1. 726.
    +16
    @581 ve @613 kardeşlerim, selam ederim size...
    fakirlik...
    fakirlik 8 yaşında yaz tatilinde babayla fuara gidip mısır satmaktır, 3. sınıfın kitaplarını almak için...
    fakirlik mahalledeki okulun en iyi muamele gören a şubeli sınıfına kaydolup işin aslında en zenginlerin toplandığı sınıf olduğunun anlaşılmasının ardından hayatın kaymasıdır...
    fakirlik o zengin sınıfta haftalık dergi parasını ödeyememekten sebep ilkokul 2'de öğretmen dayağıyla tanışmamdır...
    fakirlik beslenme saatinde elin bininin beslenme çantasından bal börek gazoz çıkartıp benimse buzdolabı poşeti içinden mandalina çıkarıp bir simitle kuru kuru yememdir...
    fakirlik okul gezilerine parasızlıktan gitmemek, sınıfta sevilmeyen tip ilan edilmektir...
    fakirlik 9-10 yaşlarında fuarda çalışırken gece 3'lerde millet bilmem kaçıncı rüyasını görürken işten daha yeni dönmektir...
    fakirlik simiti okul kantini yerine babanın kış aylarında çalıştığı kahvehanede satılan simitlerin artanları şeklinde yemektir...
    fakirlik sahurda aç yatıp iftarda yoğurt-mısır ekmeği yemektir...
    fakirlik annenin okul dönemi geldiğinde ağbim ve benim için mahalledeki komşuları gezip bir üst sınıftan olanların geçen yılki kitaplarını almak ve okulda öğretmenin bu kitap olmaz demesini eve aksettirmemek için öğretmeni oyalamaya kalkmak ve dayak yemektir...
    fakirlik yıllar yıllar yıllar boyu kuzenlerin, eşin dostun küçülen eşyalarını giymek, annenin çorapları dikmesi, pantolonları yamayarak kullanmak demektir...
    fakirlik almanyada yaşayan amcanın belki çikolata getirir umuduyla yazın türkiye'ye gelmesini gözlemektir...
    fakirlik 5.sınıfta düzenlenen okul balosunun kura çekiminde "boş" çekmeye sevinip bunu evdekilerle paylaşıp mutlu olmaktır...
    fakirlik dayının kendi oğluna 25 milyonluk pantolon alırken sana 2 milyonluk pantol alması ve o pantolonu bulmak için mağaza mağaza gezmektir...
    fakirlik oyuncaklarını kapının önüne serdiğin paspas üzerine serip satmaktır...
    fakirlik maç günü o kalabalıkla birlikte stada gidip, kalabalığa karışıp "evet beyler bayanlar ishal olmayalım, bu kartonlara oturalım hasta olmayalım" diye bağıra bağıra o zamanki stadın taş basamaklarına önlem olarak "oturma kartonu" satmak ve 2 haftalık harçlık çıkartmaktır...
    fakirlik babanın eve geldiğinde astığı pantolonunun cebini heyecanla karıştırıp bozukluktan başka para bulamamak, o bozukluğu almaya korkmaktır...
    fakirlik annenin ayda yılda bir yaptığı tuzlu kurabiyeleri(tatlı kurabiye yapmaz, şekeri çaya saklar çünkü) ve zeytini sayıyla yemektir...
    fakirlik çayı şekersiz içmektir...
    fakirlik sigarayı bırakmaktır...
    fakirlik tüm akrabaların zenginken senin fakirliğini giblememesi üstüne üstlük annenin; "tv bozuldu bozulacak, renkli alsak keşke" dertlenmelerine; "boşver alacağın her mal için allah öbür tarafta hesap soracak" demeleri ve evlerinde hiç bir ekgiblerinin olmadığını biliyor oluşundur...

    fakirlik nedir oğlum biliyor musun; fakirlik bir kızla çıkmaya korkmaktır... kıza telefon edecek jetonunun, jeton alacak paranın, borç para alacak arkadaşının olmamasıdır...

    fakirlik aynı kazağı-pantolonu ağbiyle bedenler tutuyor diye dönüşümlü giymektir...
    fakirlik yemekli ortama bilerek geç gitmektir, sorduklarında "ben yeni yedimde geldim" demek ama o esnada mekana yürüme geldiğin için karnının zil çalmasıdır...

    fakirlik...
    iyimidir kötümüdür hala anlayabilmiş değilim...
    fakirlik kişinin bunları düşünüp ileriye kısmen sağlıklı bakamaması demektir...
    ruhum topallıyor, tutunacak bir değnek verin...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster