamı. Konuşmaya devam ederken bu akşam müsaitsen yemeğe çıkalım dedim. En iyi zaman bence bu akşam zaten başka böyle fırsat bulmam çok zor dedi. Tamam dedim bildiğim güzel bir yer var oraya gidelim hadi kalk. Benim arabamla gidiyoruz o zaman dedi. Tamam diyebildim. Geç direksiyona mekanı ben bilmiyorum dedi. Bindik arabaya gidiyoruz. Yolda giderken seni çok özlediğimi fark ettim dedi ve başını omzuma yasladı. Bende seni diyebildim sadece. Gittik mekana güzelce bir akşam yemeği yedik yanında da kırmızı şarap. Hızlı zamanlarımız olduğundan ordaki garsonlarla muhabbetim var. Bir kaç jest yaptırdıktan sonra Burcu iyice tav olmuştu. Saat 10 a geliyordu. Artık kalkalım dedi. tamam dedim. Bindik arabaya. Bu kez şoför Burcu. Eve bırakayım seni dedi. Ev nerede dedi söyledim. Muhabbet ede ede geldik. Evini öğrendiğim iyi oldu dedi güldü. Bende birde içini gör istersen ben sana kahve hazırlarken dedim. Küstah bir gülüşle e iyi bakalım görelim dedi. Aracı park etti ve arabadan indi. Bende biraz obsesiflik olduğu için evimde her şey düzenlidir. Her şey birbiriyle uyumlu. Herhangi bir çekincem yok yani. Kurumdan kazandığım para aylık 7 bine kadar çıktığı içinde biraz lüks yaşıyorum. Burcu'nun sevdiği gibi yani . Hiç bir eksiğim yok. Girdik eve oturma odasına geçtik buyur otur dedim. Dediği ilk şey evin çok güzelmiş ve düzenli oldu. Hadi sen otur biraz ben kahve hazırlayayım dedim. Soğuk içecek var mı dedi. Kola - bira dedim. Bira getirir misin dedi. Tamam dedim. Getirdim iki tane koydum masaya. Oturdum yanına. Çevrdim Burcu'ya baktım. Gülümsedi bende gülümsedim. Eline aldı birasını yudumlaya başladı. Bende aynı şekilde. Bir an dayanamayıp hala çok güzelsin dedim. Gerçekten hayatınızda görebileceğiniz sayılı doğal güzellikteki insanlardan. Sen de hala çok centilmensin dedi ve biraz daha yaklaştık birbirimize

Hafta sonumu evde geçirdim. Burcuyla konuşuyoruz. ilk defa o orta okulda konuştuğumuz gibi heyecanla çocuklar gibi şenim. Yeni hafta başladı. Artık yaz tatiline giriyor kurum. Çoğu aile çocuklarını da alıp tatile çıkıyor ve kurum boşalıyor. Bizde izinlerimizi bu günler de kullanıyoruz. Burcu ile bir hafta boyunca konuştuk. Buluşmak için fırsat yaratmaya çalışıyoruz. Burcu kuruma gelmiyor hoş ben de gelmesini istemem. Öyle konuşurken yine Bana bu hafta sonu Kaan'ın babasıyla Rize'ye dedesinin yanlarına gideceklerini söyledi. Peki sen? diye mesaj attım. Ben kendimi iyi hissetmiyorum. Yolu çekemem deyip gitmeyebilirim istersen diye cevap yazdı. Ben durur muyum tabi ki isterim diye yapıştırdım cevabı. Tamam yazıp gülücük ekledi. Günler çabucak geçti. Cuma akşamı evdeyim. Yine konuşuyoruz. Yarın gidiyolar dedi. Tamam dedim. Ne yaparız diye konuşuyoruz falan, Benim yarın öğlen gibi dersim biter. Sanırım seninkiler de gitmiş olur ya seni alayım bir yerden ya da bir yerde buluşalım diye yazdım. Ben kent meydanı avm'ye gelirim orada buluşuruz diye yazdı. Tamam dedim. Sabah oldu gittim işe 12 gibi bitti işim. Eve geldim yemek yedim hazırlandım vs derken saat 3 ü buldu. Mesaj attım. Ben çıkıyorum sende gelirsin diye. Ben şu an oradayım seni bekliyorum zaten dedi. Tamam hemen geliyorum dedim atladım arabaya gittim. Starbucks ta oturuyor. Gittim bir kahve aldım o farketmeden yanına gidip kulağına eğildim ve merhaba dedim. Biraz şaşırdı ve gülerek ayağa kalktı. Hoşgeldin dedi. Hoşbuldum dedim. Oturduk başladık muhabbete. ilk buluşma heyecanı var ama konuşmalar çok akıcı bunda.

Uyku sorunu olmayan bir insan olduğum için çok az uyku bana yetiyor. O yüzden alkollü olsam bile çok fazla uyumam. 4 saat uykudan sonra duş aldım hazırlandım. Gittim işe. O gün cumartesiydi. Çalıştğım kurumlar hafta sonlarıda hizmet verir. Benim pazar günleri tatilim. Girdim kurumdan içeri. Bu gün Kaan'ın benimle dersi yok. Çalışcağım çocukta hastalanmış gelmemiş. Hal böyle olunca bende oturdum öğretmenler odasına kahvemi aldım yudumluyorum. Telefonuma mesaj geldi. Mesajı atan Burcu. Bende seninle olmak için her şeyi yapmaya hazırım. Lütfen yanında olmama izin ver diye. O gün mantıklı düşeneyim diye cevap vermedim. Okulda günüm bitti ve eve gittim. Akşama doğru içim içimi yiyor. Dün yazdığım mesaja baktım. Oğlum neler yazmışım öyle evli bir kadına. Neyse dedim yazmışız artık. Belki eskisi gibi olabilir ulan dedim kendime ama çocuğu olması başka birinin kadını olması beni kendimden iğrendiriyor. iç sesimle bir savaşa girdim yine. iç sesim durdurulamıyor. Başladım yazmaya o yazıyor ben yazıyorum 5 saatlik yazışmanın sonunda kendimi eski günlerde ki gibi hissdeiyorum. Lise deki gibi. içim kıpır kıpır. Neler yaşadığımızdan neler yaptığımızdan falan bahsediyoruz ama evli olmasını ve kaan'ı hiç konuşmuyoruz. iki bekar insan gibi saatlerce yazışıyoruz.

Telefonunu kaydettim. Saat gece 3 birkaç bir şey içmişim. Alkolün verdiği etkiylede gaza gelip başladım yazmaya. Mesajını okudum. Her şeyi mahveden sensin ama ben o kadar aptalım ki senin yanıma gel demen benim her şeyi hiçe sayıp koşarak yanına gelmeme neden olur. Seni o kadar çok sevdim ki sensiz geçen yıllarımın allah belasını versin. Ben senin saçının teline zarar gelmesin diye her şeyimi veririm. Şu an senin evli olman bile buna engel değil. Senin bana ihtiyacın olduğu kadar benim de sana ihtiyacım var. Senin elini tutmak seni öpmek koklamak sarılmak için her şeyi yaparım. Bu alkol bilinç altımdaki her şeyi dışa vurmamı sağladı . Mesajı yolladım. Yarım saat bekledim mesaj gelmedi. Uyuyordur deyip bende yattım.

Eve geri döndüm saat 12 ye geliyordu. içimdeki ses susmuyor hadi at şu mesajı ne diyecek bakalım diye. En son ne olacaksa olsun deyip açtım pc yi girdim faceetaka bir baktım mesaj isteği var. Allah allah bu kim acaba dedim. Bir baktım burcu. yok artık dedim. Bu kadarı da fazla bu kadar denk gelmemeli her şey. ( https://www.youtube.com/watch?v=nJPzBATIdb4 eşliğinde yazıyorum.) Mesajı açtım bana telefon numarasını yazmış. Yaz bana watsaptan ne olursun seni gördüğüm andan beri içimde fırtınalar kopuyor şu zehir gibi geçen yıllarıma güneş gibi doğdun. Zaten ilk seni sevmiştim o zaman da seni yağmurlu günde doğan güneşim diye severdim. Şu an da da öylesin. Hayatıma girmişsin ama ben farkında değildim. Çocuğum otizmli olunca depresyona girdim. intihar etmek istedim. Her gün sordum kendime neden diye kendime lanetler okudum. Seni terkedip zengin diye mert ile evlendim ama Allah bana belamı verdi. Bu çocuğun başka bir açıklaması olamaz diye. Sonra senin sayende çocuğum düzeldi bana anne dedi. Sen yine girdin hayatıma ve ben yeniden yaşadığımı hissettim. Senin olduğunu bilmesem seni görmesem de senin hayatımda olduğun o kadar aşikar ki. Seni gördüğüm o an başımdan kaynar sular döküldü. Gerçekten sen misin diye... Lütfen yaz bana bu saçma sapan karanlık hayatıma yeniden güneş gibi doğ. Bu mesajı belki 100 defa okudum. Ağladım. Gittim duvarları yumrukladım. Olmamalıydı be böyle. O benim olmalıydı. Neden dıbınakoydun ki be burcu mis gibi hayatımızın amk dünyasında her şey para mı ulan. gibtiğim düzeninde aşklar bile satılık olmuş diye deliriyorum evde. Sonra sakinleştim. Burcu'nun bana ihtiyacı olması şu an her şeyden önemliydi. ilk aşkım olduğundan ben ateş böceği o yanan alev olsa da ben içine atmalaya razıydım yanacağımı bile bile...

içim içimi yiyordu. Bana hangi yüzle ne anlatacaktı ki zaten ilişkimizi bitiren tek suçlu o'ydu. Mantıklı düşününce parası olduğu için o adamla evlendiği kanısına vardım. Çünkü kuruma akıttıları paralar bindikleri arabalar anca bununla açıklanabilirdi. O gün öğleden sonra kalan derslerimi de yapıp evime gittim. Duş aldım biraz tv izledim ardından bilgisayarı açıp facebook tan burcuyu arattım. Öncesinde kızlık soyadı ile arattığım için bulamadım. Sonrasında Kaan'nın soyadını bildiğim için o soyadını yazdım ve karşıma çıktı. Profil fotoğrafına ailesini koymuştu. Bulmak zor olmadı. Hemen mesaj isteği bölümüne girip sitemimi dile getirmek istedim. Aslında anlatacaklarını duymak onunla olmak istiyordum. Ne kadar kızsam da bana huzur veren bir insandı. Onca sene sonra bile bu gün ki karşılaşmamızda bile huzurlu hissettirdi bana. Yazmalı mıydım bilmiyordum. O evliydi ve bir de çocuğu vardı. Ne kadar doğru olacak ki yazmam deyip. Bilgisayarı kapattım ve dışarı çıktım. Biraz gezip kafa dağııttıktan sonra eve geri döndüm.

Masanın yanında dikiliyordu. Yanına doğru ağır adımlarla yürüdüm yüzüne bakamıyordum hala. O beni benden alan cümleyi iki dudağının arasından salıverdi 'GERÇEKTEN SEN MiSiN MURAT?' Ne denilebilir ki... Boğazım düğümlendi. Kafamı kaldırdım baktım gözlerinin içine sadece başımı sallayabildim onaylarcasına. Sonra ne tesadüf ama değil mi değil mi diye devam ettim. Gerçekten öyle dedi. Dünden beri seni düşünüyorum hiç aklımdan çıkmadın. Aslında hayatıma girdiğin günden beri hiç aklımdan çıkmadın ama neyse ne önemi var ki dedim. Senin evlendiğini görünce unutur gibi olmuştum o günden beri seni aklıma getirmemek için neredeyse kendimle savaaşıyorum ama bak bir gün geldi karşıma çıktın ve ben savaşımı kaybettim bu gün dedim. Gözleri dolmuştu. Sadece özür dilerim diyebilmişti. Neden ayrıldık ha neden bitirdik o 5 seneyi öylece çöpe attık senin yüzünden dedim. Keşke atmasaydık diyebildi. Ardından sen evlenmedin mi diye ekledi. Bende senden sonra kimseyi senin kadar sevemeyeceğimi düşündüğüm için kimseye yaklaşmadım dedim. Bende çok pişmanım dedi. Sana her şeyi anlatmak istiyorum müsait bir zaman da ama bu gün değil dedi. Hızlıca kapıya doğru gitti Kaan henüz dersten çıkmıştı ki hemen elinden tuttu ve dışarı çıktılar. Ben ise odanın camından dışarı bakabildim sadece arabaya bindiler ve gittiler.

Ufak bir işim çıktı. Yazmaya devam edeceğim akşam üzeri.

Kaan ile o gün ders işleyemedim. 2 saat öyle akıp gitti. Sonra Kaan'ı grup eğitimine verdim ve kahve alıp oturdum öğretmenler odasına. Bu gün kurumun servisçisi geldi. Selamlaştık 5 dakika muhabbet ettik kendine çay aldı ve aşağıya sigara içmek indi. Ben sigara kullanan biri değilim servisçiyle aşağıya hava almak için indim. Çocukların grup eğitiminden çıkmasını bekliyoruz. Normalde bu gün Mert bey gelmez çocuğu almaya çocuk servisle eve gider. Bazen aileler müsait olursa hem bilgi almak hemde çocuğu zütürmek için gelir. Çocukların çıkmasına 20 dakika var. Caddden geçen insanlara bakıyorum kahvemi yudumluyorum derken kurumun önüne bir araba yanaştı. Kuruma çocuklarını gönderen aileler genelde paralı insanlardır. Kurumun önünde bmw x5 parrk etti. Dedim herhalde bizim çocukların velilerinden biridir. Arabadan inen kişiye baktığımda Burcu olduğunu gördüm. Hasgibtir dedim. Nasıl yani daha önce hiç gelemeyen kadın dünki tanışmamızdan sonra hemen bu gün buraya damladı. Neyse murat sakin ol oğlum dedim kendime. Yanıma doğru yaklaştı. Murat Bey biraz konuşabilir miyiz Kaan hakkında dedi. Yanımızda serviş şöförü olduğu için beni ayrı bir yere çekmek istiyordu belli ki. Servis şöförüne kaan'ı bı gün ben alıcam onu beklemeyin dedi. Servis şöförü tamam Burcu hanım dedi. içeri geçelim mi hava soğuk biraz deyince tamam geçelim dedim. Bireysel oda boş olduğu için oraya geçtik. Grup eğitimi öğretmenine uğrayıp Kaan'ı servise vermeyin velisi almaya geldi burada beklesin biraz dedim ve Burcunun yanına girdim. Kapıdan girerken içim içime sığmıyor ne yapacağım ne diyeceğim ne konuşacağız hiç bilmiyorum. Neyse girdim içeri kapıyı kapattım. Çok uzun yıllar sonra ilk defa baş başa kalmıştık unutmak istediğim bir insanla.

Bir kaç adam gibi adam yeterli benim sağolun. Devam ediyorum.

Sabah 7 gibi uyandım ama başım nasıl ağrıyor. Engin yanımda uyuya kalmış. Ben hemen kalktım ve duş almak iyi gelir diye düşünüp duşa girdim. Duştan çıkınca engini uyandırdım. Hadi kalk kahvaltıya çıkalım dedim. Evin çok yakınında bir mekan var çıktık oraya aldık kahvaltımızı içtik kahvemizi biraz ayıldık. Benim işe gitmem gerekiyordu. Engin'e hadi kalkalım artık işe geçmeliyim dedim. Kahvemizden son yudumlarımızı alıp kalktık mekandan. Başımda hala inceden ama şiddetli bir ağrı var. işe giderken Engini evine bıraktım hazırlanması için bende kuruma geçtim saat 8 gibi. Girdim içeri kurum müdürü ile karşılaştım. Hoşgeldiniz umarım işinizi halledebilmişsinizdir dedi. Hallettim sağolun dedim ve bireysel öğrenci odasına girip oturdum. Saat 9 da Kaan gelecekti. Düşünmeye başladım. Meğerse ben 1 yıldır 5 yıllık aşkımın bir parçasına ders veriyormuşum. Kadere bak sen dedim. O güzel günlerimizi mahveden kızın ileride bu şekilde karşıma çıkması çok garipti. Belkide hayatlarımızın bir şekilde kesişmesi gerekiyordu kim bilir. Ben ondan ayrıldıktan sonra kimseyi onun gibi sevememiştim o yüzden de kimseyle ciddi bir ilşki düşünmeye cesaret edemedim. Saat 9 oldu ve Kaan servisle okula geldi. Montunu çıkarttım ve masasına oturttum. Bu gün daha önceden hiç bakmadığım gibi baktım ona. Benziyor mu ona diye. Burnu ve gözleri sanki aynı onun gibiydi. Bir iç geçirdim ahh ahh keşke benim kalsaydın be kızım diye...

Devam ederim ilgi olursa şimdilik iyi geceler...

Biraz uyudum. Uyandığımda saat 6 gibiydi. Kalkıp bir şeyler atıştırdım. Duş aldım Engini aradım hadi gel bana çıkalım arabayla dedim. Engin geldi. Oğlum bu gün hayatımın şokunu yaşadım şu an sadece bunu bil hadi gidiyoruz içmeye dedim. Normal yaşantımda pek içen biri değilim günde canım çekerse 2 bira içerim o kadar. Çoğu zaman içmem bile. Engin tamam dedi gittik bir tekele aldık birşeyler. Ben aldıkça engin durum çok vahim diye düşünüyor. Yolda gidiyoruz oğlum ne oldu yakınına bir şey olsa yanına gidersin aşık mı oldun lan sen yoksa falan diye sayıklıyor. Neyse gitti oturduk sahile. Başladım anlatmaya. Benim ilk aşkım olan burcuyu. 5 sene aşk yaşadım sonra saçma sapan bir şekilde ayrıldık. Sonra bunun evlendiğini gördüm ve ümidimi iyice kestim ou unuttum. Bizim kurumda bi çocuk var sürekli babası gelip ilgileniyor bu gün annesi bana teşekkür etmek için geldi çocuğun durumu iyiye gidiyor diye. O kadın benim o 5 yıllık sevdiğim kızdı lan dedim. Engin de bayağı şaşırdı yalan söylüyorsun amk dedi. Öylemi duruyor lan dedim neyse bakalım dedi. içtik bayağı. Aslında ben içmişim bayağı engin beni almış zütürmüş eve yatırmış yatağa sabaha kadar beklemiş başımda.

Bu gün yaşadığım o şoku hala üzerimden atabilmiş değildim. Dolabımdan bir bira aldım ve oturdum koltuğa. Nasıl olabilirdi ki offf offf tesadüfün böylesi. Oysa ben onu unutmak için bayağı zaman harcamıştım. Napacaktım şimdi. Bir yanım onunla konuşmak için can atıyor bir yanım ondan uzak durmam gerektiğini söylüyor. Hani eskiden çok sevip defalarca dinlediğin bir şarkıdan vazgeçip uzun zaman sonra duyduğunda hoşuna giderde mırıldanırsınya işte aynen o şekilde hissediyordum. Gittim uzandım yatağa başladım yaşadğımız eski günleri düşünmeye. O sesi o kokusu o güzel yüzü hala aynıydı. içim içimi yiyordu. Arkadaşım engini aradım. Engin bursa da ki en iyi dostum. Aradım akşam buluşalım seninle mudanya sahile gidelim. Ne oldu lan dedi akşam buluşunca anlatırım dedim.

Bu durum karşısında biraz afallamıştım. Derin bir nefes aldım ve mert bey ile Kaan dersten çıkana kadar muhabbet ettik. Burcu'dan ses yok. Bende sesinin çıkmasını istemiyorum zaten. Hayatımda duyduğum en güzel ses onunkiydi çünkü ve şu an sesini duysam canımı çok acıtacak ettiğii her kelime. Kaan dersten çıktı ve ailesi çocuğu alıp gittiler. Ben ise öğleden sonra ders yapacak durumda değildim. Kurum müdürünü aradım öğleden sonra çok acil bir işim olduğunu o yüzden öğleden sonrası için benm yerime bir öğretmen vermesini rica ettim. Sağolsun benim iyi niyetime güvendiği için hiç bir şey demeden tamam Murat bey yardımcı olabileceğim bir şey varsa çekinmeden söyleyebilirsin dedi. Teşekkür ettim ve arabama binip eve gittim.

Ertesi gün oldu. Klagib iş temposu. Kaan geldi. 2 saatlik derse aldım sonra grup eğitimine verdim. Öğretmenler odasına geçtim Mert bey aradı buyrun gelin dedim. Yaklaşık 15 dakika sonra kapıyı Mert bey çaldı ve içeri girdi. Ben ayağa kalktım hoş geldiniz Mert bey dedim elimi uzattım. Sonra arkadan bir kadın girdi. Hayatım bak Kaan'ın öğretmeni Murat bey dedi. Kaan'ın annesiyle tanışmak için yüzüne baktım ve hayatımın şokunu yaşadım. Kaan'nın annesi benim ilk aşkım Burcu'ymuş. Oda beni tanımış olacak ki hemen gözlerini gözlerimden kaçırdı. Ben bozutuya vermemek için elimi uzattım. Hoş geldiniz efendim dedim. Donuk bir sesle hoşbulduk diyebildi. Mert bey eşinin soğuk tavrından dolayı biraz işkillendi. Hayatım bir sorun mu var dedi. Burcu Hayır dedi ve Murat bey size ben teşekkür etmeye geldim . Çocuğum bu kuruma başladığından beri yeniden doğmuş gibi oldu bana anne olduğumu hatırlattı. Çok sağolun dedi. Bende rica ederim buyrun oturun dedim.

Babası bir gün yine kuruma geldi ve size ço k minnetarım çocuğum artık konuşabiliyor su içebiliyor yemek yemeğe çalışıyor bana babalığı gerçekten tattırdınız eşim de artık çok mutlu o da size çok minnettar sizinle tanışmak istiyor yarın beraber geleceğiz müsitseniz dedi. Bende tabi ki yarın öğlen Kaan'ın ders çıkışına gelirseniz hem öğle tatili olmuş olur size ayıracak zamanım olur dedim. Mert bey tamam deyip kaanı aldı ve gitti.

Kaan başladı bizim kuruma. Kaan servisle sabah 9 da geliyor ben bire bir derse alıyorum 2 saat boyunca. sonra 1 saat grup eğitimine giriyor. Böyle devam ediyor. Genelde çocukların anneleri onlara sahip çıkar ve hep kuruma gelirler. Ben hep anneler ile muhatap olurum ama Kaan'ın annesi hiç kuruma uğramıyor. Babası işinden fırsat buldukça geliyor onunla konuşuyoruz ne yapılacak vs. Kaan ile yaklaşık 3 aylık çalışmanın sonucu olarak ağzından ilk harfleri ve kelimeleri çıkarmaya başardım. Bu süreç gerçekten çok zordur. Bayağı tecrübe bilgi isteyen bir olay hiç konulmayan otizm li bir çocuğu konuşturmak. Babası geliyor bana minettarlığını dile getiriyor bana hiç konuşamayacağını sandığını falan söylüyor. Böyle böyle devam etti. 1 yılın sonunda kaan konuşabilir duruma gelmişti. Anne baba gibi kelimeleri ağzından almayı başardım. Bunun yanında el becerileri ve sosyal becerileride ilerleme göstermişti.

Kurumda çalıştığım süre içerisinde otizm, down sendromu, duyusal davranışsal bozuluğu olan çocuklara çalışıyorum. Bir gün kuruma yeni bir kayıt geldi. Çocuğun adı Kaan. Çocuk ağır otizm belirtisi gösteriyor. Erken müdahale gerekiyor en iyi seviyeye gelebilmesi için. Babası mert bey ile oturduk konuşmaya başladık. Kaan 4 yaşına gelmiş. Otizm in belirtileri çocuğun size karşı tepki vermemesi tek kelime etmemesi insanlardan çok nesnelerle bağ kurmasıdır. Babası bunlardan bahsetti. Çocuğun annesi bunu öğrenince bunalıma girmiş. Engelli çocuğa sahip ailerin sıkça başına gelen şeyler. Anne babayı baba anneyi suçluyor hatayı birbirlerinde arıyorlar tabii. Bu sorumluluktan kaçmak istiyorlar. Baba çok kuvvetli durmuş ve çocuğu kabullenip eğitimi için çaba göstermiş. 2 yaşında bir kuruma göndermişler orada devam ediyormuş ama bize gelen bir öğrencinin ailesi bizim kurumun kaliteli eğitim verdiğinden bahsettiği için çocuğunu bize getirmiş. Genel olarak bunları konuştuk.

Ailemi bayağı özlemiştim. Onlarla biraz vakit geçirdikten sonra iş aramaya başladım net üzerinden. Bursa'da bir kurum zihin engelliler öğretmeni arıyor. Aradım tecrübemden bahsettim elimdeki sertifikalardan bahsettim. Müdürün ağzı açık kaldı. Tamam gelin görüşelim dedi. Atladım arabaya gittim bursaya. Bursayı lise yıllarımdan tanıdığım için yabancılık çekmem diye düşündüm. Gitiim kuruma oturduk konuştuk ben istediğim fiyatı söyledim. Kurum sahibi tamam size öderim bu fiyatı ama çok yoğun olabilirsiniz dedi tamam sorun değil ben alışkınım yüksek tempoya dedim. Altıparmaktan bir daire kiraladım. Eskişehirdeki evi buraya taşıdım başladım yaşamaya. 2 yıl boyunca kurumda çalıştım.

Adı seda. Bayağı kaynaştık beraber KPPS falan çalışırken. Bana geliyor bende kalıyor geceleri takılıyoruz falan. Bir kaç arkadaşını daha çağırıyor evde küçük eğlenceler yaşıyoruz falan derken okul bitti. KPSS ye girdim atanamadım. Sonra özelde çalışmaya başladım. 3-4 yıl boyunca eskişehirde çalıştım mesleğe dair bayağı tecrübe sahibi oldum. Elimde engelli çocukların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sertifikalar mevcut. Özelde iyi para kazandığım için devlete yanaşmıyorum. Bir gün kaldığım kurumda kazandığım para az gelmeye başladı. Zam istedim kurum sahibi daha fazla veremeyeceğini söyledi. Bende tamam ayrılıyorum o zaman dedim ve annemlerin yanına 1 ay kafa dinlemek için gittim.