Ekgibliğini yaşadığı her ne taksa, onu hep bir yansima da arayacak.
içini içip degil, bir sahilde bir bankta bir pet sise su ile denize anlatacak.
Yarim ekmegini, yanina gelen bir kopekle paylasacak.
Tabaginda biraktigi lokmalarin dahi ardindan artik aglamadigini ogrenecek.
Senden alinanlari, parayla geri alamayacaklar sonra.
Sende hicbir sey alamayacaksin.
Bir vakit ömründe bir ihtimale yaşayacak, bekledigini bulamayacak ve oleceksin.
Ama ölüp gidenlerin en gayretlisi, en onurlusu en cesuru sen olacaksin.
Ve ölüm, ölülerin birbiriyle yarıştığı bir maraton olmayacak.

Bir gün bir kitapta okuyacaksın ne demekmis; Vuslat.
Ayaz yalnızlığa dogan adamların hikayesini.

Bir gün sende düşecek ve kalkacaksin tekrar.
Saçının karasina dusen beyazin hikayesini.

Bir gun seninde yuzune vuracak aci ruzgar
Soverek anlayacaksin kufurlerin hikayesini.

Bir gun sende kalacaksin yastiğında ıslak.
Aglamayi beceremeyip goreceksin göz yaşının kiymetini.

Bir gun sende benzeyeceksin babana.
Bakamadigin kendine, yuzune hatırlatacak aynalar.

Sag elinin yumrulari kizaracak, gozlerinle yarisacak.
Yumruk atmanin acısıni, bir gun sende bir hayalde unutacaksin.

Bir gece sende olacaksin sahilde bir bankta.
Insanlari uğurlayan gecede, denizden ogreneceksin bekleyenlerin hikayesini.

Pili bitmeye yüz tutan saate dalacak gozlerin.
Cikarip atamayacaksin, durduracak hediye etmenin hikayesi.

"Duymak istiyorum" dinleyeceksin bir gun sende.
Anlayacaksin sessizligin hikayesini.

Bir gun sende buyuyeceksin, gözünde küçülen insanlarla.

Kulağı küpeli sokak kopeklerinde bulduğunu, küpeler hediye ettigin yürekte bulamayacaksin.

yoruluyorum yine kabuslardan göremediğim rüyalarımda
kafatasımda kılcal çatlaklar var

beynime kanayan sanrılarım var
düşünüyorum düş kuramıyor olmakta var

bu dünyanın orta çağında yaşıyor hala insan denen et torbaları var
insanlığı yiyor herkes sofralarında

kan taşıyor su bardaklarından
pis ağızlarını silmeye yarayan paralarıyla

doymuyor kimse
pompei gibi yaşıyoruz ve sanırım tanrı da sıkıldı burdan
ne bıraktığı kitaplar okunuyor artık
sevmiyor çıkıyor her seferinde papatyalarında

patlatılıyor şampanyalar
bir gökdelenin havuzlu en üst katında
maskeler var her suratta artık
o maskelerde rengarenk kahkahalar var
kucaklarda bitiyor artık
sevmeye dayalı tüm anlamlar

kirleniyor dünya olsun parfümleri var
içten çürüyünce kokmuyor insan
etrafında uçuşan sinekleri
bir barda içince kelebek sanar

tam zamanında gitmekte var
tabiat ana bile kalkıyor artık atık beylerin yataklarından

biri de çok seviyorum diyor sonra
bir mermiyle toprak doluyor şakaklarından

aptal olma önünde ne güzel hayatta var derler ama
pis parasına muhtaç olanla yatıp sonra dönüp ona \"hayat kadını\" diyende onlar

öyleyse hayat nasıl güzel olabilir anlat

bu taktan düzene tapmakta var
para için ömrünü adak gibi sunmaktalar

küfür yalan palavra hiç düşmüyor ağızlardan
aynı dudaklar haksızlık karşısında susmaktalar

ölmeden susmakta neyin nesiydi ha ?
nefes alıp veren ölülerimiz var hepsi dünyadalar

yorucu olur bu sahtekarların maratonunda
soluk soluğa koşarsın susmasını asla istemeyeceğinin arkasından
nefes nefese susarsın.

\"nazarber kadem\"dir parmak üçlarının ucuna bakarak yürümek.
başı yukarda ayağı takta olan insanlara bakar
helal lokma yemek gibi susarsın

başka kollarda ısınanlara üşümeyi anlatamaz ayaz yemiş bir kurt gibi susarsın.

işaret parmağını tutarak evinin yokuşunu çıktığın babana
çocukluğuna ihanet etmişcesine unutur büyüdükçe kızarsın
yaşlandıkça babana daha çok benzersin.
anca uyuduğunda seni sevmeye gelen bir baba gibi mağrurca susarsın.

tabağında bıraktığın lokmaları \"arkandan ağlar\" dediklerinde bitirirdin.
arkandan ağlayan hiç kimse olmadığı büyüdükçe öğrenir. öğrendikçe susarsın.

sana \\\"neyin var?\\\" diye sorarlar
kaburgalarını çatırdatan hisli mahkemelere rağmen
\\\"hiç\\\" der susarsın.

zaten seni \\\"anlamak\\\" için değil sana \\\"anlatmak\\\" için dinler nasihat fabrikatörleri
terin üzerinde kurur bu fabrikalarda ekmek davası gibi şereflice susarsın.

bazen banyoda buğulunan aynalarda kendinden kaçarsın.
sana \\\"neden kaçıyorsun?\\\" diyen duvarları duyar susarsın.

olur ya konuşur seninle ya sevgilin ya annen
onların konuştuklarının yalan, sustuklarının doğruluğunu fark eder susarsın.

bir köpek bir de başını koyduğun yastığın kadar olamayan insanları tanır
daha da tanıdıkça susarsın.

hatırla ismini senin koymana izin verdikleri ilk muhabbet kuşun öldüğünde nasıl ağlamıştın?
büyüdükçe o an ki ağladığın gibi susarsın.

sonra bahçene bir kuş için kazdığın mezarın başında dua ederken
kutuplardan basık bu mezarlıkta dua edeninin olmayışına susarsın.

bir otobüsün kart ve durak seslerinin ötesinde arka koltuğunda kulağına kusan notalara susarsın.

artık bir şarkıya eşlik edemediğini fark ettiğinde kıpırdayan dudaklarının inadına sımsıkı kaparsın çeneni susarsın.

kendin için aldığın kokoreçi gecenin bir köründe sahilde oturup yerken
gözleriyle konuştuğun bir köpekle paylaşırken susarsın.

yavru bir kediyi yada bir bebeği severken gözleri parlayan havvaların
aynı sevgiye ademi inandırmaya çalışırken parlamayan gözlerine bakar yinede susarsın.

yalnızlığın tek iyi yanı sıçarken kapıyı kapatma gereği duymamaktır.
bir fotoğrafın önüne bir tabak koyup kahvaltı yaptığında yalnız olmak nedir anlarsın.

sevilmek onanmak bir kaşardan yenilen kazığın ayarıyla üzülmek
aile eş dost çevre... hepsi birer yok edici
duygusallık bir erkeği zayıf kılar.
duygusal olmamak duygulanmamak yada hiç bir şey hissetmemek değildir.
erkeğin ağlaması bir kadın dan daha sahicidir. ve şahit olduğunda bir kadının ağlamasından daha yıkıcıdır.

sevilmek istemek nedir ? evet güzeldir seni seven birilerinin olduğunu bilmek hissetmek. peki ne kadar sahici olabilir ki ? birinin sana seni sevdiğini söylemesi ?
mesela hiç bir zaman bir kadının gözün de yavru bir kediyi yada bir bebeği severken gördüğün parıltıyı seni severken aynı gözlerde göremezsin...
seni senden daha iyi kimse tanıyamaz seni senden daha iyi kimse bilmez. o yüzden bırak bu s2k yıkık travmalara gömülmeyi.
kendini sev kendi öz saygını kazan bir ödül ceza ilişkisi gibi köpek eğitiminde değilsin bu hayatta
o yüzden birilerinin seni onamasını bekleme.

eğer sevilmemekten şikayet ediyorsan sevilecek biri olduğunu düşünüyorsundur. ve ne yazık ki dostum. bende dahil kimse bu dünya da bir annemiz kadar sevilmeyi hak etmiyor.

cennet annelerin ayaklarının altında... yarının anneleri bugün başkalarının altında
üzülme panpa. kader seçimlere ve gösterdiğin gayrete uydurulmuş bir olaydır.

Korkma kendinden affet bendini melekler siler günahlarını
Hayalin olan bi rüyada kalir sen yine aç elini hüdana bakip
Yara dolu dizleri ve yorgun elleri yasadiklariysa fazla ve agir
Korkak alistirma goz yaslarini sissin gozlerin agla ve bagir
Korkma ruzgarini alipya yuru vede tekrar et deki yollar benim
Karanligin icine dalipta yururum
Yankili sesimle KORKMAM derin.
icinde birikenleri vur duvarina sonra dal uykuna sakin derin.
Yasanacak onca guzel sey varken en guzel hayalin uykuna gelir.

Reserved

Reserved

Rezervasyon

ÇANAKKALE OSMANLI iMPARATORLUĞUNUN SANINA YAKISIR VEDASIDIR. BiR BELCIKALI PROFESÖR KADAR OLAMAYAN BIZLER YUZUNDEN BU KAVGALAR. "TURKLER BUGUNLERINI ATATÜRK'E ATATÜRK'Ü DE ALLAHA BORCLUDUR."DENKLEM BU DENLI BASITTIR.

Reserved

Rezervasyon

Rezervasyon

Reserved

Reserved

Reserved

Başkalarıyla derken ? Bir kişide değil. Gang Bang mi yaptılar birader o nasıl kader.

Zamanin gecmesi saclarinin dokulmesi sakallarinin beyazlamasindan baskasi degil

Hayatin rengi sahil kenarinda oturdugun o bankin su cekmis kahvesi ve tam karsisinda ki denizin mavisi elinde ki biranin sarisindan baskasi degil

Anilarin iyisi kucuklugunde ki dalin reklamlarini izlerken ki mutlulugundan baskasi degil

Anilarin kotusu iyi karne sozu verip alamadigin bigibletten baskasi degil

Buyumek dedigin kucukluk sofralarinda tabaginda ki lokmanin arkandan aglar denmesi ama simdi arkandan aglayacak kimsenin olmayisindan baskasi degil.

Inanc dedigin adini senin verdigin ilk muhabbet kusunun olusu icin bahceye mezar kazip birde basinda dua etmekten baskasi degil.

Sevmek gozleri gormeyen mahalle kizina papatyayi anlatmaktan baskasi degil

Umut o papatyayla yaptigin seviyor sevmiyorun son yapragindan baskasi degil

Olum hic gitmek istemedigin o okul yolunu seni sirtinda tasiyarak sevdiren babaneni bu kez senin sirtinda bir tabutla tasimandan baskasi degil

Yalnizlik aynaya degil sictigin taka bakip saclarini taramandan baskasi degil

Yalniz degilsin bil istedim.
Yagmur damlalari gibiyiz kaldirim tasina dusuyoruz
Ulan etrafta biz gibi damlalar varken neden hep kaldirim tasini isteriz.
O damlalar bize der ki "bak canin yanacak"
Ama biz hep "bu sefer farkli olacak" deriz.
Sonra ne mi olur
Carpariz o kaldirim taslarina bin bir parcaya bolunuruz ve bundan gibayet etmeye baslariz. yalnizlasiriz.
Halbuki bi kafani kaldirip gokyuzune baksan
Seninle ayni kaderi paylasacak olan bir suru yagmur damlasi var
Bi baksan islanan kaldirim taslarina
Ilk carpan damla sen degilsin. sonda olmicaksin.

Oylesine degil hersey olesiye kadar yasiyormus

Nedir lan bu mutluluk?
Gercekten mutlumusunuz hic mi yapmacik suni gelen bir sey olmadi hayatinizda.
Yuzunuz de ki tebessumleriniz bi maskeden mi ibaret
Hepiniz mi hayati bir telefonun kamerasi onunde salak salak siritarak tecrube ettiniz?
Mutluluk kedinin kuyruguymus kardes
Mutlu olmaya calisirsan kuyrugunu kovalayan kedi gibi aptal olursun.
Ama onune bakip bu yola devam ettikce kuyruk senin pesinden geliyormus.

Bu taktan yerde duruyorsun cunku hayat ne gosterir bilemiyor insan.
Matem...
Gardolabinda birbiri ardina birikmis kiyafetler.
Kol saatinin pilinin ne zaman dahi bittigini bilememek
Banyoda ki bugulu aynalar.
Ve her sabah aynaya degil de sictigin taka bakip saclarini taramak...
Icip cok sarhos olmayi da denersin
Sonra sadece bir pet sise su ile sahile gecip aglamayi secersin.
Tanimadiklarinla birseyler paylasirsin cunku eger cekip giderlerse sadece paylastiklarini yitirirsin.
Zaten tanimiyordum ki dersin.
Insanlar bir kalbin oldugunu fark ettiklerinde onu parcalamak icin siraya gecip bir yarisa baslarlar.
Ve o yarista digerlerine tur bindirenlerin hep en cok deger verdiklerin oldugunu gorursun.
Yaris bittiginde artik bir kalbin yoktur.
Gogsunde uyutmak istedigin insanlar bir irkiltiyle bakarlar sana
Zira gogus kafesinde atan bir kalbin sesini duyamamislardir.