Duim aq

Panpası firmalarla bağlantın ne düzeyde ? Güverte stajı ayarlayabilir misin bana xd

harbi 2 yıl sonra geri geldim aq

Ha bi de bu horses gibi muallaklerin neslini göremiyorum gibim sonik şeyler yazıyo nerde ulan nesilcilik nerde devrecilik

dıbına koyim 1 salisede 3 çükü nasıl aldım amk

Vay amk

Bugünleride mi görecektik, daha dün bizi analtıncı gibtir git diyip ezerlerdi.

Her eski yazar gibi şunu da demeden geçmeyim
SÖZLÜK ÇOK BOZDU LEN MQ

Zaten artık ekşideyim xd

Oblomov
Yazdığım bir kaç not : Oblomov'un ürettiği, söylediği, zaman zaman kendinin bile inanmayarak uydurduğu bahanelere önce Oblomov'u harekete geçirmeye çalışıyor beyninin bir tarafı. ilerledikçe bunun işe yaramadığını anladığında Oblomov'a kızmaya başlıyorsun çünkü söylediği beceriksiz bahanelerin arka planını görebiliyorsun. Hepsi zekadan yoksun, anı kurtarmaya, olduğun yerde rahat veya rahatsız olmana bakmadan olduğun yeri korumaya çalıştığı bahaneler olduğunu biliyorsun. Biliyorsun çünkü bunların hepsini sende çoktan yapmışsın. Bunu anladığında aslında değiştirmeye çalıştığın, kızdığın kişi Oblomov'un kendisi değil senin kendi üzerinde kurmaya çalıştığın otoritenin değişik biçimlerde yansıtılışı olduğunu anlıyorsun."

insana bir çok imkanı sunan, bölümünü okurken bile aksiyondan aksiyona sürükleyen meslek.

Yalnız oradaki kaptan yazısını silelim~~

ilerde değerlenir buralar, değerlenmezse de çokta gibimde gençler kendinize yaparsınız ~~

@Sama dubai
Okuduğum bölümdür
(bkz: oceangoing watchkeeping officer)

"Bu da yetmiyormuş gibi bir de hep aklımda kalacak merak edecem pekekenti"
Bu kısma güldüm yalan yok

Krishnamurti - Büyük Özgürlük

işte o son dediğini yapabilsen geçer de

şöyle tarif edeyim : başta o iyi görünümlü kişiye tabii ilgi duyarsın ama bu ilgi markette rafta gördüğün ilgi çekici aletle aynı derecedir. sonradan o insanla oturup kalktıkça senin için normale iner. klagib insan pgibolojisi. böyle böyle çok kişiye denk geldikçe de beynin artık senin için o raftaki ilgini çeken şey gibi tepki vermez. eğer toysan durum tabii etkilenmekle sonuçlanır.

kiminkiler o kadar da sert değil bea test ettim ordan biliyorum

Hahahah halkın sesi

intihar et

Eyyyy liseli sana acı haberi vermeye geldim.

Okuduğun denizcilik lisesinde pompalanan denizcilik hayallerin zütüne kaçacak çünkü yeterli eğitimi vermiyorlar bunun sonucu olarakta adam akıllı bir üniversitede duim okuyamayacaksın. Aklın varken gibtir et denizcilik lisesini açığa falan geç adam akıllı çalış itü deü ktü rte den bi yere gir.

Bir abin...

Sıkıntı nerde biliyor musun ? Yazdığın aşamalarda özellikle mutluluk hissetmek, huzur, tanrının yeri gibi ifadeler herhangi birini şartlayabilir. Senin bunları yaşamış olman belki de bilginin seni şartlamasından dolayıdır ve pgibolojin yoluyla bunları tecrübe edersin ama gerçek olmayabilir. Öncelikle bilgi vermenin ve bilgili olmanın ne kadar tehlikeli olduğunu görmen gerekir.
Meditasyonunda tekniği yoktur. Teknik belli bir disiplini yani belli bir kalıbı, fikri, kişiselliği işaret eder ki bu da demektir ki bu teknik herhangi biri(leri)nin kişisel deneyimi ile şekillenmiştir. Açıkca kişisel deneyimde insanlığı özgürlüğe zütürmez.

Bende bunu anlamıyorum dıbına koyim. Hangi ülke fakirliği, açlığı, sefaleti bitirdi ? Şu an a kadar hangi sistem veya gelecek hangi sistem bitirebilecek ? Şimdiye kadar olanlar bitiremedi çünkü bu iş sistem işi değil, herhangi bir sistemle çözemezsin çünkü zaten bu sistem içindeyken bulacağımız çözümde bi o kadar yıkıcı olacak çünkü tecrübelerimize dayanarak hareket edicez.

Şimdi eğer cidden şikayetçiysen ve bu gibi diğer sistemlerin saçmalığını görüyorsan, sadece kendi karnını veya sadece ailenin eşinin dostunun karnını doyurmayı düşünerek hareket etmiyorsan azıcık düşünürsün ve böyle devam ettikçe fakirlerin hep olacağını anlarsın. Eğer korkun yoksa da bunu anladığın gibi bu sisteme artık katkıda bulunmayacağın bir yaşam tarzı yaratırsın.

Ama maalesef çoğumuz özgür değiliz. Gerek bağımlıklarımızla, alışkanlıklarımızla, rahatımızla, ilişkilerimizle zincirlendiğimiz için bunu yapacak GÖT ü bulamıyoruz.

Tabii ki verilmemeli. Biz daha dinin ne olduğunu anlamamışken çocuklara fikirler, önyargılar, emin olmadığımız bilgiler vererek onların düşünmelerini engelliyoruz, nasıl düşüneceklerini öğretmek yerine ne düşünmeleri gerektiğini öğretiyoruz ki bu da çocuğun zihninde kesinlikle travma yaratarak zihnini kısıtlıyoruz.

Aslında toplumunda, ailelerinde istediği bu. Rahatının bozulmaması için çocuğa hazır lokma veriyor, kendisine verildiği gibi hiç düşünmeden.

Eğer diğer türlüsünü yapıp çocuğun zihnini kısıtlamadan serbest bıraksak belki de bu bilgiler onun için yapılması ve yapılmaması gereken şeylerden oluşmaz ve belki de hakikat her neyse onun peşinden gidebilecek korkusuzluğa ve zekaya sahip olabilir.

Ama dediğim gibi sorgulanmak istemiyoruz çünkü bunca yıldır sıkıca tuttuğumuz bütün düşünce ve düşüncelerle gelen güvenliği sarsabilirler. O kadar eminiz ki doğruyu, gerçeği bildiğimiz konusunda bunu da gelecek nesile aktarmaya çalışacak kadar gaddarız çünkü çocuklarımızı sevmiyoruz. Onları korkutuyoruz, bastırıyoruz, kısıtlıyoruz ve sonucunda onlarda kısıtlanmış bireylerden gelecek neslin anne ve babası oluyorlar ve aynı süreç işliyor ama hiç bir zaman çocuklara öğrenebilmeyi öğretmiyoruz.

Yaşamak

Hem edebi hemde fiili nasıl ama xd

Yok eyvallah hacı yazdım kaçtım bende

"Zaman elbetteki algılayabildiğimiz bir kavram"

Zaman ikiye ayrılır. Birincisi madde için olan fiziksel zaman, ikincisi pgibolojik zamandır.

Madde için olan zaman maddenin değişimi dönüşümü veya hareketiyle anlaşılır.
Pgibolojik zaman da "ben kötü biriyim ama şunu şunu yaparak daha iyi biri olucam" veya geçmiş hatıralarınız şeklindedir.

Şimdi, öncelikle zamanı algılayamayız çünkü zaman sadece bir kelimeden ibaret, bir semboldür. Kullandığımız zaman bize kolaylık sağlaması açısından maddeye bağlı ve fiziksel olaylara bağlıdır.
Bir şehirden bir şehire gitmeniz x kadar zamanınızı alabilir ama zaman dediğiniz şeyi algılayamazsınız çünkü zaman aslında gerçekte olmayan bir şeydir.
O yüzden şimdiki an bütün (aslınds olmayan)geçmişi ve geleceği kapsar ama zamanı algılayabildiğimiz kandırmacasına pgibolojik olarak anılarımızla veya planlarımızla, dahası isteğiyle kapılırız. Eğer duyarlılığınızı çok fazla köreltmemişseniz(ki duyarlılık boşa hem pgibolojik hemde fiziksel efor sarfetmediğinizde gelir)şu ânın cidden elimizdeki tek şey olduğunu ucundan yakalayabilirsiniz belki.

Pek vaktim olmadığı için yazamıyıcam ama bu kitaba bakabilirsin
http://www.kisa.link/5VMB

Eğer bu soruyu gerçekten merak etseydin sorunun altında yatan olayı kavrardın. Tabii hala şansın var, birilerinin yazılarını okuyup onaylayıp ya da onaylamamak sana kalmış.

Yaşamak için sebep gerekmez ama intihar için gerekir. intihar yollarını tamamen düşünürsen hepsinde bir kaçış yattığınıda görürsün. Ama neden yaşıyorum dediğinde yanılsamalı cevapları bırakırsan(kızın için, sevgilim için, ailem için vs.) aslında bunun bir sebebinin olmadığınıda görürsün çünkü yaşam zaten senden ayrı bir şey olmayıp aynı zamanda senle varolan bir olgudur.

ikinci olarak içgüdü mevzusuna girip çocuk yapma olayına bağlamışsınız. insanların%99.9 u artık ihtiyacı olmayan şeyleri pgibolojik tamponlar olarak kullandıkları için dünya nüfusu hızla artıyor açlıklar vs çoğalıyor. Oysa onca yetim çocuk varken, aç insan varken hiç bu konular üstüne kafa yormayan dünya insanı hep gördüğü gibi geleneği devam ettirerek veya başka bir kaçış yolu olarak içgüdü dediğiniz şeyleri yapmayı sürdürüyor. Neden ? Çünkü sonra şu vurgular ortaya çıkıyor "benim çocuğum""benim başarım""benim evim""benim ülkem"

Başta dediğim gibi yazımı onaylayıp onaylamamaktansa okuduktan sonra gerçek hayatta neler olduğunu gözlemlemek herhangi birinin fikirlerinden daha önemlidir.