• 1 / 1 / 3399 entry
  • 495 başlık
  • 6 trend
  • 14,163.79 incipuan

ben yasli bir adamim "eski bir bebişinci nesil"

  • +1
    4 sene sonra uğrayayım dedim
    geldim, gidiyorum. birileri vardı.
    ···
  • 0
    dört ayda bir şuraya geliyorum
    hala ortam yannan gibi, açacağınız başlıkları gibeyim ben gidiyorum.
    ···
  • 0
    4farklı sözlük 30bin entry
    övünmüyorum istersen bir daha oku
    ···
  • 0
    4farklı sözlük 30bin entry
    senin gibi huur çocuğuna emin ol defalarca denk geldim, gibimde değilsin
    ···
  • +1
    4farklı sözlük 30bin entry
    siz kumda takunuzla oynarken ben entry giriyordum. bu sözlüklerde 10un üstünde nickim olmuştur herhalde. Şimdi düşünüyorum da okuyup hüzünlendiğiniz herhangi bir hikaye, kahkahalarla güldüğünüz rastgele bir tweet belki benim kalemimden çıktı. Peki yazdık da elimize ne geçti dıbınakoyayım? Koca bir hiç. Kimi zaman gençleri eğitip tavsiye verdim, kimi zaman kötü örnek teşkil ettim, çoğu zaman birlikte eğlendik. Yazdıklarımın bedelini ödüyorum şu an sanırım. Üzerimde çok ah vardır..
    ···
  • 0
    özleyenim var mı lan
    ayda bir entry girip gibtir olup gidiyorum, serkan anasını belledi sözlüğün, durulmaz artık burada
    ···
  • +1
    özleyenim var mı lan
    7yıl yazdım lan ben bu sözlüğe, ne ziyaretler, gibertmeler, swfler, ekşınlar, dertler deryalar gördüm. Çok panpam oldu çok panpamı kaybettim. huur çocuğunun birinin eski nickimi çalmasının akabininde geldim buraya. siz siz olun sözlüğe hiçbir şekilde bağlanmayın, yedi sene sonunda tek bir panpam dahi kalmadı görüştüğüm ettiğim. Koca bir boşluk ve eski benim için inci
    ···
  • +1
    saat kaçta geleyim
    liseliler ne zaman uyuyor? veya siz bana direkt okulların açılma tarihini verin işimiz garanti olsun.
    ···
  • 0
    1600 lü yıllarda kafasına elma düştü diye
    newton kafasına elma düşmeden önce de fizikle uğraşıyordu zaten. bu sembolik bir hikayedir. niye anlatıyorum ki amk
    ···
  • 0
    neden güneş enerjisi kullanmaya geçmiyoruz
    enerjiyi kullanmak suç değil, şehir şebekesine katabileceğin bir kısmını elektrik şirketleri değerlendiriyor binevi vergisini verip kullanabiliyorsun diye biliyorum(yanlışım olabilir.) güneş enerjisinden şu anda tam anlamda verimlilik sağlanamıyor.en ben güneş paneliyim diyen panelin yüzde 8 verimlilikle kullandığımızı okumuştum bir yerde. yanlışsa düzeltin biz de öğrenelim.
    ···
  • 0
    entry girme motivasyonunu veren şey
    çok uzun zaman oldu, geliyorum arada bir iki başlık okuyup çıkıyorum. biz mi yaşlandık? nereden buluyorsunuz; bu eforu,bu motivasyonu?
    ···
  • 0
    bir eylül rüzgarı
    -ben eylül.
    -tanışacak zaman mı sence şu an?

    Kaleiçi sokaklarından konyaaltı caddesine uzun bir koşuydu bu. Olanlara akıl sır erdiremiyordum.
    -peşimizdeler, devam et!
    -bu bir şaka olmalı.

    Maalesef değildi ve konuşmaya başlamadan önce iki el silah sesi duymuştum. Koşmaktan boğazım kurumuş, vücudumun tamamı ter içinde kalmıştı. Çalıların arasına atladık son durak olarak. Dakikalar birbiri ardına geçerken belki de bir saati buldurmuştu. Artık güvendeydik. Hayır değildik! Biraz önce yaşanan delice şeylerin hiçbir açıklaması yoktu.
    -neden beni de peşinde sürükledin?
    -hadi ama eğlenmiş olduk hem, çok heyecanlıydı.
    -ben yokum. Ailem beni burada okuyorum diye biliyor, ben kurşunlardan kaçıyorum. Böyle eğlenceyi de gibeyim, seni de!

    Sinirle yoluma devam ettim. Bir fahişe yüzünden canımdan olmak istemiyordum. Barda tanışıp muhabbet ettiğim kız mekan sahipleriyle tartışmış olay bana patlamıştı. Mekanı yaka paça terk ederken söylediği küfürler, hakaretler silahları olduğu yerden çıkartmıştı. Eve gelip üstümü başımı değiştirdim. O sırada bir ekgiblik olduğunu fark ettim. Cüzdanım yoktu. içinde gelecek aylığım vardı. O an kainattan başlayıp buraya geldiğim güne kadar her şeye sövmüştüm. Sinirden ağladığım ilk geceydi hayatımda.
    ···
  • 0
    bir eylül rüzgarı
    Kalacak yerimi ayarlama, yerleşme ve düzenimi oluşturmayla geçen ilk birkaç gününün ardından çevreyi tanımaya başladım. "Bir şehri öğrenmenin en güzel yolu sokaklarında kaybolmaktır." Demişti babam. Öyle yaptım. Saatlerce yürüdüm, bazen hiç ummadığım manzaralara çıkıyordum. Sıcaktı burası, soğuk yolculuktan sonra insanları da bir nebze ısıttı içimi. Güzel gideceğini umdum her şeyin. Sonunda bir bankın üstünde elimde sigarayla akdeniz'i izler halde buldum kendimi. Biliyordum; bu manzaraya ne ilk ne de son gelişim olacaktı.
    ···
  • 0
    bir eylül rüzgarı
    Gün ağarırken göz kapaklarıma düşen güneş ışığı uyandırdı beni. Uyuyunca hızlı geçiyordu yolculuk. Gecenin bir vakti trenden inerek otogara geçiş yaptım hangi şehirde olduğumu bilmeden. Soğuk titremelerim birkaç dakika geçemedi. Sonunda otobüs dağları aşıp akdenize kavuşturmuştu beni. Bir iç denizden akdenize uzanan yolculuğumun değmesini istiyordum. Güzel günlerdi tek hayalim. Öğrencilik başlamıştı bir kere. ilk günden sefilliklerle karşılaştım, nerede kalacağımı bile bilmeden gelmiştim buraya. Antalya.
    ···
  • 0
    bir eylül rüzgarı
    Yirmili yaşlarımın başında umutlarımı cebime koyarak yola koyulduğum zamandı yanlış hatırlamıyorsam. iç anadoludan geçen tren soğuğu içime, iliklerime işlemişti. Yazın bitişiyle birlikte geride bıraktığım şehrim uzaklaşıyordu, sanki uzun süre ayrı kalacağımızı bilerek uğurlamıştı beni. bir matem havasında.
    ···
  • 0
    bir eylül rüzgarı
    Seni başka nasıl anlatabilirdim ki? Bir sonbahar rüzgarı gibi girmiştin hayatıma. Hiç olmaması gereken bir zamanda, hiç olmaması gerektiği şekildeydi. Keşke böyle olmasaydı. Artık keşkelerin denizinde boğulmadan önce anlatmam, içimi döküp rahatlamam gerekiyor..
    ···
  • 0
    hikayem hayat
    Bir kişi bile dinlemiyor mu?
    ···
  • 0
    hikayem hayat
    Bu gecelik bu kadar, yarın kalktığımda şöyle bir kucak dolusu rez istiyorum güzel insanlar. Dinlemese de kimse yazacağım çünkü anlatmak istiyorum içime dolup taşıp, sığmayanları.
    ···
  • 0
    hikayem hayat
    -neden yazmadın?
    +telefonunu kaydetmeyi unutmuşum.
    -ciddi misin sen?
    +yazmanı bekledim bu yüzden, sözünü tumadın.

    Telefonumu çıkartıp mesaj yazdım peşisıra. Okumasını bekledim.
    -özür dilerim yazmadığım için, söz vermiştim değil mi, bak şimdi yazdım işte!
    Okuduktan sonra "saylanmazz!" Diye bağırdı. Gülüştük yine. işin yoksa gezelim mi biraz? dedi ve yola koyulduk.

    -bu manzarayı seviyorum. Bana çocukluğumu hatırlatıyor. Denize bakmak için güneye dönük başım, çocukluğumda ise hep kuzeye bakardım.
    +söylediklerin beni de çocukluğuma zütürdü.

    Dedi ve konuşmayı kısa süreli kestik. Havalar soğumaya başlamıştı kışın gelişiyle. Alışmıştı o da yeni şehre benim gibi. Çok fazla insanla taniştiğından ama yalnız hissettiğinden bahsetti;benim gibi. Bir şeylerin ekgib olduğunu hissettiğini söyledi yine ben gibi. Çok yakın hissediyordum kendime. Soğukla kendime geldim ve "hadi kalk, üşüyeceğiz."dedim.

    -ama kalkmak istemiyorum ki.
    +burada da kalamayız ama.
    -kalırız, sarılsana bana.
    +böyle mi ısınmayı düşünüyorsun?
    -eveet.(dedi pis pis sırıtarak.)
    +peki bana kim sarılıp ısıtacak?
    -onu da sen düşün.

    Sarıldım, sarılmanın insanın ruhunda ne kadar iz bıraktığını, bağımlılık haline geldiğini anlamadığım, bilmediğim zamanlarda. Sarılmayı özlemenin düşüncelerin dar ağacı olduğunu bilmediğim vakitlerden birinde..
    ···
  • 0
    hikayem hayat
    Günler birbirini kovaladı. Artık kemik kadro olarak takılıyorduk kemal ve burak ile. Zaman zaman burak'ın bölümden arkadaşları da geliyordu yanımıza. Mühendislik öğrencisiydik biz Kemal'le. Burak ise reklamcılık okuyordu. Farklı kafalardan çok farklı muhabbetlere gebe oluyordu bu iki bölümün bir araya gelmesi.

    Eh diyorum ya günler kovaladı bu şekilde ve her gün sıla'ya yazıp yazmamayı düşünür oldum. Söz vermiştik ama bir şeyler engelliyordu beni. Geçmişte yaşadığım kötü şeyler. Travmaya varan, Selinle yaşadığım taktan anlar. Travmalar eğer ki gelişim sürecinde meydana gelirse hayat boyu kalıcı hasar bırakabiliyor. Çocukluk travmalarınız gelecekte nasıl bir insan olduğunuzu şekillendiriyor. Pgibologların "çocukluğunuza inme" sebebi basitçe bu.

    Bu gereksiz bilgi ve gereksiz insandan sonra, finallerin son günündeydim. Sınavı teslim ettim ve sınıftan ayrıldım. Hayatımın en stabil aylarıydı. Çok fazla insanla tanıştım ama artık bir şeyler farklıydı. insanlar ilginç gelmiyordu. Anlattıklarını hep önceden duymuş gibi hissediyordum. Aynı muhabbetler ruhumu daraltmıştı. Çocukluk arkadaşlarımı özlemiştim.

    Bir mesaj sesiyle irkildim. Bana gelmiş olamazdı değil mi? Çevredeki insanların tepkisizliğinden sonra telefonumu çıkarttım ve okul merdivenlerini inmeye başladım.
    -nasılsın?

    Sıla yazmıştı. Hiç gerçekleşmeyeceğini sandım an'ı yaşıyordum.
    -iyiyim, sen nasılsın, nerdesin?
    + teşekkürler, iyiyim ben de, seni görünce daha iyi oldum.
    -ne..ne?
    +karşıya bak!

    Öylece duruyordu karşımda, gülümseyerek otuz iki dişiyle. Yeşil ve kırmızının ahengle dans ettiği montu, ela gözleri ve kumral saçlarıyla, kırmızı converse ayakkabılarıyla o, orada o kadar güzel duruyordu ki. Koşup sarılmak istedim. Ve yaptim da. Sarıldığımda kahkaha attı.

    -birileri çok özlemiş galiba.
    ···
  • 0
    hikayem hayat
    Tuvalette kilitli kaldım. Kapının kilidi bir türlü açılmıyordu. Tekmeledim tam beş dakika boyunca ve sonuncusunda kırmadan açabildim. Sövüp saymaya başlarken bir sigara yaktım. Çok boş hissettiğim ilk zamandı diyebilirim. Üniversiteyi bitirdikten sonra ne olacaktı? Askerlik, iş, evlilik.. sonu var mıydı? Basit ve sıradan bir hayat mı istiyordum. Yoksa uçmalı mıydım. Anneannemin söylediği o sözler geldi aklıma. "Hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun."

    Haklıydın anneanne hızlanmam gerekiyordu. Yurdun oturma alanına indim ve bir gruba selam verip yanlarına oturdum. Kısa sürede muhabbet sardı veya o zamanlar sarmış gibi geliyordu. Bir süre sonra nerden geldin nereye gidiyorsun muhabbeti insanı daraltıyordu. Her seferinde farklı memleket söylemeye başladım. Işleri biraz eğlenceli hale getirmişti. Gece olduğunda tek kaldığım odada yatağımda oturuyordum. Bir şarkı açtım telefonumdan. Aklıma birden o geldi. Hayır, o dediysem sıla değil, selindi düşen hislerime. Lise hayatımı bitiren peşinden koştuğum kız. Olum diyordum, milletin ne dertleri var seninki de dert mi? Olsun, dedim. Bu gecelik benim de derdim büyük gözüksün olduğundan.
    ···
  • 0
    sizce hikaye tutar mı
    yazıyorum zaten başka başlıkta
    ···
  • +1 -1
    sizce hikaye tutar mı
    Çıplak kadın resmi yok, şöyle domalttım, böyle kanırttım yok, kuzen yok, fetiş yok ne dersiniz beyler?
    ···
  • 0
    hikayem hayat
    Yan taraftan birisinin pişt, hişt yaptıgını duydum. Kafamı çevirirken "merhaba ben kemal."dedi. ilk arkadaşımdı, çok mutlu olmuştum.
    -yemek yiyecek misin?
    +evet, gidelim mi birlikte?
    -gidelim.

    Kemal'le bu şekilde tanıştık. Garip bir adamdı, kahverengi saçları gözlerine kadar uzanırken incinlığı buradan bakınca, beni bile rahatsız ediyordu. Benden üç yaş büyüktü. Ailevi sıkıntılar ve geç okula yazdırılması sayesinde o gün aynı sınıftaydık. Kemal belki de bu şehirde tanıştığım en değerli insan olacaktı. Kalbindeki saflıği gören ve yardım eli uzatan tek insan olacaktım. Öğrenilmiş çaresizlikle karşılaştım sonra. Kederlerin arasında onu hatırlamak başka bir dert.

    Yemeğimizi yedik ve okul turuna çıkmaya karar verdik. Üniversitede olduğuma inanamıyordum, liseyi vaktinde bitirdiğime de. Gezerken sıcaklığın da etkisiyle kendimizi bir gölgeye attık. O sırada yanımıza birisi yaklaştı.
    -merhaba gençler.

    Karşıladık. Bir gariplik çözdüğüm ama neresi olduğunu çıkartamadığım şivesiyle hipnotize etkisi yaratıyordu. Onun da ilk senesiydi "burak."
    Muhabbete o da katıldı ve memleketlerimizden, bölümleri neden tercih ettiğimizden, havadan sudan konuştuk. Dağılma vakti geldiğinde burak'ın yurduma yakın oturduğunu öğrendim. Arabayla bırakacağını söyledi ve kabul ettim, kemal'le ayrıldık. Yurda geldiğimde öğrencilik hayatımın ilk zorluğuyla karşılaştım.
    ···
  • 0
    hikayem hayat
    Sonunda terminale gelmiştik. Sabahın köründe yeni bir şehirle tanışmak ilginç bir duyguydu. Sıla\'ya döndüm, uyuyakalmıştı. Birkaç kez seslendim gözlerini açtı. Seslenirken aslında hiç bunu yapmamayı istemiştim. Çok tatlı uyuyordu çünkü. Istemeyerek uyandırdığımda şaşkınca suratıma baktı sonra gülümsedi. Beni aynı şekilde biri uyandırdığında sövdüğümü fark ettim, gülümsemesine gülümsememle karşılık verdim.

    -şimdi yolculuk nereye?
    +yurda,sen?
    -yurda.

    Farklı otobüslere bindik. Ayrılmadan önce birbirimize mesaj atacağımıza söz verdik. Bu tarz ayrılık anlarında depresif yönüm ağır basardı. Sanki bir daha hiç.. belki de bunu söylememeliyim şimdi, o zamanlar söylediğim için pişman olmuştum.

    Fakültede, bir amfi sırası. Aynı amaç için bir araya toplanmış yüz kadar insan. Anlatan bir adam, yankılanan ses, aklımda sıla.
    ···
  • daha çok