1. 76.
    +4
    üniversite okumak için zamanında ankaradan ayrılıp 4 senemi geçirdiğim şehir.
    üniversiteye kayıt sırasında boluya geldiğimde, kendime amk nasıl bir şehre geldim demiştim.
    zerre sevmediğim bu şehirden, üni ye kayıt yaptırır yaptırmaz tekrar ank' ye dönmüştüm.
    ancak kaçış yoktu, üni açıldığında mecburen yaşamaya başladık.
    okulun ilk dönemi o kadar nefret etmiştimki boludan, 2 gün okul tatil olsa
    ankaraya dönüyordum. boluyu sevmememin birkaç sebebi vardı, ilk olarak merkezi çok küçüktü,
    ikinici olarak havası sürekli kapalıydı ve son olarak şehirdeki yapılaşma çok düzensiz ve köhneydi .
    boludaki ilk senemi eve kapanarak geçirdikten sonra, ikinci sene ne olduysa oldu ve yavaş yavaş
    boluya alışmaya başladım. artık havanın kapalı olması ve hafif hafif yağmur yağması hoşuma gidiyordu,
    kurduğum iyi arkadaşlıklar merkezin küçük ve az imkanklara sahip olmasını unutturmuştu.
    bolunun çevresinin doğal güzelliklerinin farkına vardık. iyi insanlarla tanıştık.
    tüm bu yaşananlardan sonra bir bolu sevdalısı olup çıktım. okul başlasada boluya dönsem
    demeye başladım. okul bittiğinde de bu şehirden ayrıldığıma gerçekten çok üzüldüm.

    benim için boluyu unutulmaz yapanlar: kurduğum arkadaşlıklar, karaköy araçlarının şoförleriyle muhabbet, deniz pastanesi, tantuni, gölköy, kampüs, kardelen sineması, alibey köşk, abant, akkayalar, gölcük, taşhan

    hala yılda bir iki kez arkadaşları görmeye boluya giderim. büyük ihtimalle bir gün tekrar dönüp yaşamaya başlayacağım şehir olacak.
    ···
   tümünü göster