Bilindiği üzere kavramlar, tamamı ile düzen kurmak içindir ve insanların güdülmesi için araçtır. Bünyesel olarak olumsuzluk yaratan olgular uygulanmayarak pekala bir düzen kurulabilir. Bunun için din, namus, milliyet, gelenek-görenek ve aidiyet hissi, hayatta sadece gereksiz olumsuzluklara temel olur.
Bunların yarattığı olumsuz elektriğin birikimi belirli bir raddede patlamaya ve akabinde boşalmaya neden olur. Küçük çaplı bir karışıklık, kargaşa ve kozları paylaşma gibi unsurların öne sürdüğü kaos ile kişi nötrleşir.
Aynı kavramları ekgibsiz olarak taşıyan bireyler bu karışıklık sonrası gelen huzur ve yeni gelişen sağlıklı düzeni kısa süreliğine elde ederler. Bu durum kısır döngü olarak süregelir.
Aynı pgibolojik etkilerin toplumda oluşturduğu klişeler, doğru kavramların ürünüymüş gibi kabul edilerek, sağlıksız nesiller oluşturmaya aday olarak aktarılmaya devam eder. Bu bağlamda kemikleşmeye yüz tutmuş klişeler nedeni ile gerçek olandan uzaklaşılır ve tümevarım yerine tümdengelime doğru yol alırsınız.
En basiti nihilist bir tutumla sonucu belli olan bir yaşantıyı peşinen sonlandırabilir ve gereksiz uğraşlara yeltenmek zorunda olmayabilirsiniz. Ya da aksine durumunuz maddi ve manevi olarak yerindedir, sonucu belli olan bu rüyayı sonuna kadar uyanmamak üzere görmeye devam etmek isteyebilirsiniz.
Aslolan şudur ki, özgürlüğünüze ve dürtülerinize engel olan herşey ortadan kalkmalıdır ki benliğinize ulaşmalısınız.
Yarım olarak değil de tam olarak kendinizi yaşayabilirseniz, belki de mutluluğa yolculuk yapan gemiye bir bilet alabilme ihtimaliniz doğabilir.

Arkadaşlar malumunuz peygamberlerin geliş tarihinden, dinlerin ortaya çıkışına kadar en yakın 1000 küsür yıl olmuş.
içerik aynı, felsefe aynı. Yani ne kadar daha aynı çorbadan içebiliriz?
Ateistiz elhamdülillah ancak bazen manevi zımbırtılarla hayallerimizi körükleyebileceğimize inanıyorum.
Sıkılmadınız mı hala dindar takılanların sizi yönetmesinden, eski dinler nedeni ile kadınların habire kapatılması ve dedikoduya maruz kalmaları, her halükarda huur sayılmaları?
Ya da sıkılmadınız mı zırt pırt ezan okunmasından ya da kilise çanı duymaktan?
Sıkılmadınız mı yahudilerin üstün sayılmasından?
Sıkılmadınız mı tüm katliamların sebebinin din olmasından?
Bunlar saymakla bitmez.

Arkadaşlar artık 2000 li yıllara geldik.
Varoluşumuz, insani özelliklerimiz, karakteristik özelliklerimiz ve ihtiyaçlarımız ile dinler arasında pek bir bağ kalmadı. Yani dinler artık eskidi.

Şöyle günahı sevabı olmayan, kuralları insanlığa ve güzel bir yaşama dayalı olan. Kimseyi kimseden üstün kılmayan ve cehennem cennet gibi kavramları olmadan sadece insana ve yaşadığı doğaya katabilecekleri üzerine kişilik gelişimi sağlatacak, kadınları da özgürleştirerek cinsel obje olmaktan çıkaracak akıl dolu bir din üretebiliriz.

Herkes güzel bir dini kural yazsa, çok güzel bir dini kitap yaratabilir ve en sonunda da kendi tanrımızı tasvir etmiş oluruz.
Madem inananlar, o utanıyor saklanıyor diye düşünülüyor, biz de ona bir isim bulabiliriz.
veya gerçekten 7 den 70 e tüm milletlere örnek olabilecek ve herkesin sevdiği bir kişiyi tanrı seçebiliriz de.
Her şey elimizde.

Örneğin siz değerli kardeşlerime tanrı olarak gördüğüm kişi; Oğuz Özyaral'dır. ( https://www.youtube.com/watch?v=L36JL_tBhS8 )

Kısaca, basitçe, özenmeden düşüncelerimiz sizlerle paylaşmak istedim. Bunu başaracağınız inancı ile alayınızı, sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Köle olmam kimselere.