1. 726.
    +47
    Geçen ay alt kata yeni bir lavuk taşındı. Saçları uzun, at kuyruğu şeklinde bağlıyor, john lennon’ın yuvarlak gözlüklerinden takıyor ve sürekli yandan asmalı bir çantayla dolaşıyor. Sitedeki kafede muhabbet ederlerken duydum, meğer sembolist akımı destekleyen bir şairmiş. ismi de Berkay küçükşenkal. Ahaha isme bak amk; bu isimle nalbur olamazsın mesela ya da kartonpiyerci. Uymuş yani. Hareketlerine falan uyuz oldum bunun, çok bilmiş entel dantel ayaklarında. Konuşurken tuhaf tuhaf kelimeler kullanıyor, insanların kafasını karıştırıyor zütveren. Isınamadım açıkçası. Google’da aratsan çıkmıyor yani ama havasından geçilmiyor. Neyse, bir gün bizim evde ufak tefek bir tadilat işi vardı, kırmalı dökmeli. Haliyle gürültü de çıkıyor tabi, napıcan amk. Ben işi yapan ustaya lahmacun söyledim o arada, kendime de bi duble rakı doldurdum. Beş dakika kadar sonra zil çaldı. Bi baktım, lahmacuncuyu beklerken karşımda Berkay küçükşenkal amk. Hayırdır dedim? üstadım dedi, çok gürültü geliyor, uyuyamıyorum. Saat kaç dedim, 15:30 dedi. Ulan dedim, gece uyumuyor musun sen, bu saatte ne uykusu bu? Cihangir mi amk burası? Yok efendim, gürültü yapmaya hakkınız yok, yok efendim toplu yaşanan yerlerde insanların birbirine saygısı olması gerekiyor dedi. Bu bağlamda kendisini anlayışla karşılamamız gerekiyormuş. Bak güzel kardeşim dedim, gibicem seni de, şiirini de, semboliğini de şimdi, işimiz gücümüz var bas git amk dedim. siz gürültüyü kesene kadar gitmiyorum, gerekirse şikayet edeceğim dedi. Bizi dinleyen usta o arada hışımla mala fırlattı buna içerden, sıyırdı geçti. çıkar la o gozlühleri, geliom amuğa goduum dedi. Anında topukladı Berkay küçükşenkal, roket gibi yangın çıkışından aşağı indi. Gitmiş, site yönetimine şikayet etmiş. Ben polis çağırır diye umuyordum ama. Yönetimden geldiler 15 dakika kadar sonra. Hayırdır dedim; gürültü oluyormuş. Saat kaç dedim, 16:00 dediler. Bugün günlerden ne dedim, Perşembe dediler. Tadilat yapmak için herhangi bir sıkıntı var mı dedim. prosedüre uygun, herhangi bir sıkıntı yok dediler. O halde niye geldiniz buraya? birbirlerine baktılar, Berkay küçükşenkal da arkalarındaydı. Yok işte Berkay bey’e mala fırlatmışsınız, sitede bu tarz şiddet yanlısı hareketlere karşıyız dediler. Gittim içerden kaptım oku, bunlara doğru böyle çektim yayı, yakın mesafeden nişan aldım. Berkay küçükşenkal kaçtı yine yangın merdivenlerine doğru. Yönetimin adamı sakin olun beyefendi lütfen, korkutmayın bizi böyle dedi ve asansörü çağırdı. Berkay küçükşenkal da aşağıdan dinliyor ama, farkındayım. gibicem o şairi dedim, inadına sabah akşam kasap havası çalmayan okçuyu da gibsinler bundan sonra. Adamlar bastı gitti. O sırada lahmacuncu gelmişti. Ustaya verdim lahmacunlarını ve kendime de bir duble rakı doldurdum. Dolapta yoğurt vardı. içine biraz salatalık doğrayıp, üzerine de nane serpip cacık yaptım ve terasa çıktım. Bastım kasap havasını son ses, ustaya da daha gürültülü çalışmasını tembihledim. Ulan dedim okçu, iyi yaptın. gereksiz bir şairden posta mı yiyecektin bir de. En iyisi cacık ye dedim ve kaşıkladım. sonra aklıma geldi:

    “Cacık yedim, suluydu, kaydı düştü halıya
    Domalsın da gömelim şu ibine berkay’a”

    diye bir de beyit yazdım arada. Şiirim gelmişti. Rakı da iyi gidiyordu. Güzel bir gece olucaktı, hissediyordum
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Ayrac biraktim gelicem
      ···
   tümünü göster