1. 726.
    +33 -2
    Geçen cumartesi Eurovision şarkı yarışması varmış. Hiç takip etmem, gibimde değildir ama eve girerken bizim sitedeki bazı andavalların çardağın altında büyük bir coşkuyla bu yarışmayı izlemek için hazırlandıklarını görünce ulan dedim okçu, acaba sende mi bir tuhaflık var. Yok Azerbaycan türkiye’ye 10 puan vermiş, yok Ermenistan sıfır çekmiş, yok efendim bu sene Danimarka çok kuvvetli geliyormuş falan. Gerizekalılara bak yaa, işleri güçleri yok, babalarının malını paylaşamıyorlar sanki. hiçbir taka benzemeyen, sanatsal açıdan bir değer taşımayan şarkılar uğruna birbirlerini gibecekler neredeyse.

    Neyse boşver okçu dedim, bozma sinirini şimdi akşam akşam. Terasa çıktım, hava gayet güzeldi. Bi duble rakı doldurdum. sonra ince ince salatalık doğrayıp bardağın içine soktum ve içine de limon sıkıp azıcık sirke ilave ettim. Baktım aşağıdan gürültüler geliyor; Türkiye Türkiye, bonomo höbödö falan diye bağırıyorlar, açtım zeki müren’i, verdim yayını aşağı doğru son ses alkışlarla yaşıyorum hesabı. Keyiflerini kaçırdım muallaklerin, Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmam lan dedim. ilk duble bitti, ikinciyi doldurdum. O akşam biraz yavaş gideyim dedim. Paşamızın şarkılarını sindire sindire dinletmek istedim cibiliyetsiz zütverenlere. Ulan bakıyorsun, site aidatını doğru düzgün ödeyemeyen sığırlar, Eurovision izlerken 37 ülkeye ihracat yapan bir anonim şirketinin muharras azaları gibi çok bilmiş triplerine giriyorlar. Üçüncü dubleyi doldururken sesi daha da açtım. tüm site zeki müren’le inliyordu. Ah be paşam dedim sonra içimden, öyleydin böyleydin ama şarkı söylerken zütün başın ayrı oynamazdı asla eurovisiondakiler gibi. Sonuçlara hiç bakmadım, kaçıncı oldular onu da bilmiyorum ama bildiğim tek şey rahmetli zeki müren’e trilyon da verseler Eurovision gibi taktan bir organizasyona katılmayacağıydı
    ···
   tümünü göster