0
maldivlere kerhane açmaya karar verdim binler küçüklüğümden beri hep pekekent olmak istemişimdir bu işe gönülden inanmış severek yapabilecek çeyrek porsiyon pokemon kılıklı birde erşan abimiz var fakat ferreci değil donla sevişecek diyo kendisi zamanla ortaklığımızla güçlerimizi birleştirerek gelmiş geçmiş en büyük pekekentler olup adımızı altın harflerle yazdıracağız bu aleme. erşan abimi ikna etmemin tek sebebi ise adam 1100 liraya sıtivırdlık yapıyo bilmeyen bilmez bulaşıkçı işte geçenlerde muhabbet açıldı burda bardak sabunlayacağına orda amcık sabunlamak istemezmisin dedim yok gibtir git dedi bana o sıra gidip çok geçmeden geri gelmiştim bak abi 3 gün pekekent derler sonra beyefendi derler dedim yüzünde hafif bir tebessümle tekrar gibtir etmişti beni ondaki bu ortaklık ışığı sonsuza dek sürecek gibiydi o bulaşıkları yıkarken son kez gittim ve dedimki gel.gel sana bişey göstereceğim. başlarda yanlış anlamış olacak yoohh dıbınaaa dedi erşan abim tuttum kolundan çektim ve şurada içeride oturan bütün kızlar bizim olabilir dedik mucize gibiydi erşan abi ıslak elleriyle kız bakmaya bile başlamıştı şu sarıda iyiymiş dediğinde istemsizce çıkan bin gülüşünü yüzümden ekgib etmemiştim ama baş pekekent sen olursun dedi kabul ettim altın harflerle bir başyapıt inciten kerhanesi amblemi ise ensemdeki ciksi baykuş dövmesi olacaktı mutluydum ve düşündük maldivler neden olmasın ve dediki orda herkes patlak herkes birbirine veriyo dedi haklı olabilirdi. çok düşündüm ve dedimki
_pekekent neydi?
-pekekent iyilikti, dostluktu pekekent emekti...
erşan abiyle biz duygusal adamlarız gözünden akan iki damla yaşı ıslak ve sabunlu ellerine karıştırmıştı bile usulca döndü bulaşığına ve naciz pokemon gibi bedeni bulaşık yıkarken aklında roket takımının binlikleri geçiyordu hissetmek zor değildi bunu.ben işime devam ederken
-hıyar az gelsene dedi
-nereye erşan kuneri?
-az konuşalım yiğenim diyeceklerim var diyerek sivri burun ayakkabılarıyla penguen gibi paytak paytak yürümeye çalışıyordu bende ise kırmızı converse vardı bu iki manidar ayakkabı üzerinde yürürken işyerinin bahçesine oturduk. birbirimize baktık elini uzattı bana 20 saniye duraksadım bende sıktım elini.
- becerebilirmiyiz hıyar bu işi dedi
-ilk biz beceririz poke topu sen canını sıkma dedim
-hastalık dedi ya bulaşırsa dedi
sigaramdan bi fırt çekip hayatında hiç sigara içmemiş erşan abimin yüzüne üfleyerek atın ölümü arpadan olsun dedim
gülmekle öksürmek arasında kalan erşan abi içinden küfür ederken sırtına vurulan bi el darbesiyle kendine gelmişi.
helal abi dedim helalmi dedi baktı suratıma ahmet kaya paltosuyla yan yan...
o ara bir sessizlik ve içimizden geçenler içsesler konuştu derin düşüncelerdeydik erşan kuneriyle.
-erşan abime pekekent demiştim onu pezevenliğe seçmiştim.
pekekent neydi pekekent emekti, dostluktu pekekent iyilikti.
durursam bir daha kurtulamam..
ziyanı yok, gülüşü yeter bize..
yüreğim pezevenliğe kaydıysa günah mı?
çamura saplasam yardıma gelir misin?
huurnun elini tutsam.. sıcacık.. yüreği elimdeymiş gibi..
elinden tutuversem benimle gelir mi çalışmaya?
seninim işte.. alıp zütürsene beni dermi..