1. 426.
    +59
    eylül ayıydı. henüz akşam olmamıştı, bira almış eve gidiyordum. siteye girdim, bi baktım körler orkestrası konser veriyor amk. bilirsiniz onları, istanbul'da her yerde görülebiliyorlar. kartal marka arabanın içinde oradan oraya taşınan üç kişilik bir orkestra işte ve bir kişi de para topluyor sağdan soldan. site yönetiminden izin alıp açmışlar tezgahlarını bizim buraya; bi kadın solist, bi tanesi klavye çalıyor, diğeri de saz. zaten nick cave and the bad seeds'i ya da ne bileyim portishead'i bekleyecek halim yok, idare ederiz bari dedim. en azından evde içeceğime makara yapalım biraz diye düşündüm.

    neyse; çöktüm süs havuzunun kenarına, bi bira açtım. cebimde biraz bozuk para vardı. para toplayan adamı çağırdım yanıma, bi kısmını çıkardım ve al dedim. bak bu parayı veriyorum ama zeki müren'den bir yanıgının külünü yeniden yakıp geçtin'i çalsınlar, yoksa geri alırım. bi de sigara yaktım. paranın tamdıbını özellikle vermedim çünkü daha sonra yine istek çaldırıcaktım, öbür türlü çalmayabilirlerdi. yaklaşık 1 dakika dolmadan başladılar benim şarkıyı çalıp söylemeye. amk arada anons yapıyorlar, yardımsever site sakinlerinden desteklerini bekliyoruz falan diye. sadece bir kişi para attı bizim bloktan, adam hemen koşup aldı tabi. karşı bloktan da para attılar, oraya da depar attı lavuk, sağlam ciğer vardı adamda. yaşlı bir teyze de sanırım birkaç tl falan verdi, onun dışında para veren görmedim. ben şarkıya konsantre olmuşum, bi yandan bira çekiyorum, bi baktım para toplayan adam karşı bloğun oraya fırladı. hayırdır dedim, döndüğünde. kimse yoktu ki orada, niye koştun? abi dedi, karga ağzından ceviz bıraktı da onu almaya gittim. ulan dedim, allah belanı versin muallak. bizim orada taa eskiden kalma bir ceviz ağacı var, inşaat sırasında kesmemişler. o sıralar da tam ceviz mevsimi zaten. meğersem kargalar yerden ya da daldan ceviz alıp yüksekten aşağı bırakırlarmış sert kabuğunu kıramadıkları için. ceviz haliyle kırılıyor tabi yere düşünce, karga da yere inip cevizin içini yiyor ama bizim karga muhtemelen bilmiyordu o esnada orada kendinden uyanık bir zütveren olduğunu. birayı bitirip yukarı çıktım, bozukluklar cebimdeydi. böyle tek tek, hiç üşenmeden 2 dakikada bir para atıyordum, koşup geliyor parayı alıp gidiyordu. öyle 5 kere koşturdum bini. sonra toplanıp gittiler zaten. üçüncü birayı açmıştım ve hayat ne kadar garip diye düşündüm, bir karganın kısmetine bile göz dikebilen muallakler yaşıyor içimizde. sonra bir bira daha açtım; akşam oluyordu ve gökyüzünün akşam turunculuğu güneşten çok ısıtmaya başlamıştı içimi
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster