1. 1.
    +9 -3
    Bir grup filozof Mevlana Celaleddin Rumi’ye gelerek birkaç sual sormak istediklerini bildirdiler. Niyetleri, bir şeyler öğrenmek değil, Müslümanları dinleri hakkında şüpheye ve fitneye düşürmekti. Hz. Mevlana, adamların halini hiç beğenmedi, onları üstadı Şems-i Tebrizi’ye gönderdi.

    Şems-i Tebrizi mescitte talebelere ders veriyordu. Konu teyemmüm abdestiydi; talebelere bir kerbinle teyemmüm abdestinin nasıl alınacağını gösteriyordu. Gelen grup üç sual sormak istediğini belirtti. Şems-i Tebrizi,
    “Sorun” dedi. Adamlar içlerinden birini sözcü seçtiler.
    Adam ilk olarak şunu sordu:
    “Siz Müslümanlar Allah var dersiniz, ama Allah ı göstermezsiniz; varsa gösterin, görelim ki inanalım” dedi.
    Şems-i Tebrizi
    “Öbür sorunu da sor!” dedi.
    Filozof,
    “Sizler şeytanın ateşten yaratıldığını söylüyor, sonra da onun ahirete cehenneme atılıp ateşle azap edileceğine inanıyorsunuz. Hiç ateş ateşe azap eder, acı verir mi?” diye sordu.
    Şems-i Tebrizi,
    “Peki, diğer sorunu da sor!” dedi.
    Filozof,
    “Sizler ‘Herkes dünyada yaptıklarının cezasını ahirette çekecek, orada mahkeme kurulacak, hesap sorulacak’ diyorsunuz. Bırakın insanları, nasıl isterlerse öyle yaşasınlar, ne istiyorlarsa yapsınlar. Ayrıca mahkemeye ne gerek var?” dedi.
    Adam sorularını tamamlamıştı. Şimdi bunların cevabını istiyordu.
    ···
   tümünü göster